Doğal Güneş Kremi

YENİ DOĞAN ALIŞVERİŞİ

Serap sesli düşünmüş yine 😉 Seviyorum ben  bu kızı yaa 🙂

Müsadenizle yenidoğan alışverişi hakkında birkaç cümle etmek istiyorum. Gerçi siz benim yenidoğan alışverişi dediğime bakmayın. Zira “Doğmamış bebeğimin 8 yaşına kadar ki kıyafetlerini aldım, ne yapayım çok ucuzdu.” diye empoze edilmeye çalışılan büyük bir sektörden bahsediyoruz.

Mümin insan, bir şeye ihtiyaç duyduğunda o şeyin olmazsa olmazlığını tartan insandır. Çünkü israf haramdır, dünya malı aldatıcıdır. Aynı zamanda mümin insan yenidoğan alışverişine  çıktığında kendini kaybeden kişidir; “Ay ama bu çok tatlı!”

Boyu her ay üçer beşer santim uzayacak olan bu minik şeye en ünlü markalardan, takım takım kıyafetler almasanız da, çuvalda giydirseniz tatlıdır o zaten. Kokusu, gülümsemesi, parmağınızı tutmak için uzanan parmakları, sesinizi duyduğunda çevirmeye çalıştığı yüzü onu tatlı yapmaya yeterde artar bile. Yetmez mi?

Bütün gün yatan sonrasında yuvarlanan, sürünen, emekleyen, yürüyen, koşan bebeklerin kıyafetlerindeki bu lüzumsuz ayrıntılar niye? Minik kravatlar, kat kat tüllü etekler, boncuklarla süslenmiş üstler, kemer bile kondurulmuş mini mini altlar neden var? Çünkü “çok tatlı”.  Hele bir de bayram, doğumgünü, mevlüt vb. özel zamanlar için giydirilen o sıkıcı, rahatsız edici, abartı derecesinde süslü kıyafetler yok mu dayanılır gibi değil. Babasıyla aynı takım elbiseyi giyen küçük adamlar, annesiyle aynı elbiseyi giyen küçük kadınlar.

Komandodan hallice bir sportif faaliyet içerisinde olan bu minik insanların toplum içerisinde şık görünmek gibi bir kaygıları olduğunu sanmıyorum. Muhtemelen keşiflerini yaparken rahat hareket edebileceği, onu sıkmayan, lekelense ya da deforme olsa da büyüklerin sorun etmeyeceği kıyafetler tercih etmek istiyordur ama kapitalizm bebeklerin konuşamıyor oluşunu da kendi lehine çevirmeyi biliyor ne yazık ki.

Yenidoğan alışverişinde bebek 3 aylık olduğunda giyeceği tulumlar bile alınır. Yazın doğacak bebeğe polar battaniyeler unutulmaz. Günlerinin çoğunu annesinin koynunda geçirecek olan, ince bir battaniyenin yeteceği kuzucuğun yorganını almayı ihmal etmez kimse. Sade bir havlunun yapacağı iş için minicik, şirin mi şirin bir bornoz bile alınır hatta inanmazsınız ama terlikleri bile var. Boy boy biberonlar, çeşitli emzikler, mama kaşıkları, desen desen önlükler, aynısının yetişkin versiyonlarının da olduğu küçücük ayakkabılar, birkaç takım nevresim…

Bir şey unutulursa yandığımızın resmidir. Zira bebek doğduktan sonra bir daha asla alışveriş yapamayız; eşimiz iflas edebilir, savaş çıkabilir, sevdiğimiz markalar birer birer ülkemizi terk eder (inşaAllah!), ekonomik kriz olur, komşular ayıplar vs. Anne doğum yaklaştıkça bebeğin odasında daha çok vakit geçirir olur. Günde bir kez envanter sayım yapar her ihtimale karşı. Bebek doğmadan önce yapılan hoş geldin partisinde arkadaşlar 3 yaşına kadar giyeceği kıyafetleri dahi getirmiştir. Bebek doğduktan sonra gelenlerle artık bir oda dolusu çocuk giydirilebilir olur.

