Doğal Güneş Kremi

Ev hanımlığını küçültmek, psikolojik bir savaş taktiğidir

papatyaEv hanımlığını küçültmek, psikolojik bir savaş taktiğidir”

Ekrem Altıntepe / Ağustos 2008

Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ev hanımlarını feministlerin değersizleştirdiğini söylediğinde oldukça şaşırmıştım. Kadının kadını değersizleştirmesi mantıksız gelmişti bana. Prof. Dr. Tarhan, modern yaşam tarzının insanlara kazandıkları kadar değer verdiğini anlattığında taşlar yerine oturdu. Peki, gerçekten ev hanımları bir şey üretmiyorlar mı? Aslında toplumda en büyük ve en güzel üretimi onlar yapıyorlar. Ancak ürettikleri paraya dönüştürülemediği için değersiz ve önemsiz görülüyor.

Prof. Dr. Tarhan, “İyi çocuk yetiştirmek ve annelik yapmak iyi bir fabrika kurmaktan daha kıymetlidir. Anneliği bu yüzden en önemli meslek olarak görmek gerekiyor.”, “Ev hanımlığını küçültmek, psikolojik olarak yapılan bir savaş taktiğidir. Kültürel ve psikolojik savaş çeşidi vardır bu savaş sırasında. Bu savaş uzun vadeli ve stratejiktir aynı zamanda.” ve “Ev hanımları işini, dünyanın en iyi mesleği gibi görmeli. Nasıl evdeki kıyafetle dışarıdaki kıyafetimiz farklıysa ev hanımının da farklı rollere bürünmesi en uygun olanıdır.” tespitlerini yaptığı söyleşide ilginç noktalara vurgu yapıyor.

Günümüzde ev hanımlığı küçümsenen ve değer verilmeyen bir şey olarak tanımlanmaya başlandı. Ev hanımlığı bu konuma nasıl geldi?

Bu durumun ortaya çıkmasının sebebi size belki ilginç gelecek ama feminizmdir. Feminizm, kadın erkek ilişkilerini kadın-erkek çatışmasına dönüştürdü. Feminizm, kadının özgürleşmesini evden çıkıp iş hayatına atılmasına bağladı. Bunun sonucunda da ev hanımlığı meslek olarak değersizleşti. Ev hanımlarının bu konuma gelmesinin ana nedeni modernizmin getirdiği tezlerdir. Kapitalist sistemde “üretim yaptığın kadar” değerlisindir. “Kadın çalışırsa özgürdür, üretime katılmalıdır” tarzındaki düşünceler ev hanımlığını değersiz gördü. Ev hanımlığı ve çocuk yetiştirmek iş olarak benimsenmedi. Modernizm, çalışmayı; öğretmenlik, mühendislik veya sekreterlik yaparak üretime katılmak olarak gördü. Bu nedenle değişen paradigmalar sonucu kadının özgürleşmesinin çalışmayla eşdeğer olduğu anlayışı ön plana çıktı. Ev hanımları böyle bir durumda vazgeçilmesi gereken bir olgu olarak algılandı. Ev hanımları “evinde oturup hiçbir işe yaramayan” bireyler olarak görüldü.

Ancak, günümüzde çalışan kadının her ne kadar ekonomik özgürlüğü varsa da, evin işlerini yine kadın yapmak zorunda kalıyor. Çalışmak ve ev hanımlığı yapmak kadınları nasıl etkiliyor?

Eğer bir evde kadınla erkeğin beraber çalışma zorunluluğu varsa evdeki işler yine kadına kalıyor. Onun evdeki rolü değişmiyor. Erkek ise yine ayağını uzatıp karısının işleri yapmasını bekliyor. Süreç kadının aleyhine işliyor. Erken yıpranmasına sebep oluyor. Fazla yıpranmayan erkek belli bir müddet sonra “dünyaya bir kez geldim, yaşamak istiyorum” diyerek eşinden ayrılmak istiyor ve yuvalar dağılıyor. Bu durumda kadın da mağdur oluyor. Yani kadın adına yapılan bir hareket ona zarar vermiş oluyor. Modernite ve feminizm, evliliği adeta kurban etti. Çünkü modernizm ve feminizmin kadın için yaptığı tanımlama kadının evindeki konumunu değiştirmedi.

Çalışan bayanlar açısından bunun bir çözümü var mı?

Böyle olmaması için evliliğin ilk aşamasında çiftlerin evde işleri paylaşması gerekiyor. Bir gün sen bulaşığı yıkacaksın, bir gün ben yıkayacağım gibi. Bunun açıkça konuşulması gerekiyor. Kadın eğer bu işleri yetiştiremiyorsa, erkek de evliliğinin yürümesi için bunu yapmak zorunda. Çamaşır yıkamak, ütü yapmak, çocukları yetiştirmek ev hanımının rutin işleri olduğu için kıymeti bilinmiyor. Bir süre sonra erkek kadına “bütün gün ben çalışıyorum sen çalışmıyorsun, evde oturuyorsun, yediğin önünde yemediğin arkanda” diyerek serzenişte bulunuyor ve bu bazı sorunların doğmasına sebep olabiliyor.

Erkekler kadınların evde ne kadar çok çalıştığını ve sıkıntıya girdiğini görüyor. Buna rağmen ev hanımlarının işini küçümseme yoluna gidiyorlar. Bunun sebebi nedir?

Erkeğin dünyası iş odaklıdır. Evlilik çatışmalarının en büyük sebebi de budur. Evliliğin ilk dönemi dışında kadın çocuklarıyla ilgilenirken, erkek, işine konsantre oluyor ve bir müddet sonra birbirleriyle ilgilenmiyorlar. Bunun sonucunda çatışma yaşıyorlar. Erkeğin bakışı genellikle kâr-zarar hesabı anlayışındadır ve olaylara matematiksel bakar. Çünkü erkek, beyninin sol tarafını kullanır. Mantık ve muhakeme yönü gelişmiştir. Ancak evlilik süresince erkek kendinde eksik olan yönlerini geliştirirse kadını anlayabilir.

Kadını anlamak için erkeğin kendini geliştirmesi mi gerekli? Bunu biraz açabilir misiniz?

