Orkideler, Kır Çiçekleri, Manzara

Siz seviyorsunuz diye, bütün çektiğim yeryüzü resimlerini paylaşmak istiyorum. Bahar ayları kendimi bir rüyada gibi hissediyorum. Ama çok çabuk geçiyor. Cennetin bir demosu gibi herşey…

Çarşı pazar dolaşmayı, mağazalara gidip alışveriş etmeyi hiç sevmiyorum. Yıllar geçtikçe bu iş bana daha da ağır geliyor. Hele büyük alışveriş merkezleri, plazalar hiç bana-bize göre yerler değil… Kendimi daha çok dağlara, kırlara ait hissediyorum…

Bu dağlara her çıkışımda tepede küçük bir ev hayal ediyorum. Kapıyı açınca ayağımız hemen toprağa, çimenlere değse. Meleyen kuzular, mırlayan minnoş kedi, bir kaç tavuk olsa evin etrafında dolaşan. Yaşlı zeytin ağacının kıvrım kıvrım gövdesine yaslanıp neml suresini okusak… Karıncalar dinlese bizi…

“O Allah ki, kendisinden başka hiçbir ilâh yoktur, büyük arşın Rabbi (sahibi)dir.” (27/Neml,26)

Televizyon, internet olmasa, haberlerden habersiz yaşasak bir kaç yıl. Kan revan içinde büyümeye çalışan savaşın yorgun çocuklarından alsak yanımıza… Azıcık sessiz, tertemiz kırlara ayak bassalar. Bomba düşer korkusu yaşamadan koşup oynasalar…Ruhları biraz olsun dinlense yavrucakların…

Laleler bitti, yerini gelincikler aldı. Narin narin süzülüp duruyorlar. Koparılmaya, vazoya konmaya hiç tahammülleri yok. Ancak dalında sevebilirsiniz bu güzelleri…

Manzara resimlerinin içinde yer alan çiçekleri çok severim. Mavi çiçekli bitkiler, sarı papatyalarla ve manzarayla birleşince ortaya bu fotoğraf çıktı…

Her taraf sarı papatya. Beyaz papatyalar bitmek üzere artık. Onu da koparayım, bunu da derken, kocaman bir demet papatya toplamışım. Çok uzun dayanıyor, kolay kolay bozulmuyorlar…

Buralarda ilk defa rastladığım bir orkide çeşidi. Bunların yurt dışına çıkarılması yasak. Her bir çiçeğe dikkatli bakın. Kolları, bacakları, gülen yüzleri var sanki. Subhanallah, Allahu ekber!

Belginimin yol kenarında gördüğü mavi çiçekler bunlar. Sanki buradakiler biraz daha büyükmüş gibi geldi bana.

Mavi ve yeşil renk birbirine ne kadar yakışıyor… Rabbimizin yarattığı herşey birbirine ne kadar uyumlu.

O ki, birbiri ile âhenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahmân olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun? (Mülk suresi: 3. Ayet)

Bu da Muğla’ya doğru giderken sadece belli bir bölgede rastladığımız sümbül çeşidi. Geçen yıl sümbüllerin yerini keşfedince, bu yıl yine sırf  sümbülleri görmek için gittik. Bakmaya kıyamayacağınız kadar güzel yaratmış Rabbimiz hepsini…

O, yaratan, var eden, şekil veren Allah’tır. En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şânını yüceltmektedirler. O, galiptir, hikmet sahibidir. (Haşr: 24)

Yine endemik bir tür olan orkide çeşidi. Buna da ilk defa rastladım. Rabbimiz ne kadar büyük ve hazinesi ne kadar geniş. Cömertçe yeryüzüne güzellikleri serpiştirmiş ama dünyaya sineğin kanadı kadar değer vermemiş. Değer vermediği dünya bu kadar güzelken, övdüğü cennetler nasıldır dostlar?

Ebû Hüreyre (r.a.) dan gelen rivayette, Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu:

“Allahu Teâlâ: “Ben salih kullarıma hiçbir gö­zün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir beşer kalbin hatırından geçirmediği şeyleri (ikramları) hazırladım” diye buyurdu.” Müttefekun aleyh. Lafız Buhârî’ye (7498) aittir.

Bir de çay ikram edeyim size..:) Oldukça yüksek bir yerden çektim bu fotoğrafı. Sona doğru fotoğraf çekmek aklıma gelince bardak biraz kirli çıktı kusuruma bakmayın..:)

Nasıl da kaptırıp gitmişim kendimi. Ne çok yazmışım yine. Ne çok hayal kurmuşum…