Bu ara, evliliklerinde sorun yaşayan pek çok izleyici maili alıyorum. Bir kardeşimizin gönderdiği Ramazan Kayan’a ait bu yazı, onca mailin üzerine çok isabetli oldu. Mutlaka herkes okumalı. Çok muhteşem bir yazı…
**********************
Evlilik, Allah’ın ayetlerinden bir ayettir… Bu ayeti düzgün okumak, doğru anlamak, güzel yaşamak durumundayız…
Evlilik bir ülkeye, bir ırka, bir dine, bir medeniyete, bir kültüre, bir çağa ait özel bir kurum değildir… Hatta sadece bu dünyaya has bir uygulama da değildir. Kökleri cennete kadar uzanan, Adem ve Havva’ya dayanan bir gerçekliktir… Ancak bilmek gerekir ki; hayatın en zor işi, en çetin virajı, en ciddi tercihidir…
Evlilik, sığınacağımız sakin bir liman mı, derin bir zindan mı bu süreç içinde kendini gösterir…
Evlilikte sükûtu hayale de uğrayabilir, huzur ve sükûna da erebilirsiniz… Ama çoğunlukla hayallerle hayatın örtüşmediğini görürsünüz… Bildiğim bir şey var; hayat toz-pembe bir şey değil, geleceğin güllük-gülistanlık olacağı da garanti değil… O halde gerçekçi olmak gerekiyor, evlilikten aşırı beklentiye girmemek en doğru olandır…
Kadın, “beyaz atlı prens” rüyâsından uyanmalı, erkek “melek” beklentisinden vazgeçmelidir… Bu konuda fazla beklenti içinde olanları bekleyen akibet; pişmanlık ve perişanlıktır… Masum olmadığımıza göre, melek olamayacağımıza göre, mükemmeliyetçi mahrumlardan olmamak için gerçeğimize dönmemiz lazım…
Ama önce evlilik bizim için nedir?
Bir alışkanlık mı? Arzu mu? Adet mi? Amaç mı? Araç mı? Amel mi? Yoksa bir macera mı? Manevra mı? Murad almak mı?
Evet, evlilik yük müdür, yücelik midir?
Ayak bağı mıdır? Bağımsızlık yolunda atılmış bir adım mıdır?
Bir üstünlük sağlama kavgası mıdır? Diz çöktürme, burnunu sürtme, gününü gösterme operasyonu mudur? Ya da gününü gün etme sevdası mıdır?
Seviyeli, nitelikli bir beraberlik midir? Yoksa acımasız bir barbarlık mıdır? Çileli, hileli, şikeli, şaibeli bir oyun mudur? Anlamlı, tutarlı, kararlı bir disiplin midir?
Birbirine çektirme, kin ve öfke arenası mıdır? Yoksa ulvi bir sefere, anlamlı bir arayışa adanma eylemi midir?
Evet, gerçekten evlenmekle ne yaptık? Zoru mu başardık? Belaya mı çattık? Battık mı? Bahtiyarlığı mı tattık?
İnsanlar neden bu kadar şikâyetçi? Niçin şükretmiyoruz?