Belki ileride lazım olur dediklerimizle, kapıların arkasında sakladıklarımızla, balkonlara istiflediklerimizle 3 tane aile ev kurar. Tamam hemen itirazlar yükseldi, 3 olmasın 2 olsun fark eder mi? Ev üstüne ev kurmuşuz, omuzlarımıza taşıması zor yükler bindirmişiz ayrıntısı çok mu mühim?

Ayakları çıplak minik bebeği hatırladınız mı? Hani soğuktan donarak ölmüştü de bedenini karton kutuya koymuşlardı. Nasıl yaşamış bir yüzü vardı onun, hiç yaşı olmamış ama yaşlanmış gibi, kısacık ömründe çok şeyler görmüş gibi. Hani fotoğrafa bakıp bakıp ağlamış sonrada çamaşır katlamıştınız uzun uzun; kazaklar buraya, pantolonlar buraya…  İçeride uyuyan yavrunuzun çoraplarını sıra sıra dizmiştiniz çekmecesine; bir, iki, üç, dört…

Erkam Radyo’da  en son dinlediğim programda Nureddin Yıldız ve Ahmet Taşgetiren’in konusu zekattı. Muhabbet arasında,”Kişi yüzünü güldüren her şeyden hesaba çekilecek.” cümlesi edildi ya ben orada kaldım. An durdu. Mesela aslında beş tane tulumu varken, yoğun gündemden, sürekli bir yerlerde ölüp duran insanların gösterildiği haberleri izlemekten sıkılıp kafamızı dağıtmak için çıktığımız avm turunda gördüğümüz, “Ama baksana şuna yumuşacık, arkasında ponpon bile var” diyerek aldığımız fazladan bir tulum  içinde mi hesap vereceğiz hocam diye sorasım geldi.  Cevabı biliyordum ya soramamış olmayı çok takmadım kafama. Bir damla suya hesap vardı da, dolaplar dolusu kıyafete mi yoktu? Gerçi bunlar hep ihtiyaçtan, yoksa hiç sevmiyoruz alışveriş yapmayı.

İnsan dünya telaşına kapılınca aslında hiç unutmaması gerekenleri unutuyor ya, aklından salıp gidiyor ya, işte bu felaketimiz olacak, korkarım.

Ve her ne hikmetse doğmamış yavrularına mendilden battaniyeye, hiç eksiksiz bol bol eşya düzen aileler, iş akika kurbanı kesmeye gelince kesemezler. Maddi durumları el vermiyordur çünkü.

Birde son olarak günahlarımıza, aldırmazlığımıza, doymazlığımıza kefaret olur niyetiyle SURIYE yazıp 3072’ye gönderelim. Ama bir kez değil birkaç kez, aklımıza geldikçe e mi?

SALİH’İN ANNESİ SERAP

Bir Cevap Yazın

Bir Yorum Bırakın :)

  1. insanoğlu güzel olanı ziyan etmeye, helal olana haram bulaştırmaya ne kadar da cüretkar, ne kadar az korkuyoruz. bunlar ne zaman söylense, hemen cevap geliyor; , “eee çalıştık, kazandık, helaldir, dilediğimiz gibi harcarız…” öyle değil işte. bizim dinimizin iktisatında komşuluk hakkı var, kardeşlik hakkı var, infak var, merhamet var, O’nun kulunun derdiyle dertlenmediğin için dinden çıkmak var, adamdan dahi sayılmamak var. öyle hassas, öyle ince.

    islam’da malın, mülkün, paranın helalden sayılıp sayılmaması, yalnız nereden/nasıl kazanıldığına göre değil; nasıl harcandığına da direkt olarak bağlı. israf etmek haramdır.israf, haddi aşmak anlamına geliyor. bilmez miyiz, biz biliriz. yalın ayak çocukları görünce içten içe ezilmeyi ama bilmem kaçıncı çift ayakkabısını alırken kızımıza; aklımıza gelmez o çocuklar. gelmezler çünkü dünya ona meylimizden sebeplenip, unutturur o çocukları. üstüne bir de kendi evladımızın hassasiyetlerini de elinden almış oluruz. bizim çocuklar da unutur yalınayak olmayı, açlığı,yokluğu…hiç karnı doymayan, ama hiç aç da olmayan ne bilsin bayat ekmeğin kıymetini.

