Evleri gül bahçesinin hemen yanındaydı. Ailecek güllerin bakımını yapar, sular, budar, yabani otları temizlerlerdi. Gül bahçeleri o kadar değerliydi ki onlar için, güllerden uzak kaldıkları vakit boğulacak gibi olurlardı. Sabah kalkar kalkmaz, akşam olunca, bazen gece bile kalkıp güllerin yanına uğrarlardı. Güller onların hayatlarının bir parçasıydı adeta…
Bir gün, nerden geldi, kim gönderdi bilinmez, bir grup yabancı gelip çaldı kapılarını. “Biz gülleri ziyaret etmeye geldik. Biz gülleri çok seviyoruz” dediler. Aile kıramadı izin verdi. Ama tedirgindiler…
Yabancılar hoyratça girdi gül bahçesine. “Gül kokusunu seviyoruz” diyorlar ama eğilip koklamıyorlar, gülleri koparıyorlardı. Güllerin dikenlerini kırıyor, dalları birbirine bağlıyor, süslü kutulara koyuyorlardı. Bazısı güllerin rengini değiştirmek için farklı boyalar kullanıyordu. Kimi gereksiz görüp yapraklarını koparıp atıyor, kimisi de zaten güzel olan güllerin zarif yapraklarını delip boncuklar takıyordu.
Gül bahçesinin sahipleri üzülüyor, “Yapmayın!” diyorlardı. “Bu nasıl sevgi? Güllerin bakımını yapmıyor, dilinden anlamıyorsunuz. Üstelik güllere zulmediyorsunuz”
Yabancılar dinlemedi güllerin sahiplerini. “Biz gülleri sizden daha çok seviyoruz” dediler. “Sulamıyor, bakımını yapmıyorsak bu sevmediğimiz anlamına gelmez ki? Hem biz kötü bir şey yapmıyoruz ki! Bakın süslü kutulara koyduk gülleri. Renklerini değiştirdik. Kokuları azdı. Üzerine parfüm sıktık.”
Yabancılar daha bahçeden çıkmadan solmaya başladı güller. O güzelim bahçe tarumar oldu. Umursamadılar.
Elleri bomboş çıkıp giderken arkalarında kah yerlere saçılmış, kah boynu bükük güller bıraktılar. Güllerin sahipleri ağlıyor, “Bu nasıl sevgi” diyorlardı. “Seneye yine geleceğiz” diyen yabancıların ardından korkuyla bakıyorlardı…
…………………………………………..
Gül bahçesinin sahipleri müminlerdir. Güller Kur’an ve Sünnettir. Müminler Allah Rasulünü bir gülü sever gibi sever, daima üzerine titrerler. Allah Rasulü müminlerin aklından hiç çıkmaz ki, yılda bir gün hatırlama gereği duysunlar veya yılda bir kez doğum gününü kutlasınlar…
Güller Kur’andır Müminler için. Kokusunu almadan duramaz, uzak kalınca nefessiz kalırlar. Güller sünnet-i seniyye dir müminler için. Bidatleri ayrık otunu temizler gibi temizler, dokundurmazlar güllere. Müminler olduğu gibi sever gülleri, ne fazlalık görüp dikenlerini yontar, ne eksik bulur ilaveler yaparlar…
Yabancılar gülleri arada bir hatırlar, sevdiğini sanır ama güllerin dilinden anlamazlar.
Müminler gülleri hiç unutmazlar…
Cahide Sultan
ne güzel olmuş bu yazı kardeşim. en anlamaz dahi anlar… anlasınlar !
Güllerin mis kokusundan haberdar olmayan bir suru insan var. Onları gül bahçesine davet edip güllerin kokusunu mis gibi içine çekmelerini sağlamak giderken de ellerine gullerden yapılmış onlara gülleri yıl boyu hatırlatacak hediyeler vermek vazifeleri o bahcedekilerin. Yoksa kapılarını örtüp de sadece kendileri gülleri ile yasasa bu bencillikten öte birşey değil. Binlerce insan bu ay vesilesi ile peygamberimizin hayatını okuyor öğreniyor yarışmalarla pekiştiriyor bilgilerini. Onu öğrenme ogrendiklerimizi anlatmayı hatırlatıyor bu ay bize. Vesile oluyor. Tıpkı ramazan ayı gibi. Senede bir defa geliyor ama ardında bir suru sevapla bırakıp gidiyor bizi.oruç tutuyor namazı cogaltiyor kuranı bolca okuyoruz diğer aylardan daha fazla. Işte peygamber sevgisinin ahlakının ona olan ahtin yenilenmesi hatırlatılması kutlu dogum ayı. Güzel tarafı daha fazla.ancak siz hep olumsuz bakma felsefesinden kurtulamadiginiz için buna da böyle alakasız bir örnek vermişsiniz.
gözlerim dolu dolu yazıyorum abla inşallah o güllerdenız ablam . tevafuk o kı ben de tıpkı bu gullerın oldugu gıbı bır bahçem var ne zaman baksam balkondan hep efendımız s.a.v . gelir kıyamam dokunmaya kokusunu içime çekerım RABBIM uzak eylemesin boyle kokulardan hem bu dunyada hem ahırette selametle…..
BEN GİDERKEN…
Ben giderken havada bulut vardı
Bulutta yağmur
Yağmurda bir çocuğun gözyaşı durur
Pencereme usul usul vururdu…
Ben giderken insanlar yine efsunlulardı
Yine küfrandı buhur
Kiminin gündüzü zifiri kara, kiminin gecesi gündüz olurdu
Bazıları uyur gibi ölürken, kimileri ölü gibi uyurdu…
Cahide Sultan
Bugün tarif bakarken ne buldum. 😊
Çok hoşuma gitti🌸🌹🍃🌻
Çok zaman geçmiş…
Bence sizin yazdıklarınız bir aşkın sonucu Allah aşkının…Anlattıklarınız bile Rabbimin varlığına delil…O olmasa aciz insan bunları yazamaz.İnançla,aşkla yol alınca Rabbim bu sözleri size nasip etmiş…Allah razı olsun…
Çok güzel anlatmışsınız, belli ki ortak olan derdimizi. Normalde adetim değildir yazılara yorum yapmak, ama bu yazıyı okuyunca tutamadım kendimi. Kaleminize, yüreğinize sağlık.
Allah(cc) yar ve yardımcınız olsun.
Muhabbetle
Nihal Alıcı
Allah sizden razı olsun Cahide Hanım,ne kadar güzel anlatmışsınız
Nurlu cumamiz mübarek olsun nasil guzel bir yaklasimla anlattin inan sanki bende yasadim ani.elhamdülillah.
Yüreğime dokundu abla, tuhaf oldum.
Elif ÖZDEMİR…
İnsan dinini anlayınca, bilince huzur buluyormuş. Huzur buldukça anladıkça daha çok öğrenmek daha çok yaşamak istiyormuş. Dinimiz ne güzel. Bize müslüman olarak yaşamayı nasib eden Allah’a celle celaluhu şükürler olsun. Selamunaleyküm Cahide Abla 🌷