Erkekler olayların sonucuna bakar, sürece bakmaz. Estetik algılaması daha düşüktür. Mesela alışverişe gittiğinde erkek bir şeyin “ucuz ve kaliteli” olmasını isterken, kadın “hoş ve güzel” olsun der. Estetik algısı kadında daha öncedir. Kadın kendini iyi hissetmediği, problemin var olduğu bir anda sonuçtan çok süreçle ilgilenir, yani neyden çok nasıla bakar. Erkek, sorunu bir an önce çözmek isterken, kadın çözümden çok süreçle ilgilenir. Kadın, sıkıntıyı gidermek için sorunu çözmekten çok paylaşmayı ister. Biyolojik olarak bu böyledir.

Eğer kadınla erkek birbirini anlamak isterlerse yapması gereken şeyler vardır. Kadının sonuçlara daha önem veren bir anlayışı benimsemesi gerekirken, erkeğin de estetik algısını geliştirmesi gerekir. Bunu yaparlarsa çiftler birbirini tamamlar. Erkeklerin algı karakterli, atak ve cesur bir yapısı vardır. Kadın da genetik olarak çocuklara annelik yapmaya daha uygun olduğu için korkuya ve estetiğe duyarlıdır. Kadın beyni duygusal eğilimlidir. Ona göre programlanmıştır. Kadın ve erkeğin birlikte mutlu olması için erkeğin zihnine duyguyu, kadının ise zihnine mantığı katması gerekiyor. Böyle olmazsa aile arasında çatışma yaşarlar.

Çocuklar Duymasın” adlı dizideki Meltem karakteri dışarıda çalışan, çocuklarıyla ve eşiyle ilgilenen, ona rağmen adeta manken gibi kendisine bakan bir ev hanımı rolünde oynamıştı. Sizce gerçek hayatta böyle bir durum söz konusu olabilir mi?

Meltem karakterinin devam edebilmesi için kadının biraz erkekleşmesi gerekiyor. Erkeğin de bu durumda biraz dişileşmesi gerekiyor. Bu yüzden modernizm dünyasında uniseksleşmeye doğru gidiş vardır. Kadın daha çok erkekleşip yaşarsa iş hayatında başarılı oluyor. Erkek de kadının evde bıraktığı kalan işleri yapmaya başlıyor.

Fakat bu dizilerde yaşananlar genellikle abartılı oluyor. Bahsettiğiniz tarzda bir ev hanımlığının bir ay sürebilmesi doğaldır, ancak bu aylarca süremez. Gerçek hayat dizide karikatürize edildiği gibi değildir. Bir süre sonra aile içinde sorunlar ve çatışmalar başlar. Modernite bu noktada vitrine ve dış görünüşe önem veriyor. Bu nedenle bir kadının karakter özelliğinden çok fiziksel özelliklerini ön plana çıkarttığı için onun kendini kötü hissetmesine sebep oluyor. “Manken gibi fiziğe sahip değilsem değersizim” diye bir düşünce oluşturuyor. Böyle olunca da iç güzelliğini artırmak yerine estetik cerrahlara para harcayarak kendini mutlu hissettirmek istiyor. Güzel görünme zaten kadının içinde var olan bir histir. Bu durum dış güzelliği çok yücelten kültürlerde “manken hastalıkları” gibi rahatsızlıklar ortaya çıkarıyor. Kişi kendisini kilolu olarak algılıyor. Modernizmin getirdiği görselliği abartmanın sonucunda ortaya çıkan bir durum bu…

Modernizmin getirdikleri evliliğe zarar verdi ve kadının mutlu olamamasına sebep oldu. Kişilik değişebilir, gelişebilir. Bir insanı insan yapan değerlerden yüzde 20’si dış görünüşse, bunun oranını yüzde 80 yaparsan “kişilik”, “iyi insan olmak”, “dürüst olmak” değersizmiş gibi görünür. Böyle kültürlerde “fiziğin iyiyse alkışlanırsın ve değer görürsün” şeklinde algı değişimi yaşandı ve bu değişim kadına zarar verdi. Aile içinde kadın mutsuzlaştı ve çatışmalar yaşanmaya başlandı. Bu da tabi evliliğe zarar veren bir anlayışı beraberinde getiriyor.

Meltem karakterinin gerçek hayatta ancak bir ya da birkaç ay sürecek ve çok az görülebilecek bir model olduğunu söylediniz. Bu model toplumun geneline yaygılaştırılmaya çalışılırsa ne olur?

Diyelim ki o Meltem hasta olsa veya kanser tedavisi görmesi gerekse ne olacak? Toplumun yüzde onunu ilgilendiren yaşam standartlarının toplumun genelini yansıttığını düşünmek doğru değil. Bu toplumda sadece gençler, sağlıklılar yok. Bu toplumda yaşlılar var, hastalar var, fakirler ve yaşama zorluğu çeken insanlar da var. Bu kesimi yok sayarak yapılan bir dizi o. Onları değersizleştirdiği için kötü hissettirmeye başlıyor. İnsanlar da onlara özenerek eşinin ya da annesinin onlara benzemediğini görüp bunu sorgulamaya başlıyor. Kocayı, eşine “sen neden onun gibi değilsin” dedirterek evde çatışmalara ve huzursuzluklara sebep oluyor bu dizi.

Hocam aslında bu soruyu sadece Meltem karakterini özele alarak sormuyorum. Televizyonda yayınlanan dizilerde evin hanımını oynayan karakterler genelde “Meltem” modelinde olduğu gibi gösteriliyor. Sizce bu dizilerin ev hanımlarının değerini yitirmesinde payı var mıdır?

