Burnundan kıl aldırmayan, kimseye eyvallahı olmayan, Allah için uyaranları düşünmeden hayatından çıkaran insanlar olduk çıktık çoğumuz…
Kimsenin hatası yok. Kimse yanlış yapmıyor. Sanki herkes günahsız bir melek olarak yaşamını sürdürüyor!
Hataları konusunda uyarılan kişilerin çok bahanesi var. En çokta başkalarının işlediği günahları örnek gösterip, kendi günahlarını hafifletmeye veya meşru kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Beni olduğum gibi sev! Günahımla sevabımla! Ben buyum, değişemem! Kimse mükemmel değil!
Heyhat! Bu baş kaldırışlar aslında Allah’a karşı bir isyandır. Bir Mümin karşısındaki kişiyi günahıyla sevemez. Allah’ın hoş görmediğini hoş göremez! Müminler birbirlerini yıkayan el gibidirler. Gördükleri yanlışlara susamazlar. Gerçek bir mümin de bilerek hata işleyip, uyarıldığında da celallenmez. Çirkinleşmez!
Küçük günahları önemsemeyen kişi, büyük günahlara karşı yatkınlaşır. Göz göre göre, kulak duya duya beyni ve kalbi alıştırır günahlara. Umursanmayan her günah, küçük de olsa Allah’ın hududlarını çiğnemektir.
Günahlarını bahanelere sarmalayıp saklamaya çalışıyorsun. Ama küçüklü büyüklü o kadar çoklar ki, bahaneler onları kapatmaya yetmiyor artık…
Pervasızca işlediğin günahları arsızca gülerek gönderiyorsun ahirete! Yanlış yoldasın diyenleri iri kıyım sözlerle azarlayıp susturuyorsun… Sonra Yunus Emre’den iki dize, mevlana’dan bir söz paylaşıp huzura eriyorsun! İyi niyet, hoşgörü, kalp temizliği kılıflarıyla göz boyamaya çalışıyorsun!
Kur’an samimi mü’minleri anlatırken “…onlar, yaptıkları kötülüklerde bile bile ısrar etmezler.” tanımlamasını yapıyor. (Al-i İmran, 135)
Günahın ağırlığını bilmeyenler, günahın altında ezildiklerini de farketmiyorlar ne yazık ki… Her günah kalpte bir leke bırakıyor. Günaha devam ettikçe kalp kapkara hatta zift gibi oluyor. Daha da devam edilirse üzerine bir de mühür vuruluyor! Kirli bir kalp ancak nasuh bir tevbeyle temizlenebiliyor.
Büyük sahâbî Enes İbni Mâlik radıyallahu anh, tâbiîlerden bir gruba yaptığı uyarıda açıkça dile getirmektedir: “Siz kıl kadar bile önemsemediğiniz birtakım işler yapıyorsunuz ki, biz onları, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanında helâk edici büyük günahlardan sayardık. ”( Sahih-i Buhârî, Rikak 32)
Çarşılarda pazarlarda yarı çıplak veya yarı tesettürlü dolaşılması, yabancı erkeklerle rahatlıkla konuşulup tokalaşılması, aynı ortamda oturulup sohbet edilmesi, başındaki şala güvenip süslü fotoların sanal ortamlarda paylaşılması, rahatlıkla erkeklerle karşılıklı yazışılması, Allah’a isyanla, pornografik görüntülerle dolu kliplerin dinlenilmesi, paylaşılması …
Bunların tümü basit görülen ama insanı helak edebilecek kadar büyük günahlardandır…
Büyük sahâbî Ebû Eyyûb el-Ensârî radıye anhü’l-Bârî de şöyle demiştir: “Kişi iyilik yapar ve ona güvenir, küçük hatalarını unutur. Bu durumda Allah’a kavuşur, bir de bakar ki o küçük hatalar onu kuşatıvermiş. Yine kişi de vardır; günah işler fakat Allah’ın azabından kurtulmuş olarak Allah’a kavuşuncaya kadar sürekli o günahını affettirme gayreti içinde yaşar.”(Bk. İbn Hacer, Fethü’l-Bârî, XI, 337 (Esed b. Mus’a’nın Kitabü’-zühd’ünden naklen)
Büyük günahlara mahkûm olanlar, küçük günahlara aldırış etmeyenlerdir.
