Bir kadının dışarıda tüm gün çalışması doğru mudur? Bir anne hem dışarıda çalışıp, hem ev işlerini yapıp, hem çocuklarıyla gereği gibi ilgilenebilir mi? Kadınlar dışarıda çalışınca evler güllük gülistanlık mı oluyor? Cepler, gözler paraya doyuyor mu? Kadın istihdamı konusunda ne kadar yol katettik? Ben hiç anlamam böyle ince hesaplardan!
Ben her kadının çalışması konusunda yazılar yayınladığım vakit, üzerime adeta çullananların yanında çalışmaktan yorulan ve sırf bu yüzden çocuklarına karşı vicdan azabı duyan annelerin yorum ve maillerini bilirim.
Kadının ekonomik özgürlüğü, daha rahat, daha müreffeh bir yaşam, erkeğe muhtaç olmama çığlıkları, yanan yüreklerden gözyaşlarıyla yükselen çocuk haykırışlarını duymamıza engel oluyor. Neler söylüyor o küçük çocuklar, her sabah annesi evden ayrılırken, falan filan kadının yanında kalırken ne hissediyorlar kimse bilmek veya fark etmek istemiyor.
Dışarıda çalışan kadınlar artarken, ihtiyaçların katlanarak arttığını veya ihtiyaç olmayan pek çok şeyin ihtiyaçmış gibi algılandığını neden kimse fark etmiyor? Kapitalizm, evinde oturan, üreten, kanaat eden, 2 kat kıyafetle idare eden, sökülen kıyafetleri diken, dışarıdan yemek ısmarlamayan, hazır gıdaya ihtiyaç duymayan, kreşe para vermeyen, çocuklarını kendisi yetiştiren kadınlardan nefret eder. Çünkü kapitalizmin çarklarını döndüren en önemli etken sürekli tüketen kadınlardır. Gerek evine yetemediği için daha çok harcamak zorunda kalan kadınlar, gerekse ev hanımı olduğu halde azla idare etmeyi bilmeyen, yersiz kompleksleri sebebiyle yeni trendleri ıskalamayan, çocuğuna yetebileceği halde daha bebek yaşlarda türlü bahanelerle kreşe veren kadınlar kapitalist sistemlerin değirmenine habire su taşırlar.
Kadın çifte mesaide ömür tüketir. Hem evinin, hem dışarının yükünü yüklenir. Hem dışarıdaki işinde ciddi bir mesai harcar, hem de evindeki işini, kadınlık görevini, anneliğini eksiksiz yapması beklenir. Kapitalist sistem, kadının bu kadar yükün altında ezildiğini, kadının çocuklarıyla, eviyle zayıflayan bağını, annesi evde olamadığı için psikolojisi yerle bir olan çocukları umursamaz.
Bir kaç gün önce “Çalışmak istemiyorum, bunalımdayım!” başlığıyla mail atan bir izleyicim uzun yıllardır çalıştığını, sırf işyeri uygun değil diye İslami açıdan tavizler verdiğini, geçim sıkıntılarının olmadığını ve çalışmak istemediğini ama eşine bunu nasıl söyleyeceğini bilemediğini yazmış. “Para üstüne para koyuyoruz ama evim öksüz” demiş.Birde kocaman yürekli 5 yaşındaki oğlunun bir sözünü yazmış. Bu söz beni darmadağın etti… Çocuk hissiyatıyla “Anne ev hanımı nasıl olunur?” diye sormuş annesine güzel çocuk…
Ben bunca sözü sırf şu masum çocuğun yüreğimi yakan, içi umut dolu cümlesi için yazdım. Kadın çalışmalı mı, çalışmamalı mı? Tek maaşla geçim olur mu? Erkeğin eline bakmadan nasıl yaşanır? Kariyer nasıl yapılır? Ben bilmem orasını…
Hepsini geçtim; Hesap kitap bilmeyen tertemiz yürekli, her gün annesini beklemekten yorulan bir çocuğun, “Anne ev hanımı nasıl olunur?” cümlesine takılı kaldım…
Siz takılmadıysanız geçiniz lütfen!
Cahide Sultan
Merhana Cahide hanım bende çalışmak istemiyorum ama Allahın izniyle evleneceğim kişinin maddi imkanlari pek iyi değil bana çalışırsan rahat edersin çalışmazsanda ben sana bakarım boynumun borcu diyor ben çalışmak istemiyorum yarın bir gün evladım olduğunda onu birakip gitmek istemiyorum ama boylede paramiz olmadığı icin evlenemiyoruz ne yapmalıyım lutfen bana bir yol gösterin şimdiden teşekkür ederim Allaha emanet olun
Sa hanımlar genellikle çalışan bayanların sorunlarından bahsedilmiş ben 4 yıllık evliyim ve calısmıyorum..bu haldeyken bile hem anne hem eş hem ev hanımı olmak cok agır geliyo bana.. Yani aslında toplum hem erkeğe hem kadına artık eşit haklar sunuyo cocukluğundan itibaren hatta kız cocuklarının okumasına daha da bi önem veriliyo sanki .. Hal böyle olunca okuyan üniversite bitiren calışan genç kız evlenince ev hanımı olunca eşim çalılıyo diye bütün ev ve işlrini bütün çocuk bakımjnı üzerinde buluyo eger calışmıuosa bi de bunların üstüne iş olursa ben hiç düşünemiyorum zaten allah kolaylık versin.. Yapılabilecek tek güzel sey calışma saatlerinde esneklik olusturmak herhalde aslında kadınlar biraraya gelip kendi işlerini yapsalar hem dini acıdan daha güzel olur hemde rotasyonlu çalışma sansı elde edilmiş olabilir.. Tabi bu yine de ger iş sahasında olmuyo maalesef allah kolaylıklar ihsan eylesin mümine kardeşlerime ..