Bu durum yani ev hanımlığını küçültmek, psikolojik olarak yapılan bir savaş taktiğidir. Kültürel, psikolojik savaş çeşidi vardır bu savaş sırasında. Bu savaş uzun vadeli ve stratejiktir aynı zamanda. Üstün kültürler kendilerinden altta kalan kültürleri kendine benzetmek için birtakım taktikler uygular. Bu tip üstün kültürler farklı olan insanları kendine benzetmek için onlardaki bazı değerleri yozlaştırıp küçülterek karşı tarafta aşağılık ve eksiklik duygusu oluşturmak isterler. Böylece kendisine benzetmeye çalışırlar. Bu, Hollywood kültürünün dünyada etkisini yaygınlaştırmak ve tüketimi artırmak için yapılan bir plandır. “Bir moda çıkaralım tüm dünya alsın” diyen bir tüketim ekonomisinin felsefesi vardır burada. Bunun için sinema etkili bir silah olarak kullanılıyor. Buradaki tek tipleşmede ve yozlaşmada sinemanın büyük bir etkisi var. Kadını iş hayatına sokup tüketime katarak ve hanımları cinsel sömürü objesi haline getirerek onların değerini azaltmaya çalışıyorlar. Bu şekilde insanların merak ve ilgisini bu yöne çekmeye çalışıyorlar. ABD, dünya nüfusunun yüzde 5’ni oluşturmasına rağmen kaynakların yüzde 25’ini kullanıyor. İnsanlar bunun farkına varamazsa bu üzücü durum devam edecektir.

Tüm bu psikolojik ve kültürel savaş ortamında, toplumun temel yapıtaşı olan ev hanımlarını korumak için fert ve devlet bazında ne gibi tedbirler alınmalı?

Bir kere ev hanımlarının özlerini kaybetmemeleri gerekiyor. İyi çocuk yetiştirmek ve annelik yapmak iyi bir fabrika kurmaktan daha kıymetlidir. Anneliğin değerini düşüren topluluklar kendilerine zarar veriyor. Anneliği bu yüzden en önemli meslek olarak görmek gerekiyor. Hatta devletimizin onlara zorunlu sigorta yapması gerekiyor. Bu onların özgüvenini artıran bir uygulama olacaktır. Böyle yapılırsa evde kadının çocuğuyla ilgilenmesi külfet olarak algılanmayacaktır. Çocukla ilgilenmek külfet olarak görüldüğü için bazı çocuklar anne babasını tanımadan büyüyorlar. Toplumlarda bekâr bireyler veya geç evlenen insanlar çoğalıyor. Böyle giderse bu, 50 sene sonra herhalde dünyanın sonuna sebep olur. Kaliforniya’da 3. cinsel kimlik eşcinsellik olarak ortaya çıktı, çünkü kimse evlenmiyor. Bu anlayışın neticesi olarak, bütün dünyanın burası gibi olduğu düşünülürse bu, dünyanın sonu olur. Aileyi dağıtarak bu işler yürümez. Hatta bazı aile terapistleri “evlenenlerin yarısı boşanıyor, başarısız bir kuruma yatırım yapılmaz, evlilik yapılmaz” diyerek nikâh karşıtı gruplara destek oluyorlar. Bunun bedelini çocuklar ödüyor.

“Ev hanımlığı” mesleği fedakârlık, adanmışlık gerektiren bir meslektir. Birçok ebeveyn buna tahammül edemeyerek çocuklarını bakıcıya teslim ediyorlar. Çocuklar bu nedenle anne ve babanın varlığından mahrum kalıyor ve mağdur duruma düşüyor. Psikolojisi tam oturmuyor. Bu nedenle biz, bakamayacak olanlara çocuk yapmalarını tavsiye etmiyoruz. Eğer çocuğu külfet olarak görüyorsanız onların sorumluluğunu taşıyamazsınız.

Ev hanımlığı”nın yeniden tanımlanması mı gerekiyor? Ev hanımlığına yüklenen anlam ve toplumun bakış açısı mı değersizleştiriyor onu?

Ev hanımlığına kelime olarak yüklenen anlam onu bir bakıma ucuz işçi gibi gösteriliyor. Erkek de bunu göremezse eğer, bunun sonucunda çatışma yaşanıyor. Aslında ev hanımlığını devletin meslek olarak tanımlaması ve bunun sigorta sisteminin içerisine dâhil edilmesi gerekiyor. Böyle yapıldığı takdirde bizim yapacağımız işler kolaylaşır, ev hanımlarının önemi artar. Üretimin “annelik” olduğunun kabul edilmesi gerekiyor.

Burada kadının yaptığı işi erkekler anlasa sorunlar çözülür. Kadınların sosyal yaşamda ve özel hayatında birçok rolü vardır. Evde, işyerinde, eşine ve çocuklarına karşı farklı roller üstlenir. Aynı şekilde erkeklerin de birçok yönü vardır. Baba, eş, iş adamı rolü vardır. Kadın evlendikten sonra sorumluluğunu ihmal edip evine değer vermezse ev kadınlığı kavramını yıpratmış olur.

Ev hanımlarının, işini dünyanın en iyi mesleği gibi görmesi gerekiyor. Nasıl evdeki kıyafetle dışarıdaki kıyafetimiz farklıysa, ev hanımının da farklı rollere bürünmesi en uygun olanıdır. Salonda misafir geldiğinde oranın protokolüne uygun hareket ederken, yatak odasında bir “kabare kızı” olmalıdır. Ev hanımlığını bulaşık yıkamak, yemek yapmak gibi görürsek eğer, onları zaten makineler de yapıyor. Kadının işini duygusal olarak yapması gerekiyor. Çocuklara annelik yapmak, evde birleştirici olmak duygusal bir hizmettir. Bu pek göze çarpmıyor ama eksikliğinde varlığı hissediliyor. İhmal edildiği zaman da boşanmalar ortaya çıkıyor. Çünkü çocuk yetiştirmek ağaç yetiştirmek gibidir. İyi çocuk yetiştiremiyorsa o aile bireylerinde problem vardır. Bunu gördüğümüz zaman ev hanımlığı en az “öğretmenlik” gibi önemli bir meslek olarak algılanacaktır. Bunun için ev hanımları onore edilmesi gereken insanlardır.

Ev hanımlığı” tabirinin içi gerek toplum gerekse fertler tarafından bir şekilde boşaltıldı. Artık bu meslek küçümsenir hale geldi. İnsanlar, aslında “Toplum Mühendisliği” diye bir meslek olmadığı halde kendilerini böyle ifade ederek şahsiyetlerine bir değer atfediyorlar. Ev hanımlığının ismini mesela “Aile Mühendisliği” şeklinde yeniden isimlendirmek buna verilen değeri tekrar kazandırır mı?