“Ah”, “eyvah”, bol evlilikler çoğaldı… “Hamd” ve “sabra” sarılı evlilikler azaldı…
Görünen o ki, evlilikler yoruyor, eşler birbirini yıpratıyor, sonuç hazin bir tükeniş…
Kim ne derse desin gerçekten evlilik zor bir zanaat… Ciddi bir zahmet… Ağır bir külfet…
Gün geliyor, insanlar ya kendilerini veyahut da evliliklerini bitiriyorlar…
Aileler fay hattında… Depremlerin, depresyonların dipten gelen etkisi endişe verici… Artçı şokların ardı-arkası kesilmiyor…
Eşler arası paylaşım yok, çetin pazarlıklar bir türlü bitmiyor…
Birçok evli, evin içinde evsizliği ve yalnızlığı yaşıyor… Ya da kendisi evde, gözü dışarıda… Evliliğin cazibesi, evin çekim gücü gün geçtikçe zayıflıyor… Artık gençler, evlilikten ürküyor, çekiniyor… Evlilik düşünülmüyor, birlikte yaşamanın yolları aranıyor… İşlevsiz izdivaçlar, iğreti ilişkiler ile insanlar oyalanıyor…
Olan-biten nedir? Evlilik midir, evcilik oyunu mudur? Bilemiyorum…
Unutmayalım ki; evlilik bir kumar değil, kendini ve hayatı yeniden kurma eylemidir…
Evlilik, açık bir sözleşmedir… Ve bilelim ki; sadece insan olan evlenir, diğerleri çiftleşir…
İnancımız o ki; evlilikte, evlatta, emvalda, emtiada hepsi birer imtihan konusu, hepsi bize emanet…
Eminliğimizle, adil emirliğimizle, erdemimizle, edebimizle, samimi emeklerimizle biz bu sınavı sürdürebilir ve bu emaneti yüz akı ile taşıyabiliriz…
Çünkü iman ettiğimiz Kur’an diyor ki, mümin erkek ve kadınlar birbirlerinin velileridir… Velayet kanatlarını gerdiğimiz zaman ailenin nasıl bir sığınak, korunak, barınak olduğu anlaşılacaktır… O sıra vahyin şekillendirdiği Rahmani bir okul, Rabbani bir disiplin devreye girmiş olacaktır…
Birbirine adanmış ömürler… En büyük nimet ve muhteşem bir devlettir.
Evlilik, eş olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor… Bunu farketmek durumundayız…
“Onlar sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtüsünüz.” (2/187)
Günahlardan koruyucu giysi… İsyana, üryana, hüsrana karşı örtü…
Rasulullah (sav) buyurmuyor mu? “İçinizden evlenmek isteyen evlensin. Zira evlenmek gözleri haramdan daha çok korur ve zinadan daha çok muhafaza eder.”
Kuşkusuz evliliğin ulviyetini, kudsiyetini kimse inkâr edemez… Ama nitelikli bir evlilik yürek ister, emek ister, edep ister…
Evlilik, karşılıklı kabullenmektir, katlanmaktır, birbirini korumaktır, taşımaktır hem de kahretmeden, alanı terk etmeden….
Evlilik, kendini sınırlamak, sınamak ve sorumluluk almaktır…
Evlilik, birbirini paylamak değil, hayatı paylaşmaktır… Birbirini değişime zorlamak değil, anlamak, tamamlamak ve alışmaktır… Pazarlığı bırakalım herkes kendi payına düşen sorumluluğunu kuşansın…
Evliliği ne her şeymiş gibi ne de hiçbir şeymiş gibi göremeyiz…
Peki, biz evliliğe ne yükledik, ne bekliyoruz?
Öncelikle evliliğe “evet” demekle neyi yüklendiğimizin bilincinde miyiz?
Önce alem-i berzahta verdiğimiz ahdü misakta Rabbimize “Kalu bela=evet” demiştik… Bu bizi ilahi teklife muhatap kılmış, kul olmuştuk…
Şimdi nikâhta “evet” demekle eş olduk yeni bir sorumluluk aldık.
Hayatımızın anlam ve akışını belirleyen bu “evet”lerdir… Aslında bu “evet”ler zorlu ve zorunlu birer tercihtir… Neler içerdiğine bakmak mecburiyetindeyiz…
Bunu idrak ve inşa ettiğimiz zaman sadece eşimizle beraberliği gerçekleştirmiş olmayacağız, Allah ile beraber olmaya da hak kazanmış olacağız…
Üçüncüleri Allah olan ikiliyi siz ne sanıyorsunuz? Ne tasa, ne de telaş!.. Allah’a rağmen bir evlilikten hayır umabilir misiniz?
O halde Allah’ın ipine sımsıkı tutunalım ki; evlilik bağı kopmasın…
Sabır ve namazla yardım isteyelim ki, yuvamıza fesat girmesin…
Gerçekten evlilik hayatımız nasıl gidiyor?
