Matematikte ihtimaller hesabı vardır bilirsiniz. Olasılık da deniyordu hani. İnkarcılık yolunda yürümeye devam eden bazı darwinist, realist ve seküler kafalar bugün bile hâlâ bu dalı kabullenmekte zorluk çekiyorlar…
Hayatımız yüzde elli ihtimaller üzerine kuruludur oysa. Hiç bir konuda garantimiz yoktur. Evden çıktığımızda tekrar geri dönebileceğimize, verdiğimiz nefesi alabileceğimize asla garanti veremeyiz. Bir deprem,yangın, sel sonrası evimiz yerinde durabilir mi, bir kaza sonucunda arabamız hasarsız kalabilir mi bilemeyiz. Bu yüzden yaygın olarak sigorta şirketlerine başvururuz.
Parasını, altınını, sağlığını hatta sesini bile sigortalatır bazı insanlar. Çünkü sahip olunan her şeyin bir gün elden gitme, zarar görme ihtimali vardır…
Bir ihtimal hırsız gelir belki diye veya farklı kötülüklere maruz kalmamak için her gece kapıyı kilitler yatarız. İhtimaldir lazım olur diye çantada bir yara bandı, bir mendil bulundururuz. Çocuğun elini kesme ihtimaline karşı kesici malzemeleri yüksekçe yerlere kaldırırız. Bunlar günlük hayatımızda pratiğe dökülmüş ihtimal hesaplarıdır…
Biz aciz ve ölümlü insanların ihtimalleri hesaba kattığı gibi İslamda ihtimalleri hesaba katmıştır. Hemde bizim kattığınızdan çok çok fazla, ve sadece bizim için. İnsan kendini ve sevdiklerini olası tehlikelerden korumak için ihtimalleri hesaba katıp kendince hep tedbir alır. Bu, Rabbimizin insana kendisini olası tehlikelerden koruyabilmesi için verdiği fıtri bir duygudur. İnançsız insanlar buna iç güdü der. Çok merhametli olan yüce yaratıcımız da kullarını tehlikeli kulvarlarda dolaşma ihtimaline karşı korumak için onlara uyarılarda bulunmuş, oralara çıkma ihtimali bulunan yollardan da kullarını sakındırmıştır.
Örneğin Rabbimiz zinayı yasakladığı gibi, zinaya götürecek yollardan da uzak durmamız için bizleri uyarmıştır:
“Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur.” (İsra, 17/32) buyurmuştur. Çünkü zina ateştir, ateşe yaklaşmak beraberinde ateşte yanmak ihtimalini de getirir. Efendimiz, Hz. Ali’ye, “Ya Ali! (Harama karşı) bakışa bakış ekleme. Birincisi senin için (vebal yoktur; ama) ikincisi aleyhinedir” (Tirmizi, Edeb 28) buyurmuştur. Bu karşı cins için geçerlidir. Gayri ihtiyari bakmanın ardından gelen bakışlar, zihinde bir merak, gönülde bir kayma oluşturabilir. Yine bir kadının kocasının erkek kardeşiyle yalnız kalmasını Efendimiz (s.a.v) “ölümdür” diye nitelendirmiştir.
Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem bize zinanın çok çeşitleri bulunan bir fiil olduğunu da haber vermiştir. “Hiç şüphe yok ki, Allah, âdemoğlunun zinadan nasibini yazmıştır. Buna erişecektir. Gözlerin zinası bakmak, kulakların zinası dinlemek, dilin zinası konuşmak, elin zinası tutmak, ayağın zinası da yürümektir. Kalp ise heves eder, temenni eder. Tenasül uzvu bunu tasdik eder veya yalanlar.” (bk. Buharî, Kader 9, İstizan 12; Müslim, Kader 20, 21; Ebû Dâvûd, Nikâh 43)
Hadisde zinaya götüren yolların ne kadar çok çesitlilik arzettiğini görüyoruz. Ayni zamanda gerçek zina fiiline götüren yollarında zina olarak adlandırıldığını görüyoruz. Buradan da anlıyoruz ki sonucu haram ile bitme ihtimali olan her fiilin, harama götürme ihtimali bulunan tüm yolları da haramdır.
Yabancı bir kadın ve erkeğin tokalaşması, bakışması, yalnız kalması, duygusal konuşmalar yapması, kadının sesini incelterek konuşması, alımlı ve tesettürsüz oluşu zinaya bulaşma ihtimalini ortaya çıkaran sebeplerdendir.