Seni uzun zamandır takip ediyorum Cahide abla.tariflerinde çok güzel ama yazilarini dahaçok seviyorum.arkadaş toplantilarina giderken çikartip okuyorum.gercekten istifade ediyoruz.Allah senden razi olsun.sessizbir takipçin olsamda her daim duacinim.emeğine yüreğine ssağlık.
Hiç şüphesizki hem çalışmak, hem anne olmak, hem eş olmak, hem ev kadını olmak çok zor. Bence bir kadın mecbur ise çalışabilir, bekar ise çalışabilir, ama anne olunca çok zor gerçekten. Aslında işin vahim kısmı son yıllarda kapitalizmin biz kadınlara dayattığı tabiri caizse kadınlarımızın beynine kazınan “çocukta yaparım kariyerde” kendi ayaklarım üstünde durmalıyım” gibi amacı malum kesme hizmet ve kadını özgürleştirme adı altında köleleştirmeyi planlayan yeni Dünya’nın bozuk düzeni… Maalesef öyle sağlıklı bireyleri yetiştirmenin temelinde sağlıklı nesiller ve sağlıklı nesiller içinde hem ruhen hem bedenen sağlıklı kadınlar yatıyor. Ama biz çalışan kadınlar bırak evlatlarına yeterli zaman ayırmayı kendimiz için ayıracak 15 dakikalık dinlenme süresini bile bulamıyoruz bağzan. Tamam bazı hanım arkadaşlar hallerinden çok memnun olabilirler ama bu işin olması gerekeni böyle değil onlar ancak kendilerini kandırıyorlar bence…Sadece akşam ortaya koyacağın bir kap yemekse sorun tabiki yoktur. Belki maaşın iyiyse arada bir gelen temizlikçi biraz seni rahatlatır.
Ama işin aslı akşam eve gelince yorgun bendenini dinlendirmek için ne kadar zamanın kalıyor? Aleleacele ortaya koyduğun sıcak yemeği bir kere bile üflemeden yiyebildinmi? Çocuklarına ne kadar zaman ayırabildin? Akşama kadar sensiz geçen zamanlarının kaç dakikasına şahit olabildin? Allah rızası için ne yaptın? Farz ibadetlerinin nekadarını yapabildin? Yada yaptıklarının hangisini içine sine sine koşturmadan acele etmeden sakin kafa ile yapabildin? Eşin için görevlerini sırf zorunluluklarını yerine getirmek için “çarçabuk bitsin” düşüncesinin dışına ne kadar çıkabildin? Ve daha niceleri bu liste çok uzar ben size cevabını vereyim.
Biz çalışan kadınların zamanı hep azdı. Ancak yetiştirebildik işlerimizi…çocuklarımızla geçirdiğimiz en verimli zaman yemek yaparken bacağına yapışan çocuğunu çırpıp atmamak için kenara, hem onu bacağında taşıyıp hemde işimizi yapmamızdı. Eşimiz için ise yorgun bendenimizi bir türlü dinlendiremedik oldu bittiler birbirini kovaladı hep…
İşin bide erkekler açısı var tabi çalışan kadın bu zorlukları ya eşine yansıtır eşi ile kavga eder, yada yansıtmaz. Erkek ise halinden memnun, “nede olsa eve para geliyor, çocuklar bakılıyor, temizlik yapılıyor. İhtiyaçlarım karşılanıyor.” Der ve bu böyle gider gider…
Söylemek istediklerimi anlatan ender yorumlardan biri…
Aslında bütün bunlar yaptığınız işle de çok ilgili. Ben öğretmenim, kız kardeşim terzi en küçüğümüz ise Kur’an Kursunda Hoca. Annem babam bizi okuturken hem düni hassasiyetleri göz ardı etmediler hem de kadının ihtiyaç duyduğunda kendi başının çaresine bakabilecek durumda olmasınınistediler.ilk iki çocuğum dünyaya geldiğinde malum yasaklardan dolayı çalışma hayatına girmemiştim. Onkarı kendim büyüttüm. Üçüncü çocuğumda ise çocuğum 4 aylıkken işe başladım ama iki yıl,bhaftada 3 gün sabah 8 de evden çıktım 12 de geldim. Bu arada bebeğin bakımıyla annem ilgilendi. Kardeşlerimin iş şartları da aile yaşantıları için çok uygun. Bu arada tabi ki aile hayatımızın çalışıyor olmamızdan olumsuz etkilenmemesi için tedbirlerimiz de var. Mesela ben yıllardır küçük bir köy okulundayım ve merkeze gelmeyindüşünmüyorum. Hem erkeklerle olan diyaloğumda en aza inmiş oluyor.
