Bu ara, evliliklerinde sorun yaşayan pek çok izleyici maili alıyorum. Bir kardeşimizin gönderdiği Ramazan Kayan’a ait bu yazı, onca mailin üzerine çok isabetli oldu. Mutlaka herkes okumalı. Çok muhteşem bir yazı…
**********************
Evlilik, Allah’ın ayetlerinden bir ayettir… Bu ayeti düzgün okumak, doğru anlamak, güzel yaşamak durumundayız…
Evlilik bir ülkeye, bir ırka, bir dine, bir medeniyete, bir kültüre, bir çağa ait özel bir kurum değildir… Hatta sadece bu dünyaya has bir uygulama da değildir. Kökleri cennete kadar uzanan, Adem ve Havva’ya dayanan bir gerçekliktir… Ancak bilmek gerekir ki; hayatın en zor işi, en çetin virajı, en ciddi tercihidir…
Evlilik, sığınacağımız sakin bir liman mı, derin bir zindan mı bu süreç içinde kendini gösterir…
Evlilikte sükûtu hayale de uğrayabilir, huzur ve sükûna da erebilirsiniz… Ama çoğunlukla hayallerle hayatın örtüşmediğini görürsünüz… Bildiğim bir şey var; hayat toz-pembe bir şey değil, geleceğin güllük-gülistanlık olacağı da garanti değil… O halde gerçekçi olmak gerekiyor, evlilikten aşırı beklentiye girmemek en doğru olandır…
Kadın, “beyaz atlı prens” rüyâsından uyanmalı, erkek “melek” beklentisinden vazgeçmelidir… Bu konuda fazla beklenti içinde olanları bekleyen akibet; pişmanlık ve perişanlıktır… Masum olmadığımıza göre, melek olamayacağımıza göre, mükemmeliyetçi mahrumlardan olmamak için gerçeğimize dönmemiz lazım…
Ama önce evlilik bizim için nedir?
Bir alışkanlık mı? Arzu mu? Adet mi? Amaç mı? Araç mı? Amel mi? Yoksa bir macera mı? Manevra mı? Murad almak mı?
Evet, evlilik yük müdür, yücelik midir?
Ayak bağı mıdır? Bağımsızlık yolunda atılmış bir adım mıdır?
Bir üstünlük sağlama kavgası mıdır? Diz çöktürme, burnunu sürtme, gününü gösterme operasyonu mudur? Ya da gününü gün etme sevdası mıdır?
Seviyeli, nitelikli bir beraberlik midir? Yoksa acımasız bir barbarlık mıdır? Çileli, hileli, şikeli, şaibeli bir oyun mudur? Anlamlı, tutarlı, kararlı bir disiplin midir?
Birbirine çektirme, kin ve öfke arenası mıdır? Yoksa ulvi bir sefere, anlamlı bir arayışa adanma eylemi midir?
Evet, gerçekten evlenmekle ne yaptık? Zoru mu başardık? Belaya mı çattık? Battık mı? Bahtiyarlığı mı tattık?
İnsanlar neden bu kadar şikâyetçi? Niçin şükretmiyoruz?
“Ah”, “eyvah”, bol evlilikler çoğaldı… “Hamd” ve “sabra” sarılı evlilikler azaldı…
Görünen o ki, evlilikler yoruyor, eşler birbirini yıpratıyor, sonuç hazin bir tükeniş…
Kim ne derse desin gerçekten evlilik zor bir zanaat… Ciddi bir zahmet… Ağır bir külfet…
Gün geliyor, insanlar ya kendilerini veyahut da evliliklerini bitiriyorlar…
Aileler fay hattında… Depremlerin, depresyonların dipten gelen etkisi endişe verici… Artçı şokların ardı-arkası kesilmiyor…
Eşler arası paylaşım yok, çetin pazarlıklar bir türlü bitmiyor…
Birçok evli, evin içinde evsizliği ve yalnızlığı yaşıyor… Ya da kendisi evde, gözü dışarıda… Evliliğin cazibesi, evin çekim gücü gün geçtikçe zayıflıyor… Artık gençler, evlilikten ürküyor, çekiniyor… Evlilik düşünülmüyor, birlikte yaşamanın yolları aranıyor… İşlevsiz izdivaçlar, iğreti ilişkiler ile insanlar oyalanıyor…
Olan-biten nedir? Evlilik midir, evcilik oyunu mudur? Bilemiyorum…
Unutmayalım ki; evlilik bir kumar değil, kendini ve hayatı yeniden kurma eylemidir…
Evlilik, açık bir sözleşmedir… Ve bilelim ki; sadece insan olan evlenir, diğerleri çiftleşir…
İnancımız o ki; evlilikte, evlatta, emvalda, emtiada hepsi birer imtihan konusu, hepsi bize emanet…
Eminliğimizle, adil emirliğimizle, erdemimizle, edebimizle, samimi emeklerimizle biz bu sınavı sürdürebilir ve bu emaneti yüz akı ile taşıyabiliriz…
Çünkü iman ettiğimiz Kur’an diyor ki, mümin erkek ve kadınlar birbirlerinin velileridir… Velayet kanatlarını gerdiğimiz zaman ailenin nasıl bir sığınak, korunak, barınak olduğu anlaşılacaktır… O sıra vahyin şekillendirdiği Rahmani bir okul, Rabbani bir disiplin devreye girmiş olacaktır…
Birbirine adanmış ömürler… En büyük nimet ve muhteşem bir devlettir.