Cevabımız; “Elhamdülillah” mı, yoksa “Eyvah” mı?
Yarınlarda “eyvah” dememek için yönelişimiz “yasak ağaçlar”a değil, “tuba”lara olmalıdır… Yoksa sonrası “hubut” olur…
Evet, yüreklerde yeşeren zakkumları sökmeli, tuba tohumları ekmeliyiz… Üstümüze kıyametler kopsa da fidanlar dikmeye davam etmeliyiz…
Şimdi “nebaten hasena=Güzel bir bitki” zamanı… Toprak müsait…
“Kadınlarınız ekeneğinizdir…” (2/223) Peki ne ektiniz?
Fırtına ekerseniz, kasırga biçersiniz… Ekine ve nesle yönelik tehdidin farkında olan bizlere düşen görev öncelikle aileyi kurtarmaktır… Ümmetin ayakta olan son hisarı aile…
“Evlerinizi kıblegâh (karargâh) edininiz.” (Yunus 87)
İslam’ın son diriliş ve direniş kalesi; aile…
Bize besmeleli evlilikler, kıbleli evler, amentülü hayatlar lazım… Ne evsizleşelim, ne de evcilleşelim, sadece evli kalalım…
Kendimize dönelim… Birbirimize dönelim… Evimize dönelim…
Bunun için evlilik terapisine gerek yok… Tedavi için ithal reçetelere de ihtiyaç yok… Sanıyorum evlilikte şu beş kelime ile işi çözeriz…
Sabır…
Sorumluluk…
Sadakat…
Samimiyet…
Sevgi…
İşte size iki dünya saadetine kapı aralayacak 5S şifresi… Artık bunu yaşayarak mı, yoksa bu beş kelimeyi bir kâğıda yazıp muska gibi üzerimizde taşıyarak mı şifa ararız…
Buyurun siz karar verin!
Öyle inanıyorum ki, evliliğin sırrı bu S’lerde… Hatta evliliği cennette sürdürmenin yolu da bu kelimelerde saklı…
Aslında dünya yaşamındaki evliliklerimiz evliliğin provasıdır, evlerimiz ise maket evlerdir…
Gerçek evlilikler, kalıcı konutlar cennette bizi bekliyor…
Evlilikten amaç bunu cennete taşıyabilmektir…
Evlilikte marifet ve keramet, işte budur…
Ramazan Kayan
çok bir şey anlamadım.
dunyada benim gibi evlilik yapan azdir herhalde.cook hastaydim hergun diyalize girmem gerkiyrodu. esim saglamdi ve benimle evlenmek istedi. isi gucu olan biri okumus etmis. neyse esimin onune cok gecmis tanidiklari iste sen saglamsin hastayla iye evleniyosun felan gibi sozler. evlendik gitti.6 ay sonra bana bobrek cikti ve ben sagligima kavyustum neredeyse ikinci yila varacagiz. yakinda da bir ufakligi aramizda gormek istiyoruz. evlilik sabir mabir isi degil. tamamen karsindaki kisinin kisiligini iyi bileceksin taniyacaksin. karakeri duzgun olmayan insani hayatina almayacaksin. karaktersiz kisi her seyi yapar da adama yasatir da. evleneceklerin gozlerini acmalari ve uyanik olmalari sart. sanirim bende cok gordum gecirdim insan sarrafi oldum allah ta yardim etti sukur mutluyuz
Soze nasil gireyim bilmiyorum ama ben evlendigimde yirmidort yasindaydim ve dun doluz senemiz bitti benim evliligim severek olmadi bana sana gorucu gelecek dendi babam cok terstir bu konularda ama bir gelsinler deyiverdi ustelik yurtdusindan goruculer geldi yurtdisinda buyumus turkce bile bilmiyor bir kere gordum sonra birkerede erkek kardesimin refakatinda bir cay bahcesinde cay ictik bana siz bu ise ne diyorsunuz diye sordu birden nasil oldugunu bilmedigim anlayamadigim bir guc sanki bana evet dedirtti ve ben bir yil icinde evlenip dilini hic bilmedigim bir ulkeye yerlesmistim simdi dokuz sene sonra o ulkenin dilini konusabiliyorum ve uc cocuk annesiyim dokuz sene icinde cokta agladim cokta guldum yeri geldi esimde bende isyan ettik yeri geldi cok kizdik ama her seyin sonunda sorunlarimizi acik acik konustuk o beni ben onu dinledim bence iletisim