Selam un aleykum hergün site bizi ziyaret ederim severek sağolun çok güzel tarifler ve güzel bilgiler paylasiyorsunuz ama şu çalışma konusunda çoook üzülüyorum çünkü hz hatice annemizin kervanlar varmış bugünkü tabirle iş kadiniydi lutfen cahide hanim allahu tealanin bile ilk emri oku ve okumak için çalışmak gerekir bu ev hanımı muhabbeti beni çok uzuyor siz gibi değerli bir insan çalışın üretim ülkemiz kalkinsin demiyor evhanimimi calisan mi diyor ben 15yillik evliyim kayivalidemle yaşıyorum çalışıyorum 2cocugum var k ayinvalidem 86 yaşında gözleri çok az görüyor kayınpederi alzheimer oldu 2sene bu hastalığı ailecek çektik ve ben çalışıyorum şükürler olsun sizden ricam çalışmak kötü değildir lutfen bu konuda daha duyarlı olun gerçekten sizi cook seviyorum fakat çalışanları öcü gibi görmemize üzülüyorum iyi akşamlar allaha emanet oluz
Ya siz beni çalışan kadın düşmanı gibi görmekten ne zaman vazgeçeceksiniz! Bu yazılarla; mecbur olduğu için çalışan, harama düşmeden, çocuğunu ihmal etmeden uygun ortamlarda çalışan kadınları kastetmediğimi daha evvel defalarca yazdım. Anlamak istemeyene ne diyebilirim ki?
Selamın aleyküm bence asıl soru kadın çalışmalı mı değil asıl soru kadın neden çalışır.şöyle bir yaşadığımız topluma baktığımızda en temel ihtiyaçlar için bile para gerekiyorsa evet çalışır.mesela artık bir çok ilacın parasını cebimizden veriyoruz muayene ücretleri de cabası devlet hastanesinde tedavi olamamışsak araştırma hastaneleine gidiyoruz orasıda yoğunluktan iki ay sonrasına randevu alabilmişsek sanşlıyız! olmazsa , olmazsa özel hastane yani para vererek aldığımız sağlık hizmeti .bu sadece bir örnek .çalışan kadının çocuğuna vakit ayıramayışı evinin temizliği falan değil asıl sorun yaşadığımız toplumda nasıl bir sistem var buna bakmak gerekiyor.ödediğimiz faturalarda en az harcadığımız kadar vergi ödüyorsak sadece eşlerin çalışması yetmiyor.herkes ülkemizin küçük şehirlerinde yaşamıyor.büyük şehirlerde mevsiminde bir kilo meyveye beş lira veriyorsak evet kadının çalışması gerekiyor.yazı çok uzadı hakkınızı helal edin .kadınların evlerine dönmesi için başta toplumsal sorunlara çare bulmak lazım.Allah hepimizi bu kapitalist sistemin çarkları arasında ezilmekten kurtarır inşallah.
havva kardeşim Hz.Hatice’nin dul olduğunu ve çocuklarının geçimini sağlaması gerektiğini unutmuş kendi nefsine uydurmuş,kadının çalışması iyi bişey olsaydı RABBİM kadınada maişet temin etme görevi verirdi. zaten ev içinde çok yoğun birşekilde çalışan kadına dışarıda ki yoğunlukda eklenince sağlık sistemi iflasa uğratıyor.Mantıklı düşünmekten ve sabırdan uzaklaşır hale geliyor kadınlar.Sabrını ve tahammülünü patronlarının azarlamalarına harcayan kadın eve ateş topu gibi dönüyor eşleri ile tartışıyor evlilikler gereksiz nedenlerden bitiyor ve ALLAH’ın sevmediği boşanma gerçekleşiyor,para için sevdiklerini değiştirmek diyorum ben buna,elhamdülillah ev hanımıyım ve çok şükür RABBİME eşimin kazancına bereket veriyor ve çocuklarımı elimden geldiğince hazır gıdalardan uzak tutarak yetiştirmeye çalışıyorum.Bu bana huzur veriyor HUZURU DIŞARIDA DEĞİL EVİNİZDE ARAYIN BAYANLAR
Çalışan kadınların bir bölümü önce kendi vijdanları, sonra da “kadının neden çalışmaması gerekir” konusuna İslami deliller getirerek karşı çıkanlara karşı kadınların çalışması gerektiğini “meşru ve gerekli” göstermek için yaptıkları savunmada “NEDEN-SEBEP” olarak sundukları “ekonomik zorunluluk” un çalışmaları için bir NEDEN olmadığını; aksine (yukarıda ki yorumdan da açıkca anlaşılacağı üzere) ihtiyaç duyulan ( çalışmaya sebep olarak gösterilen ) paranın çok büyük bir kısmının “KADIN ÇALIŞTIĞI” için yapılması zorunlu harcamalardan ( kreş veya bakıcı ücreti, dış kıyafet parası, bebek mama bedeli, makyaj masrafı, ulaşım ücreti, psikiyatr vizite ücreti ve depresyon hapları bedeli vb,vb,vb ) oluştuğunu niçin görmüyor ve anlamıyorlar?
Bende bunu anlamıyorum…
Özetle;
KADINLARIN ÇALIŞMASI na temel sebep, dayanak olarak gösterilen (hayatın devam ettirilebilmesi için karşılanması gereken sözde zorunlu ) İHTİYAÇLAR yaşanılan “EKONOMİK SIKINTI” nın NEDENİ değil, aslında SONUCU’dur.