Aynı iş yerinde yalnız kalıp birbirlerine karşı cinsi duygular besleyen insanlar azımsanmıyacak kadar çok. Ensestlik diye bir kavram var malumunuz. Aile içinde bile sapıklıkların arttığı bir zamandayız. Tv’lerdeki dizi ve filmlerin bazılarında, ensest ilişkiler ön plana çıkarılıyor. Bu yüzdendir ki çağlar üstü olan İslam’ın peygamberi 7 yaşına gelen erkek ve kız çocuklarının yataklarının hatta odalarının ayrılmasını emretmiştir.
“Onlar aile dostumuz, ayrı oturamayız.” ” Ne olacak canım amca oğlu kardeş gibidir, komşunun kızıyla kardeş gibi beraber büyüdüler” deyip araya hiçbir mesafe koymayanlar, bu çok yakın bildikleriyle evlatlarının veya eşlerinin hiç beklemedikleri beraberliklerine anlam veremezler.
TV de çıkan bir hocayı kadının biri arıyor ve zina itirafında bulunuyor. Kadın evli ve üç çocuklu. “Nasıl oldu bilmiyorum, bir boşluğa düştüm” diyor. Bu boşluk hangi arada oluşuyor peki? Asla kınamak adına sorgulamıyorum, sadece sebep sonuç ilişkilerine vurgu yapmak istiyorum. Bu tür olaylar tahmin edemeyeceğiniz kadar yaygın.
Yabancı bir erkekle başbaşa kalınmasını, bir kadının yabancı bir erkeğin, hatta kaynın bile elinin tutulmasını yasaklıyor İslam. Bunu yobazlık olarak nitelendirenler, incelik nedir bilmeyenler ve asıl yobaz olanlardır!
Bugün iş yerlerinde, gece nöbetlerinde, görev icabı! nice kadın ve erkek başbaşa kalıyor. Çoğu kadın eve gelen tamirci, tüpçü, sucu gibi yabancı erkeklerle yalnız kalmakta bir beis görmüyor. Şeytan ayrıntılarda gizlidir bu yüzden İslam ihtimalleri hesaba katar. Önemsemediğimiz küçük ayrıntılar, bizi telafisi mümkün olmayan yanlışlara sürükleyebilir.
Ve unutmayalım, şeytan en çok Müminlerle uğraşır. İslam’a inanmamış veya İslam’ın emirlerini bilerek yerine getirmemiş insanlar zaten benliğini şeytana satmış insanlardır. Onların ayrıca şeytana ihtiyacı yoktur. Fakat insan Allah’a yaklaşmak için uğraştıkça, şeytan hilelerini artırır, daha çok kanında dolaşmaya başlar.
Emin olun zina yapmak veya diğer haramlar bize çok uzak değil. Her kim olursanız olun. Şeytan her an görevdeyken biz nefsimizden asla emin olamayız. Bu yüzden mümkün olduğunca günahlara sebebiyet verecek ortamlardan ve hallerden uzak durmalıyız.
Farzların, sünnetlerin bir çoğu bu zararlı ihtimallerin gerçekleşmemesi için vardır. Biz ihtiyaç duymazdan evvel, Allah bize gerekli olanları, nerede nasıl davranmamız gerektiğini kitabı ve peygamberi aracılığıyla bildirmiştir.Üzücü neticelere karşı sebepleri ortadan kaldırmak bizim asli vazifelerimizdendir…
İhtimal bu, ne olur ne olmaz…
Cahide Sultan
eşimle ve eşimin ailesi ile aramızdaki en büyük sorun gereksiz akraba samimiyeti. helal belli haram belli diyorum seni annenden kıskanmıyorum yiğenlerinden kıskanmıyorum diyorum ama anlatamıyorum derdimi cahide hanım dışarıdaki biriyle aranıza mesafe koymak mahrem dairesini çizmek kolayda iş aile içine geldiğinde olmuyor. eşime ve eltilerime bu konuda söz geçiremiyorum kayınbabamın yanında pür tesettür oturan tipler kaynın yanında sanki kendi kardeşiymiş gibi oturabiliyor ve onlara el şakası yapabiliyor şu ana kadar hep aynı konuda kavga ettik Rabbim hayra ulaştırsın inş.