herseyin basi bir arkadas yazmis esime namazi hatirlatmaktan bikiyorum diye nen evlendigimde esim sadece boy abdesti biliyordu simdi her gece duasini ermeden yatmiyor Kuran -i kerim meali okuyor yarin bayram namazina gidecek ama dokuz senedir hic diretmeden sabirla yavas yavas anlatiyorum maalesef erkekler baskiyi ve zorlamayi sevmiyor ve hep rabbime kalbinde imanini arttirsin diye dua ediyorum ve son olarak tavsiyem sabredin ve ozel hayatinizi fazla orada burada dillendirmeyin herkeze selamlar
daha bu sabah namazından sonra kocamda olmayan bir sürü kötü özellik sebebiyle Rabbime şükrettim. bence biraz bu yönden bakmak gerek. başka evliliklerle kıyas yapmak da sakıncalı bence; cünkü sizin evliliğinizde güzel olan bi cok şey de o evliliklerde yok! maalesef biz bunun farkına varamıyoruz, kendimize de dönüp bakmalıyız, biz her seyi tam mı yapıyoruz? tabii bazen icindeki kötülüklerin coğundan kurtulamayan insanlarla evlilik yapılmış olabilir, Allah yardımcıları olsun. hepsi bir sınavdır. yaşamadan anlamak cok güc!!
sevgili kardeşim yorumlarını okudumda sudan sebeblerle boşanma ah canım kardeşim bilmiyorum nedir aranızdaki sorun neler yaşıyorsun ancak sana benim yaşadıklarımı anlatsam ağzın acık kalır benim eşimle cok sorunlarımız oldu cok kırıldım oysa şimdi her şey cok güzel sanada şunuda söyleyim piskolog işe yaramıyor sadece beynini uyuşturmak için ilaç verirler birde bir iki söz o kadar sana tavsiyem sabırlı ol seytana yenik düşme karar almadan önce cok iyi düşün
Sevgili …..yorumunu okudum aklıma ne geldi biliyormusun?Sende sakın hocalık birşeyler olmasın.Bak ne diyorsun işyerinde mutluyum eve gelince mutsuzum üzerime ağırlık çöküyor diyorsun.Ahir zamanda yaşıyoruz bilemiyoruz kim dost kim düşman.Dediğim gibi her gün evinin içine üç ihlas,bir felak,bir nas, Bir Ayetelkürsi,bir fatiha okumanı tavsiye ediyorum.Özellikle Ayetelkürsi çok tesirli bir dua.İhlas,felak ve nas surelerini okuyanın evine sihir büyü nazar kesinlikle isabet etmez.Kötü şerli insanlardan korunursun.Benim kayınvalideme gençlik yıllarında çok kötülükler yapmışlar.Evinde ve bahçesinde muskalar bulmuş.Hep mutsuz ve sıkıntılar yaşamış.Dikkat et gülüm.Ben bu Ayetelkürsi ile olan hikayemi anlatmak istiyorum.Bir gün bizim yanımızda bir boş arsa var.Bir taksi geldi içinden barut gibi adamlar çıktı.Öyle bir hararetli tartışıyorlarki eyvah dedim polisimi arasak dedim.Birden aklıma Ayetelkürsi geldi.Tam yedi defa üzerlerine okudum.İnanırmısın sanki o adamlar gitti yerine melek gibi adamlar geldi.Adamlar birbirine sarılıp hatta öpüşüp arabaya binip gittiler.Hayretler içinde onları izledim.Ama bu benim okuduğum Ayetelkürsinin gücüydü diyorum.Dediğim gibi bu ayetleri kendine devamlı her gün vird edin.Allah’ın izni ile her şey yoluna girecek canım.Bak eşimle birbirimizi severek evlendik diyorsun kendine dikkat et.Her yüzüne güleni dost zannetme.Rabbim eşinle arana tez vakitte muhabbetler versin boş sudan sebepler uğruna yuvandan olma canım.Allah’a emanet ol gülüm…
HARİKA, HARİKA TEK KELİME İLE HARİKA BU YAZIYI HEMEN PAYLAŞMAM LAZIM.ALLAH SENDEN RAZI OLSUN CAHİDE KARDEŞ ŞİMDİDEN SAYFADA OLAN HERKESİN BAYRAMINI KUTLUYORUM AYRICA BU YAZIYI YAZAN RAMAZAN BEY E DE ÇOK AMA ÇOK TEŞEKKÜR EİYORUM CAN KARDEŞ SANA DA ÇOK TELAŞEN VAR BU ARALAR RABBİMDEN KOLYLIK DİLİYORUM ALLAH A EMANET ALASINIZ .