Tabi görebilene…
Son Söz
Ey Müslüman Kadınlar
Yeteri kadar ÖZGÜR, problemlere karşı GÜÇLÜ, Ufak tefek hastalıklar karşısında yatağa düşmeyecek veya hiç hastalanmayacak kadar sağlıklı ve Huzurlu, Allah ve Resul’ünün sizden razı olması konusunda samimi iseniz önce NEFSİNİZE, sonrada KAPİTALİZME teslim olmamak için
“VAZGEÇME GÜCÜNÜZÜ KULLANIN”
bakış açısına göre değişen bir durum tabiki ben yorumumda yaşadığım çevrede gördüğüm sorunları yazdım ama ben de şunu anlamıyorum neden çalışan kadın hep dışarıdan yemek söyleyen kuaförden çıkmayan makyaj ve moda için parasının büyük çoğunluğunu harcayan çocuğunu hep duygusal olarak ihmal eden ve evde yemek pişirmeyipde dondurulmuş gıdalara başvuran rahatına düşkün olarak algılanıyor ?bu yapılan yargılama kişiye göre değişir ama şunu söylemek isterim ki her çalışan kadın yukarıda yazdığım gibi değil.helalinden kazanıp çocukları evi için en az bir ev hanımı kadar çaba sarfedip eve hazır yemek sokmayanlar da var.işte asıl sıkıntı bizlerin çalışan kadına olan bakış açısı ve ön yargısı Allah herkese selamet versin ve hepimizin önce kalbini ıslah etsin
Merhaba Cahide Hanım,
Çalışan kadınlar ve çocukları hakkında bir kaç yazınızı okuma fırsatı buldum. Canı gönülden katıldığım fikirleriniz yanında çok yaralayıcı ve incitici bulduğum ifadeleriniz oldu. Toplum olarak özellikle anadoluda kadının çalışmasına özellikle de muhafazakar kesimde daha çok olmak özere çok olumlu bakılmadığı açık bazı yorumlardan bunu daha net anlamak mümkün. Ben iki çocuk annesi bir hekimim. Bilirsiniz ki sağlık sektöründe eğer hasta kadınsa hekimin, hemşirenin, veyahut herhangi bir yardımcı personelin toplumumuzda heleki muhafazakar kesiminde daha ısrarlı olarak kadın olması istenir. Bu noktada muhafazakar kesimin çelişkili yaklaşımını hiç anlamamışımdır. Kendini, kızını bir mücevher gibi evde muhafaza etmek isterken bir yandan da yetişkin bir bayanın mahrem bölge muayenesini bırakın 2 aylık bebeğin ultrasonunu bile bayan doktora yaptırmak ister. Bir de doktorun kendi gibi muhafazakar ve tesettürlü olmasını ister. Yani kendi dini emirlere tas tamam uyarak yaşamını sürdürmek isterken diğerinin inandığı emirlere kendi gibi inanmasını ama uygulamada kendisi kadar katı olmasını istemez çünkü o da kendisi gibi uygulamaya geçerse, evde oturmayı tercih ederse kendi takvası zedelenecektir. Hep sormak istemişimdir bu çelişkiyi aşmak için bir fikri olan var mı? Ya da bazı sektörlerde kadın iş gücüne ihtiyacın elzem olduğunu kabul edip biraz da onlar için kalem oynatmayı ve elini taşın altına koymayı düşünmenin zamanı gelmemiş midir? Sağlık sektörü gibi bayan iş gücüne ihtiyaç olan alanlarda çalışan bayanlarda sizler gibi evinin kadını çocuklarının annesi olmak istiyor. Ama onlara da ihtiyaç var. Elbette her güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Eğer istenirse bu kadınlar çalışabileceği gibi evinin kadını çocuklarının anası da olabilir. Bunun için bizler çabalıyoruz devletten bu konularda bize yardımcı olmasını talep ediyoruz. Ama sadece bizim çabamız yetmiyor. Bizlere ihtiyaç olduğunu her fırsatta dile getiren siz kadınlarında desteğine ve çabasına ihtiyacımız var. Evlatlarını ardında bırakıp evden çıkmanın burukluğunu en üst düzeyde yaşadığım bu günlerde bizlerin eleştirilmekten çok desteğe ihtiyacımız olduğunu ve bu konuyu da değerlendirmeye almanızı sizlerden inandığınız değerlere sahip çıkma adına rica ediyorum.
Huma hanim elinize, yureginize saglik…Tam da dusunduklerimi ifade etmissiniz.Bu kadar emek verip yazmissiniz umarim Cahide hanim bir cevap yazar. Ben de merak ediyorum acikcasi…
Benim annem de yıllarca çalıştı. Ama çok istediği için değil 3 tane evladına bakabilmek için 🙁 hayırsız ayyas bi koca ev kira ve kendisine sahip çıkmayan bir ailesi vardı.Biz evde 3 kardes birbirimizin saçlarını tarar okula birlikte giderdik.Daha 3.sinifta mutfakla tanıştım. Sabah annem hamur yogurur ise giderdi o hamuru bazlama haline getirip pişirmek bana duserdi.Benden 1 yaş büyük abim ve 1,5yas küçük kiz kardeşim vardı.Okuldan eve gelince herkez cocugunu kapıyı açıp güleryüzle yemek kokularıyla karsilardi.