Evlilik, eş olmanın çok ötesinde anlamlar taşıyor… Bunu farketmek durumundayız…
“Onlar sizin için bir örtü, siz de onlar için bir örtüsünüz.” (2/187)
Günahlardan koruyucu giysi… İsyana, üryana, hüsrana karşı örtü…
Rasulullah (sav) buyurmuyor mu? “İçinizden evlenmek isteyen evlensin. Zira evlenmek gözleri haramdan daha çok korur ve zinadan daha çok muhafaza eder.”
Kuşkusuz evliliğin ulviyetini, kudsiyetini kimse inkâr edemez… Ama nitelikli bir evlilik yürek ister, emek ister, edep ister…
Evlilik, karşılıklı kabullenmektir, katlanmaktır, birbirini korumaktır, taşımaktır hem de kahretmeden, alanı terk etmeden….
Evlilik, kendini sınırlamak, sınamak ve sorumluluk almaktır…
Evlilik, birbirini paylamak değil, hayatı paylaşmaktır… Birbirini değişime zorlamak değil, anlamak, tamamlamak ve alışmaktır… Pazarlığı bırakalım herkes kendi payına düşen sorumluluğunu kuşansın…
Evliliği ne her şeymiş gibi ne de hiçbir şeymiş gibi göremeyiz…
Peki, biz evliliğe ne yükledik, ne bekliyoruz?
Öncelikle evliliğe “evet” demekle neyi yüklendiğimizin bilincinde miyiz?
Önce alem-i berzahta verdiğimiz ahdü misakta Rabbimize “Kalu bela=evet” demiştik… Bu bizi ilahi teklife muhatap kılmış, kul olmuştuk…
Şimdi nikâhta “evet” demekle eş olduk yeni bir sorumluluk aldık.
Hayatımızın anlam ve akışını belirleyen bu “evet”lerdir… Aslında bu “evet”ler zorlu ve zorunlu birer tercihtir… Neler içerdiğine bakmak mecburiyetindeyiz…
Bunu idrak ve inşa ettiğimiz zaman sadece eşimizle beraberliği gerçekleştirmiş olmayacağız, Allah ile beraber olmaya da hak kazanmış olacağız…
Üçüncüleri Allah olan ikiliyi siz ne sanıyorsunuz? Ne tasa, ne de telaş!.. Allah’a rağmen bir evlilikten hayır umabilir misiniz?
O halde Allah’ın ipine sımsıkı tutunalım ki; evlilik bağı kopmasın…
Sabır ve namazla yardım isteyelim ki, yuvamıza fesat girmesin…
Gerçekten evlilik hayatımız nasıl gidiyor?
Cevabımız; “Elhamdülillah” mı, yoksa “Eyvah” mı?
Yarınlarda “eyvah” dememek için yönelişimiz “yasak ağaçlar”a değil, “tuba”lara olmalıdır… Yoksa sonrası “hubut” olur…
Evet, yüreklerde yeşeren zakkumları sökmeli, tuba tohumları ekmeliyiz… Üstümüze kıyametler kopsa da fidanlar dikmeye davam etmeliyiz…
Şimdi “nebaten hasena=Güzel bir bitki” zamanı… Toprak müsait…
“Kadınlarınız ekeneğinizdir…” (2/223) Peki ne ektiniz?