    derdi dünya olanın, dünya kadar derdi oluyor serap abla. anlatılır birşey midir bilmiyorum. tek gördüğüm, bir insanı tanımanın en sağlam yollarından biri mal/mülk karşısındaki duruşuna bakmak. Kur’an-ı Kerim, O’nun yolunda harcanmayan, infak edilmeyen, istiflenen, biriktirilen herşey sebebiyle; “elemli bir azap” diyor. Dünya’yı istiyorsanız, size dünyayı veririz, ahireti istiyorsanız, size ahireti veririz diyor. Bütün bu gürültü, bir nefes çıkıp gidince bitiveriyor, oyun yeri. Oyun ve imtihan yeri. Bize nimet olarak verilenlerin, evlatların ve malın, emanet olduğunu, sahibine ulaştırmak gerektiğini unuttuğumuz her an; Mün’im olanla aramıza perde oluyor..

    elinize sağlık, dualarınıza amin diyerek ablacım..

  2. Valla bikere aldım tam aldım tüm çocuklarım kullandı… hala yeni gibi duruyosa ihtiyacı olan birisine veriyorum bi türlü kıyıp atamıyorum…aldıklarımız kolay kolay eksimiyor bile olsa olsa sadece küçülür,fazlası afedersiniz ama görmemişlikten başka bişey değil.bazıları bebek daha doğmadan odalarını diziyolar birde şunu düşünseler”Allah korusun bebeğe bişey olurda eve gelmesse” inanın yakın arkadaşımdan biliyorum çok üzücü hergün o odayı görüyosunuz bir gün bile yatamadığını düşünüyosunuz kahr oluyor insan,hamilelere tavsiyem önceden beğenip bebek doğduktan sonra almaları ben şahsen öyle yaptım…

  3. bebek kıyafetleri ile ilgili ben de bireyler söylemek isterim. nasip olursa bu ay sonunda ben de ikinci doğumumu yapacağım.ilk doğumumu 7 yıl önce yaptım size başımdan geçen bir olayı anlatayım bundan yaklaşık 4 yıl önce doğu illerinden birinde çalışıyordum bir ramazan günü kapım çalındı karşımda genç bir anne ve kucağında 2 yaşlarında bir çocuk.. abla çok ihtiyacımız var ne verirsen dedi.. ben dilencilere para vermem ama makarna erzak gibi şeyler veririm genelde… o sırada evde mi yoktu hatırlamıyorum oğlumun küçülen 4*5 parça kıyafetini verdim sonra da kapımı deliğinden baktım ne yapacak diye.. kadın o kıyafetleri birer birer açtı bağrına bastı bir yandan şükrediyor bir andan asıl seviniyor… kendime geldim mi ne siz sorun ne ben söyleyeyim… sonra kadına iki poşet oğlumun küçülen eşyasını verdim… birimizin eskisi diğerimizin yenisi olabiliyor.. bildiğimiz tanıdığımız insanlarla çocuk kıyafetlerini paylaşabiliriz mesela benim oğlum kuzenlerimin çocuklarının küçülen kıyafetleri ile büyümüştür çok almadık:.ve bu bizim ailemizde bir gelenektir. herkes bir sonrakine mutlaka aktarır…bu tip alışkanlıklar yaygınlaşırsa inanın tüketmekten kendimizi koruyabiliriz diye düşünüyorum.