“Aile Mühendisliği” aslında ezber bozacağı için söylenebilir. Ama kabul edilip tutar mı bilemiyorum? “Aile Mühendisliği” konuyu tartışmak için söylenebilir. Ev hanımlığı meslek olarak ailenin bir bakıma iç işlerinde karar vericisidir. Onlara değerini belirtmek ve iyi hissetmelerini sağlamak için bu söylenebilir. “Ev hanımlığı” kariyer basamağı olarak görüldüğü takdirde daha da yararlı olabilir. Bu kavramları yeniden tanımlamak çok güzel bir düşünce tarzı olacaktır. Bunu düşündüğünüz için sizi kutluyorum.

ABD’de ideal aile tipinde ev hanımlığı ön plana çıkarılıyor. Bizde ise tam tersi bir durum söz konusu… Bunun sebebi nedir acaba?

1960’ların Avrupa’sında ev hanımları çalışan kadın gibi görüldü. Bu durum kadınlara zarar verdi. Kadınlar, erkeklerle eşit duruma gelmek için aynı ortamda daha çok bulunur hale geldi. Erkek feministlerinin hoşuna gitti bu. Evlilik ve nikâh olmadan birliktelik yaşadılar. Ama bu durumda kadın ve çocuk mağdur oldu. Bu, kadını ve çocuğu özgürleştirmekten çok yalnızlaştırdı. Şimdilerde işte bu yüzden aile bağlarını güçlendirmek istiyorlar. Bu kavramı kaybettikten sonra değerini ancak anlayabildiler. O yüzden de bazı çalışmalar yapıyorlar. Sosyal duygular zayıflayınca bunu tekrar kazandırmak için kadının evdeki değerini artırmak gerekli. Kadınlar kendilerini özgür hissettikçe ev hanımlığı kavramı hak ettiği yere kavuşacaktır. Ama bizim bu konuyu irdelememiz ve çözüm yolarına ulaşmamız gerekli… Amerika’da yapılan araştırmalarda ve tartışmalarda kadının özgürleşmesinin evindeyken ve ekonomik özgürlüğünün sağlandığı takdirde gerçekleştiği ortaya çıktı. Kadının çalışması değil, evinde olması, çocuklarının annesi olması ve özgür olması önemli bir faktördür.

Bir Cevap Yazın

Bir Yorum Bırakın :)

  1. eşim evlenirken çalışan, kariyer sahibi ve paralı bir bayan tercih etti, ilk tanıştığımızda ilerde çalışmayı düşünmüyorum planlarını öyle yap demiştim. Çocuk oldu yine çalıştım 2 yıl bir şey demedi fakat son iki yıldır bazı sorunlarımız var bunları bahane ederek çalışmama engel olmak istiyor. Benim niyetimde çalışmamaktı ama eşimin bazı sıkıntıları var (dr. tarafındanda tespit edilen) özellikle cimriliği son derece cimri ve baskıcı, evde psikolojik baskıyla yaşıyorum, artık ilaç kullanma derecesine geldim..inanın şartları sağlasaydı ne para ne pul umrumda değil işi bırakırdım ama şuanda çalışmak bana nimet gibi.. cahide hanım siz ne güzel tarifler yapıyor, güzel şeyler araştırıp paylaşıyorsunuz bütün bunları yapmanıza engel olan(maddi manevi) ve sizi aşalayan bir adamla evli kalırmıydınız… kadınlar çalışıyorsa büyük bir sebebi erkekler yüzünden.. çalışıp, çalıştığını ailesiyle hakkıyla paylaşsa, eşini aşalamadan 2.sınıf görmese, eşine emanet olarak baksa, saygı duysa hiç bir kadın sıcak yatağından kalkıp, çocuğunu arkasında bırakıp sabahın ayazında çalışmak için yollara düşmez…çevremde (20 yıldır çalışma hayatının içindeyim) çalışan kadınların %80 böyle düşünüyor.. oysaki siz hep %20’lik kesim için konuşuyorsunuz..

    1. rukiyenin annesi says:

      Bende de vardı aynısından boşadım dayağı,etrafına harcaması benim kazandığımla caka satması hepsi son buldu.üstelik beni aldattığı kadının ona ettiği lafta neymiş biliyor musunuz? rukiyenin annesiyle evliyken durumumuz daha iyiydi.adamın sevgilisi bilr benden medet umuyor o kadar yüzsüzler yani.

      1. aldattığı kadın deyince cinsimden soğuyorum.Bir kadın evli biriyle beraber olmayı nasıl yediriyor.Bütün kadınlar böyle düşünse dünya daha iyi olurdu belkide

  2. Son zamanlardaki dizilerin adina diqqet etdnizmi hec ?dunen biri diqqetimi cekdi “Evli ve ofkeli”.Qizim soruwdu ki ana,insan evlenende ofkeli olur?Cox dizilerin adinda da “AWK”sozu iwlenir.Allah axirimizi xeyir elesin.

  3. GökyüzüPrusyaMavisi says:

    Konu ne kadar da saptırılmış..çalışan kadınlar aşağılar oldu ev hanımını zaten bu bir aşikar..kendileri ‘para’ kazandıkları için yaptıkları işi şişiriyorlar da şişiriyorlar..hanımlar dünyayı kurtarmıyorsunuz, pek güzel de sandalyenize yaslanıp, pekala Cahide Ablanın sitesinden kek kurabiye tarifi bakıyorsunuz bilmiyor muyuz sanki..biliyoruz..

  4. Bu yazıyı Ekrem Altıntepe yazmış yanlış anlamadıysam, hem içeriğinde birçok mevzuu varken aynı noktaya takılmış herkes nedense. Bilgilendirici içeriği de farkedilmemiş😕.
    Bu şartlarda neden sana yükleniyorlar?

    1. Yok Zahidem, Ekrem Altıntepe’nin Nevzat Tarhan’la yaptığı bir röportaj bu. Anlatımlar Nevzat Tarhan’a ait. Adım çalışan kadın düşmanına çıktı ya ondan hedefe beni koyuyorlar!