Biz ise annemiz yorgun dönüyor birde evde yorulmasin diye evi toplar, bulasik yıkar, çorba pisirdik.Sokaga çıkınca komşu kadinlar sorardi bugün ne pişirdin?Çok aç kaldık çok şiddet gördük..
annemin psikolojisi bozulmuştu..babama olan öfkesini bizden çıkardı 🙁
pazarları herkez gezmelere giderdi bizim o gün çamaşır günümüzdü.ve de sinir ,şiddet! annecimin hep hayali idi ev hanımı evinin hanımı olmak.kısacası kadinligini, anneligini bir kenara bırakıp
Duygusuz ,bikmis ,hasta bi birey oldu.
Şimdi mi şimdi depresyon haplariyla geçiriyor ömrünün geri kalanını ve yasayamadigi anneligi ve pismanligi 🙁
(annemin bi kariyeri yok okuma yazmasi da..ev temizliği, halı dokuma,bulasikcilik, portakal , limon toplama vb.islerde çalıştı hep)
Annenizin bir kariyeri demeyelim de bir mesleği olsaydı emin olun ne siz ne de anneniz o kadar ezilmezdiniz. O kadar çok ezilmenizin sebebi başta babanız tabi ki ama ikinci olarak annenizin ailesini geçindirebilecek gerçek bir mesleğe sahip olmayışı. Bu da bir çelişki işte.
anne ev hanımı nasıl olunur? Baban mümince yaşadığı zaman cevabı tam olurdu sanırım bu soruya.cahide hanım inanın çalışmak istemiyoruz yoruluyoruz yetemiyoruz günaha giriyoruz ama gelin görün ki gerçekten eşlerden dolayı mecburuz.
Ev hanımlığı eğer anneysen dünyanın en zor mesleği onu gördüm son iki yılda. Oğlumun doğumundan sonra iki yıl ücretsiz izin kullandım. Eşimin maaşı tabi ki yetti çok şükür. Ama eşim ne kadar bana çalışmana gerek yok dese de inceden çok harcıyorsun bütün gün evde yatıyorsun iğnelemelerini de eksik etmedi. Ayrıca mümince yaşadığını da iddia etse değersizleştirdi küçümsedi. Bütün gün ev işiyle uğraşmaktan çocuğumla vakit geçiremez olmuştum. İşe dönmek hiç istemiyordum ama kendimi mutsuz ve değersiz hissetmek hiç bana göre değildi. Ben evcimen ev işlerini seven bir insan olmama rağmen ev hanımı olamadım, her kadın anne olabilir ama ev hanımı olmak herkesin kumaşında yok. Hele ki halden anlamayan kolaylaştırmayan bir eşiniz varsa. Oğlumla dolu dolu iki yıl geçirdim inanın ömrümün en zor anlarıydı ondan ayrılmak hiç bu kadar eksik hissetmedim kendimi. Ve bu kadar vicdan azabı duymadım. Kayınvalidemin ve eşimin itirazlarına rağmen döndüm işe oğlumu çok özlüyorum hala gelgitlerim oluyor. Ama ben artık yorgun ve mutsuz bir anne değilim, kendime vakit ayırıyorum , ibadetlerime vakit ayırıyorum, haber bile okuyabiliyorum. Oğlum mu; nasıl annemin tarlaya gitmesinden ben hoşnut olmadıysam çocukken o da işe gelmemden memnun değil. Bize annem yokken babannem baktı oğluma da teyzem bakıyor. Ben iş hayatında kadın olması gerekiyor diyen biri olmadım hiç, bir kadın eğer mutluysa herşeye yetebilir diyorum. Mutsuz kadın herzaman yorgun ve yetersiz olur.
Çalışan bir kadın olarak darmaduman eden bir soru. Hep kadının yeri evi dedim, ben evimin kadını olucam dedim. Ama şartlar. Şartlar şartlar… Kıyafette, hazır yiyeceklerde şunda bunda değil gözüm. Eşimin maaşı çok az ve kiramıZa mutfak giderimize yetmiyor. Ve diyabetim, sağlık giderkerime bile yetiremedik kocamın maaşını. Mecbur kaldım. Sırf idare edelim diye yemeden içmeden kestik. Ben 1 öğün kocam 2 öğün yerdi. İnanın lokmamızı zor yetirir olduk. Olsun, kocamdı, taş taşırdı sırtında, açda kalırdım. Ama şekerim buna dayanamayıp sürekli mahvoldum. E sağlık gitmeye başladı, e para yok. Mecbur kaldım yani abla. Öyle bi iş nasip ettiki Allahım. Hiç ummadığım anda ummadığım yerden. Kadrolu resmi bir dairede işe girdim. Çocuk olana kadar çalışırım bebeğime bakarım derdim ama kadrolu olunca anca istifa edilir. Biliyorum herşeyi ama bilmiyorum. Çok ince bi sızı çalışmak. Allah muhtaç edip başkasının eline baktırmasın. Açda yaşardım kuru tahta üzerindede yatardım. Şimdi eşimden maaşım yüksek. Sağlık gideelerime pay ayırabildik. Düzenli gidip geliyoerum doktorlarıma. Kiramızı verebiliyoruz. Arrık kahvaltıda zeytin ekmek dışında peynirimizde oluyor 🙂 yetiyor. Hamd olsun. Çalışan kadın zor ama, kocamın eline bakmam kafasıyla çalışan kadınlara akıl şuur diliyorum. Kocam maaşımın miktarını bilir, ben takip etmem bile. Harçlığımı verir şekerim düşerse die meyvesuyu paramı verir. Yürüyemiyorum hergün şwkerim çok etkileniyor, arada otobüse binerim. Bazen binmem, 1,50 kuruşumla evime ekmek alırım. Biriktirir peynir alırım. Allah saptırmasın cahide abla. Çokkkk ince bir çiZgi çalışan kadın olmak. Zorlanıyo muyum? Elbette.. Ama kocam taşı sıkıp suyunu çıkarıyor bende suyuna çorba yapıyorum 🙂 kocam artık üzülmüyor karımı hastaneye götüremiyorum diye. Ne yapaydım bilmiyorum. Çalışmasammııı çalışsammı.. Garip bir sızı işte.