“Gençliğini nerede harcadın?” diye hesap soracak olan Rabbimize karşı, gençliğim geçmeden daha ne kadar günaha batabilirim gayretindesin…
-Vooww çok güzelsin! Muhteşemsin!
-Teşekkür ederim sizde öyle.
-Ama kardeşim yanlış yoldasın. Allah bu yaptıklarından razı olmaz.
-Yaşantım, yaptıklarım, nasıl giyindiğim kimseyi ilgilendirmez! Başkalarının yaptığı yanında benim yaptıklarım ne ki?!
Neler yapıyor başkaları, ne günahlara batıp çıkıyorlar. Sadece kalpleri değil, tüm bedenleri zift çukurunda yüzenler var. Tevbe etmeden ölürlerse direkt cehennemi boylayacak olanlar var evet. kabul ediyorum. Peki ya senin yaptıkların ne olacak? Onların çok günahı, senin daha az olan günahlarını örter mi? Allah’ın; “Bilerek az günah işleyenleri kesin cennete koyacağım” diye bir vaadi mi var?
Herkes ateşini kendisi götürecek. Ateş biriktiriyorsun sürekli. Ve bunlardan hiç bir rahatsızlık duymuyor, günahını savunmaya çalışıyorsun. Umursanmayan, küçümsenen her günah “Hududullah”a bir baş kaldırıdır.
Süleyman bin Abdülmelik Medine’i Münevvere’ye geldiğinde Ebu Hazim’i çağırdı ve ona “Ölümü sevmiyorum, sebebi nedir?” diye sordu. Ebu Hazim ona “Dünyaya özenip ahireti harap ettiğin içindir. Elbette mamur olan bir yerden viraneye götürülen kimse üzüntülü olur.” dedi.
Gerçekten memnun musun yaptıklarından? Razı mısın günahlarından?
Rahatlıkla ellerinden tutup ahirete beraber gitmek istiyor musun amellerinle? Dünyayı mamur etmeye çalıştığın kadar, viran olan ahiret yurdunu da dert ediniyor musun kardeşim? Amellerin Allah’ı mı yoksa şeytanı mı razı ediyor?
İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.
Sonra elbette onlara önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve sen, onların çoklarını şükredenlerden bulmayacaksın! dedi. (Araf:16-17)
Cahide Sultan
Cahide hanım,iyiki sizin gibi Allah Dostları var.yazıları Yorumları okurken o kadar kendimden birşeyler buluyorumki ,sanki yaşamtımdan küçük kesitler sıralanmış beni anlatıyor .inanın sizin yazılarınızdan sonra yavaş yavaş kulluğumu sorgulamaya başladım daha az hatalı ve Günahsız bir yol Rabbim nasip etsin Allah sizlerden Razı olsun
ne tesadüf kab eşrefin öldürülmesiyle bu pisliklerin öldürülmesi rebüyülevvel ayına denk geliyor
Cahide ablam/ ve tüm bacilarim,kardeslerim bizleri(fransadaki ve dünyadaki tüm müslümanlari) duanizda unutmayim paristeki olayi duymussunuzdur bu katil batilar kendileri yillarca irakta afganistanda somalide müslümanlara yaptiklatari katliyamlari unutturup müslümanlari katil olarak göstermeye çalisiyorlar bunlarin birkaçinin kani çok degerli bizim kanimiz sanki degersiz,mesele kendileri olunca olayi nasil büyütüyorlar gördünüz demi….mevlid kandillerinde gül peygamberim diye agliyanlar nerede onlarin sevgisi sadece birkaç günlükmü kab bin esref olayini hiç mi okumadiniz rasulullah sav efendimizle alay eden bu müsrik’in sonu nasil olmus ….hiç bi sey degilde türk halkinin çikipta kinamasi varya en çok bu içimizi yakti hiç bu kadaranini beklemezdim dogrusu bence imanlarimizi bidaha sorguya çekmeliyiz ahirette resulullah bize sordugunda benle alay ettiklerinde ne yaptiniz diye nasil yüzüne bakacagiz seni yilda bir kere anardik mi digeceyiz yalvaririm biraz kendimize gelelim dinimizi dogru sahih kaynaklardan ögrenelim kulaktan duyma degilde delil’le yasayalim dinimizi arasiralim ögrenelim kadinlar toplumu yetistiriyor kadin su asagdaki videolara lütfen bakin……
https://www.youtube.com/watch?v=Snw8IxXIAbw
bu günahkar kardesinizden acizane bir nasihat
Geçenlerde Facebook’ta paylaşmış olduğunuz bir fotoğrafa istinaden yazı yazmıştım. Genellikle örtülü kadınlara ateş püskürüyorsunuz paylaşımlarda. Doğru yapmadıklarını ve bunun sonucunu cehennem olacağını söylüyorsunuz. Haklısınız da. Müslüman kadın örnek olmalı evet. Böyle rahatlıkla konuşabildiğinize göre, çevrenizde, ailenizde veya sizde bu çeşit yanlışlar yoktur. Tebrikte ediyorum. Fakat sizin kadar nefsini terbiye edebilmiş müslüman kadınlar yok etrafımızda. Sonuçta hepimiz müslümanlığı kabul ettiğimizde dört dörtlük birer müslüman olsaydık, şimdi her yer güllük gülüstanlık olurdu. Öncelikle kabul etmemiz gereken şey, bu dünya imtihan dünyası..