      1. Selamünaleyküm Cahide abla.yazının içinde çalışan kadın ifadesi geçiyor ya,e bide Cahide sultan yayınlamış,o zaman napıyoruuzz;tabiki başlıyoruz taşlamayaa(bu zihniyet Cahide karşıtlarının)sen bildiğini yap ablam,su akar yolunu bulur EvelAllah.kaleminize sağlık sen ve senin gibi düşünenlerin.istisnalara sözüm yok ama geri kalanların tahsili cehaletini almış gerisi baki kalmış.Allaha emanet 👋

  5. nezirin_annesi says:

    iş hayatına girip, kocalarına para vermeye alışmış ama artık bu durumdan yorulan o kadar çok arkadaşım var ki…
    hatta bir tanesi kısa bir süre işsiz kalmiştı ve kocası ona artık “git çalış” diyordu. bu sözler arkadaşımın çok ağırına gitmişti, evde bebeği de vardı. ondan ayrılamayı hiç istemiyordu. ama mecburen çalışıyor şuan. bir insana kadına “git çalış” ya da böyle bir ima da bulunmak çok incitici!!!!!
    hıı bu arada “memur olmazsan evlenmem” diyen erkekler de duyduk.ne acı!!

  6. Ve İslamı yaşamayan bir kadın, erkek hükmündedir. Bu yüzden imansız bir kadın doktor yerine, imanlı bir erkek doktor da tercih edilebilir’ .. bu laf banaysa hakkıma girdiniz ve size hakkımı helal etmiyorum

    1. Bu genel bir kaide. Senin imanını nereden bileyim? Sakin ol. Atarlanmaya gerek yok.

      1. Cahide ablam Allah sana sabır vermiş maşaAllah, ‘oğlum doktor olaman değil adam olaman dedim’ söylemindeki insanlarla uğraşıyorsun maşaAllah, Allah kolaylıklar versin

        http://www.fetvameclisi.com/fetva-kadinin-calismasi-4-6584.html

        Nurettin hocamın çalışan kadın fetvasindan sonra şunları söylemek istiyorum etrafımda o kadar çok çalışmak istememiş, halen de çalışmak istemeyip çalışan kadın varki saysam sayamam, ama yok, toplum illa diretiyor kadın çalışacak çalışmalı, biz sahip çıkamayız bakamayiz siz kadınlara diyor zayıf yetişmiş yetiştirilmiş erkekler, kendine bakmaktan aciz, adaya düşse tek başına açlıktan ölür, tutturmuşlar çalışan bayanla evlilik yaparım sadece, illa çalışan olacak, evt çünkü zayıfsın, hiç sormuyorsun tesettür var mı namaz niyaz var mı kişilik var mı, sigortan var mı güzelmisin diye soruyorsun
        toplum bu hale geldi malesef avrupa usulü yetiştirilen evlatlar, bu sebepten avrupa usulü az cocuk bol boşanmalar hatta nikahsiz birliktelikler, bunlarda bir nesil oluyor işte, yemekten önce besmele çekmeyi bile bilmeyen bilipte buna bile üşenip yapmayan bir nesil, zincirleme kaza resmen

        Anneler lütfen evde çocuklarımızı islam üzere din ahlakı ve adabiyla yetistirelim karısına kocasına sahip çıkacak utancından başka bi bayanın bi erkeğin yüzüne bakamayacak edepli, insaflı merhametli çalışkan sevecen Allah korkusu olan bireyler olarak yetistirelim insan yetistirelim, herkes evinin önünü süpürse toplum düzelir, şeriat önce evde başlar kardeşlerim

        Bakın çalışmak zorunda olmayıp da çalışan kadınlar, paraları olmuş cepleri dolmuş da peki ahiret için ne yapmışlar, namaz borçları mı dersin oruç borçları mı dersin o kadar çalış paran olsun hacca gitme zekat hesaplamayi kim bilir zikir de neymiş tesettür yaşlanınca duaya zaman mı olur çalışmak gerek, eve gelip yemek yapmak gerek,
        o küçücük bebekleri bide arkalarında yabancı bir kadına ağlayarak bırakıp da işe gitmezler mi ne diyeceğimi inanın bilemiyorum peki ne için para için, toplum çalışmıyor demesin için, kendilerini tatmin etmek için, yazık!
        O bakıcı elinde büyüyen çocuklara daha bi yazık

        Haa bide çalışıp çalışıp sadece kocalarına çalışan kadınlar var, aldıkları parayı istedikleri gibi harcıyamıyorlar bile, üzücü

        Zor durumda olupta çalışmak durumunda olan, kocasına çocuklarına bakmak durumunda olan bayanlar anneler var onlar her zaman için istisna, Allahım yardımcısı olsun öyle bayanların,duaları bol olsun, Allah kurtarsın

        Kadınların ihtiyacı var bana diye okuyup kadın doktor öğretmen vs olup kendini halka adayan insanlara da sağolun
        Maaşlarını kessen sonuç nolur acaba bir kısmına, o da bi soru işareti

        Bence toplumda çalışmak isteyen kadınlara Allah yolundan ayrılmadan part time çalışabileceklerini iş imkanları olmalı, isteyenlere tabi

  7. kusura bakmayın ama hiçbiriniz dürüst davranmıyorsunuz ,daha hastaneye gelip de erkek meslakdaşlarımıza muayene olmayı kabul edeni görmedim, kabul etmedikleri gibi çok çirkin üslublarla olay çıkarıyorlar,çok şükür çalışıyorum düşündüğünüzün aksine gibi evimin bereketi yerinde,aslan gibi de iki evlat yetiştiriyorum, evimin işini çocuklarımın yemeğini de yapıyorum

    1. Kadın doktor istiyorum diye kavga çıkaran kimmiş acaba? Zaten şimdi doktor seçme imkanı var. Neden olay çıkarsınlar ki? Sen doktor olduğundan emin misin?