  4. yazıyı dün okuyunca sessiz kalayım dedim, ama bugün yorumlarda insanlar bende şöyle şöyle yaptım dediğini okuyunca yazmadan edemedim. Abim de 3 yıllık evli 1.5 yaşında bi kızı var.Hepsi de en pahalı markalardan alınma… Annem tam 90 parça bebek örgüsü yaptı doğumdan önce… Gelin hanımın annesi de bir o kadar… Bizim kayseri de beşik derler bu törene… Nasıl gelin çeyizi serilir bakılır, bebeğin de odası hazırlanır, örgü ve kıyafetleri sergilenir. Daha yaşına girmemiş bebek için ders çalışma masası, bazası, dolabı… Kısacası genç odası… Hem hastanede normal doğum yaptığında kaldığı 1 gün için kapı süslendi, Hem bebek odasının kapısı, Hem de evin dış kapısı… Odaya uyumlu tahta beşiği odadan çıkarıp yatak odasına koymak, gelen misafire onu gösterememek olduğu için, yatak odası içn ayrıyeten cibinlikli prenses beşik alındı, yatak odasına uyumlu… Mama kaşıkları, mama kapları, bibronlar, oyuncaklar, salıncak, puset, aklınıza gelebilecek her şey… Yengem ve abim öyle çok kıyafet aldı ki kızına, inanın 1.5 yılda ben ve ailem bir giydiğini bir daha görmedik üzerinde. Her gün farklı zıbın,farklı takım, farklı tulum… Azıcık ıkınsa değişen tertemiz bezler… Havada uçuşan ıslak mendiller… Sabahları abim indirir bazen bebek çantası ile bebeği bize…Çanta da ne yok ki… Hazır mamalar, meyve püreleri, 4 çeşit pişik kremi, bebek yağları… Kıyafetlere uyumlu emzikleri.Ve onu kıyafete tutturan zincirleri… Bebeğin kendine has bebek parfümü…
    Aynı ayakkabının 17 numarası küçüldü diye 18 numarası. Doğum gününde alınan gelinliği, benim düğünüm için ayrı güpürlü kasnaklı koca kurdedeli abiyesi… Evet evet tüm bunlar 1.5 yaşındaki yeğenim için… Onu almaya gittiğimde annesi önce etiketi kopartıyor, sonra giydiriyor ve kucağıma veriyor. Çocuk giyerken biraz zorlanıyor ama tam ölçüsü ölçüsüne… Artık 68 cmler olmuyo 70 e dönüyoruz cümleleri…
    Biz annemlerle abimleri yadırgıyorduk… Ne çok harcanıyor diye ama yazılanları okudum da…Yerimiz yok dedim diğer tarafta. Yeni evliyim… Kıyafet konusunda üzerime yıkılacak bi dolabım oldu bekarken de şimdi de… Düşünüyorum böyle büyüdük ama. Annemin koleksiyonu ayakkabıları. Aynı modelin, ruganı, süveti ve derisi, çok beğenildiyse aynı modeli başka rengi… Babamın elbise askılarını deviren takım elbiseleri… Eskimese de sık sık ihtiyaç sahiplerine ulaştırıyoruz ama konu İSRAF…
    Böyle anlatınca dini yönümüz zayıf sanmayın Cahide Abla… Babam ilahiyat mezunu, annem sohbet hocası… Bizler ttesettürlü… Ne çok gafletteymişiz. Yazı değil de insanların yorumlar beni kendime getirdi. Rabbim bizleri bu gaflet uykusundan uyandırsın…

    1. Bu da olmuş başlı başına güzel bir yazı. Halimiz, gafletimiz gerçekten düşündürücü…

    2. Meliha hanım açık yürekli yorumunuz için kendi adıma teşekkür ediyorum.

    3. Allah razı olsun Meliha hanım, sizin yorumunuz da çok yol gösterici, ibretlik olmuş.Selametle

    4. Ne güzel yorumlamışsın
      İnşaAllah Rabbimiz Mus’ab bin Umeyr gibi o ihtişamdan uyandırıp Rızaya nail olanlardan eyler.
      Mus’ab bin Umeyr radıyallahu anh ı bileniniz var değil mi ?

      Şu linkteki 10dan 14 de kadar olan videoları dinleyin derim
      Hatta hepsini çok akıcı ve güzel bilgiler edineceksiniz siyer bilginiz açılacaktır
      http://www.siyertv.com/7_183_suffa-mektebi-video-youtube.html

      1. Hasret kardesim Allah bin kere razi olsun sizden cok guzel bir siteymis ilk bolumu dinledim notlar aldim cok guzel anlatiliyor soffa mektebini baskalarinada tavsiye ediyorum malum her sayfa her hoca dinlenmiyor Allah razi olsun

