Dünyevileşme insana, hak, hukuk ve ahiret gerçeğini unutturuyor. Ahiret hayatını unutan bir insan ise her türlü kötülüğe açık hale geliyor.
Dünyevileşme hastalığının belirtileri:
Kişinin para kazanma dışında bir şey düşünemez hale gelmesi.
Kişinin ibadetlerini önemsememesi, hayatını dünyaya adaması.
Ahiret inancının zayıflaması.
Kişinin haram ve helallere açık hale gelmesi.
Kişinin hak yeme konusundaki hassasiyetini kaybetmesi.
Standartlarını sürekli yükseltmesi ve sahip olduğu malları kutsaması.
Kişinin namazlarına ve diğer ibadetlerine olan hassasiyetini kaybetmesi.
Yalan ve riyakârlığı karakter haline getirmesi.
Gösterişi sevmesi ve insanlara tepeden bakması.
Dünyevileşme, Müslümanların ruh ve duygu dünyalarında yoğun bir kırılmaya yol açmaktadır. Bu hastalığı yakalanan kimseler makam, mevki, mülk peşinde koşar ve bunun için harama bulaşmaktan kaçınmazlar. Karşı cinsle ilişkilerinde Allah’ın koyduğu sınırları ihlal eder ve bunu sıradanlaştırırlar.
Dünyevileşme hastalığı, kişide bir tür karakter bozukluğuna yol açar. Yani bu kişi artık, aklını ve iradesini kullanamaz hale gelir. Onun için hayat artık sadece paradan ibarettir.
Dünyayı birinci hedef haline getiren toplumların sonu çöküştür. İbn Haldun, toplumların çöküşünü, insanların para, mevki ve konforizme merakı ile rehavete kapılmalarına bağlar. İsraf, gösteriş, para ve mevkiye düşkünlük insanların değil toplumların da sonunu getirmektedir.
Müslümanların Tatil Hayali
İslam, bizlere zamanın değerli bir hazine olduğunu ve her dakikanın faydalı işler ile geçirmenin gerekliliğini öğretir. Çünkü hayat sermayesi pek kısadır ve kişi ahiret azığını bu dünyada hazırlamaktadır. O yüzden Müslüman’ın boş vakti yoktur… Okulların tatil olduğu şu günlerde insanlarımız, tatil heyecanı ile envai çeşit harcamalar ve israf kokan alış verişler yapmaktalar. Çünkü bu insanlar tatil deyince sadece gezip eğlenmeyi, yiyip içmeyi anlıyor ve olaya sadece bu tarafından bakıyorlar. Tatil döneminde, Müslümanların neler yapabileceklerini gözden geçirmeleri ve boş vakte fırsat vermemeleri gerekir. Fakat ne yazık ki tatil kavramı artık dünyevileşen Müslümanların zihinlerinde de, alış veriş ve sorumsuzca yaşanan bir süreç olarak yer alıyor.
Kutsal kitabımız Kur’an, bizlere şu dört kişinin kişiliği üzerinden kötülüğü anlatır. Bunlar; Firavun, Haman, Karun ve Bel’amdır. Bu insanların ortak özelliği dünyevileşmeleri ve dünyaya tapar hale gelmeleridir. Medine’de açlık devam ederken Dıhye bin Halife El Kelbi, henüz Müslüman değildi ve bir ticaret kervanı ile Şam’dan çıkarak Medine’ye ulaşmıştı. Medinelilerin rutin bir geleneği vardı bu geleneğe uyarak kervanı teflerle karşıladılar. O sırada Hazreti Peygamber, Mescitte hutbe vermekteydi. Birkaç kadın ve kadın dışında herkesin hutbeyi bırakıp, kervana koştuğunu gördü ve şöyle buyurdu: “Eğer mescitte kimse kalmasaydı, şu vadiyi ateş seli kaplardı.” Ve ardından şu ayet nazil oldu: “Bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona gittiler ve seni ayakta bıraktılar. De ki: “Allah’ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten de hayırlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”( Cuma:11)
“Ey İnsanlar! Görüyorum ki; evleriniz Rum Kayser’inin evlerine, lükse hayranlığınız Kisra’nın tutumuna, servet peşinde koşmanız Karun’un anlayışına, saltanatınız Firavun saltanatına, nefisleriniz Ebu Cehil nefsine, gururunuz Ebrehe’nin gururuna, yaşayışınız sefihlerin yaşayışına benziyor. Allah için söyleyin bana, Ümmet-i Muhammed’den olanlar nerede?”(Yahya Bin Muaz)
NOT: Yazı alıntıdır. (Yazarını bulamadım maalesef)
bu sitede paylaştıklarınız için size çok teşekkür ederim .hem sizin yazılarınız, hem paylaştığınız sohbet videoları benim ufkumu genişletti. ben üniversitede okuyorum . dinimi üzerimde bir baskı olarak görüyordum vesilenizle bakış açım tamamen değişti. Allah sizden razı olsun ..
yazdıklarınız şu anki ‘muktedir’in tam tarifi…
Cahide’ciğim bu yazınla da gönlümü fethettin. Dualarımdasın bilesin
Allah razi olsun Cahide ablacigim payla$im yerinde olmu$, yazandan da Allah razi olsun.
Tatil yapmıyorum.Evimde işimde gücümdeyim.Tabiiki doğayı çok seviyorum hele denizi,yemyeşil ormanları,kuş seslerini şırıl şırıl akan dereleri.Ama denizlerin kenerları günah kokuyor o yüzdende gidesim gelmiyor.Aslında Rabbimin verdiği doğa güzelliklerine dalıp tefekkür etmeye aşığım.Malasef her yer çırıl çıplaklarla dolu.Allah sonumuzu hayr eylesin..
Rabbimiz buyuruyorki: Mü’minler tövbe edenler ibadet edenler ,hamd edenler,oruc tutanlar,ruku ve secde edenler, iyiligi emredip kötülükten ali koyanlar ve Allah’in koydugu sinirlari hakkiyla koruyanlardir.Mü’minleri müjdele.(Tevbe sûresi 112)
Cahidem cok güzel bir noktaya parmak bastiniz,öyle insanlar taniyorumki kiz cocuklarini kapali olarak is bulamiyacagindan meslek sahibi olmayacagindan korkarak ,bu sekilde yetistiryorlar.Ama gel gör ki ,yapanada akil vermeye kalkarlar.Senin cocugun is bulamaz.Elhamdulillah kapali ,tesettürlü olarak okuyup dahah güzel yerlere gelenleri gördüm…Cahide abla annemle beraber suanda bu yaziyi yazdik.Ben annemin ücüncü numarasiyim ben 17 yasindayim,ben pazartesi günü insallah Okulda , arkadaslarimi bu konuda tesvik ederek, Müdüre cikacam Namazlarimizin vaktinde kilinmasi icin bise bir oda ayirmasini insallah talep edecem. Dua etmenizi bekliyorum. Bundan iki hafta önce Basörtüsü hakkinda sinifta projem oldu,ve en yüksek notu alman ögretmenimden aldim.cok sükür…İslamin icinde yasayipta,saygi göstermeyen ögretmenlere RABBİM islah etsin…Dualarinizla…Annem ve Asiye:)
Ablam ne guzel yazi boyle.yazandan ve yayinlayandan Allah razi olsun.ablacim gunumuzde boyle insanlari cok goruyoruz.ama onlara bir ad veremiyordum.sizin sayenizde bir isim buldum.DUNYEVI.ablacim size bir shey sormak istiyorum.Turkiyede tesetturlu olanlara neden oyle(bir yorumda yazdiginiz gibi) davraniliyor?yani anlayamiyorum.bu insanlar ne istiyor.hic anlamiyorum.
Bir sonraki yazı “bir müslümanın tatili nasıl olmalıdır” konulu olabilir mi ? Bu konuda bizlere hem yazın ile hem de yorumları ile ışık tutanlara şimdiden teşekkürler…
cahide hanım sizin sitenizi bütün arkadaşlarıma öneriyorum.hastanede hemşire olarak çalışıyorum.sizin sitenize gece nöbetlerde daha çok bakıyoruz.DÜNYEVİLEŞME yazınız da güzel bir makale olmuş.Ben dünya ehli gibi yaşarken cemaat sayesinde çoğu doğruyu öğrendim.sizin tarafsız olmanızı beklerdim.nur cemaati hakkında yazdıklarınıza çok üzüldüm.sonuçta herkes ALLAH rızası için birşeyler yapıyor.bizim birlik olmamız gerekirken bu çekememezlik neden….türkçe olimpiyatları bir açılım.ulaşılamayan yerlere ulaşılıyor.kuzenim 15 yıldır afrikadaki okullarda öğretmenlik yapıyor sadece ALLAH rızası için hiçbir maddi beklenti olmadan,4-5 ylda bir ancak gelebiliyor.Lütfen haksızlık yapmayalım.sizi bira bla gibi gören bizleri üzmeyin…….
Güzel kardeşim ben her eleştiri yazımda samimi olarak çalışan kardeşlerimi ayrı tuttum. Ama Türkçe olimpiyatlarının savunulacak bir yanı yok. Allah rızası, taviz vererek kazanılmaz. Yıllarca nice tavizler verildi. Başörtülü kızlar okuyacak diye başlarını açabilirler diye fetvalar verildi. Diğer dersanelerde başörtüsüne izin verilirken, cemaatin dersanelerinde ve okullarında başörtüsüne izin verilmedi.Türlü bahanelerin, “ama”ların ardına sığınıpta yapılanları meşru göstermeye kimsenin hakkı olamaz. Yıllardır tavizler verilerek, topluma ılımlı İslamı yerleştirmeye çalışanlar, bunun hesabını çok ağır ödeyecekler.
Cemaate bağlı kardeşlerim hep hoşgörüden bahsediyor ama, uygun bir dille kendilerine yöneltilen eleştirilere asla hoşgörülü yaklaşamıyorlar. Sakin olun, niye panikliyorsunuz? Her kurum, cemaat, kişi, kurum eleştirilebilir ve asla dokunulmaz değildir. Sevgilerimle…
hepimiz müslümanız.ALLAH rızası için çalışıyoruz.kimin amelinin hayırlı olduğunu bilemeyiz.birbirimizi olumsuz yönde eleştirmeyelim.hepimizin amacı ALLAH RIZASI nı kazanmak.kendi içimizde birbirimize düşerek dışardaki insanları sevindirmeyelim.
Ne denilebilirki,yazınız çok güzel olmuş.Dünyevileşmek maalesef insanlar arasındaki ilişkiyi de bozuyor,İnsan insana kazandığı para miktarınca değer veriyor,akrabalık ilişkileri kalmıyor,dostluk ilişkileri kalmıyor maalesef,hepimiz kendi kabuğumuzda yalnız olarak yaşıyoruz,kimseye güvenmeden kimseyle birşeyler paylaşamadan,Cahide iyi ki varsın
can damarimizdan tuttunuz yine cahide abla.. bu hirs yuzunden degilmi calismak calismak calismak!! eve gec saatte ve yorgun gelen baba para kazaniyor ama kaybettiklerinin paradan daha degerli seyler oldugunun farkinda degil, farkinda olsa da ev hanimi rahat birakirmi! ozaman marka giyinemeyecek, luks lokantalara gidemeyecek, cocuklari arkadaslarinin icinde rezilolacak!! ya … En buyuk korkum eskiden mucahit olupta simdi mutahit olan kervana katilmak! Allah korusun hepimizi. Nefsimiz herseyi arzular, onun sesine kulak vemek bizim zararimiza, cunku hicbizaman tatmin olmayacak, dunya ve icindekilerin hepsine sahip olsa bile ikinci dunyayi istayecek.. Tipki her istedigi yapilan bir cocugun onune gecilemedigi gibi… o bizi bitirmeden (NEFSIMIZ, DUNYALIK ARZULARIMIZ) biz onu terbiye edenlerden oluruz insaallah SELAMETLE
haklısın cahideciğim.makale çok güzel.bunları dindar diye bildiğim yakınımda görüyorum maalesef. bizi hiç sormaz oldu. ben de sırf rahatsız etmeyeyim diye gitmiyorum. rabbime,yuvama ve aİLEME ZAMAN AYIRMAYA ÇALIŞIYORUM. İNŞAALLAH mübarek ramazanda akıllanıp tövbe ederler. ves-selam=)
CAHİDE HANIM ALLAH SİZDEN RAZI OLSUN
çok güzel ve faydalı bir yazı cahidem.çıktısını alıp ara ara okurum insallah..Rabbim bizi dünyevileşmekten korusun
dünyanın süsünü elıyle ıten ve hep ahiretın güzelliğini ısteyen bızım Peygamberımız Hz.Muhammed(sav) dir..
önce kendı nefsıme söylüyorum kı ,evımız ıcın,mutfagımız ıcın,kıyafetlerımız ıcın,arabamız ıcın, dunyalık herşey ve herşey ıcın dertlenıp dururuz da dilim demeyız,namazım demeyız,hesap gununu duşunmeyız..
aynı şeylerı kullanmaktan sıkılıyorum dıyenler,gösterışlı evler ve eşyalarla övünenler..ıcım cok acıyor..Rabbım hepımızı dünyaya meyletmekten korusun ve kurtarsın(amın)
çok güzel ve yerinde bir makale…
Dünya hayatına o kadar eğilmişlik var ki insan ürküyor bazen biz bile kendimizi yokladığımızda acaba mı bende onlardan mıyım diye kendimizi muhasebe ederiz v ardından kendimizi toplarız veya yaptığımız o yanlış için tövbe ederiz.
Dünyada daha yarım asır önceye kadar insanlarımız dini için mucadele eden yemek yemeyi o gün ki rızkı neyse onu yemek ile bazen ise aç kalarak kaldıkları dönem iken , şimdilerde insanlar sadece mutfak için çalışır hale geldiler marketler manavlar pazarlar mandıralar kasaplar hele bir de Ramazan gelmeye görsün sanki açlıktan ölecekler gibi bir telaş alışveriş ne oluyor o yediklerin keşke bir işe yarasa nereye gideceği belli …. ve en zor olanı da hastalık oluyor herkes yediklerinden sonra hasta ya Hu!Ertesi güne kalan yemeği çöpe atanı,kahvaltısında salam sucuk olmadan yemek yemeyen haylaz şımarık yetmeler,bunu mu yiyeceğiz giyeceğiz diyen nesiller korkutuyor Arkadaşı yüzmeye veya tatile gidiyor diye anneyi sıkıştırıp babanın üzerine salıp babanın zorla kazandığı parayı hevesleri için harcayan nesil korkutuyor be Bacım! Herkes evinin dört dörtlük çocuğunun dört dörtlük ve her şeyin dört dörtlük olmasını isterken dini vecibelerini unuttular bu huzursuzluklar neden oldu bu boşanmalar neden çoğaldı bu hastalıklar neden çoğaldı bu dinimize hizmet neden azaldı (görüntüde var olup kalbe işlenmeyen bir din ) Af Cahide m af çok üzülüyoruz sadece dua ediyoruz evimizi kıblegah ediyoruz başka alternatif yok söylüyoruz dilimiz tesir etmez oldu sözümüz Allah tesir eder diyerek söylüyoruz ama nafile de diyemiyoruz elbet bir gün anlayacaklar ama inşaALLAH Ogün geç olmaz…
(((Cahide’ m diğer sayfadaki sizin yorulmanıza karşılık müslüman tatil yapmaz derken kastım o değildi müslümanın tatili dinlenerek yani bir nevi itikaf gibi sessiz olmaktır ben böyle tatil yapınca ancak dinlenebiliyorum(tabi bırakırlarsa) 🙂 tatildeki kastım sizinde burada zikrettiğinizdi inşaAllah yanlış anlaşılmamışımdır ne bileyim tuhaf oldum da belirtmek istedim.)))
Elbetteki Hasretciğim. Biz tatil deyince zaten başka bir şey anlayamayız ki…