      1. Lütfen yayınlayın!
        Evet haklısınız doktor seçme hakkı var, siz hastaneye gidince kadın hastalıkları veya meme için doktorunuzu seçiyormusunuz? benimki mümkünse imanlı olsun kadın erkek farketmez mi diyorsunuz? Böyle bir anlayış içindeyseniz durumunuz içler acısı, imanın kimde olduğunu nerden biliyorsunuz? siz bir doktora giderken öncelikle işinin ehli olanının düşünmezmisiniz veya çamurdan olsun ama benden olsun mu diyenlerdensiniz? pekala peygamberimiz hicret ederken kılavuz olarak kimi tutmuştu acaba, kılavuz bir gayrimuslimdi çünkü o güvenilir ve işinin ehli idi. ama ülkemizin bir gerçeği maalesef ön yargılar ve fikir tartışmaları, farklı fikirleri beğenmeme, kadrolar yapılırken her kurumda benden olsun çamurdan olsun mantığı, işi işin ehline verelim, bizde hasta olunca ehline gidelim mantığı yok, memleketimizin acı gerçeği maalesef
        “oku ” emri geldiğinde kadın erkek ikisine de aynı emir geliyor, erkek okusun kadın okumasada olur denmemiş. Hz Hatice ilk müslüman kadın, kendisi çalışan bir bayan ve peygamberimizin patronu değilmiydi. tarlada kadın çalışabilir, kurtuluş savaşında savaşabilir ama günümüzde en faziletli görevi evde çocuk bakmakmıdır, çalışma hayatından uzak mı kalması en doğrudur?
        Lütfen okuyunuz osmanlı ve şu anki memleket istatistiklerine, 1900 lı yıllarda okuma yazma oranı %2-5 iken ( onlarında çoğu gayri müslimdi) o zamanlardaki ingilterede %60 dan yüksekti. Şimdi %90 lardayız yani %10 hala okuma yazma bilmiyor bununda % 90 nı kadınlar
        bu mantıkla nereye kadar gideceğiz, bir milleti eğiten var eden kadınların çocuklarını eğitmesi ile başlar, kadın eğitimli değilse çocuğuna ne verebilir, çocuk yetiştirmek onu sadece yedirip giydirmekle olmaz. Kadın yabancı dil bilmeli, çocuğuna öğretmeli ona hem beşeri hemde dini bilimleri öğretmeli
        kadın erkek hep birlikte çalışmak zorundadır bu memlekette, bizim yatma lüksümüz yok, bu bir milli seferberlik olmalıdır. ilim ve bilimde güçlü olan dünyayı yönetir, bu iş evde oturarak olmaz.
        açın interneti ve türk icatları alman icatları, japon icatları diye yazıp bir bakın. neden böyleyiz biz
        çünkü bizi çalışma hayatından atmak isteyenler var. başımıza gelen bir felakete yahudi oyunu demek kolay
        Peki bu nedir kadınları ikinci plana atmak, çalışma hayatından uzaklaştırmak, islam öyle bir anlatmak ki- islam iki lokma bir hırka dinidir, allaha şükret otur, rızkı allah verir ne kadar çalışsanda, allahın hikmetinden sual olunmaz…..- ve binlercesi. Tabiki bunlara inanıyoruz ama islamın bu yönünü öne çıkarıp tembelliğeitmektir bu bizi. bir yabancı ilginç bir olay karşısında acaba neden niçin sorularını sorup araştırmaya başlarken biz allahın hikmeti deyip oturuyoruz ve rizik çalışana verilir, rızık melekleri çalışanı takip eder müslüm gayri müslüm ayırt etmez, avrupanın neden müslüman ülkelerinin neden fakir olduğunun en önemli sebebi budur

        sonuç olarak siz de bir yabancının icat ettiği computer ve webportal sitemini kullanrak çalışan bir bayan olarak eğer bir takımda eğitimler vermek istiyorsanız LÜTFEN VE LÜTFEN daha dikkatli olun

        kadınları aktif çalışmaya teşvik edin hangi sektörde olursa olsun, bu milletin hepsine ihtiyacı var

        tesekkürler

        1. üzgünüm ama şuanda dünyayyı yöneten süpergüçler bu çalışma seferberliğini toplumumuza çok güzel yerleştirmişlerdir.dikkat edin kadının namazı orucuyla uğrasmazlar.hep basörtüsü ve çalışmasıyla uğraşır bu güçler.müslüman ülkelerin fakir olmasının sebebide tembellikleri değil asırlarca ve halada sömürge altında olmalarından ve doymak bilmeyen zengin devletlerin açgözlülüğündendir.ayrıca osmanlı toplumu erkek egemen yani erkeklrin çalıştığı bir toplumdu ama dünyaya hakimdi zengindi kadınlnlar çalışmıyordu oysa.ilim bilim zirvedeydi.icatlarla bilimiyle dünyaya meydan okuyordu.okuma yazma oranı harf devrimiyle alt seviyelere indi hatırlatırım.oku emrini diploma al olarak algılamak baska Allahın oku dediğini okumak baskadır.vakti zamanında fakir dediğiniz müslüman ülkelerde nice alimler yetişmiş nice buluşlara imza atmışlardır.bayanlar elbette kendini geliştirecek bilinçlenecek ilim irfan sahibi olacaktır.ilmiyle evlat yetiştirecektir.Kuranı hakkıyla yaşayıp hadis ilmini sünnetleri hakkaniyetle yapsak bizim toplumumz bugünkü durumunda olur muydu.şuanda kadınlar çalışma hayatında fevkalade önplanda.zirvelere çıktılar hatta.peki ne olduk ön planda olunca icatlarımızmı arttı bilimimiz mi ilerledi dünyaya hangi noktada zirvedeyiz diyebiliyoruz.ama neslimiz bozuluyor yozlaşıyor evimizin arkasında öpüşen liseli gençler görüyorum vs.emperyalizme hizmet etmek de doğrusu kadının özgürlüğü diye yutturulmuştur.islamiyeti bilmek tam manasıyla yasamak bizi hem sorgulayan hem bilinçli hem eğitimli hem ahlaklı hemde neyin ne olduğunu bilen bireyler yapar.bizim ilerlememiz batının veya uzakdoğunun süperlerinin çizgisinden gitmekle değil özümüze dönmemizle olur.Osmanlıda buna SÜPER bi örnek olur.

    2. Aslında kadın için çalışmamak ve evle çocuklarla ilgilenmek Rabbimin bize verdiği bir rahatlık.Hem çalışırım hem evle ilgilenirim demekte bir tercih.