Fırtına ekerseniz, kasırga biçersiniz… Ekine ve nesle yönelik tehdidin farkında olan bizlere düşen görev öncelikle aileyi kurtarmaktır… Ümmetin ayakta olan son hisarı aile…
“Evlerinizi kıblegâh (karargâh) edininiz.” (Yunus 87)
İslam’ın son diriliş ve direniş kalesi; aile…
Bize besmeleli evlilikler, kıbleli evler, amentülü hayatlar lazım… Ne evsizleşelim, ne de evcilleşelim, sadece evli kalalım…
Kendimize dönelim… Birbirimize dönelim… Evimize dönelim…
Bunun için evlilik terapisine gerek yok… Tedavi için ithal reçetelere de ihtiyaç yok… Sanıyorum evlilikte şu beş kelime ile işi çözeriz…
Sabır…
Sorumluluk…
Sadakat…
Samimiyet…
Sevgi…
İşte size iki dünya saadetine kapı aralayacak 5S şifresi… Artık bunu yaşayarak mı, yoksa bu beş kelimeyi bir kâğıda yazıp muska gibi üzerimizde taşıyarak mı şifa ararız…
Buyurun siz karar verin!
Öyle inanıyorum ki, evliliğin sırrı bu S’lerde… Hatta evliliği cennette sürdürmenin yolu da bu kelimelerde saklı…
Aslında dünya yaşamındaki evliliklerimiz evliliğin provasıdır, evlerimiz ise maket evlerdir…
Gerçek evlilikler, kalıcı konutlar cennette bizi bekliyor…
Evlilikten amaç bunu cennete taşıyabilmektir…
Evlilikte marifet ve keramet, işte budur…
Ramazan Kayan
evlilik de fedarkarlıklar bilinmiyor ben cok yaşadım ve de kaybettim
iYİ AKŞAMLAR CANIM.ÇOK GÜZEL YAZMIŞSIN.ELLBETTE BU 5-LİK ÇOK MÜHİMDİR.RABBİM HER KESE MUTLU AİLE NASİB ETSİN.AMİN.
slm aleyküm abla.konu çok güzel,aslında bunu sadece kadınlar değil eşleriyle beraber okuyup nerede yanlış yapıyoruz diye istişare etmeleri lazım.ben 25 yaşında 5yıllık evliyim.eşimin ailesi ile beraber oturuyorum,ve evlilik böyle daha zor…aslında bunu ben istedim.beraber oturalım,kalabalık aile güzel olur diye düşündüm.onların duasını alalım istedim,onlar bize gök biz onlara yer oluruz diye düşündüm.onlar 65in üzerindelerdi. kayınvalideme düğün günü annem bundan sonra sensin dedim,hep o gözle gördüm.babasına babam,annesine annem….ama öyle anlar olduki eşime anlatmadım,kaç defa evden kovulduk.ama yine çıkamadık.kayın validem sürekli ilenirdi.ahı evladına geçmesin diye eşimi hep durdurdum tartışıpta birbirlerine kırılmasınlar aralarında kara kedi ben olmuyum diye…6 aylık hamileyken eşim üzerime yürüdü… .o olay benim dönemim oldu,eskisi gibi sesiz değilim.kendimi savunuyorm ….. şükürler olsun eşim,artık dolduruşlara gelmiyo.benim ailesine hangi niyetle yaklaştığımı gördü.çiğdem arkadaşıma da tek diyeceğim var.eşine karşı içinde hala güzel düşünceler varsa,azda olsa seviyorsan otur iyice düşün derim.hatta sevdiğin hatırı olan aile büyükleri ile beraber istişare edin,istişare de elbet hayır vardır.ben çok faydasını gördüm.
