Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Sözlerin en doğrusu Allah’ın Kitabıdır, yolların en hayırlısı Muhammed’in yoludur. İşlerin en şerlisi muhdes olanlardır. Dine sonradan sokulan her şey bid’attır, her bid’at dalalettir ve her dalalet ateştedir.” Müslim 867, Nesei 3/188
Muhdes: Dinden olmayan şeyin din adına çıkarılmasıdır.
Bid’at konusu öylesine önemli ki, dinin içine sinsice sızıp, akidemizi ifsad ediyor. Bu yüzden bu konuyu çok iyi öğrenmemiz lazım. Bid’atle ilgili sahih hadislerden paylaşarak konuyu anlamak isteyenler için yardımcı olabilirsiniz.
Bu da sevdiğim güvenilir bir site: http://www.rahmet.org/kategori/genel/bidat
http://www.israfm.com/izle.php?id=1331
Ali Küçük hoca – İhlas Suresi tefsiri
40 lı dakikalardan sonra Vahdet-i vücud(!) ile ilgili çok güzel şeyler anlatıyor,zatları büyütmek adına yapılan hataları da…dinlemek lazım.
Yine bir shey ogrenmish oldum.Allah razi olsun.
cok güzel bir konuya deginilmis,Bidat bu cagin en onemli hastaliklarindan biri olmakla beraber ne yazikki karsi koydugumuzdada dinden cikmis mezhepsizlikle veya vahhabilikle suclanir konumuna düsürülüyoruz.Rabbim hakla batili ayirip yolunda yürüyenlerden bizi eylesin Allahumme amin
Öncelik sahih hadislerin,ben dün sahabe ve ehli sünnet imamlarının sözlerinden bazılarını toplamıştım elimde hazır olduğu için paylaşayım:
Huzeyfe b. Yemân:
“Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının ibâdet diye yapmadığı hiçbir ibâdeti siz de yapmayın. Çünkü önce gelen, sonra gelene söyleyecek söz bırakmamıştır. Ey âlimler topluluğu! Allah’tan korkun. Sizden öncekilerin izlediği yolu tutun.”
[İbn-i Batta, “el-İbâne” adlı eserinde rivâyet etmiştir]
Abdullah b. Mes’ud:
“Sizden kim başkasının izinden gidecekse, ölenlerin sünnetine uysun. Onlar bu ümmetin en hayırlısı, kalpleri en iyi, ilimleri en derin ve kendilerini en az külfete sokan Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-‘in ashâbıdır. Onlar, Allah Teâlâ’nın Peygamberine arkadaşlık yapmaları ve dînini taşımaları için seçtiği bir topluluktur. Siz de ahlâkınızı onların ahlâkına ve yolunuzu da onların yoluna benzetin. Çünkü onlar dosdoğru yol üzereydiler.”
[Beğavî, “Şerhus,Sunne” adlı eserinde rivâyet etmiştir]
Abdullah b. Mes’ud:
“(Sünnete) uyun,bid’at çıkarmayın. Sizin başka bir şeye ihtiyacınız yoktur (dîniniz tamamlanmıştır). Siz eski yola uymaya bakınız.”
[Dârimî, süneninde rivâyet etmiştir.]
Mü’minlerin emîri Ali b. Ebî Tâlib:
“Eğer dîn görüşe göre olsaydı, mestlerin alt tarafının meshedilmesi, üst tarafının meshedilmesin-den daha uygun olurdu.Ancak ben Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’i mestlerin üstünü meshederken gördüm.”
[İbn-i Ebî Şeybe, “el-Musannef” adlı eserinde rivâyet etmiştir.]
Abdullah b. Amr b. el-Âs:
“Hiçbir bid’at çıkarılmasın ki o devam etmiş olmasın. Hiçbir sünnet ortadan kaldırılmasın ki onun ortadan kayboluşu devam etmiş olmasın.”
[İbn-i Batta, “el-İbâne” adlı eserinde rivâyet etmiştir.]
Adâletli halife Ömer b. Abdulaziz:
“O kavmin durduğu yerde sen de dur. Çünkü onlar bilerek durmuşlardır.Derin bir görüş ile uzak kalmışlardır. O durdukları noktayı açığa çıkarmakta onlar daha güçlü idiler. Eğer bu işte bir fazîlet olsaydı, onu yapmaya da daha layık idiler. Şâyet sizler ‘onlardan sonra meydana geldi’ diyecek olursanız, şüphesiz onların yoluna aykırı hareket eden ve sünnetinden yüz çevirenden başkası bu yeni şeyi ortaya çıkarmış değildir. Onlar şifâ için yeterli olacak kadarını söylediler, yetecek kadar söz söylediler. Onlardan öteye giden aşırıya gitmiş, onlardan geri kalan hata yapmış olur. Birtakım kimseler onlardan geriye kaldığından dolayı onlar uzak düştüler, kimisi de onları geride bıraktığından dolayı aşırıya gittiler. Onlar ise bu ikisi arasında hiç şüphesiz dosdoğru bir yol üzerinde idiler.”
[İbn-i Kudâme; “Lum’atul-İ’tikâd el-Hâdî İlâ Sebîlir-Raşâd”]
İmam Evzaî:
“İnsanlar seni reddetseler bile sen selef’in izinden gitmeye bak. Sözleriyle sana süslü gösterseler bile insanların görüşlerinden uzak dur. Çünkü böyle yapacak olursan, sen dosdoğru yol üzere olduğun halde mesele senin için açıklık kazanır.”
[el-Hatîb; “Şerafu Ashâbil-Hadîs” adlı eserinde rivâyet etmiştir.]
İmam Şafîi:
“Sünnete aykırı olarak hakkında konuştuğum ne kadar mesele varsa, ben ondan hayatımda da, ölümümden sonra da dönüyorum, vazgeçiyorum.”
[El-Hatîb; “el-Fakîh vel-Mütefakkih” adlı eserinde rivâyet etmiştir]
Rabî’ b. Süleyman:
“Şafiî bir gün bir hadis rivâyet etti.
Bir adam ona: Ey Abdullah’ın babası sen de bu hadisi delil olarak alıyor musun? deyince, Şâfiî ona şöyle dedi:
“Ben Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den sahih bir hadis rivâyet edip de onu delil olarak kabul etmezsem şâhit olunuz ki aklımı başımdan yitirmişim demektir.”
[İbn-i Batta, “el-İbâne” adlı eserinde rivâyet etmiştir]
Nuh el-Câmî:
“Ebu Hanife’ye-Allah ona rahmet etsin- şöyle dedim: İnsanların ârâz ve cisimler hakkında söylediklerine ne dersin? O şöyle dedi:”Bunlar felsefecilerin görüşleridir.Sen esere ve selefin izlediği yola uymaya bak. Sonradan çıkarılmış, her şeyden sakın.Çünkü o bir bid’attir.”
[El-Hatîb; “el-Fakîh vel-Mütefakkih” adlı eserinde rivâyet etmiştir.]
İbn-i Mâcişûn:
“Ben Mâlik’i şöyle derken işittim:
‘Her kim İslam’da güzel görüp bir bid’at çıkarır-sa, Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in risâleti edâ etmede ihânet ettiğini iddiâ etmiş olur. Çünkü Allah Teâlâ: ‘Bugün sizin için dîninizi tamamladım’ diye buyurmaktadır. Bu sebeple o gün dîn olmayan hiçbir şey bugün de dîn olamaz.”
[İmam Şâtıbî; “el-İ’tisâm”]
Ehl-i sünnet imamı İmam Ahmed b. Hanbel :
“Bize göre sünnetin esasları, Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbının izlediği yola sımsıkı sarılmak, onları örnek almak ve bid’atleri terketmektir. Çünkü her bid’at bir sapıklıktır.”
[El-Lâlekâî; “Ehl-i Sünnet vel-Cemaat İtikâdının Esasları Şerhi”nde rivâyet etmiştir.]
Hasan-ı Basrî:
“Bir kimse eğer ilk selef’e yetişmiş olup da, sonra bugün diriltilmiş olsaydı,İslam’dan bildiği hiçbir şey göremezdi. -Bu arada elini yanağına koyduktan sonra sözlerine şöyle devam etti:
Ancak şu namaz müstesnâ -Sonra şunları söyledi- :
Allah’a yemîn ederim, ancak şu tanınmadık hal içerisinde yaşayıp da o selef-i sâlih’e de yetişmemiş olan kimse bir bid’atçinin bid’atine dünyalık isteyen bir kimsenin dünyasına dâvet ettiğini görmekle birlikte, Allah bu işten o kişiyi koruyup da kalbinin o selef-i sâlih’e arzu duymasını sağlar, böylece o kimse onların yolunu sorup,izini takib etmeye, yolunu izlemeye koyulursa, hiç şüphe yok ki bunların (bid’at ve dünyalığın) yerine ona pek büyük bir ecir verilecektir. Allah’ın izniyle siz de böyle olun.”
[İbn-i Vaddâh; “el-Bideu ven-Nehyu Anhâ”]
İlmiyle âmil Fudayl b. İyâd’ın:
“Hidâyet yollarına uy.O yolu izleyenlerinin az oluşu sana zarar veremez. Dalâlet yollarından ise sakın. Helâk olanların çokluğuna da aldanma.”
[İmam Şâtıbî; “el-İ’tisâm”]
…
Ve o muhteşem Hadîs-i ŞerÎf:
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Şüphesiz İslam garip başladı, tekrar başladığı gibi garip haline dönecektir. Gariplere müjdeler olsun.”
Müslim(1/130) Ebu Avane(1/95) İbni Mace(3986) İbni Ebi Şeybe(7/83) Taberani Evsat(3/156) Ahmed(2/389) Ebu Yala(11/52) Kudai(2/137) Lalkai İtikad(1/112) İbni Mende İman(1/520)
Ne tevafuk. Daha dün okumuştum bunları. Allah razı olsun kardeşim.
“Ama bunda ne var canım” diyenleri aydınlatacağını umduğum güzel bir paylaşım olmuş Allah razı olsun.