Off çiğdem inanmıyorum ya bu sebepten mi boşanma kararı aldın.Ortada hiçbir sorun yokken sırf çerveden onu dediler bunu dediler diye yuva yıkılmı hiç.Onlar şimdi daha çok mutlu olurlar.Ohh ne güzel boşandılar derler.Ben sana diyim aynen böyle derler.Eminim sevginin azalmasıda bu aralar çok kavga ettiniz ondan böyle diyorsun.Ben kocamı çok seviyorum de bırakmıcam onu de.Lütfen gurur yapma.Kocanla güzelce konuş yazık etmeyelim birbirimize de biz ayrılınca olan bize olacak de.Sanada o laf söyleyenleri Allah’a havale et.İyi geçinmeye çalış onlarla.Ozaman kocan görür gerçekten çiğdem anlayışlı biri der altdan alıyormuş herşeyi der.
çigdem kardeş [demekki sevgisi kalmamış] cümlen inan bana şeytanın senin evliliğini bozmak üzerindeki en büyük hilesisi şeytan durmaz, devamlı fısıldar lütfen geogle dan seytanın evli çiftler üzreindeki hilelerine girin ve izleyin küçük bir video, inanın düşünceleriniz değişecek… bu videodan sonra olaylara farklı bakıcaksınız inanın bana ben öyle oldum hani insanın içinde konuşan sesler vardırya onlara daha bir farklı cevap vereceksin
ya resmen devamlı beynimde biri bana bişey diyor böle sen onus evmiyorsun o seni anlamıyorki mantıklı ol ayrıl boşan dah MUTLU OLUCAKSIN O SANA HAK VERMİYOR GİBİ DEVAMLI SÖYLENTİLER OLUYOR BEYNİMDE SANIRIM ÇOK DÜŞÜNMEKTEN. BU ARADA DÜN KANDİLLEŞTİK SANIRIM BOŞANMA ASKIYA ALINDI. AMA BİZDE BİRŞEY VAR İYİ OLAMIYORUZ. İKİ GÜN İYİ OLSAK HEMEN ARAMIZ AÇILIYOR. ANLAMADIM GİTTİ. EVLİLİK DEVAM ETSEDE EŞİM DEĞİŞMEDİKTEN SONRA BANA DESTEK VERMEYİNCE HAK VERMEYİNCE YİNE AYNI DURUMA GELECEĞİM.
canım kardeşim,boşanmak helal ama.rabbimin sevmadiği bir helal.seni tanımıyorum,yaşadıkların zordur eminim.rabbim biz kadınları hassas yaratmış hemen kırılıveriyoruz.hala içinde eşine karşı sevgi kırpıntıları varsa ve eşinin de sana karşı varsa sabret.çünkü biliyoruz ki sabreden kazanıyor.rabbim de sabredenlerle beraber…rabbim sana pişman olmayacağın hayırlı karalar almayı nasip etsin