Ablacım yazıyı çok dikkatli ve de beğenerek okudum.Gerçekten günümüzdeki evlilikler sadece görüntü olmaya başladı.Eşlerin birbirlerine saygısı sadakati azaldı.Yukarıdaki Saliha kardeşimize yerden göye kadar katılıyorum.Bazı hanımlar bir araya gelince eşlerini kötülemeleri yokmu çok kızıyorum.Sanki kendileri dört dörtlük, belkide sabahleyin uykudan kalkıpta eşini kaç kere işe hayırlı işler deyipte göndermiş Allah bilir.Sonrada falancanın kocası karısına düşkünmüş,ev işlerinde yardım edermiş,falan filan derler.Başkalarının kocalarını takip edeceklerine kendi kocalarındaki güzellikleri farketseler böyle boş konuşmalara gerek kalmayacak.Ben çok hanım biliyorum aklı fikri sadece gezmek,tozmak evinin işleri çokta umrunda,mutluluğu dışarıda arayan çok hanım var.Gezmekten gelincede kocasının karnını doyuracak kadar bir kahvaltı yapıverirler.Sonrada başkalarının kocalarının eşlerine düşkünlüklerini anlatırlar.Yok böyle bir şey,herkes üstüne düşeni yapacak.Ben kızımı şimdiden her işi yapmaya alıştırıyorum.İlerde evliliğinde sorunlar yaşamasın diye.Bilmiyorum yanlış mı düşünüyorum ben gezmeyi çok sevmiyorum.Evimde huzuru mutluluğu buluyorum.Evin işleri,çoluk çocuk, yemek arada kitap okurum.Helede yalnız başıma Kur’an’ı Kerim okumayı çok seviyorum.Kısacası evimde huzurlu mutluyum.Herkes karı olsun koca olsun ilk önce kendini muhasebeden geçirmeli.Şöyle düşünmeli.Ben gerçekten eşime çocuklarıma gereken hassasiyeti gösteriyormuyum.Eksiklerim neler.Eşimin benden beklentisi ne.Nasıl bir hanım olmamı istiyor.Bence bir hanım hiç bir zaman evini ihmal etmemeli bir gezmek tozmak uğruna.Benim en çok mutlu olduğum an eşimi çocuklarımla işten gelince karşılama anıdır.Evlilikte senlik benlik olursa o evliliğin bir hayrı olmaz düşüncesindeyim.Rabbim herkese eşiyle arasına muhabbet versin.Huzurlu mutlu yuvalar çıksın ortaya.Ablacım uzattım canım hakkını helal et.Allah’a emanet ol…
Selamün Aleyküm Cahide abla. Öncelikle bütün müslüman alemin kadir gecesini kutluyorum.
Sizi severek takip ediyorum. Simdi konu evlilige gelmisken size ve takipcilerinize bir sorum olacakti. Bir Kadinin evlenirken kocasinin soyadini almazi günah mi? Internette gezinirken su yoruma rasladim: “Kişinin kendi Babasına nisbet edilmesi esastır.(bk. K. Bakara (2) 233; Ahzâb (33) 5))” ( http://fikih.ihya.org/islam-fikhi/kadinin-kocanin-soyadini-almasi.html ) Sizlerinde fikrinizi alabilirmiyim?
gerçekten çok yerinde güzel bir yazı teşekkürler paylaşım için.cahide ablamada allah kolaylıklar nasip etsin.
Mükemmel evlilikler Cennette olucaktir. Onun icin bu Dünyada Cenneti aramayi birakalim. Evlilik bu dünyadaki 7/24 süren bir mübarek görevdir. Hayat zor oldugu için evliliklerde devamli stress altindadir. Fakat bu mübarek kuruma sahip çikmak görevimizdir.
dediğiniz gibi evlilikten ve eşinizden hiçbişey beklemezseniz mutlu olursunuz….aslında bu konuda çok doluyum ve ne yapacağımı nasıl davranacağımı bilemiyorum..eşimle tanıştığımda onunla konuşurken ondan istediğim yani onda aradığım şey inancıydı..ona açık açık söyledim de bunu..o da bana dinini yaşadığını söylemişti ve bende inandım..ama şimdi 3 yıllık evliyiz ve görüyorumli benim aradığım istediğim bu değil..tamam namaz kılıyor ama herşey namazının önüne geçebiliyor en ufak bi işi dahi olsa ertelediği hep namaz oluyor..onu sürekli namazını kıl diye uyarmaktan utanıyorum kendimi ergen annesi gibi hissediyorum..bi kere namaz kılması için bikaç kez uyardığımda bana “günah benim günahım sana” dedi ve beynimden aşağı kaynar sular döküldü..bu mu yani evlilik bu mu karı-kocalık bu mu beraber dini yaşamak..artık karışamayacağim hiç uyarmayacağım diye kendime kızdım ama bu da doğru mu bilemiyorum..sonuçta çocuğum var o da babasını örnek alcak tabi..kuran okumaksa yok diyebilirim..bilmiyorum çok bunalıyorum hala düşündükçe boğuluyo gibi oluyorum..ben böyle evlilik asla istememiştim..oysaki ben ona açık açık söylemiştim..beni kandırdı..bu konuda hakkımı helal etmiyorum..çok bunladığım için size yazdım…benim için dua edin nolur..napcağımı nasıl davranacağımı bilmiyorum…
Rabbim en hayırlı şekilde sıkıntını gidersin kardeşim.Rabbim zorluklarını kolay kılsın.