  5. tamda 1 ay sonra 3.cü çocuğum olacak. tecrübelerime dayanarak bu yazının her kelimesinin altına imzamı atıyorum.yanlız eksik yazılmış. alışverişimi de tecrübelerime dayanarak yaptım.israfa çok karşıyım zıbın takımlarımı yedekli aldım. çünkü yenidoğan bebekler sıksık altına yapar ve bezden sızma olur. kıyafetine bulaşır. yedekli almak gerek. ben 3 takım zıbın ve 3 lü tek alt aldım 2 li çıtçıtlı body de alrısam tamamdır.hergün birini kirletse 3 ay yıkar yıkar giydiririm. yedekli almak israf değil zorunluluk. benimkiler sezaryenle oldugu için 15 gün yatıyorum kalkamıyorum. bir de şu var 15-20 tl ye de zıbın takımı bulursunuz 100-190 tl ye kadar çıkıyor. sırf ucuz alayım diyede gidip 20 liralık zıbın seti almayın onların çoğu kanserojen boya ile boyanmıştır. ben bu son gebeliğimde bebek alışverişinde buna çok dikkat ettim. tasarruf edeceğim diye bebeğin sağlığını tehlikeye atmayın. ben ilk doğumumu 2004 temmuzda yaptım.tecrübesizdim. en büyük çocuguma aldığım zıbın seti çok ucuzdu bir yıkamada her tarafı bir yana gitti. şimdi fotoğraflarına bakınca vicdanen rahatsız oluyorum.Allahtan yazın doğduda hava çok sıcak oldugundan çıtçıtlı badilerle idare ettik.3.cü gebeliği olan bir anneden size tavsiye; bebek alışverişini çok abarmayın,çabuk büyüyorlar.. aldığınız ürünlerin sağlıklı olmasına dikkat edin.

  6. Yerinde bir yazi ama ozellikle de elestirileri okuyunca insanlar ne kadar merakli sirf elestirmek icin elestirmeye dedim. Bende dogumdan once paketlerce bebek bezi aldim, cunku 1+1 indirimler oluyordu. Kiyafette aldim indirim zamaninda. Malesef herkesin oyle son anda herseyi alacak kadar parasi olmayabiliyor. Ayrica o halde asil musriflik ucuza almak varken herseyi son anda pahaliya almak olur.
    Birde ben dogumdan sonra kendimi carsiya pazara atacak bir insan degilim. Ilk haftalar evden cikmadim. Bu elestirenler lohusa halleriyle gidip bebek karyolasi, bezi, kiyafeti, tulumu vs mi aldilar? Ya da etraflarinda her islerini halleden birileri var. herkeste o luks bulunmadigi icinde oturup ahkam kesmek kolay.

    Demek istedigim, bir lafi soylemeden once dusunmek lazim. Saldiriya bu kadar merakli olmayalim.

    Ayrica israf haramdir, bu konu tartisma konusu dahi olamaz.

    1. aynen katılıyorum hanife hanım.bende aynı şeyleri ifade etmeye çalıştım siz daha güzel açıklamışsınız

  7. السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
    Kardeşim yazın çok güzel ben 2011 ve 2012 li ard arda iki tane evlat getirdim. Allahıma şükür hiç böyle şeyler yapmadım hatta doğuma 1hafta kala beşiğini aldık yavrumuzun. Büyüklerimizin sözü vardır,Çocuğun yediği Helal,giydiği haram derlerok çabuk büyüyor abartılı almayın derler o sözü dinledim 3parça yeni bişiler aldım geri kalanı etrafımdaki bebeği olan arkadaşlarım verdi. Sağolsunlar okadarda hediye geldiki ver,ver bitmedi. Gerçekten konu evlat olunca çok hassas oluyoruz sağlıklı düşünemiyoruz hep alıyoruz oysa dışarıda pkadar çok aç çıplak yetim varki. 🙁

  8. sümeyra says:

    Yuregine saglik Serap abla.Her cumlesi ne kadar dusundurucu ne kadar dogru.Allah razi olsun..
    “Yiyiniz,iciniz fakat israf etmeyiniz.Cunku Allah (cc) israf edenleri sevmez.”