Türkiyede ev hanimi olmak ne kadar kücümseniyor artik. Hayretler icerisindeyim. Masallah herkes Uni. Mezunu. Herkesde bir hava, bir Ben oldum tavri. Sanirsin Diploma degilde cennetin tapusu. Herkeste bir “okuma” hirsi, bir kariyer hirsi. En güzel mekanlar, en güzel markalar. Yanlis olmasin, Ben kemalistlerden yada sözde modernlerden bahsetmiyorum. Mütedeyyin dedigimiz insanlardan bahsediyorum. Ötekiler beni zaten sasirtmiyor. Onlarin dünya görüsü malum zaten, ama biz. Bize ne oluyor? Of cok dertliyim, icin o kadar dolu ki. Neyse daha cok kafanizi sisiircem zaten.
ablacim yazilarin cok guzel.keske cocuklarimizi ucretsiz olarak gonderebilecegimiz, hem fen ilmini,hem dini egitimi verecek okullar olsaydi. imam hatipler de var ama benim kastetdigim medrese egitimi.insallah bir gun olur.islamin kadinlar icin saglik ve ogretmenlik konusunda calismasina cevaz verdigini okumusdum yanilmiyorsam .yanlisim varsa Rabbim affetsin.Cahide abla bu konuda bilgin varsa aciklayabilir misin. ben sizi ancak esimin telefonundan takip edebiliyorum.aksami zor bekliyorum.sizin yazilarinizi okuyabilmek icin.burada dua isteyen kardeslerimize ben de dua ediyorum.Allah icin birbirini sevmek cok guzel.buna vesile oldugun icin Rabbim senden binlerce razi olsun.annem derdiki; kizim cok dua et .Allah, sevdigi kullarini karsina cikarsin. ve cok sukur sizleri tanidim.
seni cok seviyorum.Rabbime emanet olalim.
Canım kadın uygun ortamlarda, uygun şartlarda çalışabilir tabiki ama şu anda fitne o kadar yaygın ki, harama düşme ihtimali çok yüksek. Üstelik bugün çalışmak için kadınların İslamdan oldukça fazla taviz vermesi gerekiyor. Taviz vererek faydalı olmaya çalışmak da İslam’ın asla istemediği bir seçenektir.
Cahide hanim, inanin Türkiye de hala sizin gibi düsünen hanimlarin olmasin beni sasirtti. Yani Ben kendimi bu fikirde olan bir kac arkadasimla Ben varim zannederdim. Bu arada Ben yurtdisindayim. En sevdigim dostlarimda baska milletlerden, ama kendime en yakin hissettiklerimde onlar. Nedenin cevabi ise gayet acik ve net. Islami fikirde birlesiyor olmak. Ben dahil bu arkdaslarimin hepsi üniversite mezunuyuz. Ama hepimiz insallah mutlu ve huzurlu ev hanimlariyiz. Hepsi de o kadar donanimli ki. Ama öncelik ev ve aile oldugunu bildikleri ve inandiklari icin kendileri dünya odakli müslümanlarin elestirilerine ragmen kompleksiz ve bilincli kadinlar. Hepsi de, Ben malesef daha olamadim, cocuklu kadinlar. Ve inanin bana hepsi o kadar güzel yetisiyorki.
Simdi, bu hanimlar ve bütün anne olanlar evlat sahibi olup bunlari en güzel sekilde yetistirip müslüman gibi müslüman yapsalar, dünya da kötülülük kalirmi. Bu. Dünyaya yasanmaz hala getiren uzayllilar degil herhalde. Senin benim gibi insanlarin yetistirdigi kisiliklerden olusan bir topluluk.
Ölcü Islam olduktan sonra kadinin calisan calismamasi gibi bir soru kalmiyor zaten. Amac kariyer ve para ise , ki cogu zaman öyle, amenna. Ama lüften sanki islami bir misyona Bizet ediyoruz bahaneleriyle gelmesini kimse. Kusura bakmayin, ama yemezler.cehenneme giden yol iyi niyet taslari ile örülüdür. Taviz Tavizi getirir. Ayrica nasil yasarsan öyle inanmaya baslarsin bir müddet sonra. Biraz algi, etrafimizda o kadar cok örnekler varlki, bu veciz deyimleri isbatlamaya yeterde artar bile.