İmtihan dünyasında, imtihanını doğru veremeyen müslüman kadınlar elbette var, olacaktır da.. Beni rahatsız eden durum, sizin uslubunuz. Onları iğrenç birer varlık gibi yerden yere vurmanız. PAylaşımlarınıza bakıyorum, türbanlı kadınların yaptıkları yanlışlar, türbanlı kadınların hataları, türbanlı kadınların paylaşım fotoğrafları falan..
Oraya da yazmıştım, buraya da yazayım. Belki okursunuz. Ben “algı yönetimi” üzerine araştırmalar yapan bir insanım. Aptal kutusu dedimiz tv dahil, tüm medya mecralarında insanları nasıl yönlendirebiliriz üzerine çalışıyoruz. Ve bu yaptığınız muhteşem bir algı yönetimi. Kapalı kadınları insanların gözünde ufaltma, küçültme, iğrençleştirme amaçlı yapılan bir algı. “Bakın müslüman kadınlar böyleler, iğrençler”. İkna olarak üç doğru söyler, dördüncü yalanımıza da insanı inandırırız. Bilinçaltı böyle yönlendirilir. Kadın-topuzlu toka takıyor, kapalı, hafif makyaj yapmış = iğrenç! Bu paylaşımı gören adam veya kadın sokağa çıktığında başı kapalı bir kadın bile görse sizin paylaştığınız paylaşımın tek doğrusuna inanarak “Bu kapalı olduğuna göre kesinlikle iğrençtir” diyor.
Her zaman söylüyorum, tekrar söyleyeceğim. Bu yüzden bu tip paylaşımlar yapan insanları asla affetmeyeceğim. Ben sokağa çıktığımda veya bir ortama girdiğimde “Yaa biz kapalıları biliyoruz zaten” derlerse, o paylaşımları yapan , ortaya çıkaran, benim statümü bozacak, insanların gözünde aklanmak zorunda bırakacak olan tüm insanlara hakkımı da helal etmeyeceğim.
Konuya bir de bu açıdan bakın. Site adresi olarka kendi blogumda yazdığım yazıyı paylaşıyorum. Umarım tenezül edip okursunuz ve bir de yaptığınıza akademik yönden bakarsınız. Bu söylediğim kesinlikle günahları küçümseyin, görmezden gelin değil. İğrençleştirmeyin. Yakınınızsa hatalı, uyarın tatlılıkla. Uzağınızdaysa, güzelliklerle örnek verin. Neden örnek bir kapalı bayanın muhteşem hikayesini görmüyoruz da sayfanızda, sadece hatalarını görüyuoruz, bir sorgulayın. Teşekkür ederim eğer okuduysanız.
büşra hanım inanın boşuna endişeleniyorsunuz.yeni nesil artık o kadar zeki ve o kadar bilinçli ki kim gerçek kapalı kim kendini sergilemek istiyor farkında.herkese değerine göre davranılıyor.şahsen ben girdiğim hiç bir ortamda küçümsendiğimi hatırlamıyorum.şöyle bir olay oldu ama: mahkemede solcu bir hakime hanım sizin bahsettiğiniz kapalılara ağzını açmadığı halde sıra bana gelince başımı zorla açtırmak istedi (bana göre bu doğru yoldasın demekti.) ve çoğu insanın düşüncesi “inancın doğrultusunda yaşa ki biz de senin doğru ve dürüst olduğuna inanalım, gözümüzde saygınlığın olsun” şeklinde algılıyorum ben.
Cahide hanım kaleminize sağlık.Allah razı olsun.
evet zehra hanıma katılıyorum.. yeni nesil kimin gerçek kapalı oldugunun farkında.. Ayrıca Cahide hanımın eleştirileri de haklı eleştiriler..tesettür sadece başörtüsüne indirgenemez ki.. sadece başı örtüp tayt giyen pantolon giyen makyaj yapanlar tesettürlü sayılmaz ki..
Büşra hanım ben sizin sitenizdeki yazınızı okudum. Tesettür noktasinda kadınların üzerine gidildigi konusunda, Allahın SETTAR sifatina rağmen hep yanlış örneklerin gözümüze sokuldugu konusunda size katılıyorum. Fakat bir arkadaş yorumlara yazmış ” açığım ama şimdi abdestliyim ojelerimi de çıkarmış kuran okuyorum arapça okuduğumu bilen şok oluyor” gibi şeyler yazmış. Siz de onayliyorsunuz. O zaman ne oluyor biliyor musunuz ” vay be açık sortunu da giyiyor askılı da ama kuran okuyor belki namaz bile kiliyordur. Demek ki emirler den bazılarını yapsak da müslüman olabiliyor. Örtü olmasa da oluyormuş iste” bu da bi algılama biçimi değil mi. Ve buna siz sebep oluyorsunuz. Kimsenin kimseyi yargılama hakkı yok diyorsunuz. Ben müslüman kardeşimin hatasını soylemeyeceksem neden yaşıyorum. “Onlar iyiliği emrederler kötülükten sakindirirlar” bilirsiniz bu ayeti. Ha açıklık kötü mü diyeceksiniz. Zina kötüdür değil mi. Allah kuranda zinadan ziyade zinaya giden yollardan sakindirmistir. Tesettursuzluk de zinaya bir adım dır. Zulüm dür. Fazla hoşgörü bi müslümana yakışmıyor.
Büşra hanım şunu da eklemek Istiyorum. Ben sizi okurken dislandigimi hissettim. Sanki sadece dinden uzak yaşayan o benim allahla arada kardeşim diyen seküler kesime hitap ediyorsunuz. Müslüman kimliğinizi ortaya koyamamissiniz ya da koymak istememissiniz. Yanlış düşünüyor da olabilirim mazur görün zira sizi şahsen tanımıyorum, hakkınızda bilgi sahibi olduğum tek şey yazılarınız.
Cahide abla,şunu unutmuşsunuz (naçizane hatırlatayım,çok karşılaşıyorum)Diyorlar ki:’Siz önce kendinize bakın,dinimizce uygun mu başkalarını yargılamak?’Hatta kafalarına göre Efendimiz(s.a.v.)in adını bile kullanıyorlar.Dua ediyorum bu kardeşlerim için.
Bu yazında çok anlamlı Allah razı olsun 💖💕💖💕
Bu değerli yazı beni tekrar günahlarıma götürdü… Allah senden razı olsun
Bu ayetti hayatımın bir doneminde beni sarsan,kendime getiren..sagol Cahidem,Allah senden razi olsun..tesetture yeni girdigim donemdeydi ve bunu yazarak benim elimden tutanlardan oldun
Afedersiniz sen diye hitabetmişim farkında olmadan:(
Hiç sorun değil kardeşim…
Artık yazılarını tariflerinden daha çok bekler oldum.Sadece yemek sayfası olsaydın seni bu kadar sevip merak eder miydim bilmiyorum.Allah razı olsun kardeşim.Seni Allah için seviyorum.Bana Allah’ı hatırlatan iyi bir örneksin.
Allah razi olsun, nice yazar diye gecinen, dini vurgulari kullanip rant yapmaya calisan, guya aile ve feminizme vurgu yaparak dedikleriyle amel etmeyen, dinci yazar olup ozelde guya takipcileriyle erkek kadin ayird etmeden konusan cekinmeyen bayan goruyorum, onlarin taninirliligi ve samimiyetleri yerin dibine batsin, sizin gibilerin samimiyetini ise Rabbim artirsin. Amin!
ben nasihat dinlerim bana birisi bir ikaz da bulunursa memnun olurum bazıları gibi çirkefleşmem çok ibadetim yok ama elimden geldiğince ufak dahi görünen, kıl gibi olan günahlardan kaçmaya çalışıyorum rabbim bu kıl kadar günahlarımızı görme konusunda farkındalığımızı artırsın amin