İkiyüzlü ve ahlaksız moda
Günümüzde moda öyle bir tabu haline gelmiştir ki kadınlarımız bu moda çeşitliliğini takip edebilmek için akıl almaz yollara ve tehlikelere başvurmaktan kaçınmamaktadırlar.
Bazı hanımlar, ruhunu ve özünü güzelleştirecek ve süsleyecek bir takım ahlaki, kültürel özellik ve güzelliklerle bezenmek yerine, yüzünü ve görünüşünü güzelleştirecek makyaja, boyaya, ahlak dışı giyime başvurmaktadır. Bozuk bir malı, gösterişli bir ambalaj içinde sunup yutturmaya çalışan sahtekâr bir tezgâhtar misali, yapmacık tavırlar içine girmektedir.
Güzel olma ve moda tutkusu, kadını sayısız tezatlara sürükleyip onun ruhî dengesini altüst ediyor. Süslenen püslenen ve makyaj yapan bir kadın/kız, kendine göre çirkin bulduğu veya toplumun güzel bulmadığı özelliklerini gözlerden uzak tutup güzel bulunan özellikleri kazanmaya ve mevcut özelliklerini olabildiğince abartarak, dikkatleri çekmeye çalışmaktadır. Bu durum ise söz ile değil ama hal ile söylenen bir yalandır. Kelimenin en açık ifadesi ile ikiyüzlülükten başka bir şey değildir.
Çünkü bu anlayış ve tavır içinde olan kadının, hem fiziki hem de psikolojik yönden gizlemeye çalıştığı bir gerçek yüzü, bir de açığa vurup gözlere arz etme gayreti içinde olduğu sahte yüzü vardır. Erken yaşta cildi bozulan bir kadın, bir yandan ayıbını örtmek için daha fazla cilalanıp boyalanma ihtiyacı duymakta, öte yandan kullandığı kozmetik ürünü miktarı ve çeşidi nispetinde cildinin bozulduğunu, tahrip olduğunu hissedip bunalıma düşmektedir.
Öte yandan, maddî sıkıntı yüzünden de modayı takip edemeyip bunalıma düşenler, arkadaşlarının arasına çıkamayanlar da az değildir.
Modern köleler
Moda hezeyanına kapılıp da modayı takip edemeyenleri bekleyen daha korkunç tehlikeler de vardır. Özellikle dar gelirli bazı ailelerin üniversitelerde okuyan kızları, modayı takip etmek için yeterli miktarda harçlık bulamayınca, bizzat kendi bedenlerini pazara sürerek, giyim ve parfümeri masraflarını karşılamayı çare olarak görmelerinden bahsedilmesi de ayrı bir felakettir. Bu yönüyle moda, beraberinde birçok yönden sosyal yaralara sebebiyet verebiliyor.
Emperyalistler, kadını modanın ve şehvetin ağına düşürerek, Müslüman toplumların ruhen gelişmelerini engellemek istemektedirler. Moda toplumun şahsiyetini kaybettirip sosyal yaşantının Batı’ya teslim edilmesine sebep olur. Moda, toplumu yabancı milletlere esir eder, yerel kültürü ve şahsiyeti yok eder.
Moda, yalnız giyinişinize tesir etmekle kalmaz, o, şeytan gibi her işimizin içine burnunu sokar ve hükmünü icra eder. Tesiri altında kalanların mantıkla alakasını keser. Giydiğimiz elbiseden oturup kalkmamıza, konuşma, söyleme ve yazı yazma tarzımıza, zevklerimize, duygularımıza kadar, bizi parmağının ucunda çevirip durur…
Moda’nın dinen sakıncaları
Bu dünyaya imtihan için gönderilen insanların, Cenabı Hakk’ın yasaklarından kaçınmaları gerekir. Bir müslüman kadın da süslenmesini, giyimini İslami ölçüler içerisinde yapmalıdır.
Müslümanlara modanın dini açıdan şu sakıncaları söylenebilir:
Moda, genelde İslami olmayan başka kültürlerin ürünüdür. Moda bahanesiyle başka milletlerin kıyafetlerini giyenler, itikaden de yanlış bir iş yapmış olurlar. Dinimize göre başka dindeki insanlara, giyimle dahi olsa benzememe esası vardır. Müslümanlar, başka milletlere benzetici kıyafetleri moda olsa bile giymekten şiddetle kaçınmalıdırlar.
Giyimde yabancı din ve felsefi sistem mensuplarına benzemenin, en bariz şekli ise onlara ait hususi elbiseleri giymek ve ayırıcı alametleri, rozetleri takmaktadır.
Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur: “Rahiplerin elbiseleri (yabancı ümmetlere has elbiseler) giymekten sakının. Kim onların şekillerine bürünür ve onlara benzemek isterse benden değildir.”
İslam âlimleri; haç takınmak, zünnar bağlamak, haham/rahip elbiselerini giymek gibi giyimdeki teşebbühleri (benzeyişleri) “küfür alameti” olarak görmüşlerdir. Bunun için batıl din ve ideoloji mensuplarını ayırıcı, nişan olmuş giysilerden kaçınmakla mükellef olan müminler, onlara has bir vasıf taşımasa da daha çok onlar tarafından giyinen elbiselerden de sakınmalı, bu tür giysileri sürekli olarak giymemelidir.
Moda olarak kullanılan süs eşyalarının, parfümerinin, kozmetiğin, dinen haram olan maddelerden imal edilme durumu da göz önünde bulundurulmalıdır. Bazı süs eşyalarının içeriğindeki maddeler, İslam’a göre pis olabilir. Böyle kozmetikler hem necisliğinden hem de suyun deriye ulaşmasını engellediğinden, ibadetler açısından da haramdır.
Kozmetiğin utanç yüzü
Avrupalıların kadından yararlanmak ve güzel göstermek için yapmayacağı şey yoktur. Kadınları hem ticari meta hem de adeta cinsel bir makine (!) olarak görmelerinin gereği olarak, bugün Avrupa’da, güzellik malzemelerinin yapımında, insan ve hayvan ceninlerinin kullanmasından çekinilmemektedir.
Batılı zalimler, hayvanları güzellik sanayinde kullanıyorlar. Merhemleri, güneşten korunma malzemeleri, makyaj yüz kremi, rimel, ruj, oje, şampuan, sprey deodorant ve diğer kozmetik ürünlerinin nelere mâl olduğunu kadınlarımız biliyorlar mı acaba?
Sadece ABD’de 50.000 kedi, 61.000 maymun, 180.000 köpek, 554.000 tavşan ve milyonlarca fare, kozmetik için katlediliyor. Deneyler ve kozmetik üretimi için her yıl 300 milyon hayvanın katledildiğini söylersek, güzelleşmek için işlenen cinayetlerin boyutu kendiliğinden ortaya çıkar.
Böylesine bir vahşet sonrasında elde edilen kozmetik ürünlerini sarıp sarmaladığı, makyajladığı ve gerçek benliğinden uzaklaştırdığı kadın, cazibesini kullanarak aldatmaya ve saptırmaya da hazırdır artık, farkında olmasa bile…
Güzelleşmek uğruna katledilen sadece hayvanlar değil, kürtajla alınan bebeler de kullanılmaktadır ki bu büyük bir skandaldır.
Aile ve manevi değerleri yok etme hareketinde olan düşmanın, bir taraftan da kürtaj cinayetinin meşrulaştırılması üzerinde neden bu kadar ısrarla durduğu nihayet anlaşılmaktadır. Ortaya çıkan gerçekler, tek kelime ile dehşet vericidir.
Kürtaj ve kozmetik bağlantısı
Kozmetik firmalarında üretilen güzellik kremlerinde, (Domuz katkıları, kadavra ve insan spermi haricinde) hayvan ve kürtaj plesantaları da kullanılıyor. Bilindiği gibi plesanta, ana rahminde ceninin korunup geliştirildiği özel muhafazadır.
Kürtajla rahimden kazınarak alınan bu plesantaların tonlarcası, başta Rusya’dan geliyor. St. Petesburg’taki hastanenin IS adlı kürtaj kliniğinden bir doktor, yalnızca kendi kliniğinin, geçen yıl Fransa’ya 34.400 ton kürtaj plesantası sattığını söylüyor. Fransa’da bu plesantaları, kozmetik firmalarına satan İnsitut Mary Eux yetkilileri ise dünyanın çeşitli ülkelerinden, günde tam 19 ton plesanta satın aldıklarını açıklıyorlar.
Böylece daha doğmadan öldürülen yüz binlerce minik insan namzedi, bir avuç güzellik meraklısınca yumuşak ve pürüzsüz bir cilde sahip olmak için kullanılıyor.
Bu akıl almaz iğrençlik ve vahşet, güzellik ve çağdaşlık merkezi altında gizlenen çirkinlikleri, bir defa daha bütün çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Güzellik kremleri ve makyaj malzemelerinde ham madde olarak, kürtaj sonucu düşürülen bebekleri kullandıkları, Avrupa’da kozmetik firmaları tarafından itiraf edilmiştir.