Selamunaleykum Cahide hanim…😊ben uzun zamandir sessiz takip ediyorum sitenizi.Gec tanidim sizi bu acidan üzülüyorum 😔Ama cok şükür tanistirana.Allah artirsin sizin gibi insanlara faydali,güzel tavsiyeler veren ,dinini layikiyla yasamaya calisan Insanlara.Allah razi olsun. Bundan gayri hep takipcinizim.Allah yar ve yardimciniz olsun daima güzel ablacim😉
Bence bu sorunun çözümü için en az 20 yıl sabırla her türlü sıkıntıya katlanacak, çocuklarını yetiştirirken kendi egolarını en basitinden ertelemeyi becerebilecek annelerin kollarını sıvaması, ellerinin altında yoğurulmayı bekleyen hamur misali, evlatlarının şahsiyetlerine yatırım yapmaları gerekiyor. İşte o zaman bizim çocuklarımız yönetici olduklarında Müslüman işyeri nasıl olur, kadının kıymetli emeğinden, ilminden, vaktinden nasıl istifade edilebilir, düşünüp ona göre hareket edebilirler. Evlenirken de muhataplarında ne için evlendiklerini sağlam bir şekilde sorgulayıp yollarını ona göre çizebilirler. Çalışan ama çalışmaktan memnun olmayan kardeşlerim ellerini taşın altına koymalı, Rabbine sığınıp teslim olmalı, rızkı da bereketini de asıl sahibinden umarak sahip oldukları çerçevesinde yuvalarını cennete çevirmelidir. Çalışmak istemeyen bekar kardeşlerim de çalışmanın sadece maddi karşılık için olmayacağının idrakinde olmalı, vakitlerinin her saniyesini mutlaka ama mutlaka üreterek geçirmeleri gerektiğinin şuurunda olarak adımlarını ona göre atmalı, vücut ve ruh terbiyelerini ona göre yapmalıdır. Fatma Betül kardeşim ve Hilallll ablam gibi çalıştıkça ışıldayan, mesai şartlarını kendilerine göre ayarlama nasibine erişebilenler ise hem nazardan korunmak hem de gayretlerini artırabilmek için dualarını, şükürlerini eksik etmemelidirler. Ki ben de çocuklarım için ilk 4 yaşlarını doya doya anneleriyle geçirebilmelerini en meşru hak olarak gören, çocuklarının ve eşinin vakitlerinden çalmamak adına akademik eğitiminin ilerleme sürecini yıllara yayan, okumayı ve kendini geliştirme çabalarını aksatmamaya çalışan, evinde otururken, ev işi yaparken bile fıkıh sohbeti dinlemeyi günün karı, vaktinin şükrü sayan iki çocuklu bir anneyim, hamd olsun. Kendi durumlarını beğenip de etrafındakileri yıkıcı bir şekilde eleştirmeyi vazife edinenleri ne dinlerim ne ciddiye alırım. Müslüman bakış şikayet etmeye değil çözüme çevrilir. Elimizden gelenin hakkını vermedikçe bir an bile şikayet etmeye yüzümüz yok. O zaman nankörlük de, tembellik de, asilik de bizim vasfımız olur. Vesselam…
Bir de şu ”çalışmak istemiyorum bunalımdayım” diye Cahide hanıma mail atan hanımları anlayabilmiş değilim. Kafanıza silah mı dayıyorlar çalışın diye? kimse kimseyi zorla çalıştırmıyor. Çalışmak istemeyen çalışmasın. Ha eşime nasıl söylerim bilmiyorum modunda olanları da anlamıyorum çalışmayı bıraktın diye eşin seni boşayacaksa o evlilik zaten çoktan bitmiştir.. Ya da hiç başlamamıştır. O birliktelik kadının bankamatik kartının hatırına kurulmuş ise adı evlilik değildir. Tabi bu benim şahsi fikrim. ben kendi adıma konuşuyorum Çalışan , evli 3 çocuklu anne olarak çalışmaktan gocunmuyorum iffetim namusum da en az çalışmayan bayanınki kadar sağlam elhamdülillah..