    “Caninin cektigi ve arzu ettigin her seyi yemen suphesiz israftir.”

  9. elifzeynepabdullah says:

    Rabbim razı olsun kardeşim senden, ne güzel anlatmışsın, hastaneye ilk giderken hazırladığım çanta için alıp, yıkayıp koyduğum haricinde 3 çocuğuma aldığım toplam yüzde 10 u geçmez, bir de hediyeler hariç, hediyeleri de hepsini kullanmam , hediye götürür veya ihtiyacı olana veririm.
    eski bluzdan topu söker, dizi yırtılan pantolana yamarım, eski etekten kelebeği söker bisiklet yakalı atlete diker yazlık tişört yaparım ya da çocukların oyuncak harf ya da yaprakla falan boya baskı yaparım, yeni atlet alır, boya vermesin diye bir su durular boya baskı yapar, hediye götürürüm, kendi elbise dolabımda misafirliğim 3 katı geçmez, normali de beş kat bile bazen olmaz, şunları artık giyme deseler de kıyafete parayı pek kıyamam nedense, çok zengin olsam kıyar mıyım nefis bu belli olmaz da, çok kitaplarım, çocuklarımın kitapları , arkadaşları, arkadaşlarım, dostlarım, ardımdan hayır dua edenim olsun isterim, çocuklar boğuşuyor son masallarını istiyorlar, benden şimdilik bu kadar . siz çocuklarıma güzel dualarınızı edin bana kalsa… 🙂

  10. Serdar'ın Abdullah'ın Zehra'nın biricik annesi says:

    Ben şu an 45 yaşındayım 3. Cocuğum kız oldu ve bir ay sonra bir yaşına basacak ilk oğlumu 17yıl önce doğmuştum ona aldığım bebek kıyafetlerini 2.cüoğlumdada kullandım 2.oğlum şuan 15 yaşında bu süre Zarfında eskiyenler eskidi kullanabilecekleri eşe dosta dağıttım 2 ayrı yeğenim de bu kıyafetlerle büyüdü şimdi 3.çocuğum kız olunca gene de abilerinin kıyafetlerini giydirdim lacivert hırkasını giydiğinde etrafımdaki insanlar erkek çocuk zannediyor bir iki yıl sonra zaten abilerinin kıyafetleri ona olmayacak mecburen ona kız çocuğu kıyafetleri alacam üzerindeki kıyafetlerin 17 yıl önce işlendiğini duyan şaşırıyor demek ki kıyafetler çabuk eskimiyor çocuklarımıza aldığımı kıyafetlerle kaç çocuk büyür o yüzden israf etmeden çocuklarıma gerekli kıyafetleri almalıyız.

    1. Sizi tebrik ediyorum. Allah razı olsun. Ayrıca demek ki, 40 yaşından sonra doğum yapınca ille de sağlık sorunu olacak diye bir kaide yokmuş. MaşaAllahu la guvvete illa billah!

  11. Procrastinate222 says:

    Her konuda orta yol bulunmalı. Mutfakta tasarruftan söz edilmiş, örneğin bulaşık makinasını güzelce yerleştirip tam dolmadan çalıştırmamak (çamaşırı da aynı şekilde), yiyecekleri israf etmemek, her şeye mutfak havlusu kullanmak yerine bez havluları da kullanmak, deterjanları israf etmemek, mesela makarna haşlanan tencerede bir de çorba yapılabilir bence, tencere kirlenmemiştir… Kayınvalidem akşamdan tavada tereyağı yakmışsa, sabaha aynı tavada yumurta kırar, sonra çaydanlığın demliğini yıkarken, altında kalan suyu kullanır, çayın altındaki suyla çalkalar. Ve bütçeyi ayarlamak, harcamalarımızı yazmak da işe yarar. En azından paranın uçmadığını, nerelere harcandığını görmüş oluruz. Aklıma gelen bir şey daha, banyo yaparken kombi suyu ısıtana kadar suyu boşa dökmeyip temiz bir kovaya alırsak başka yerlerde kullanabiliriz. İstersek çok şeyler yapabiliriz. Zaten kadın israf ediyorsa erkek ne kazanırsa kazansın, uçar gider… Allah herkesin evine bereket versin…