Allah razı olsun canım,paylaşımın için.Gerçekten çok ibret alınması gereken bir yazı.Rabbim hepimizin evinde hayırlı geçimler versin(amin).
yürümeyince yürümüyor be abla tam benim için yazmışsın bende bugün bitmesi için karar aldım bakalım hayırlısı. birbirini anlamayınca çare olmuyor hiçbişeye. haksızlığa gelmek kötü. herşeyin hayırlısı olsun allah karaımızla pişman etmez inşallah
Deme öyle sen daha yeni evlisin! Her evlilikte ilk zamanlar böyle sıkıntılar olabilir. Sudan sebeplerle evlilik yıkılır mı hiç?
Değerli kardeşlerim lütfen Çiğdem’e birşeyler söyleyin boşanmaktan vazgeçmesi lazım. Dünden beri bu yoruma canım sıkılıyor inanın..:(((
canımsın ablacım… şu gönülden ugraşların beni cok mutlu edıyor… Degerlı Cıgdem kardesım sorunun nedır bılemem sana agır gelen bana kolay gelebılır. sana yasadıklarımı anlatsam sen nasıl dayandın dersın. sana tavsıyem cok acele etme karar vermek ıcın oncelıkle esınle uzlasmaya calıs derım. evlılıgın ılk yılları hıc kımse ıcın kolay degıl haklısın hep kadınlar ezılıyo, ALLAH tan umut kesılmez duanı eksık etme. sen elınden gelenı yap kı sonunda pısman olmayasın.. Yuce Rabbım hakkınızda hayırlı sonlar olmasını nasıp eyler ınsaALLAH. sevgılerımle…
cahide abla,
yorumumu neden sildin? acaba çiğdem hanımı üzecek bir şey mi söylemişim. eğer öyleyse özür dileyeyim. düşünüyorum ama yazdığım şeyleri kelimesi kelimesinede hatırlamıyorum ki 🙁
Hayır kesinlikle öyle bir şey yok. Sadece kardeşimiz tanıdıkları okuyabilir diye düşünmüş. Bu yüzden yorumları silmemi istedi. Sen kalbini ferah tut canım
Sevgili çiğdem ne konuda haksızlığa uğradın bilmiyorum ama lütfen çok ani karar verme.Kocanı severek bu kararı aldıysan eminim sonradan çok pişman olacaksın.bende 3 yıla yakın bir süredir evliyim.İstersen cahide ablam mail adresimi versin sana özelden görüşelim canım.
Çiğdem’cim ne gibi sorunların var bilemiyoruz tabiki ama Allah yardımcın olsun.Huzursuz ev de yaşamak her iki taraf içinde zor.20 yıla yakın evlilik tecrübeme dayanarak acizane tecrübelerimi paylaşmak isterim.Bir kere evlilik 4 seneden önce rayına oturmuyor,onun için sabır gerekiyor.Ayrıca evlilikte BEN asla olmamalı BEN şunu hak ediyorum,BEN bunu istiyorum,sen şunu yapmıyorsun denmemeli.İnan bende çok sıkıntılar çektim.Evlilikte karşılıklı SEN olursa tadından yenmez.SEN sürekli onun sevdiği şeyleri yaparken o da senin sevdiğin şeyleri yapacak. o zaman karşılıklı alış veriş oluyor.Eğer eşin sakın bir ortamda konuşulacak biri ise iki kelimeyle birşeyler anlaya biliyorsa bundan sonra ben şunu istiyorum değil sen şunu istiyorsun,ben bunu seviyorum değil sen bunu seviyorsun demeyi deneyin.Ayrıca bunu yaparken herkesi dışarda bırakın.Kapınızı kapatmanız çok önemli.İş sıkıntılarını,aile problemlerini.Umarım içki,kumar,dışarı hayatı yoktur.Ayrıca onsuz bir hayatın nasıl olacak onu hayal et.Baba evine dönmek zor.Allah yar ve yardımcın olsun canım benim.
bu konuyla ilgili nurettin yıldız hocamızın kıblegah evler adlı kitabının okunması gerekli,herkese tavsiye ederim cahide ablacım:)
SEDEF ÇİÇEĞİ
Mahkeme salonunda, seksenlerindeki yaşlı çiftin durumu içler acısıydı. Adam inatçı bakışlarla suskun, ninenin ağlamaktan iyice çukurlaşmış gözleri keskin çizgileriyle bıkkın bakışları süzüyordu etrafını…
Ve hakimin tokmak sesiyle herkes sustu. Uğultular kesildi ve tok sesiyle, sözü yaşlı kadına verdi hakim…
” Anlat teyze neden boşanmak istiyorsun…?”