Yalnız çok farklı hayatlar var. Kadın çalışırken evlenmiş. Çocukları oluyor, yükü artıyor. Çalışma şartları da ağırsa omuzlarındaki yük kat kat artıyor. Bırakmak isteyince de kocası razı olmuyor. Boşansa yine çalışmak zorunda kalacak. Değişen birşey olmayacak. Çalışmadığı için eşi, eşinin ailesi, hatta kendi ailesi tarafından aşağılanan çok kadın var. Bize daha çok kanaatkar ve anlayışlı erkekler lazım. Yoksa kadınlar, özgürlük söylemleri altında daha çok ezilirler…
Selamun aleyküm. .cahide hanim çok fazla yazdigimin farkindayim .hakkinizi helal ediniz. Fakat su son yazdiklariniza deginemeden gecemeyecegim..
Bir insanki yasadigi dunyada sahsiyetiyle deger kazanmamissa , diger tum seylerle ayakta tutmaya calistigi degeri, ister istemez bunlari kaybettiginde son bulacaktır. Bu konuda korkunun ecele faydasi yok..erkegin kanaatkar olmasindan cok, kadinlarin saglam karakterli,neyi neden ve nicin yapması gerektigini bilen, dusunen , imanli azimli onurlu iradesi güçlü ve saglam ruhlu olmalari gerekiyor ki erkegide kadinida yetistirirecektir..rabbim disinda kimse bana yol cizmemi.kendi yollarimi kendim cizerim ve birilerinin bana cizmis oldugu yollardan hoslanmam..bugun uc erkek cocuk annesiyim .buyuk oglum 18 lerde.soyle etrafima bakiyorumda alip aileme katabilecegim edebini hayasini kaybetmemis bir genc hanimefendi bulamiyorum…illa kendi cocugum icin degil..gercekten kadin hasara ugratilmis .bilincli olarak.bir toplumu bozmanin da yapmanindan kadindan gececegini farkedenler yeteri kadar hedeflerine ulasmislar..
Birde bosanip kendi baslarina hayat mucadelesi vermeye calisan kardeslerimi anlamiyorum.neden yanliz yasamayi seciyorlar.bosanmakhelal oldugu gibi yeniden evlenmekte hhelaldir.bunda ayiplanacak kinanacak bir durum yok..eger birinci esin cekilmez yanlislari onlari bezdirdiyse bu her erkeginde ayni oldugu anlamina gelmiyor.esleri den ayrilmis veya eşlerini kaybetmis yuzlerce beyfendi var.dunya hayatimizdaki tek derdimiz basimizi sokacagimiz bir evimuz doymamiz gereken bir karnimiz olarak bakarsak tabiku evlenmeyi düşünmez bende calisip bunu yaparim deriz.ama bence bu yanlis.hayat bir cati altinda yasayip karnin tok olması değildir. Aile hayati kurmak insanlara huzur ve sukunet veren tek seydir.gerisi sadece acimasiz bir mucadele olur bence…
Bak bu yazi yine uzadı…hakkinizi helal ediniz.
Hilal kardeşim, daha evlenmeden çalışması için aile baskısı gören kızlarımız var. Bu yazının ardından mail atan 20 yaşındaki kızımız izin verse de yazdıklarını paylaşsam. Toplumun hali içler acısı. Biz İslam’dan uzaklaştık. Başka derde lüzum var mı?
Ben burda bir de şunu söylemek istiyorum daha doğrusu evlenmemiş arkadaşlara bir tavsiye niteliğinde olabilir. Lütfen evleneceğiniz kişiye çalışıyorsanız da, çalışmayı düşünüyorsanız da bir gün, en azından çocuklarınızın olduğu bir gün çalışmayacak durumda olma ihtimalinizde söyleyin. Erkekler kadınlar gibi bir yüreğe sahip değiller. Size hep çalışacaksınız ve birşeylerin yükünü onun omzunuzdan alacaksınız gözüyle bakabilirler. Her zaman çalışmama ihtimalinizin olduğunu ve Kabul ediyorsa sizi böyle kabul etmesini söyleyin. Bazı kızlar her yükü omuzlarına aldıklarında eşleri tarafından daha çok beğenileceklerini, takdir edileceklerini düşünüyorlar ama bir sure sonra o görev tanımından bile daha ağır hale geliyor ve kadın çok zorlanıyor , erkek de aksini istemiyor ve huzursuzluk başlıyor. Almanız gereken kadar yükü üstünüze alın. Sevgi ayrı birşeydir, saygı ayrı birşeydir, görev ayrı birşeydir… Birbirine karışıtırınca ortaya Cahide hanımın burda yaptığı kadar lezzetli yiyecekler çıkmıyor maalesef.
” Bu kardesimiz esine calismak istemedigini nasil soyleyecek ” bu cok ilginc geldi bana….o kadarda saygi ve sevgileri yoksa ..düşündürücü…..
Selamun aleyküm.
Her insan için calismak en güzeli ve dogru olanidir.fakat bu calismanin sartlari kisinin konumuna ve Allah’in helal -haram cizgileri dahilinde olmali..malesefki bugun adi farkli olsada KÖLELİK sistemidir bizi mahveden.
Calismanin yanlis oldugunu düşünmüyorum. Calisma sartlarinin yanlış oldugunu düşünüyorum. Calisma sartlarinin yanlisligi en cok kadina yansiyor.cunku kadinin asli görevi anneliktir.calisma sartlarida annelik uzerinden degil , eşitlik uzerinden yapilinca ister istemez yuvalar ve yavrular hasara ugruyor.