    1. Serdar'ın Abdullah'ın Zehra'nın biricik annesi says:

      kombi suyu ısınana kadar gelen suyla biriken çorapları elde yıkıyorum. bazen de bebeğin ufak tefek kıyafetlerini elde yıkıyorum.ALLAH ın izniyle biz kendi üzerimize düşen görevi yapıyoruz

  12. Serapcim yazin hosuma gitti dogrulari yazmissin.Cocuk dogmadan bazi hazirliklar yapilmali ama geregini asmadan.
    Birde cocuk dogmadan hosgeldin partisimi olurmus böyle bir sey hic duymadim eger yapiyorlarsa bana cok sacma geldi .Bebegin dogmasini beklemeye sabredemiyorlarmi.Allah akil versin.
    Eskiden bebek dogunca konu komsu cagrilip mevlüt okutulurdu simdilerde partimi yapiyorlar hemde daha dogmadan.Allah Allah ne günlere kaldik.

  13. aslında karnımızda olan bebeğin doğup doğmayacağı bile belli değilken yapılıyor bu alışverişler …kucağımıza bebeğimizi alamama gibi bir ihtimalin olduğunu da düşünürsek belki bukadar alışveriş yapılmaz ….eğer bebek dünyaya gelmezse büyük bir hayal kırıklığı ve yıkım….anne kendi kendini ne hale getirmiş oluyor….

  14. Yaaa ne güzel şeylerden bahsediyorsunuz..Allah sizlerden razı olsun..
    Sizden rica etsem: doğum günü çılgınlığı ve de dinimizdeki yeriyle ilgili de bir yazı kaleme alır mısınız?

  15. özlema says:

    evet yine güzel anlamlı ve bir okadarda gerçekleri hatırlatan vahim bir konudan bahsetmişsiniz.Gerçektende ne olacak bu özentilerin hali,sonu….benim komşumda 2.ye hamile bakalım neler neler alacak. ilk çocuğunada sürekli giyecek bişeyi kalmadı deyip deyip çılgınca hatta pahalı şeyler halbuki giyecekleri dolu ama dediğiniz gibi doyumsuzlukmudur artık nedir anlayamadım .Ben bu mahalleye 4yıl önce taşındığımda öğrendim çocukların böylesine giyrildiğini.Çünkü bana göre ziyan gereksiz birşeydi pekala normal basit sıradan pazar işi kıyafetleri yıllarca yıkayıp yıkayıp giydirenlerdendim hatta kolları kısaldıysa kol uçlarına 2santim örgü lastikle uzatırdım .Gezmelik birkaç çeşit kıyafetleri olurdu gezme dışında giydirmezdim.BU apartmana taşındım aman allahım çocuklar sokakta gezmelik diye tabir ettiğim kıyafetlerle oynuyorlar. benimkile eşofmanla falan. Aradan zaman geçtikçe benimkilerde özenmeye hatta utanmaya başladılar onlar şöyle şeyler giyiyor ben böyle şeyler benle dalga geçiyolar demeye başladılar.inanın ne markadan haberim vardı nede o tür mağazalardan.Ama öğrendim!….maalesefki öğrendim. öğretildim.!..üzgünüm. allah hepsine düşünüp ders alma anlama muhasebe etme meziyeti versin….olmak istemememekle birlikte onlardan olmaya başladım sanki…:((

  16. Elinize kaleminize saglik. En cok ta kendimizi bu yönde sorgulamamiz lazim. Aslinda ihtiyacimiz olmayan ne cok seye sahibiz..

  17. daha doğmamış bebeğine paketlerce bez alanları tanıyorum, bebek bezi dediğin mahalle bakkalında bile bulunabilecek bişeyken…

    1. evet ,öyleleride var sanki bitecek bez yazıdada dendiği gibi iflasta edebilirler 🙂

    2. Procrastinate222 says:

      bulunabilir ama bez sürekli lazım olacak olan bir şey olduğu için insanlar azar azar alıp bulundurabilirler. Ona bakarsanız Ankara’da yaşayan kişiler de kışın her ay 200 TL’lik doğalgaz almak yerine yılın her ayı azar azar alıp biriktirirler ki bir anda bütçeleri sarsılmasın. Sırf eleştirmek için de eleştiri yapmamak lazım. Çok tüketilen bir şeyi azar azar alıp bütçeyi sarsmamak eleştirilecek bir şey değil bence… Herkesin maddi durumunu da iyi sanmayalım.