  8. Ev işi yapan erkek niye dişileşiyor olsun? Sağlıklı her insan kendi işini yapabilmeli, bunun kadını erkeği yok. Eğer kadın da çalışıyor, evin bütçesine katkıda bulunuyorsa ev işlerini de beraber halletmeleri kadar doğal bir şey yok. Yazıda “kadın hem çalışıyor, hem de ev işlerini yapıyor, erkek ayaklarını uzatıyor keyfine bakıyor” denmiş. Bu adam zaten merhametsiz bir insan, Allah böyle insanlardan korusun hepimizi. Bu adam karısı çalışsa da çalışmasa da merhametsiz.

    Her neyse, dileyen çalışır ama merhametli erkeklerle evlenmek gerek. Dileyen de çalışmaz. Ev hanımlığı asla yan gelip yatmak değil. Evi çekip çevirmek, yemek yapmak, çocuklara bakmak da küçümsenecek şey değil.

    Bir kadın çalışmak istiyorsa çalışsın, çalışmak istemiyorsa da çalışmasın. Herkesin karakteri, hayatı farklı. Kim nasıl mutluysa onu yapsın ve birbirlerini aşağılamaktan vazgeçsinler.

    Ortada tek bir şeytan var o da kadından para bekleyip bir de karısına ev işi yaptıranlar. Böyle erkeklerden Allah muhafaza. Allah hepimize merhametli ve adaletli eşler nasip etsin.

    1. zturkan says:

      Ben de Bahar hanıma katılıyorum islamda kadın haklarını ve görevlerini araştırırsanız eğer, dinimize göre kadının ev işlerini yapma yada çocuk bakma gibi bir mecburiyeti olmadığını göreceksiniz. peygamber efendimiz bile ev işlerinde hanımlarına yardım edermiş.

      1. Emre ÖZDEMİR says:

        Kim demiş kadın ev işlerini yapmak zorunda değil diye? Kocan istediği zaman senin yapman zaten farz. Ve aynı efendimiz (sav) bak ne demiş;

        Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:

        Çeşmeden su getirmek, hamur yoğurup ekmek yapmak, evin temizliğini yapıp iç işlerini düzenlemek Fatıma’ya aittir. Dış işleri de Ali’nin sorumluluğundadır!. … Hepiniz çobansınız. Hepiniz güttüğünüz sürüden sorumlusunuz. Âmir memurlarının çobanıdır. Erkek ailesinin çobanıdır. Kadın da evinin ve çocuğunun çobanıdır. Netice itibariyle hepiniz çobansınız ve hepiniz idâre ettiklerinizden sorumlusunuz.

        (Hadis-i Şerif)

        Yardım zaruret halinde yapılır. Asıl merhametsiz nankör olan sorumluluklarını yerine getirmeyip çalışan kadındır. Kocasına hizmeti kölelik olarak görüp de, para karşılığı elin erkeklerine hizmeti şeref olarak gören kadın aşağılın tekidir. Açık ve net.

  9. Bence mutlaka bir meslek sahibi olmali kadin çalişmasada cocuklarini terbiyesindede okul hsystinda arttirdigi tecrubeler cok yardimci oluyor,gunumuzde cocuklar zaten ogleden sinraya kadar okulda ,b mskibesi c makinesi hersey var ve bu kadinlarin is
    Lerini azaltiyor ciddi bir sekilde ,birde butun isleri kadin yap
    Mak zorunda degil ,mesela ben terziydim bir zamanlar sonra iki yabanci dil ogrendim su an ev haniyim ama cicuklarima derslerinde yardimci olabiliyorum ,gunumuzde ev hanimlari bos vakitlerini arkadaslariyla komsusuyls dedikoduyla geciriyir ,cahide g
    Hanim sizin gibi verimli ev hanimlari sayili ,ben sahidim cocugunun sadece yedirib giydirmekle is bitmiyor, evde cocuklarada mutlaka vazife yuklenmeli

  10. Elif Özdemir says:

    Cahide abla, kadının çalışmasıyla ilgili konulara birşey ler yazdığımda sanki aksi bir şeyleri savunuyormuşum gibi bir düşünce oluşur mu acaba? Takık değilim bu tip konulara ama sitede görünce yazasım geliyor. Farklı bir algı oluşmaz değil mi?

  11. Elif ÖZDEMİR says:

    Bir kadının ayaklarının üstüne basması kötü bir şey değildir.

    Zaten dikkat ettiyseniz Cahide abla çalışan kadının evinin betsiz bereketsiz olmasına değil, ev hanımlarının emeklerinin yok sayılıyor olmasına atıfta bulunmak istemiş bu yazı ile.

    Lütfen bir tarafı yaparken bir diğer tarafı yıkmayalım.

    Bir taraf ev hanımlarına siz işe yaramıyorsunuz, akşama kadar evde yatıyorsunuz derse diğer taraf onlara sizinde evinizin bereketi olmuyor der, ev hanımları çalışan hanımlara siz annelik eşlik yapmıyorsunuz derse çalışan hanımlarda ev hanımlarına sizde koca parası yiyorsunuz der.

    Sonrada buyrun nefis kavgasına. Yeyin birbirinizi!

    Kadın olmak başlı başına zor. Ha evdesin ha sosyal hayatın içinde. Ben ciddi bir fark göremiyorum.

    Tabi benim çalıştığım ortam her bakımdan rahat. Kendime ait bir odam var kapısını kapatıp çalışabildiğim. Namazını kıl, vaktin olursa Kuran oku. Kimse karışmaz. Ama her iş ortamı aynı fiziksel koşullara sahip değil.

    Allah hayırlı insanlarla karşılaştırsın. Ne diyor ayette “…eşlerinizden ve evlatlarınızdan sizlere düşmanlık edenler olacaktır…” insan hayatın her noktasında emir ve yasaklara riayet etmelidir. Ben evimdeyim günahtan uzağım, haramla işim olmaz diyemez kimse. İmtihan insanın hayatının her noktasında.

    Yalnız bir erkeğin eşine “Çalışacaksın! Ben sana bakmak zorunda değilim!” demesi kadar korkunç bir şey olamaz herhalde. Allah böyle erkek kılıklı mahlukların şerrinden ümmeti korusun.