Yaşlı kadın derin bir nefes çektikten sonra baş örtüsüyle ağzını aralayıp, kısılmış sesiyle konuşmaya başladı…
” Bu herif yetti artık, 50 yıldır bezdirdi hayattan…”
Sonra uzunca bir sessizlik hakim oldu mahkeme salonunda…
Sessizlik bu tür haberleri her gün manşet yapan gazetecilerden birinin flaşıyla bozuldu, kim bilir nasıl bir manşet atacaklardı, yaşanmış 50 yılın ardından…
Davayı çok sayıda gazeteci izliyordu. Kadın neler diyecekti? Herkes onu dinliyordu…
Yaşlı kadının gözleri doldu… Ve devam etti…
“Bizim bir sedef çiçeği vardı, çok sevdiğim… O bilmez… 50 yıl önceydi… O çiçeği bana verdiği çiçeklerin arasından kopardığım bir yaprağı tohumlamıştım, öyle büyüttüm… Yavrumuz olmadı, onları yavrum bildim… Bir süre sonra çiçek kurumaya başladı. O zaman adak adadım… Her gece güneş açmadan önce bir tas suyla sulayacağım onu diye… İyi gelirmiş dedilerdi… 50 yıl oldu, bu herif bir gece kalkıp bir kerede bu çiçeği ben sulayayım demedi… Taki geçen geceye kadar… O gece takatım kesilmiş, uyuyakalmışım… Ben böyle bir adamla 50 yıl geçirdim.. Hayatımı, umudumu her şeyimi verdim. Ondan hiçbirşey göremedim. Bir kerecik olsun benim bildiğim görevlerden birini yapmasını bekledim… Onsuz daha iyiyim…”
Hakim, yaşlı adama dönerek:
“Diyeceğin bir şey varmı baba?” dedi
Yaşlı adam bastonla zor yürüdüğü kürsüye, o ana kadar suçlanmış olmanın utangaçlığını hissettiren yüz ifadesiyle hakime yöneldi.
“Askerliğimi reisicumhur köşkünde bahçıvan olarak yaptım, o bahçenin görkemli görünümüyle büyümesi için emeklerimi verdim… Fadime mi de orada tanıdım… Sedefleri de… Ona en güzel çiçeklerden buketler verdim… O çiçeklerle doludur bahçesi… Kokusuna sevdiğim perişan eder yüreğimi… İlk evlendiğimiz günlerde boyun ağrısından onu hekime götürdüm. Hekim “çok uzun süre uyanmadan yatarsa boynundaki kireç sertleşir, kötüleşir” dedi. “Her gece uykusunu bölüp uyansın gezinsin” dedi… Hekimi pek dinlemedi bizim hatun… lafım geçmedi… O günlerde tesadüf bu çiçek kurudu… Ben ona égece sularsan geçer” dedim… Adak dilettim… Her gece onu uyandırdım. Ve onu seyrettim… O sevdiğim kadının yavrusu bildiği çiçekleri sularken seyrettim… Her gece o çiçek ben oldum… Sanki… Ona bu yüzden tapabilirdim…” dedi adam o yaştaki bir adamdan beklenmeyecek ifadelerle…” Her gece o yattıktan sonra uyandım… Saksıdaki suyu boşalttım…Sedef gece sulanmayı sevmez hakim bey… Geçen gece de… Yaşlılık… Ben de uyanamadım… Uyandıramadım… Çiçek susuz kalırdı amma, kadınımın boynu yine azabilirdi…Suçlandım…Sesimi çıkartamadım…”
O an mahkeme salonunda herşey sustu…
Allah razi olsun ne güzel bir yazi. Sağolun paylaştiginiz icin. Hele de şu satılar: “Ama nitelikli bir evlilik yürek ister, emek ister, edep ister… ” Öyle bir zamandayiz ki, iki kadin bir araya geldi mi, “kocam şöyle, kocam böyle” “”Falanın kocası çok iyi, vs vs…” Gözleri başkalarinin kocalarinda. Kendi kocalarina geldi mi sanki bir erkek gibi konuşurlar, çirkefleşirler. Arkadaşınin veya komşusunun kocasina geldi mi kırıta kırıta son derece kibar, mülayim olurlar. Kendi evlerinde kocalarina karşi süslenmezler, pasaklı kıyafetlerle gezerler (çoğu da temizlik kıyafetiyle) Ama misafirliğe gideceğinde, sanki düğüne gider gibi giyinirler.
İnsanlar niye böyle nankör, niye elindeki nimetin kiymetini bilmez, verilen değeri görmez? Yazık halimize, utanilacak halimize.
sürekli kadınlar kötüleniyor, hadislerde de hep kocasına kötü davranan kadından nankör kadından bahsediliyor.Kaç kadın kocasını dövmüş bugüne kadar ama kocasından dayak yemeyen kadın çok azdır,adam bişeye kızar gelir karısını döver,küfür eder,kıskançlıktan karısını öldürenler,eve para getirmeyenler,eşini aldatanlar hep erkekler.Aynı şeyleri kaç kadın yapıyor acaba.Beyefendiler kral biz köleyiz.Adamın yemeği çamaşırı ütüsü temizliği çocuk bakımı kadın herşeye yetişmeye çalışır,erkek kral gibi işten gelir direk kumandayı eline alır,o evdeyken kumandayı çocuğun bile almaya hakkı yoktur.Sonra erkek olduğu için herşey ona ve ailesine yapılır kadın para da kazansa ailesine veremez ama erkek kendi anne babasına kardeşlerine bakmakla yükümlüdür, kadın parayı kazanıp eline saymalı eksik söyledimi yalan söylemiş olur.Kadın hep ezilendir ama nedense hep erkekler korunuyor dinimizde de kocasını üzen kadına lanet olsun diye.Kadının hiçmi hakkı yok bu erkekler üzerinde merak ediyorum.
Cenâb-ı Hakk Kur’ân-ı Kerîm’inde:”Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır.” buyurmuştur.Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz de erkekleri, kadınların hak ve hukûkunu gözetmeye dâvet etmekte ve bu konuda: “Kadınların haklarını yerine getirme husûsunda Allâh’tan korkunuz! Zîrâ siz onları Allâh’ın bir emâneti olarak aldınız.” buyurmaktadır.
Başka bir hadîs-i şerîflerinde de: “Sizin en hayırlınız, ehline (eşine ve çocuklarına) en hayırlı olanınızdır. Ve ben de ehline karşı en hayırlı olanınızım.” buyurur.
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, erkeklere, kadınlara dâimâ iyi davranmalarını tavsiye ederek:”Mü’minlerin îmân bakımından en olgunu ve en hayırlısı, hanımına karşı en hayırlı olanıdır.” buyurmaktadır.
Vedâ Haccı’ndaki meşhûr hutbesinde Peygamber (s.a.v.) Efendimiz: “Ey insanlar! Kadınlar hakkında Allâh’dan korkunuz! Sizin kadınlarınız üzerinde hakkınız vardır.Bazı hadisler : (Hanımlarınızı üzmeyin. Onlar, Allahü teâlânın size emanetidir. Onlara yumuşak olun, iyilik edin!) [Müslim]
Yasmin kardesim eger ki Kuran ayetlerine bakarsan,Efendimiz(sav) sünnetlerine ve direk hanimlarina davranislarina bakarsan,asri saadette yapilan evlilikleri okuyacak olursan emin ol ki erkeklerin haline acirsin,gercekten…Cünkü yeryüzünde kadina deger veren bu hususta erkegi bircok yönden sorumlu tutan baska bir mükemmel din göremezsin,yoktur da zaten…Bir kere en önemlisi kadin erkegine EMANETTIR…Ve emanetine sahip ciktigi ve saygi duydugu deger verdigi oranda degeri artar..Bunun tam tersi durumda yani emanetine hainlik ve zulmeden bir erkekte zaten ALLAH katinda zalim vasfindadir ki bu da ona vebal olarak yeter…ALLAH im korusun,bu durumdaki cümle kullarina hidayet etsin insaALLAH..Mevlam cümlemizi KARSILIKLI HAKLARINI bilen ve ona göre amel eden kullarindan eylesin insaALLAH..
Ve son olarak yukardaki bu güzel yazinin altina sunu eklemek isterim ki;
EVLILIKTE ZAHMET ILE RAHMET ICICEDIR..KIM ALLAH (C.C.) RIZASI ICIN BU ZAHMETI CEKERSE ALLAH (C.C.)´IN RIZASINA BIIZNILLAH NAIL OLUR….
Selamlar ve kalbi dua ile…
Evet Saliha çok haklısın kardeşim çooooookkk!
Harika bir paylaşım göz yaşları ile okudum . .
Yazandan da yayınlayandan da Allah razı olsun.
s.a evet cok güzel anlatdiniz gözlerimden yaslar bile süzüldü ama yok yok yok simdi böyle evlilikler.hic kimse yuvasini yikmak isdemez bende onlardan birisiyim ama olmuyor ne kadar sabir etsen katlansan olmuyor sonundada ihanet bardagi tasiriyor ihanete sabir gösderemiyorsun en basta kabullenmiyorsun bunu bana nasil yapdi diyorsum cok seyler diyorsunda….bos verelim simdi. ALLAH im hic kimseye o aciyi tatdirmasin.herkesi kendi yuvasinda mutlu etsin.
Bence evlilik BEN liktenten sıyrılıp BİZ olmayı becerebilmektir.
evet kesinlikle! katiliyorum
Evet bencede,cok güzel anlamli bir yaziydi.Hem ögretici hem hatirlaticiydi.Barakallahu fiikum!
sevgili cahide, içimden böyle hitap etmek geldi. Siz beni tanımasanızda ben bir buçuk yıldır takipçinizim. Sizin taşınıyor olmanıza çok seviniyorum yaşadığınız bölgede 10 yıl evvel öğretmenlik yaptım, nasıldır bilirim eşimi ikna edebilsem ben de kaplumbağa misali gezmeyi çok isterdim hem de sizin gibi ege tarafına 8 yıldır maraştayım değişiklik hiç fena fikir değil.Umduğunuza nail olun inşaallah
sözün bittiği yer….
selamünaleyküm cahide abla.internette gezerken sitendeki yazıların dikkatimi çekti ve bir süredir ilgiyle takip ediyorum seni.yazmak bugüne kısmetiş.dün akşam benide istemeye geldiler.senin bu güzel tariflerinden elmalı kurabiye ,ağlayan pasta ,reyhan şerbetini yaptım .hepsinide çok beğendiler.özellikle reyhan şerbetine bayıldılar çok hafif bu ramazan ayında çok güzel bir içeçek dediler.Tariflerin için sana çokk teşekkür ederimm.bugün paylaştığın yazı da çokkk güzelll bir yazı.Rabbim cümlesinin Rabbime layık bir evlilik yaparak hayatını huzur ,sevgi,sadakatla geçirmeyi nasip etsinn inşAllah.Bende bu yolda bir adım attım hayırlısyla rabbim bana ve cümle isteyenlerede Rabbime layık içinde imann ,huzur,sağlık, sadakat,karşılıklı saygıyla ve sevgi dolu bir yuva kurmayı nasip etsin inşAllah.Allaha emanet ol abla.takipdeyim yemek yapmakla hiç arası olmayan benim için tarfilerine çok ihtiyacım olcak :))
Allah tamamına erdirsin gülüm. Rabbim hayırlı, mutlu, huzurlu bir yuva kurmanı nasip eylesin
Aminnn abla ecmainn dileyen isteyen herkese nasip etsin inşAllah..
Merhaba Cahide abla, bugüne kadar kaç kez yorum yazdım ama bir kez yorumuma bir cevabınızı göremedim 🙁 belki beni tanımadğınız için olabilir.. Neyse sizi arkadaşlarımla severek, beğenerek her yemeklerimizde paylaşıyorum, Çünkü illaki bir yemeği sizin tariflerinizden alıp uygulamış oluyorum. Bu arada benim de mutlu olmama yardımcı olacak bir blog’um var artık, hatta orda sizden denediğim tarifleri de yazıyorum, sitenizin linkini de ekledim, 🙂 Bölyesi güzel yazıları da paylaştığınız için çok mutlu oluyorum. Geçen gece sabah namazına kalktığımda, tekne orucu yazınızı da okudum, sanki hep içimden geçen soruları cevaplıyor gibisiniz. Size çok teşekkür ederim. Umarım bir gün tanışma, konuşma fırsatı bulurum sizinle. Ellerinize ve emeğinize sağlık, sevgiyle kalın.
Canımsın yoğunluktan cevap vermekte zorlanıyorum. Kasti bir tavır değil bu. Güzel düşüncelerin için Allah razı olsun güzel kardeşim
kasti bir durum olmadığını biliyordum, ama sesime ses olduğunuz için yeniden teşekkürler.etimekli çilekli tatlınızı denedim cumartesi, herkes bayıldı, kolay gelsin, şimdiden hayırlı bayramlar dilerim..blog’uma bir göz atarsanız da çok mutlu edersiniz fırsat bulursanız: mucizeylegelen.blogspot.com…
canim cok guzel bir yazi nasilda bizi anlatmisin tasiniyorsun gelip yardimina kosmayi isterdim senin hayir duani alabilmek icin nurllu ve bereketli ellerini tutmak isterdim allah yar ve yardimcin olsun sevgiler..