      1. gülay orhan says:

        güzel bakış açısı , haklısınız. herşeyi de eleştirmek doğru değil .

  18. Kardelen says:

    Kalemine saglik Serap kardesim, cok güzel bir yazi olmus. ALLAH bizi nefsimize yenik düsürmesin.

  19. Serap Hanım ellerinize sağlık yazınızdan çok nasihatlar çıkardım. Allah razı olsun. Anlatımınız o kadar akıcı ki bir çırpıda okudum lütfen gıda israfımız için de bir yazı yazarmısınız.Mesala ben sırf, ev halkı bir gün önceki pırasayı yemek istemiyor diye evde yemek olduğu halde ertesi gün yeni bir şeyler yapıyorum, genelde de nefsimize daha hoş gelecek şeyler köfte patates vs. yapıyorum bu huyumdan nefret ediyorum. Ben bir evin bereketinin mutfaktan artıp ,azaldığına inanıyorum ama nelere dikkat etmeliyim çokta bilemiyorum. Keşke bir gün bu konuda konuşsak . Birbirimizden fikirler alırdık. Mesala Annem buzdolabı poşetlerini kullandıktan sonra atmaz , yıkar tekrar kullanır .Ben ise hop çöpe . Belkide kazancımızın bereketi ufak ayrıntılarda gizlidir. Cahideciğim bir yazısında bahsetmişti bulaşık makinesinin tablet deterjanlarını ortadan ikiye kesip kullanıyorum diye , çok etkilenmiştim. Ama işte ben düşünemiyorum bunu kendim. O gün bu gündür ben de deterjanı az kullanmaya gayret gösteriyorum. Cahideciğim bir yazıda senden gelsin tatlım.Şöyel bir silkele bizi olur mu ? Serap Hanım merakla bekliyorum bir sonraki yazınızı
    Ankaradan Deniz

    1. evet bencede giyside olduğu gibi mutfaktada iisraftan kaçınmalıyz.ve gerçekten bende israfın evin bereketini kaçırdığına inanıyorum.örnğin benim kayınvalidem geçim sıkıntısı çeker ama dolabındada çoğu şeyi israf eder alır ama canı istemediği için pişirmez tabi sebzede çürür.deniz hanım benim annem de buzdolabı poşetlerini yıkar,bizde ise bir üşengeçlik nedense ,

    2. buzdolabı poşetlerini yıkamak için harcadığımız su daha önemli bir kayıp bence. temiz içme suyunu böyle harcamamalıyız. çöpe atmak daha ekonomik olabilir ..

  20. Çevresinde çocuğunun küçülmüş kıyafetlerini verebileceği ihtiyaç sahibi kimselerin olmadığı insanlar için bir dipnot ekleyeyim. Dernekler/vakıflar 2.el kıyafet kabul etmiyorlar haklı olarak çünkü öyle insanlar var ki bırak ütüleyip vermeyi yıkama zahmetine bile girmiyorlar. Yardım etmek istiyoruz ama onların yüzünden zorluk çekiyoruz. Bunun yanında belediyelerin bir uygulaması var. Yardımda bulunduğunuz kıyafetleri temizletip, mağazalarında sergiliyorlar. İhtiyaç sahipleri o mağazalara gidip alışveriş yapar gibi lazım olanı alıyor ancak para ödemiyorlar. Sizde bağlı bulunduğunuz ya da size yakın olan belediyelerin böyle uygulamaları var mı araştırabilirsiniz. Ya da kaymakamlıklarda sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıfları bulunuyor oraya verebilirsiniz. Eşya veremeseniz bile ihtiyaç sahiplerini öğrenip ulaştırabilirsiniz.

Like
Close
Tarif Üstü Muhabbet | Cahide Sultan
Close
%d blogcu bunu beğendi: