Yavrucuğum! Yaptığın iş (iyilik veya kötülük), bir hardal tanesi ağırlığında bile olsa ve bu, bir kayanın içinde veya göklerde yahut yerin derinliklerinde bulunsa, yine de Allah onu (senin karşına) getirir. Doğrusu Allah, en ince işleri görüp bilmektedir ve her şeyden haberdardır. (Lokman suresi:16.Ayet)
Selamun aleykum gönlü güzel kardeşlerim,
Dün dinlediğim bir haber pek çoğunuz gibi beni de etkiledi. Konu bebekler-çocuklar olunca, bir anne-kadın olarak çok daha hassas oluyor insan. Konuyu dün face sayfamda paylaşmıştım. BURADAN okuyabilirsiniz.
Doğurduğu çocuğu evde ölüme terk eden bir kadın ve üstelik, bu bir sınıf öğretmeni. Küçücük yavrularımızı teslim ettiğimiz nice hasta ruhlu öğretmenler var kim bilir. Allah yavrularımızı bunun gibi canilerden korusun. Daha evvel de bir doktor kız, bebeğini doğurup çöpe atmıştı. Bu olayların ardı arkası gelmiyor, gelmeyecek maalesef. Yaraların iyileşmesinden daha önemli olan, yaralara sebep olan mikropları yok etmektir.Her birimiz çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimize, ve onlara ne verip, nasıl şekillendirdiğimize bakalım. Hayvanlar gibi yaşama isteğinin, özgürlük naraları olarak ayyuka çıktığı bir toplum gerçeğiyle karşı karşıyayız artık. Çocuklarımızın ilerde hangi makama oturacağı, hangi mesleğe sahip olacağı konusunda kafa yorduğumuz kadar, ahiretde ki yeri ne olacak diye düşünmüyoruz.
Hepimiz Müslüman olduğumuzu iddia ediyor, hepimiz cehennemden korkuyoruz. Ama pek çoğumuz, çocuklarımızı kendi ellerimizle cehenneme odun olarak hazırlamaktan başka bir şey yapmıyoruz.
“Gençtir giysin, gençtir sevgilisi olsun, gezsin, tozsun.” “Ben yapamadım, evladım yapsın” diye cahilce söylenen sözlerle, kayıp bir nesil yetişti ve yetişiyor maalesef. Gerek İslami, gerek geleneksel bütün değerleri ayaklar altına alarak, sağlam bir toplum inşa etmek hayal olacaktır.
“El ne der” felsefesinden, “Allah ne der” kaygısına geçtiğimiz ve çocuklarımızı da bu minval üzere yetiştirdiğimiz gün, her şey çok daha güzel olacak. Rabbimiz de gayretimize göre bize yardımlarını artıracaktır.
Yaptığı günahlardan pişmanlık duyan şu gencin konuşması, eminim size de çok şey anlatacaktır:
ÇOK GÜNAH İŞLEDİM, BENİM HALİM NE OLACAK!
Bugün çok kolay bir kokoreç tarifi vereceğim sizlere. Dışarıda satılan kokoreçleri yemek için geniş bir midesi olmalı insanın. Bana göre değil açıkçası 🙂 Ev ortamında bağırsak kullanarak kokoreç yapmak da sanırım aynı lezzeti vermeyecektir. İyisi mi biz bağırsaklı olan kokoreçi şimdilik bir kenara bırakalım.
Daha evvel kurban etiyle kavurmanın yapımını anlatmıştım. O kavurmadan sonra elimizde; Halk arasında “kakırdak” diye adlandırılan kavrulmuş kuyruk yağı kalmıştı. TV de bir gurme, bu kakırdaktan kokoreç yapabileceğimizi anlatmış hatta göstermişti. Ben yağ olduğu için kakırdak yiyemiyorum fakat eşim ve çocuklar için hazırladım. Kakırdağın kendine has bir kokusu ve lezzeti var. Herkes olmasa da bazıları çok seviyor.
Sadece kakırdak yerine, kavrulmuş et veya tavuk eti ekleyerek de kokoreçi hazırlayabilirsiniz. Göz kararı malzemelerle basit bir tarif geliyor şimdi:
KUYRUK YAĞINDAN KOLAY KOKOREÇ TARİFİ
Malzemeler
- Kavrulmuş kuyruk yağı (kakırdak)
- Acı toz biber
- Kimyon
- Tuz
- Karabiber
- Domates
- Yeşil biber
Kolay Kokoreç Nasıl Yapılır?
Kakırdağın içine, göz kararı tuz, kimyon, kırmızı toz acı biber, karabiber, küp doğranmış domates ve yeşil biber ekleyip karıştırın. Dün yaptığımız cepli ekmeklerin içine istediğiniz miktarda yerleştirin. Ayran veya çayla servis edin. Hepsi bu kadar. Afiyet şifa olsun!
cahide abla annem bugün hasta ve ben ilk defa yemek yapıcam ve evde sadece bir adet tavuk göğüsü,makarna ve domates biber var ne olur yardımcı ol ne yapabilirim?
Bugun cepli pidelerimizden yaptik. Kavurma, domates, biberle servis yaptik. Maaile cok begendik. Ozellikle melek oglumuz cok begendi. Tesekkurler Cahide Hanim.
Diyecek çok az söz bırakıyor. Kırk yılda bir böyle olayların 1 tanesinden hasbelkader haberdar olup, kahroluyoruz. Oysa öyle çok, öyle çok ki. Her yanıyla eğrilen, sapan, kırılan, öldüren, nefsani bir düzeni esas kabul etmiş bir dünyadayız. Herzamanki yine en masumlarımızın canına mal oluyor. Öyle çok, öyle çok görüyoruz ki..
Ben Rabbimizin “mühlet” kelimesini kullanışını düşünüyorum, ne zaman böyle olsa, aklımı yerinde tutsun diye okuyorum, Tekvir suresini..
“hangi suçtan dolayı öldürüldüğü sorulduğu zaman…”
Cocuklara karsi islenen cezalar cok agir olmaliki böyle canavar ruhlular cesaret edip kötü seyler yapamasinlar .Cezalar cok az .Ne olacak simdi bu canavar ruhlu yaratik hapiste yiyip icip yatacak .Ohhh devlet bedavadan besleyecek .Bakalim bu dünyanin birde öbür tarafi var zalimler icin yasasin cehennem.
ablamm etin belkide en sevdigim yanidir kakirdak…cok severim lezzetini…Hele bunu cöreklerin icine kattim mi enfes bir tadi oluyor…Fakat ne yazikki buraya geleli hasret kaldim buradaki hayvanlarda o kisim olmuyormus…Benim yerime de afiyetle yiyin…
O haber beni o kadar etkiledi ki sen gibi abla soke oldum,basima agrilar girdi düsünmekten yavrucak nasil can verdi diye…Bu kisiye hayvan bile denilmez kanimca cünkü hayvan bile yavrusuna bunu yapmaz…Ne günlere kaldik neler okuyoruz her gecen gun…Degil ben yavrumu evde birakmak su an icerde uyuyor catiya gidip camasir sericem ucup geliyorum hemen sagindan soluna dönmeden…
Rabbim akil fikir vicdan nasip etsin ne diyim…Evlatlarimizi kimlere emanet ediyoruz…
Inanin kan beynime sicradi. Iki gundur beynim patladi dusunmekten aglamaktan..bu gece ruyama dahi girdi bu olay. Bi anne olarak birturlu anlayamiyorum. Olamaz boyle bisey bu yalaaaaannnn diye bagiriyorum icten ice… O yavrucuk ah o gunahsiz sabii.. . Cenabi Hak “onrin kalpleri muhurlendi” buyuruyor… sanirim bu Ayeti Celile’nin muahatabi bu tip insanlar. Cocugum 1 yasinda. O uyurken evimin altinDaki markete dahi gidemem ben. Ya uyanip aglarsa… bundan 1 ay once esim acil bisey istedi hemen cikmam lazimdi,bebegim yenice uyumustu… cok dusundum ne yapsam diye.. cokta acelesi var isimizin.. hemen atladim arabama Rabbime emanet ettim bebegimi okuya okuya gittim ve gidip gelmem sadece 8 dakika surdu.. kapiyi bir hisimla actim hemen kostumki bebegim besigine oturmus agliyor.. inanin vicdan azabindan 1 hafta gulemedim. Acaba ben gider gitmezmi uyandi.. yenimi uyandi.. cokmu agladi.. ya besikten dusseydi.. diye dusunmekten… halada kendimi affedemedim. Cenabi Hak dunyadada Ahirettede ayirmasinbizi yavrularimizdan. Hayirli evlat eylesin.. bahtlarini kaderlerini guzel eylesin. Aminn..
Bir daha bırakmayın bebegi yalnız başına. Yolda kaza yaparsınız, siz evden çıkınca dogalgaz sızıntı yapmaya başlar, elektirik kaçağı yapar yangın olur v.s. zaten başa gelen kazaların hiçbirisi planlanmaz. aniden başa gelir. bence bebeği uyandırın, uykusundan olsun daha iyi.
Guzel ablam haber kanimi dondurdu resmen.arsiz kadin hele bide karnini doyurup gittim diyor.nasil sinirlendim.neise ablam en iyisi ben fazla konushmayayim.hemen tarif hakkinda yorumlarimi yapayim.ablacim ellerine saglik.guzel bir atishtirmalik olmush.bizde buna cız-bız denir.cok yağlı olduğundan daha cok erkekler yer.ama hic boyle sunumunu gormemishdim.boylede guzel olmush.ama ben yag oldugu icin yiyemem bunu.en iyisi evdekilere yaparim.onlar yer ben onlara bakip mutlu olurum.nasil demishtiniz yemek kadar yedirmekde guzel…… 🙂
Selamun Aleyküm. Öncelikle siteniz harika. Artık sürekli ziyaret ediyorum.
tariflerinizden ziyade yazdığınız yazılar muhteşem, tabi tarifleriniz de:)
Benim bir ricam olacak. Sİtenizde evlenen hanımların eşlerinin soyismini almasıyla ilgili bi yazı yazar mısınız?
Bildiğim kadarıyla İslamın konuya yaklaşımıyla şuanki mevcut hakim görüşün yaklaşımı pek uyuşmuyor.
Konuyla alakalı bir de yazı buldum, affınıza sığınarak yazıyı da paylaşıym: http://yeteneklieller.com/2013/10/22/kadin-kocasinin-soyadini-almak-zorunda-mi/
Hayırlı günler.
Dün önce şu haberle http://www.islahhaber.net/suriyede-halk-aclik-yuzunden-kedi-yemeye-basladi-18.html
daha sonra da bahsettiğin haberle mahvoldum ablacım. Diyecek hiçbir şey bulamadım…
Allahim hepimize yavrularimizida akil fikir haya versin rabbim affetsin hidayet nasip etsin ins bugun ne oldugumuzu biliyoruz ama yarina ne olucagimizi basimiza neler gelicegini bilmiyoruz hepimizde nefis var allah mihafaza etsin cok ama cok uzuldum haberi duyunca agladim cok kotu oldum allahim sen bizlere hidayet ver amin nese cahide ablacigim senden yesil mercimek yemego tarifi istiyorum sayfada bulamadim su kis gunlerindede iyi gider bol bol vitaminli allaha emanet olun hepinizi op
Bence o kadinin akli dengesinde problem olabilir .cunku 10 yasindaki cocuk bile bir bebegin 9 gun ac susuz yasayamayacagini bilir..bu yuzden haberin tam ayrintisi verilmediginden supheleniyorum..diger yandan zina o kadar mubah olduki helede istanbulda..artik evli olmadan birlikte yasayan o kadar cift varki bazilarinin aileleri bile biliyor..hatta evlenmeden birlikte yasamak olmazsa olmaz olmus cunku evlenmeden her konudaki uyuma bakilmaliymis..tabi bunda sosyal medyada cok suclu : dizilere bakarsaniz nerdeyse tamaminda evin haniminin herkesten sakladigi baska biri tarafindan buyutulen cocugu var, evin bir kizi ablasinin kocasina asik ( yaprakdokumu) , evin yegeni amcasinin karisina asik( aski memnu)..ve digerleri ..hepsinde en az bir tane zina yada ahlaksizlik ornegi buyuk ask buyuk sevda olarak isleniyor ve insanlarda bunlari izleye izleye artik seviyorsan hic birsey onemli degil moduna giriyor..
Eşim bir öğretmen ve bazen okulda şahit olduklarını anlatır. Öğrencilerin yaptığı türlü ahlaksızlıklar için uyarıda bile bulunmanın zorluğundan bahseder hep. Okulda parayla bedenini satan bir kızın ailesini müdür uygun bir dille uyardığında, babası “sana ne” diye karşılık veriyor ve soruyor, “kızımda gözün mü var?” Çoğu aile için çocuklarının gayri meşru ilişkileri normal karşılanıyor. Bu durumda dışarıdan biri nasıl uyaracak, müdahil olacak ki?
Dizilerden,edepsiz programlardan çok bahsettik ama kimsenin umurunda değil. Açıkçası devlet de bu konuda üzerine düşeni yapmıyor. Avrupa’da bugün aileyi korumaya yönelik dizi ve programlar yayınlanırken, bizimkiler onların dönmeye çalıştığı yollarda yürümeyi marifet sayıyor.
Ablam okurken başımdan ağrı kalkdi bu ne boyle.bu nasil bir baba,bu nasil bir terbiyesizlik.Gercekten kötü çocuk yokdur,kötü ebeveyn vardir.
canim ablam buradaki vaziyyeti size ozetleyeyim kasabada yashayip shehre gelenlerin coku terbiyesiz.ama shehirde buyumush cocuklarin hepsi terbiyeli ve iyi bir yerlere geliyorlar.cunki kasabada ancak turk kanallari izleniyor.ama shehirde buyuyenler dil gelishimi icin yabanci kanallari izliyorlar.hal boyle oluncada terbiyeli sheyleri seyr ediyor ve o yonde buyuyorlar.ama ablacim inanin biz ne konushsak bosh.cunki,bu toplumun ağzi döndü bir kere duzelmesi icin cok buyuk bir shey olmasi lazim.
Türkiye’nin kanını donduran olayla ilgili soruşturmayı yürüten Gölcük Cumhuriyet Savcılığı’nda pişmanlık gözyaşyarı dökerek ifade veren Seçil M.D., herhangi bir psikolojik tedavi görmediğini söyledi.
Arda Akın’ın Hürriyet..com.tr’deki haberine göre, bebeğinin ölümüne neden olduğu için büyük pişmanlık duyduğunu söyleyen genç kadın yaşadıklarını şöyle anlattı:
“İlk evliliğimi sorunlu bitirdikten sonra ailem yeniden evlenmeme karşı çıkıyordu. Polis olan sevgilimle yaşadığımız cinsel birlilikten sonra hamile kaldım. Hamile olduğumu çok geç öğrendim. Uzun süre bebeği doğurup doğurmamak arasında kaldım. Aileme durumu nasıl anlatacağımı düşündüm. Çok korkuyordum. Buna rağmen oğlumu dünyaya getirmeye karar verdim. Uzun süre Hatay’da yaşayan ailemin yanına gitmemek için mazeret uydurdum. Karnım iyice büyüdükten sonra adeta eve kapandım. Doğum sonrası bebeğime sorunsuz baktım. Ailem, özellikle annem uzun bayram tatilini Hatay’da geçirmem için bana sürekli baskı yapıyordu. Bebeğimi kimseye bırakamayacağıma karar verdim. ‘Birkaç gün Hatay’da kalıp hemen eve dönerim’ diye düşündüm.
“BENİ ÖLDÜREBİLİRLERDİ”
Hatay’a gideceğim gün oğluma iki biberon mama yaptım. Mamayı birkaç saat arayla yedirdim. Altını değiştirip beşiğine bıraktım. Üşümesin diye üstünü iyice örttüm. Evden çıkarken uyuyordu. Karnı acıksa dahi ağlar ağlar yeniden uyur diye düşündüm. Sonuçta ailemin yanına oğlumla gitseydim beni öldürebilirlerdi. Bebeği evde bırakmayı göze almak zorundaydım. Kapıyı kilitledikten sonra evden çıktım. Bebeğime birşey olmaması için dua ettim.
“ÖLDÜĞÜNÜ HİÇ DÜŞÜNMEDİM”
Hatay’a gittiğimde aklım hep bebeğimdeydi. Ailemle bayram tatilinin sonuna kadar kalmayı düşünmüyordum. Ama uzun süredir beni görmedikleri için bırakmıyorlardı. Bebeğim için iyice telaşlanıyordum artık. Ama öldüğünü hiç düşünemedim. Bayram bittikten sonra hemen yola çıktım ve Gölcük’teki evime geldim. Kapıyı açar açmaz oğluma mama yapmak için mutfağa girdim. Hemen mamayı hazırladım. Beşiğinde hareketsiz yatıyordu. Kucağıma aldım biberonu ağzına soktuğumda hiç tepki vermediğini görünce hemen hastaneye getirdim. Burada öldüğünü söylediler. Daha sonra polisler beni gözaltına aldı.
…
Demek ki neymiş, ne olursa olsun evlenmek istediğini belirten çocuğumuza kulak verecek, önünü tıkamayacakmışız. Yoksa sonu zina olurmuş. İlla başından kötü bir evlilik geçmesine gerek yok, çevrenizde okul bitsin, askerlik yapsın, maaşı yükselsin, çeyizi tamamlansın diye oyalanan insanların girdiği çıkmazı düşünün. Birde işin psikolojik baskı boyutu var; evlenirsen sütümü helal etmem, evlatlıktan silerim vs. Geçenlerde fetvameclisin’de bir soru okumuştum, ailem 30 yaşımdan önce evlenmeme izin vermiyor diye başlıyordu. Ya sabır, Allah’ım şu insanlara biraz akıl…
İş konuşmaya gelince zinada suç değil, hep ondan arttı bu işler falan. Ee, evlendirin çocuklarınızı 17-18 yaşında ne engel var karşınızda. O zamanda başka bahaneler, hep bir kısır döngü.
Demek ki neymiş, eğitim sistemimiz başlı başına bir çöpmüş. Üniversite mezunu bir kadın, bir bebeğin yediği iki biberon mamanın onu birkaç gün idare edebileceğini sanıyor. Gerçekten en ufak bir fikri yok mu yoksa bir buhran içerisinde olduğundan keçileri mi kaçırmış emin olamadım bir türlü.
Demek ki neymiş, çocuğumuz 3 yaşında da olsa 34 yaşında da olsa onu bir yerlere salıp bırakmayacakmışız. Bir elimiz hep üzerinde olacakmış. Bizden ayrı, başka şehirlerde yaşaması ondan bi haber olmamız anlamına gelmiyormuş. Kadın 9 ay hamilelik geçirmiş, 2 ayda bebeğine bakmış kimsenin ruhu duymamış. Yani biraz aklı kalmış olsaydı da giderken bebeği bir arkadaşına falan bıraksaydı muhtemelen ailesinin ruhu duymadan o çocuk büyür, okulunu bitirir, bir işe bile girerdi. Bu kadar ilgiliyiz işte ailemizle, doğurduklarımızla.
Gidersem beni öldürürlerdi diyor. Adama demezler mi, sen salmışsın kızını, bacını, yeğenini başka bir şehirde yalnız yaşıyor. Ne kol kanat germişsin, ne arkasında durmuşsun sonra bir yanlış yaptı mı bin tepesine. Siz zaten bir tek vurmayı kırmayı bilirsiniz. Erkeksen dursana kadının arkasında, başına kötü işler gelmeden koruyup kollasana. Ama yok tabi.
Çok üzgünüm çok. Burnumun direği sızlıyor, kendimi sıkmaktan başıma ağrı girdi. Ne biçim bir toplum olduk. Sırf görüntü, gösteriş başka bir şey yok. Herkese, her şeye yazıklar olsun.
Bir bebek bağıra bağıra öldü. O masumun feryadını duymayan herkes suçlu.
sözlerinizin her kelimesine katılıyorum…:(
cok yazik bir bebek acliktan bagira bagira oldu cok yazik 🙁 aklima geldide bayram gunu.ne kadar keyifliydik.kurban kesildi kavurmalar yapildi herkes doya doya yedi.oglum var 15 aylik butun gun onunla oynadim guldum.gezdik tozduk hep yedik ictik 🙁 nerden bilebilirdim ki bi bebek evinde acliktan aglar.ondan kimse habersiz bayramini yapti.eglendi.Ahhh dusunuyorum su an baska zor durumda olan bebekler varmidir.Allah im sen onlara yardim et.Amin
GÖZLEMESINI DE DENEYIN
soğan da ekleyerek aynı şekılde iç hazırlayıp, gözleme yapıyoruz biz
yanına da sıcacık bır cay
Hasret hanımın yorumuna katılıyorum.Bu yaşanılan olayın şuyu vukuundan beterdir yani anlatılması dile düşmesi çok konuşulması yaşanan vahşettende kötü.Hayrın sesini açıp şerrin sesini kısmalıyız.Böyle bir eylemi gerçekleştiren insanın psikolojik sıkıntıları vardır.Toplum olarak beddua yerine bu tür vakaların tekrar etmemesi için dayanışma içerisinde olmamız gerekir.Etrafımız vurdum duymaz ebeveynlerle dolu.Evin reisi kahvede kumar oynarken ,anne komşuda dedikodu yaparken çocuklar evde boş kalmakta ve bu boşluğu kötü işlerle doldurmaktalar.Babalar kahvelerden bir çıkın hele gelin yavrularınızın başına. Dışardaki kadınlarla zaman harcayıp evdekini hakir gören babalar uyanın çocuklarınızın hatırına annelerini sevin sahip çıkın ezmeyin kadınlarınızı,üzmeyin incitmeyin.Onlar size rabbinizin bir emanetidir müşfik olun..Anneler abuk subuk dizilerin başında saatlerce oturan anneler bırakın ellerinizdeki kumandaları.Bu vahşeti işleyen kadın dizilerden,filmlerden öğrendi gayrimeşru ilişki yaşamayı.Kapatın tv yi kaldırın evinizden.İnterneti sadece hayır için kullanın.Facebook başında saatlerinizi kaybetmeyin.Yazılacak çok şey var içim yanıyor kötü bir haber duyduğumda.Allahım hepimize hidayet versin inşaalah.
ay cahide tam da bundan bahsettim az önce harikasın ya ben kuyruğu erittikten sonra sadece kıkırdakla dürüm yaptım harikaydı nasıl sevmezsin bu tadı
Gülayım ben dolmalara,lahmacuna, et yemeklerine mutlaka kuyruk koyarım. Fakat böyle sade yemesi hoşuma gitmiyor. Ağır geliyor..:(
Cahide Abla,
Bu haberi görünce tarifle alakalı bir şey yazasım gelmedi açıkçası. Eşine ve çocuklara afiyet olsun 😉
Ama haberle ilgili bir iki şey söylemek istiyorum. Haberi zaten dün okumuştum hatta kocamla üzerine konuştuk bir süre. Facebook sayfamda paylaştım yazmışsın bende bir bakayım tepkilere dedim tam da beklediğim gibi.
Senin Ahh İslam, Ahh İslam diye serzenişte bulunmandan benim anladığım bir yaşam tarzına, baştan ayağa bir duruşa duyduğun özlem. Peki hiç düşünmeden etmeden belden aşağı küfürler savuran, belalar okuyan insanları özlenen İslam’ın neresine koyacağız hiç bilmiyorum.
Bu haber eksik ya da yanlış da olabilir. Eğer bu haliyle doğruysa tek suçlu kadın mı? Vahşi, vicdansız, merhametsiz, duyarsız olan tek kişi kadın mı?
Sondan başlarsak anne olmayanlar bile 2 aylık bir bebeğin bir ihtiyacı için ağlamasının nasıl olacağını ve o ihtiyaç giderilmediğinde ağlamanın nasıl artarak şiddetleneceğini bilir. 9 günlük bayram tatilini geçtim, o zamana kadar ki 2 aylık süreçte böylesine hissizleştirilmiş bir annenin elindeki yavru hiç mi ağlamadı? Bu mümkün değil. O apartman sakinleri iş işten geçtikten sonra mevzunun dedikodusunu yapmayı biliyorlar neden bir kere olsun gitmemişler, yardım etmemişler, ilgi göstermemişler. Vicdansız olan tek kişi muhakeme yeteneği kimbilir ne sebeplerden yitirmiş olan şu zavallı kadın mı?
Kendimden örnek vereyim; oğlum şu an 8 aylık. 2. aydan sonra birkaç hafta boyunca her akşam 6’dan 8’e kadar falan durmadan ağlardı. Kolik değildi, eşimle o iki saat boyunca yapmadığımız şey kalmazdı ama susmazdı. Ne zamanki saat 8 olur, ağlaması durur ve uyurdu. Şimdi Elhamdulillah öyle bir sorunumuz yok ama bu olay başımıza geldiğinde bir kişi bile kapımızı çalıp, yardım edebileceğimiz bir şey var mı demedi. Her gün ve haftalarca süren bir olaydan bahsediyorum. Gerçi daha hala, alt katta oturan ev sahibimiz olmak üzere bir kişi bile hayırlı olsun, var mı yardımlık bir şey demeye gelmiş değil. Neyse mevzu dışına çıkmayayım.
O hiç ses duymadık diyen komşulara inanmam mümkün değil. Sakın ses duyupta, yeter be diye kapıyı bacayı yumruklamış, tv nin sesini daha çok açmış olmasınlar. Evet var şimdiki annelerde biraz vicdansızlık tahammülsüzlük peki kulaklarını tıkayan, kafasını çeviren komşuları ne yapacağız? Ben oğlumun tüm ihtiyaçlarını daha ağlamadan giderdiğim halde afedersiniz 1 dakika gözünün önünden ayrılıp tuvalete gitsem kıyameti koparır. Aç, susuz, yalnız kalmış bir bebek ağlayacak ve kimse bunu duymamış olacak. Kalplere kilit vurulmuş bilmem neden, duymaz olmuş görmez olmuş…
Bu olay toplumun geldiği noktanın bir yansıması. Çözümlenecek çok ayrıntı var. Adamın hiç mi suçu yok, peki iki tarafın ailesi de hatasız mı, tek bir tane bile aklıselim arkadaşları yok mu vs.
Bir tek kadına bela okuyunca düzeliyorsa her şey, bir daha olmayacaksa böyle bir olay tamam o zaman bir gün bir saat belirleyelim de hep birlikte aynı anda okuyalım belamızı belki etkisi daha büyük olur.
Haklısın Serapcığım fakat öyle güvensiz ve paranoyak bir toplum olduk ki, belaya bulaşmamak için, çoğu kez üç maymunu oynuyoruz. Eğer o kadın o apartmanda iyi bilinmiyorsa veya konuşmak isteyenlere kapısını kapatmışsa, ses gelmiş olsa bile kimse o taraflı olmamıştır veya cesaret edememiştir diye düşünüyorum. Zina tek taraflı işlenmediğine göre, adamın da suçu elbette var. Fakat işte ben bu insanların nasıl yetiştirildiğini, ailesi ve toplum tarafından hangi yanlışlarına nasıl göz yumulduğunu merak ediyorum.
Evimin önündeki parkta sık sık çam diplerine liseli çağlarında kız ve erkekler gelir. Olmadık işler yaparlar. Geçenlerde baktım yine sarmaş dolaşlar. Yoldan geçenler sanki onları hiç görmemiş gibi veya normalmiş gibi davranıyorlar. Ben de sadece sabit sert bir şekilde baktım. Bakmamdan rahatsız olup gittiler.Aynı şekilde, otobüste, durakta her yerde onlar bu edepsizlikleri yaparken bizler onlara müdahale edemiyoruz. Çünkü sonuçlarından korkuyoruz.
Okulda henüz anaokulu çağındaki çocuklara dans öğretiliyor, daha küçükler deyip el ele tutuşturuluyor. Liseli gençlere kızlı-erkekli gruplar oluşturulup dönem ödevleri veriliyor. Kaç anne-baba sesini çıkarıyor ki?
Kısacası o kadının, erkeğin, komşuların, benim, senin, devletin, hepimizin suçu var. Çünkü kimse üzerine düşeni yapmıyor.
İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.(Rad:11)
Allah bir topluma durduk yere kötülük dilemiyor. Toplumun meyli ve çabası kötüye doğru ise, Allah da onları kötüye doğru çeviriyor. Allah encamımızı hayr eylesin…
Gerçekten insanlık dışı bir olay. Bu ve bunun gibi insanlar! meydanlarda tüm insanlığın önünde taşlanarak öldürülmeli ki ibreti alem olsun. Gözünü sevdiğim şeriat nerdesin niye hayatımızda yoksun . Eğer şeriatın hükümleriyle yönetilseydik hergün yüzlerce insan bu kadar rahat zinaya yönelebilirmiydi acaba. Başkasının malını gasp ettiğinde kendi elinin kolunun kesileceğini bilen şahıs gün ortasında pervasızca hırsızlık yapabilirmiydi? Hapishaneler binlerce tutukluyla dolup taşarmıydı acaba? Şimdiki mantık yakalanırsam çok çok da gider yatarım mantığı ekmek elden su gölden devlet kılıma bile dokunmaz nasılsa Gül gibide bakar bana. Yazıklar olsun.. Insanlık islamın getirdiklerini tam anlamıyla hayatına geçirmediği sürece kendi sonunu yaşamaya mahkum. Benim öfkem yine bizden saydıklarımıza … Diğerlerinin dini zaten kimliklerinde yazılı olduğundan ibaret. Ama bakıyorsunuz adam namazında kadın tesettürlü mevlitlerde hüngür foşurt aman Allahım, canım Peygamberim. Konu şeriata gelince rengi atıyor milletin adının anılmasından bile ürküyorlar.” Yok canım o kadarda değil şeriat dediğin çok ağır bişey bu millet şeriatın kanunlarına gelmez” vah canım! Bu millet hergün yüzlerce genç kızın tecavüzüne, ayyuka çıkmış fuhuş olaylarına, işlenen cinayetlere, hırsızlıklara , uyuşturucunun okul kapılarında masum yavrulara dağıtılmasına geliyor. Allah’ın insanlığa sunduğu adil düzen olan Şeriata gelemiyor öylemi? Birkez daha yazıklar olsun diyorum. Kimemi? ELHADÜLİLLAH MÜSLÜMAN’ım deyip şeriatla hükmedilmek istemeyen dindar! Vatandaşlara. Allah sonumuzu hayr etsin…vesselam…
Herkes kızmış söylenmiş şimdi burda yapılması en uygun gereken şey bu olayın üzerinden insanların başını iki elin arasına koyup düşünmesi o kadar çok gerekçe çıkar ki burada yazsak ne kalem dayanır ne cümleler ?
Öncelikle nasıl bir ailede yetiştiği çocukluğu ve
gençliği nasıl geçti. Saldım çayıra mevlam kayıra mantığıyla çocuk büyütülmez emek ister şefkat ister sabır ister merhameti almışsa ben ne yapayım diyen Rasulullah ın ümmetiyiz. Herkesin merhameti şefkati sevgi boyutu farklıdır. İnsan bunu dengede tutması gerekiyor fazla şımartılan çocuk ve ilgilenilmeyen çocuk ikisi de topluma bir bomba gibi düşer . İslami yaşantısı olsa bile çocuklarını frenlemeye güçleri yetmeyen anne ve babaların öncelikle çocuk nasıl büyütülür onu öğrenmeleri lazım çok zor olan bir görevi yapmak doğurmakla eve ekmek getirmekle olmuyor işte sonra bunun gibileri çıka gelir toplum bozulmaya yüz tutmuş gidiyor insanlar nereye bu gidiş ben biz hepimiz ne yapabilirz deseler bile icraata geçirmiyor evlerini kıblegah etmiyor evlerini kıblegah edenler zaten toplumda düzelir demek ki eksiklik evlerde başlıyor önce evindeki sorunlarla mucadele et ki toplumda düzelsin.
Burada kalkıp işte tatile gitmiş öldürmüş ölmeye bırakılmış vicdansız veya anne olamaz gibi lafları söyleyerek içimizdekileri döküyoruz fakat bu çözüm değil çünkü yarın bu gündem unutulacak oysa unutulmaması gerekli olan şey bundan pay çıkarıp doğru yolu bulmaktır ben biz ne yapabilriz ?
Allah’ ım bunların yüzünden azap yakındır hatta içindeyiz de bunu da biliyoruz bizim Senden başka sığınağımız yok bizleri koru ve bağışla !
Facede yazdığım yorumu burayada kopyaladım .
Ellerine sağlık bacım 🌸
Biz içine bol sebze ve soğanda koyarak saç böreğini yapıyoruz son işlem olarakta hepsini üstüste koyup oklava ile eziyoruz bu şekilde olunca hme yenmesi de ağır olmuyor içindeki kalan yağı dışarıya salıp kendiliğinden börek yağlanıyor ve sıcakken çay ile harika oluyor hiç yemeyenler bile tadınca ne kadar güzel deyip sadece kendime yaptığım iki böreği ellerimden kaçırdılar bana bir şey klmadı 😀😉
ne kadar korkunç değilmi cahideciğm keşke bütün bunlar bir korku filmi olsaydı keşke duymasam böyle şeyleri çünkü ruh sağlığım pek iyi değil çok yıpranıyorum o anneleri benim elime verseler ama bu durumda onlardan farkım kalmazmı bir taneside üç çocuğunu evde bırakmış gitmiş aç susuz her yerlerinde sigara söndürmüş bence insanların psikolog eşliğinde hamile kalmarına izin verilmeli böyle annelerin bir daha doğurmalarına izin verilmeyip kısırlaştırılmalı
selamlaar ben inş.gercekten geldim 🙂
ohh be insanın evi gibisi yok.bir de temizledim kapı cam perde değmeyin keyfime 🙂
allah kotu seyler yasatmasın 15 tatile kadar evden çıkmak yok.
sukurler olsun bayramımız kazasız belasız geçti.oglum yurumeye başladı.dibimde pıtır pıtır sürekli.
ayy dilim şişmiş resmen :)hakkını helal et cahide abla.seni de cook özledimmmm :))))
Hoş geldin Huri..İnşaallah iyi geçmiştir tatilin buralarda…oğlunun yürümeye başlamasına çok sevindim..Cahidecim ben de kakırdak sevenlerdenim..resim öyle cezbediciki..tok olmama rağmen şimdi olsa hapur hupur yerdim..neyse bende bugün yarın yaparım kendime inşaallah..kendime diyorum eminim evde benden başka kimse yemez..bu arada ben dolmalara kuyruk yağını çiğden koyuyorum..sen kavurup mu yoksa çiğden mi koyuyorsun..
Hoş geldin Huri ablacim.ablam paşa yürümuş.cok sevindim.adimlari mubarek olsun.sağlikla buyusun insaAllah.Allah her zaman evinizde mutlu etsin ablam. 🙂
aisha senin güzel yorumlarındaki güzel sözleri çok seviyorum. ilk defa duyduğum bu sözü de çok sevdim. ”adımları mübarek olsun” ne kadar güzel bir dua. sen ve arkadaşların bol bol yorum yazın. çünkü sözleriniz çok güzel 🙂
huriciğim, evine kavuşmana ve oğlunun yürümesine çok sevindim. hayatı boyunca hep hayırlı ve sağlam adımlar atar inşallah.