Bu konuda görüşleri alınan uzmanlar, kozmetik sanayinin merkezi olan Fransa’da güzellik kremlerinin afişlerinde, “Cildinizi genç ve yaşayan hücrelerle gençleştirin” ifadesinin yer aldığını dikkati çekerek, işte insanı gençleştiren bu genç ve yaşayan hücreler, kürtajla alınan, doğmamış bebeklerden oluşuyor diye, bu vahşete dikkat çekmişlerdir.
Gerçek bu kadar acıyken, hangi vicdan sahibi, üretimi için katliamların yapıldığı, cinayetlerin işlendiği kozmetik ürünlerini gönül rahatlığıyla kullanabilir?
Hasan Çalışkan
es selamü aleyküm allah doğruları bilipte anlatan herkezden razı olsun
Paylaşımınız gerçekten çok önemli bilgiler içeriyo, oldukça faydalı bi site, Allah razı olsun..
Selamunaleykum ablacım sadece arko krem kullanıyoruz o markayla ilgili ne dusunuyosunz
Hayatım boyunca moda bana çok saçma geldi, hiçbir zaman itibar etmedim. Evini , dolabını gereksiz bir sürü ıvır zıvırla dolduran insanları anlayamıyorum. Onların da suçu yok öyle bir tüketim empozesi var ki.. Allah evlatlarımızın yardımcısı olsun
Cahide abla mail atmıştım. Hala cevap yok 🙁
Çağdaş, elit ve medeni zannettiğimiz yaşamın katlettikleri ile yaşamımızı sürdürüyoruz. Dolaylı olarak bu kafir ortak oluyoruz.
Ahhh ah Cahidemmm. Malesef doğru. Eşime biri anlatmış 55 yaşında adam kızı yaşında ki kızlarla kontör karşılığında çıkıyorum diye. Malesef bir arkadaşım kirpik taktırmış. Zamanında çıkartılmayınca kirpikleri döküldü şimdide çıksın diye para döküyor. Yazık ne hale getiriyor bu medyagençlerigençlerimizi.
Allah sonumuzu hayreylesin Ferayım. Beni ciddi ciddi düşündüren bir konu. Ben hem kendi çocuklarıma, hem ümmetin çocuklarına üzülüyorum. Allah temizlerin sayısını artırsın…
Bende makyaj yapmayı ve yapmaya çok merakliydim. Ama vazgeçtim ve doğru kararI ver isim
cahide ablam siteni okudukça her gün gözlerim biraz daha şaşkın ve hayretler içinde kalıyorum bende selda kardeşim gibi hepsini çöpe göndericem birazdan inşaalah ne yazık banaki yıllar önce makyaj denen iğrençliği yaptım ve çarşıda pazarda gezdim RABBİMİN affına sığınıp tevbeler ediyorum şimdi sizden bir konuda yardım istiyorum cildimde roza hastalığı var doktorum yaz ve kış güneş koruyucu kullanmam gerektiğini söylüyor yoksa yüzümdeki yaralar inanılmaz boyutlara varıyor helal bir marka tavsiye ederseniz çok sevinirim iyiki varsınız RABBİMbizlei ahir zaman fitnelerinden korusun amin esselamüaleyküm
Bu konuda Naturalive Firmasını arayıp Kudret Livaoğlu hanımla görüşmenizi tavsiye ederim. Kendi ürünleri yoksa bile doğru bir tavsiyesi olabilir diye düşünüyorum. Allah yardımcın olsun kardeşim…
Evet,soylenenler cok doğru,sağlık çalışaniyim,ogrenciyken dogumdan kalan plesantalar dondurucularda biriktirilip,kozmetik firmalarina gönderlirdi,bu olaya bizzat şahit oldum malesef,evet,burasi türkiye 😞😞😞
Cahide abla;
Sizi takip ediyor, buradaki tariflerinizden faydalanarak insanları mutlu ediyorum. Bu bakımdan size müteşekkirim.
Modern dünyanın tüketim çılgınlığı ve kadınların kendilerini adeta bir süs eşyasına çevirmesi hususunda yazdıklarınıza da katılmamak mümkün değil.
Ancak üniversite gençliğini bu şekilde lanse etmeniz beni üzdü. Bakın bu yaşananların üniversiteyle değil tamamen adı geçen kişilerin karakteriyle ilgisi var. Her üniversite öğrencisi böyle değil. Tertemiz kızlarımız var. Böyle bir genelleme insanları incitebilir. Birde vurgulamışsınız üzüldüm gerçekten.
Üniversiteli gençlere dikkat çekmeniz beni üzdü. O dediğiniz kızlar üniversite okumasalar da yapacaklarını yaparlar emin olun. Bu bir zihniyet, karakter meselesi bence.
Selamlar…
Yazı bana ait değil kardeşim. Elbette herkesi aynı kefeye koyamayız. Sonuçta hepimizin tanıdığı tertemiz kızlarımızda var.