Bu asli gorevlerini gun boyu evinde oturup yerine getirmeyen cok bayanda var elbette.
Yasadigimiz dunyada kapitalizm gercekten insanlari kiskaci altina almis durumda.kanaatsizlik diz boyu..az bir seyle yetinme duygularimizi kaybettik. Ihtiyac kavramini kaybettik..bati bize oyle bir dunya cizdiki , bu cizdigi dunya bizi boguyor.cunku bize gore degil.kendi yasamlarina ,aile duzenlerine, hayata bakis açılarina gore duzenledikleri seyler bize uymuyor.uymaya calisincada yikimlar olusuyor malesef..ayni modelleri kendi degerlerimize bakmadan toplumumuza aile yapimiza uyup uymadigina bakmadan aldigimiz her model bizde husrana dönüştü. .
Bundan 40- 50 sene oncesine bakarsak kadin yine calisiyordu.evinde tarlasında hayvaninda baginda bahcesinde..cocuklariyla 24 saat ilgilenen anne varmiydi bilmiyorum. Sorun cocuklarla annenin tum zamani gecirip gecirmemesi degil bence. Sorun aile ortamlarimizin olmayisi..eskiden kadin gun boyu evinden uzakta tarlasında calisirken , evinde coluk cocugunu biraktigi bir kayinvalidesi vardi.veya beraber yasadigi herhangi bir büyüğü. ..cocuk annesinden ayrilsada aile ortamindan ayrilmiyordu.buda cocukta psikolojik bir çöküntü yasatmiyordu.cunku bizim evdeki ninelerimiz annelerimiz gibiydi bize.bugun anne, annelik sartlarini zorlayarak calisirsa, cocuk hem annesinden ayriliyor,hem evinden ayriliyor hemde kendi ailesine ait olmayan kollara terkediliyor.nineler dedeler postalandi …oysaki bu buyukler aile bireyleri arasinda muhtesem birer kopruyduler..
hayatimizin her bolumune bati modelini aldik.bati sadece “BEN “merkezi uzerine kurulmustur.tek yasama gore ayarlanmis hersey.ve bati bu modeli kendine uyguladiginda kazaniyor.oysa “BİZ”merkezli bir topluma yikim oluyor.avrupada her sey bireyseldir.aile kavrami yok.buyuk kavrami yok..bireysel hayat bireysel zevkler ve bireysel sonlar…yedikleri seyler bile artik tek kisilik paketlerde.bizler 30 sene once 250 gr lik tereyagi paketini eve goturseydik ne kadar garipsenirdi degilmi ?
Avrupada kadinin çalışması hic sorun degil.tek basina bir ferttir o..ama bizde durum ayni degil..ne kadar kendimizi paralasakta, yikimi gormemezlikten gelmeye calissakta ortada gun isigi gibi bir gercek var malesef..
Kadin calissin.elbetteki calissin..ama bu ortamlarda ve bu sartlarda degil…kirmiyorum dokmuyorum yetisiyorum demek var olan bir yarayi kapatmaya yetmiyor..
Bende çalışıyorum. Ozel bir vakifta hem yonetici hem egitimci olarak çalışıyorum.cocuklarimin evde olmadigi saatleri seciyorum..onlar evdeyken on dakika bile onlari yanliz birakmadim.isimi cocuklarima gore ayarliyorum.hizmet yapacagim diye asla onlari magdur etmedim.. ben kendi sartlarima gore işimi ayarladim.sayet bunun aksi olsaydi cocuklarimi ne birine kiralardim ( evet cocuklarimizi kiraliyoruz ama kira parasini da biz oduyoruz) nede evde birakirdim.bu sartlarda asla calismayi tercih etmezdim…bir an dusunmek bile urpertiyor beni…rabbim yuvayi gecindirme gorevini erkege ,yuvayi da disi kusa emanet etmis..vesselam
Tarlada çalışan o kadınların şimdiki çalışan kadınlardan daha mutlu olduğunu mu zannediyorsunuz? Eğer öyle zannediyorsanız anadolunun köylerinde yaşayan kadınlarla oturup konuşmamışsınız derim. Benim annem babam köylü ve bir köy öğretmeniyim. Tarlada çalışan o kadınlar kızlarının okuyup çalışmasını herkesten çok istiyor. “Biz de yıllarca çalıştık ama karşılığında Allah razı olsun sözünü bile duyamadık” siz çalışın kendi paranız olsun diyorlar. Dindar kızını okuymayıp dini eğitim alnasını tercih eden aikeler şse kızlarını kedinşikle köye evlendirmek istemiyorlar.
Ah cahide ablacim en yakinlarimda bu aile hayatini gordukce Rabbime hamdediyorum.Bize bu bilinci asilayan hocalarimiza dualar ediyorum.Ev hanmi olmakla gurur duyuyor genc kizlarimiza da bu dusuncede yol almalarini ogutluyoruz insaAllah
Cevap cok açık ve net: Seriat olmadığı için hersey serbest! Bir insan, erkek ya da kadin olsun, karari Kur’an olmalidir. Herşeyi Allah’in rızası için yapmalidir. Namaz kilmayip, Allah’in emrettigi gibi yaşamayan erkek veya kadin huzuru bulamaz. Çünkü huzur islamdadir…