Selamun aleykum dostlar, 30 ağustos resepsiyonunda başı örtülü cumhurbaşkanının eşi 1500 e yakın erkekle, c.başkanı da aynı sayıda kadınla tokalaşınca aklıma tokalaşmakla ilgili rivayetler geldi.
Rasulullah (s.a.v.), kadınlardan biat alırken : “Ya Rasulullah, biat ederken elimizi tutmadınız.”
Rasulullah (s.a.v.) : “Kadınların elini tutup, tokalaşmam” buyurdu. (Ahmed bin Hanbel, Nesâî, İbn Mâce)
Mu’minlerin annesi Aişe (r.anha), biat ile ilgili şöyle buyuruyor: Allah’a yemin ederim ki Rasûlullah’ın eli bir kadının eline dokunmadı. Sadece sözle onlardan biat aldı” (Muslim)
Kimin ne yaptığı, nerede durduğu değil benim derdim. Sorun şu ki, devletin başında İslam adına söylemlerde bulunan ve eşlerinin başı örtülü olan kişilerin yaptıklarını halk meşru görüyor ve aynısını yapmakta bir beis görmüyor.
Ey peygamberin kadınları, sizden kim açık bir çirkin-utanmazlıkta bulunursa, onun azabı iki kat olarak arttırılır. Bu da Allah`a göre pek kolaydır. (Ahzab:30)
Bu ayet bana şunu hatırlatıyor; tepede, yönetimde olan kişilerin yaptıkları halkı etkiliyor ve örneklik teşkil ediyor. Bu yüzden onlar ne yaparsa halk onu meşru görüyor. İki kat azap! çok ürkütücü!
Bunu siyasi bir tartışmaya girmek için yapmadığımı bilmenizi isterim. Ya da yönetimdeki kişileri, Peygamber veya eşleriyle de kıyaslamıyorum. Fakat söylemlerinde sıkça İslam vurgusu olan kişilerin her yaptığını meşru gören, sorgulamayan, doğruların yanında yanlışları göremeyen bir kesim beni ürkütüyor. Öyle ki, ağzınızı açıp küçük bir eleştiri yapamıyor, soru dahi soramıyorsunuz. “Yapılan güzel şeyler çok fakat…” diyecek olsanız, “Üniversitede başörtüsü serbest oldu, daha ne istiyorsun!” diye susturuluyorsunuz…
Hiç mi eleştiremiyeceğiz? Başımızdakilerin yanlışlarını gördüğümüzde sorgulamadan kabul mü edeceğiz? Ya hesap günü ne olacak kardeşlerim? Bizler nasıl hesap vereceğiz?
Yüzleri ateşte evrilip çevrildiği gün: Eyvah bize! Keşke Allah’a itaat etseydik, Peygamber’e de itaat etseydik! derler.
Ve derler ki: Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar. (Ahzâb:66-67)
Bu nasıl bir zafer sarhoşluğudur, nasıl kör bir akılla uymaktır kalabalığa anlamıyorum. “Yavaş yavaş olacak, herşey birdenbire olmaz ki” diyorlar! Yavaş yavaş yok oluyor değerlerimiz. Yavaş yavaş kaybediyoruz hassasiyetlerimizi…
Lider eşlerinin kısala kısala cekete dönen pardesüleri, küçüle küçüle mendile dönen başörtüleri, daraldıkça daralan kıyafetleri, artarak devam eden tavizleri; “Nereye kadar devam edecek?” sorusunu aklıma getiriyor… Zira ben sokaklarda, ayaklar altında çiğnenen Ayetler görüyorum… Moda illetini başına tac etmiş, ayetleri paspas yapmış Müslümanlar görüyorum.
Vah bizim halimize! vah bizim Müslümanlığımıza!
Dedikleriniz dogru ancak bu memleket icin olabilecek hakikati degil hayalinizi yazmissiniz.sunu da gormek istemiyorsunuz ki bu dini rahatlik sewviyesine onlar sayesinde geldiniz.o lider ama gunahiyla ,sevabiyla…Bizde hilafet değil siyaset ;Tepemizde Abdülhamid değil, Tayyip var. Siz simdi bu kadar rahat yaziyor ,dusunuyorsaniz bunda tayyibin payi hiçte az değil. Sunu da bilelim ki Bediuzzaman ifade ediyor: “maksadı i aslisi siyaset olanda din ikinci şurada kalir.”
Sende bilirsinki Ayeti kerimede
Ey muminler. Ezvac-i Mudahharetten birsey istediginizde o seyi anlardan perde arkasindan isteyin. Iste bu perde arkasindan istemeniz sizin ve ezvaci nebinin kalplerinize ziyade taharettir. Oysaki Peygamber esleri muminlerin annesi mesafesinde oldugu onlara baskasinin nikahi dusmedigi halde . var sen hesap et gayrisini.
Ummu hamza kardesin yorumunu birdaha oku bir zahmet .
Nefis bizleri kandiriyor yok ben duzgun kapaliyim . biz gitmessek esimiz veya cocuklarimiz alamazmi lazim olan sebzeyi meyveyi vesselam. Ayrica sozum sana da degil kendi yaptigi yanlislari gormeyenlere
Siyasi mücadele ile dini mucadeleyi birbirine karistirinca böyle oluyor.Bizi yonetenin son derece Takva olmasi bekleniyor.ISLAM DEVLETI diye bir kavram gelistirilerek.
Oysa Devleti yonetmenin tek şartı ADIL olmasidir.
Basbakanin esinin giyimi kusami kendi kişisel tercihidir bu onlar ile Rableri katindadir, toplumu yonetirken her kesime karsi Adil olmalari birinci şarttır.
Aksi bir durum kendi inancini giyimini kusamini toplumun tümüne dikte etmektir ki bu ZULÜM dur Isid ve Talibanin yaptigi da işte tam da budur.
adam yanında karısını gezdırmeyecekte kımı gezdırecek
Bu elestirdiginiz seylerden kacini sozler yapmiyorsunuz merak ettim ? Sanki eslerimiz alis verisi yapamaz gibi carsi pazar isini onlara hic birakmayiz , Erkeklerle konusurken yuzu kizaran kac tesetturlu kadin kaldi ? sonrada din bize gezmeyi keyfe alis verise gitmeyi musaade etmis gibi kendi yanlislarimizi gormez onun , bunun karisini niye kocasiyla geziyor diye elestirmeyi pekala hakkimiz olarak goruruz. O yetmez birde yorumlardan birinde oldugu gibi lakap takariz .Simdi size soruyorum dinimizde lakap takmak varmidir. Bu giybet olmaz mi ? Peygamber efendimizin hanimi Aise validemiz birgun Peygamberimizin hanimlarindan birinin boyunun kisaligini vurgulamis. Peygamber efendimiz ya Aise giybet ettin diye onu uyarmistir.
Unutmamamiz gerken birsey varki Allahin dinine yasak koymaya calisanlara verecegimiz oylarla hesaba cekildigimizde ne cevap verecegiz . ama onlar caldi cirpti diyerek kurtulurmuyuz acaba selma kardesim.
Mesela ben yapmıyorum Gülcan. Hayatımda hiçbir yabancı erkekle tokalaşmadım. Vücudumu belli eden dar kıyafetler giymedim.Makyaj yapıp dışarı çıkmadım. Fakat eşimle veya çocuklarımla çarşıya pazara çıkarım. Bu yasaklanmış bir şey değil ki? Erkeklerle konuşurken, kırıtarak konuşmak yasaklanmış ama gerektiği zaman konuşmak yasaklanmamış.
Lakap takan kimmiş. Ben o kısmı kaçırdım sanırım…