Sonradan fark ettim. Size ait değilmiş evet. Peki bu yazıyı paylaştığınıza göre benzer şeyler düşündüğünüzü söyleyebilir miyiz?
Neyse bu hoş olmadı sanırım.
Ben sadece üniversite vurgusundan rahatsız olduğumu belirtmek istedim. Maalesef dini hassasiyeti olduğunu söyleyen bazı kardeşlerimiz kendi zayıf egolarını tatmin etmek amacıyla üniversiteli kızlarımıza çok çirkin ithamlarda bulunabiliyorlar.
İçini doldurmadan bazı fedakarlıklar yapıp zamanla bunu sindiremeyen bazı yeşil sosyete hanımları üniversiteli kızlarımızı resmen zina kar ilan ediyorlar. Çoğu zaman bunun nedeni kendilerinin okuyamamış olması oluyor maalesef. Üzgünüm ama öğrencilik yıllarımda buna çok şahit oldum. Hepsi böylemi? ASLA…
Çünkü biz insanız. Hem iyi hemde kötü yönlerimiz var. Herkesin ağır basan tarafı farklı.
Sizi tenzih ederim. Bu beni üzen bir konu o yüzden bu vesileyle değinmek istedim. Hakkınızı helal edin.
Kısaca Necip Fazıl Kısakürek in dediği gibi
moda cehennemden bir oda.
Akşam son paragrafın olduğu başka bir konu okudum kullanmadığım halde beklettiğim bütün kremleri sabah attım çöpe bu lanet moda ne iğrenç bişeydir gerçekten karşı koymak zor herkesi içine çekmiş durumda keşke gunde 5 vakit abdestin en güzel bakım olduğunu farkedebilseydik…
Kremler, nemlendiriciler hayatlarımızın olmazsa olmazı; nasıl bilebiliriz içeriğinde bu şekilde (Allah muhafaza) hayvani içerik olup olmadığını? latince isimleri var mı aceba? içindekiler kısmına bakıp dikkat etsek?
Mesela collogen yani kolojenli kremleri almamak lazım. Helalliği kanıtlanmamış hiçbir ürünü almamak lazım.
Tuba Hanim,
Dogal urunleri kullanabilirsiniz. Hem cildinizi zararli kimyasallardan korumus olursunuz, hem de haramlardan sakinmis. Internette arastirisaniz, kendi mutfaginizda yapabileceginiz nemlendirici kremlerden ter kokusunu onleyen koltuk alti kremlerine kadar pek cok urunun tariflerini bulabilirsiniz. Hindistan cevizi yagi (coconut oil) cok guzel bir nemlendirici (yenilenebilir kalitede oldugu icin yuzunuz dahil butun vucudunuzda kullanabilirsiniz) ve sifa kaynagi. Oglumum vucudunda cikan hafif derecedeki ekzamaya iyi geldi mesela, ben ise gunluk nemlendirici ve karbonatta karistirarak ter giderici krem olarak (roll-on deodorantlarin yerine) kullaniyorum. Son olarak, cok uzun sure iyidiyor, azicik kullansaniz bile etkisi uzun suruyor. Asagidaki bloglardan tarifler bulabilirsiniz, ayrica yabanci dil biliyorsaniz, ingilizce cok fazla tarif de bulabilirsiniz. Umarim yardimci olabilmisimdir 🙂
https://basityasamseruvenim.wordpress.com/
http://www.zehirsizev.com/tag/tarifler-kisisel-bakim/
Es selamu aleykum kardeslerim, egzama diyince bende kendi ilacimi paylasayim istedim: Elma sirkesi! SubhanAllah nasil bir mucizeymis o! Oglumun yuzunde cikmisti gecen ay, su doktorlarin gozu kapali yazdiklari kortizonlu kremlerin yan etkilerini bildigimden bu mutevazi devayi bir deniyeyim dedim, SubhanAllah oglumun kipkirmizi yuzu 4 gun icinde piril piril oldu, izi bile kalmadi! Iki corba kasigi sirkeyi 1 bardak suya karistirip kucuk bir cam kavanoza koydum, gunde 4 kez elimle egzamali yerlerine surdum, tamamen iyilestikten sonrada gunde 1-2 kez bir kac gun daha devam ettim. cok sukur artik egzama gibi bir sorunumuz kalmadi 🙂 Yalniz sirkenin dogal olmasi cok onemli, cig ve suzulmemis, icinde sirke anasiyla satilanlardan olmali. Kullanmadan once de hafifce bir sallanirsa o tortu gibi duran sirke anasindan da faydalanmis oluruz insallah. Rabbim sifalar nasib etsin, amin.