    Selamlar…

  12. bu yorumu da yayınlar mısınız bilemem tabi

  13. ev hanımlığını savunan bauanlar,doktor bir bayanım, meme muayenesi için hastaneye geldiğinizde bayan doktor istiyorum diye ortalığı birbirine katmayın o zaman, bayanlar evde oturacaksa memenizi erkek doktor muayene edecek demektir.

    1. Ne kadar kaba bir uslup! Bir doktor hanıma yakıştıramadım doğrusu. Öyle bayan doktorlar var ki, ukalalıklarından, kibirlerinden yanına yaklaşılmıyor. Öyle incelikleri olan bir dine sahibiz ki;Kadın doktor yoksa, erkek doktora gitmeye cevaz veriyor. Ve İslamı yaşamayan bir kadın, erkek hükmündedir. Bu yüzden imansız bir kadın doktor yerine, imanlı bir erkek doktor da tercih edilebilir. Allah var problem yok doktor(!) hanım!!!

      1. Selamünaleyküm 👏 bu alkışlar Cahide ablaya.”doktor”hanıma şunu belirteyim ki;burada ev hanımlığı savunulmuyor,ev hanımlığının küçümsenmesi eleştiriliyor.ayrıca Rabbimize hamdolsun ki herşeyin olurunu sunmuş bizlere.dinli-imanlı bir erkek doktor varken sizin gibi düşünenlerin eline düşsek halimiz nice olurdu⁉ Allah var gam yok inşallah 👋

        1. nasıl da kendinizle çelişiyorsunuz, kadın çalışmamalı çünkü erkekle çalışmak uygun değil çünkü tüm erkekler kadına uygnsuz gözle bakıyor, ama çalşan kadına laf sokmak için erkeğe muayene olmak uygun çünkü sizin muayene olduğunuz erkek doktor imanlıdır ama bizim çalıştıklarımız değildir..pes

          1. Selamünaleyküm Pes ‼ etmene gerek yok önce.sonra şuna gelelim tüm erkekler kadına uygunsuz gözle bakmıyor çok şükür;bu da sizin düşünceniz bence çünkü burada öyle bir şey yazmadım,yazılmadı.daha hastaneye gelipte erkek doktora muayene olanı görmedim demişsiniz,onca kadın hastalıkları uzmanı erkek doktorlara boşuna mı maaş veriyorlar acaba❓ laf sokmaya gelince,diyeceğine değil duyacağına bakacaksın.siz düzgün bir ifadeyle kadın doktorunda ihtiyaç olduğunu belirtseydiniz burada bizde desteklerdik sizi.kadın kadına uygunsuz,aşağılayıcı gözle bakıyorsa durum içler acısı değil mi⁉ Allaha emanet 👋

      2. digdemcsr says:

        Cahide ablacım ben sana çok az yazıyorum ama şu an duramadım. Ne güzel cevap vermişsin ağzına sağlık. Sonunu okurken tüylerim diken diken oldu. Sen benim gibi dinimizle ilgili çok şey bilmeyenlere yol gösteriyorsun ya Allah senden razı olsun. Tesettür kararımda beni çok etkiledin. Hem yazılarından hem tariflerinden öyle çok şey öğrendim ki sana ne kadar teşekkür etsem azdır.

      3. Ağzınıza saglık cok guzel yerinde cevap.

    2. Ne için doktor olduğunuzu merak ediyorum. Eğer bayanlara hizmet etmek için olduysanız bu kalıp size ancak o zaman uyar. Onun dışında para ego kariyer ün vs. İçinse geçmiş olsun

  14. çok güzel bi yazı…

  15. yazı 2008 de yazılmış, çoğu bölümüne katılıyorum, uzun zaman geçmiş, sanki bu günü anlatıyor, 5 adım ileri gidilmişse, 55 adım geri gidilmiş malesef,,kadınlar için açıklayıcı çözüm yolları uzun anlatıldığı gibi erkeklerin dünyası da biraz açılmalı, beynini sağ tarafını da ihtiyaç olduğu kadar aktif kullanmayı, çözüme giderken kırıp dökmeden gitmeyi, arada dönüp her şeye rağmen kırıp dökülenleri onarmayı tarif etmek gibi, taş taş gibi kalacaksa yanında pamuğu da pamuk olarak kabul etmeli, ya da toprağın dokusundan örnek alıp birbirine doğru saygıyla yürümeli, geri yerine otururken özendiği kadar saygı görmeli..her iki tarafta bekleyen olmaktan vazgeçip, bekleyen ve beklenen arasında denge kurmalı. zorlanılan konularda, Kuran Sünnet ve Siyere başvurmalı. çözüm orada var…

  16. Selamünaleyküm.devletin sadece evleri ve çocuklarıyla ilgilenen annelere en azından sigorta yaptırması gerektiğine katılıyorum bende.imkan verilen her kadın her işte çalışabilir bence;ama hakkıyla anne olamaz ve bir evi herşeyiyle çekip çeviremez diye düşünüyorum.o diziyi hatırlıyorum.bir şey atlanmış dizideki karakter iyi bir ev hanımı olarak adledilmiş ama onun işlerini her gün eve gelen başka bir kadın yapıyordu 😊 erkekler eşlerinden dizi karakteri gibi olmalarını bekliyorlar denmiş ,o zaman o karakterin imkanlarını sunacak önce eşine sonra karşılık bekleyecek.toplumun büyük bir kesimi tarafından küçümsense de ben Rabbime her gün şükrediyorum;bana iki evlat emanet ettiği için,kiralıkta olsa işlerini yapabileceğim,sığındığım bir ev verdiği için,evin hanımı şerefini bahşettiği için😊 Allaha emanet 👋

  17. Semra Öztüregen says:

    “Ben ayaklarımın üstüne basabiliyorum” mantığıyla çalışan birçok ev hanımının nasıl evlerinin huzursuz olduğu nü ve kazandiklarinin nasıl bereketsiz ve saçma sapan yerlere gittigine şahidim RABBİM KADİNİ EVİNE YARATMİS tabii bu sözü açmak mümkün ama anlayana ve su ayaklarımın üstüne lafindan nefret ediyorum “niye ayakların senden bağımsız mi hareket ediyor ALLAH HEPİMİZE HİDAYET VERSİN

Like
Close
Tarif Üstü Muhabbet | Cahide Sultan
Close
%d blogcu bunu beğendi: