Son günlerde aldığım bazı mailler güler misin ağlar mısın dedirtecek cinsten: “Salavat almak için tıklayınız” ,” 10 milyon salavat”, “45 milyon salavat” ,”Dünya nüfusunun sayısı kadar salavat!”
Ne oluyor ALLAH’aşkına!!?? Yeni bir din mi icad oldu? Peygamberimizin ve sahabelerin bilmediği bu uygulamaları bu dine sokan kim?
İnsanlar at yarışı yapar gibi, salavat kampanyaları düzenliyor. Sanki “En büyük kampanya bizim kampanya” der gibi. Salavat dilenciliği yapan, eşe dosta telefon eden, zorla bilmem kaç tane salavat dağıtan, almadığınız zaman surat eden kişiler ne yapmaya çalışıyorlar?
Sadece salavat mı? Sınava girecek çocuğu için 4444 tane tefriciye dağıtanlar, parsel parsel cüz dağıtanlar, şu kadar Yasin, bu kadar Fetih suresi….
Herhangi bir sohbet ortamı ve arkadaş toplantısında, mutlaka birisi çıkıp, ya salavat, ya cüz dağıtır. Okumak istemeyen bile, “hayır” diyemediği için kabul etmek zorunda kalır. İsteksiz okunan bu cüzler kime fayda verir? Orası meçhul.
“Onlar Kur’ân okurlar, (fakat okudukları) boğazlarından aşağıya geçmez! (Buhârî, Fedâilü’l-Kur’ân, 36)”
“Anacım 5000 tane salavat aldım. Yarısını dağıttım, yarısı bana kaldı. Akşam oturunca çekeyim de bitsin bari!” Emin olun bu tarz bir konuşmayı sizde mutlaka duymuşsunuzdur. Sonra kadın alır eline zikir matiği, bir yandan TV dizisini seyreder, bir yandan salavat çeker. Oh ne alâ Müslümanlık! İçi boşaltılmış, özünden koparılmış bu İslam’ı yaşaması ne kolay!
Ne peygamberimizin ne sahabelerin yapmadığı bir şeyi biz niçin yapıyoruz? Haşa biz onlardan daha mı iyi biliyoruz ki, ya da Rasulullah’la beraber tamamlanmış olan bu dinde eksik mi görüyoruz ki, yeni yeni şeyler icad ediyoruz?
Kur’anda ALLAH “Bugün size dininizi ikmal ettim, üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam’ı beğendim.” [Maide 3] diyorken onlar ”Ama benim hocam söyledi, şeyhim söyledi…” diyerek savunmaya geçiyorlar. Bu hocalar nasıl bir hocadır ki Rasulullah (s.a.v) ın “İşlerin en kötüsü (Din adına)sonradan ihdas edilenler / ortaya çıkarılanlardır.” ( Muslim, Cuma, 43)
“Sonradan ihdas edilen her şey bid’attir” ( Nesâi, Îdeyn, 22; İbn Mâce, Mukaddime, 7) “Her bidat dalalettir, her dalalet de ateştedir.”( Muslim, Cuma, 43; Ebu Davud, Sünnet, 6) hadislerini bilmez veya görmezden gelirler de kendilerine tâbi olanları bu yanlış gidişten dolayı uyarma gereği hissetmezler.
Mesela, İbn-i Abbas, Abdullah Bin Mesud sonra İmam-ı azam Alim değiller miydi? Şimdiki hocalar onlardan daha mı ilim sahibi ki, bu tür sayısız bidate olur veriyorlar.
İyi bilelim ki, bizim şuursuzca, yüreğimizi dahil etmeden söylediğimiz milyonlarca Salavat’a Peygamberimizin ihtiyacı yok. Zaten O’nun böyle bir tavsiyesi de yok.
Aklımıza Efendimiz (s.a.v) gelince, O’nun adı anılınca içten söylenmiş bir salavat, emin olun uyuklarken çektiğimiz milyon salavattan daha kıymetlidir.
Allah’ı razı etmek için işlediğimiz her amel, haramlardan sakınma gayreti, Allah’a adanmış bir ömür en büyük zikirdir. Farz olan ibadetleri umursamayan, işine gelmeyen konularda Allah’ın kanunlarını tanımayan, “Kişisel tercihlerim” deyip kafa tutan veya kırk türlü bahaneler uyduran fakat kutlu doğum haftalarında salavat kampanyalarına katılarak İslam’ı yaşadığını sanan kişi ise büyük bir gafildir.
Ne olur kardeşlerim, Kur’an ve Sünnet çizgisinden ayrılmayalım. Bize ibadet şekillerimizi Rasulullah Aleyhisselatu vesselam ayrıntılı olarak anlatmış. Emredilen, tavsiye edilen her şeyi yaptık mı ki, yeni yeni uygulamalar icad ediyoruz? Müslüman akıllı insandır. Araştırır, öğrenir, anlamaya çalışır. Kimseye körü körüne bağlanıp kalmayın, kimseyi hatasız görmeyin ne olur!
Rabbimiz okuduğumuz Sureleri, çektiğimiz Salavatları boğazımızdan geçirip, yüreğimize nakşetsin. Gözlerimizi O’nu andıkça ıslanan gözlerden eylesin…
Cahide Sultan
NOT: Bu yazı geçen yıl bir tarifin altına eklediğim yazıdır. Bu ara salavat isteyenler artınca konuyu yeniden gündeme taşımak istedim.
Zikirle ilgili kapsamlı bir yazı için tıklayınız!
Hayırlı-bol bereketli cumalar inşallah…
bazı aksaklıklar yüzünden… bu konu biraz gerilerde kalmış ama ben ancak okuya bildim.
geçenlerde tefsirde okuduğum bir konu olduğu için
bende tefsirde yazılanlar hakkında bilgi vermek istedim.
yüce Rabbimiz Ahzab suresi 56.ayetinde;
“Allah ve melekleri, Peygamber’e salât ediyorlar, ey iman edenler, sizde ona salat ve selam okuyun”. Buyurmaktadır. Buradaki ayet emri bağlayıcıdır. emrin yerine getirilmesi gereklidir.
Ancak bunun zamanı, mekanı ve sayısı konusunda açıklama yapılmadığı için fıkıhçılar farklı yorumlar yapmışlardır. Ömürde bir defa Hz. Peygamber’e salavat okumanın ve selam vermenin farz olduğunda
ittifak vardır. O’nun adı anıldığında uygun aralıklarda aynı şeyi yapmanın müstahap ( dince yapılması tavsiye edilmiş bir davranış) olduğu da ifade edilmiştir.
İbn Aşur yaptığı araştırma sonunda sahabenin, Hz. Peygamber(SAV)’in ismi her anıldığında veya yazıldığında
selavatı da okuyup yazdıklarına dair bir bilgi bulamadığını kaydetmiştir. Onun tesbitine göre sahabe;
her ismi geçtiğinde değil, bazı fiil ve niteliklerini konuştuklarında bunu yapmışlardır.
ismin her geçtiği yerde salavat okumak ve yazmak muhtemelen hicri 4. asırda hadisçiler tarafından adet haline getirilmiştir.(s. 100-101).
Ehli sünnetin ilk temsilcileri salavatın Hz. Peygamber’e, kişinin gıyabında selam vermenin
ona ve diğer peygamberlere mahsus olmasını,
yüz yüze selamın bütün müminlere verileceğini bir edep olarak kabul etmişlerdir.
bu bilgileri okumuş olduğum Diyanete ait Kuran tefsirinden yazdım.
ALLAH’ A EMANET OLUN
cahide abla allah iyiliğini versin emi güldürdün beni insanlar at yarışı yapar gibi salavat yarışı yapıyor diye yazdığın yazıya çok güldüm sakın yanlış anlama
maalesef öyle yukarıda da dedik ya salat (salavat) Onun arkasından gitmek vs ama kolaya kaçılıyor… dedik ya anmak farklı yaşatmak farklı, andığın zaman sadece kendin için, yaşatırsan hem kendine hem cevrene hem kainata yararın oluyor… sizce bir ödül mü yoksa bitme olmayan ahirete kadar gidecek bir ödül mü ?Tabii ki en çok ödüllü olanı tercih ederiz yani hem anarız hem yaşatırız salatımızla ….Kur’an okuyor çok güzel bir ödül, mealini okudun iki ödül, hem okudun hem mealini okudun hem de hayatına aktardın işte ödül üstüne ödül bitmeyen …Çoğunluğu maalesef sadece Kur’an hatimleriyle meşgul, meal okumaya üşenen, hayatına işletmeyen vurdum duymaz nesillerle toplumla yaşıyoruz …
sayın hasret güzel bir yorum yazmışını teşekkür ederim umuyorum özürümüde kabul edersiniz kafirun süresinin son ayeti ile ilgili ben kimseyi kastetmedim.
NOT :AHZAB SÜRESİ -56 YI MEHMET OKUYAN HOCADAN DİNLEMENİZİ ÖNERSEM KABUL EDERMİSİNİZ
Halil bey Allah celle celaluhu razı olsun…Özre gerek yok Allah celle celaluhu affedenlerin en affedicisidir biz kimiz ki!
Zaten Mehmet Okuyan hoca dan daha önceden dinlemiştim aklımda kalanı da zaten buraya özetlemiştim…Yine de Allah celle celaluhu razı hoşnut olsun…
Salavatı okurum içime nakşederek hayatıma salatı geçirerek Namazlarımızda okuruz kimse kalkıp diyemez zaten okunmaz diye …
Ama lar Amel lerin önüne gecerse daha cok şeyler türetilir…Ama öyle değil böyle gibi bahaneler ,amellerin önüne tıkıyorsa bu tehlike arzediyor… Pamuk yayınlarına güvenmiyorum Cahide nin de dediği gibi, insanların kolay yoldan para kazanma hırsı gibi kolay yoldan ibadet etme (kendilerine göre)yöntemi öğretiliyor. Allah sizin okuduğunuz sayılara mı bakacak 41 Yasin deniliyor Dön gel Yasin ne dönmesi yahu sen önce bir diri tutan(HAYATINDA) Yasin ile kendi ölmüş kalbini diri tut dönmeyi bırak! bir kere okurum Allah’ın bana ilk ayetinde EY İNSAN bak dinle sana hitabım diyen başlangıca kulak verir gönül verir hayat veririz sadece orada tüm sürelerin ayetlerine bir kul gibi gönlümüzü açarız eğer açmaz isek zorlaşır bize ağır gelir…
4444 tefriciye deniliyor o salavatta anlamında bile tereddütlü içerikli salavattır…İnsanlar talep ederken kardeşim ben okuyamıyorum ama dua ederim diyorum ve gıyabında dua işte makbul olanıda budur..Bir keresinde resmi dairede oturuyor sıramı bekliyordum yanımda anne birde kızı oturuyorlardı.Mahkemeleri varmış bir evrak gerekiyormuş adrese nasıl ulaşacaklar diye aralarında konuşuyorlardı. Bende Konya’yı iyi tanıdığım için onlara yerini tarif ettim ki Tesettürlü olmamdan herhalde sonra af edersiniz sizden bir şey rica edebilir miyiz ?Ben de buyrun dedim çok dardayız bize bir Yasin okur musunuz dediler, daha önce de mahkeme den bahsediyorlardı maalesef alamam dedim musait değilim ama dua ederim sizin için dedim.Onlar da bir şey demediler daha sonra tekrar kendi aralarında konuşuyorlardı ki gözlerim fal taşı gibi oldu. Aman Allah’ım bunlar bunun için mi benden Yasin istiyorlarmış dedim bak işte bilmediğin bir konuya işe nasıl Yasin okuyacaktım tabi ben okumuyorum neydi biliyor musunuz? Meğer kadın kocasından boşanacakmış nafaka almak için kocasını sürüm sürüm süründürmek için mahkemeyi kazanmak içinmiş …
Dedim ya şoke oldum AHH dedim sıkıntısı olan komşuya, bir kadına, bir müslümana bu önerileri sunanlar hangi sıkıntıdan bahsederler ve bu insanlar ne için yaparlar ona ortak olarak sınav için isteyenler kardeşim ben nereden bileyim ya o kişi okuduktan sonra benim dinime Rasülüme dil uzatmayacağını ..
Ellerini Allah’a açıp Ya Rabbimiz bize hayırlısını nasip eyle şer i bizden uzak tut işimizi hayra çevir ve kalbimizi de buna razı eyle ! diyemez mi Çok Mu Uzak Ta Allah(haşa)İlla da Hrıstiyanların Rahipleri gibi aracı mı olması lazım tevbe etmezsen almazlar seni, sen elini ver tevbe et O dua eder Allah kabul eder o Allah’a ulaştırandır Allah senin tevbeni işitmez de onun senin için yapacağı tevbeyi mi kabul edecek bu safsataları bırakın Allah aşkına …
Allah kuluna yetmez mi?(zümer suresi 36)
Allah bize yeter O, ne vekildir…
sadece müminler kardeşlerine dua ederler bitti bu kadar…..
Allah bizleri sizleri her daim hakikat üzere sıratı mustakim üzere kılsın …
Allah razi olsun Hasret kardesim. Cok faydali bilgiler paylastiginiz icin. Rabbim her halimizle salat edebilmeyi bize nasip etsin.
Salavat Ayeti:
إِنَّ اللَّهَ وَمَلَائِكَتَهُ يُصَلُّونَ عَلَى النَّبِيِّ ۚ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا صَلُّوا عَلَيْهِ وَسَلِّمُوا تَسْلِيمًا
“Allah ve melekleri, Peygamber’e salât ederler. Ey müminler! Siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle yani içtenlikle selam verin.”
Bu ayet nazil olduğunda; sahabe şu üç mesajı anladı:
1- Allah ve melekleri peygamber’e salat ederler…
2- Allah tüm müminlerden de Peygamber’e salat etmelerini istiyor.
3- Müminlerden en güzel şekilde Peygamberlerine selam vermelerini istiyor.
– Sahabe gelip Efendimiz’e diyorlar ki: “Ya Resulullah! Allah sana salat etmemizi ve selam vermemizi emretti. Bizler sana nasıl selam vereceğimizi biliyoruz; es-Selamu Aleyke Ya Resulullah! diyoruz, Peki, bizler nasıl sana salat edelim?” Efendimiz (sas) diyor ki: “Bana şöyle deyin: Allâhümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed. Kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim. İnneke hamidün mecîd. / Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ali’ne yani ehli beytine rahmet eyle; şerefini yücelt. Nasıl İbrahim’e ve İbrahim’in ailesine rahmet ettiysen, onlara da rahmet eyle! Şüphesiz övülmeye layık yalnız sensin şan ve şeref sahibi de sensin.”
·Dilin salavâtı: Efendimiz’in(sas) adı anıldığında her türlü ihtiram ve edeple anılması, O’nun (sas) şanına yakışacak ifadeler kullanılmasıdır.
·Aklın salavâtı: Aklı O’nun (sas) hizmetine verip, sahabî hasbiliğinde bir zihin geliştirerek, şüphe ve tereddütlere kapıları kapatarak, mutlak bir teslimiyet gösterilmesidir.
·Kalbin salavâtı: Yüreğe O’ndan (sas) başkasını konuk etmemek, gönül tahtında tartışılmaz sultan olarak O’nu (sas) bilmek, mirasına karşı yürekte en ufak bir tatminsizlik taşınmamasıdır.
·Bedenin salavâtı: Hayatı O’nun (sas) gösterdiği gibi yaşamak, hayatın her alanında ve her anında O’nun rehberliğine müracaat ederek yürünmesidir.
·Ailenin salavâtı: Evde O’nu (sas) hakem tayin etmek, aileyi O’nun (sas) cihana bıraktığı mesajlar çerçevesinde diri tutmaya çalışmaktır.
·Toplumun salavâtı: Efendimiz’in (sas) mirasına sahip çıkmak, O’nun (sas) risalet davasına destek olmak, topluca O’nun (sas) emanetlerini miraslarını korumaya çalışmak ve gereklerini yerine getirmektir.
Alıntı :Muhammed Emin Yıldırım
Kardeşlerim salat Onu anmak yardım etmektir Allah ‘tan yana olmaktır tavrını tercihini Allah’tan yana belirleemek tir Allah adına Ona Rasulullah a destek olmaktır Onun dinine karşı fedakarlık yapacak hassasiyetleri ortay koymaktır salat ….Bizler salat ederken bunlara dikkat edelim…
feride kardeşim ne güzel yazmışsın.bire bin sevap verilen bu ahir zamanda insanlara bir selavat çektirebilene ne mutlu.ama aşırı ısrar edip insanları daraltmamak şartıyla.tarikat konusuna gelince kibrit misali yalnızken şeytanın o kibriti kırması çok kolay.ama destesine gücü yetmez.iyi bir cemaatten insana zarar gelmez .korkulacak insanmı kalmadı