Enginarı biraz incelesek mi? Neden mi? Çünkü gerçekten çok değerli!
Enginar! Kimimiz sever, kimimiz sevmez, kimimiz hiç yemedi değil mi? Zaten burada konu alacağımız
şeyde enginarın yenilen kısmı değil merak etmeyin. Enginar yemeği yaparken attığımız kabukları,
hatta biz atmıyoruz temizleyip satıyorlar zaten; şimdi yalvar yakar sesleniyorum size “O kabuklar
varya, çok kıymetli!”
Bir bakalım Enginarın botanik tarihine:
Enginar (Cynara scolymus); Papatyagiller (Asteraceae) familyasına mensup mavi-mor çiçekler açan,
50-150 cm boylarında çok senelik otsu bir bitki. Güney Avrupa ve Akdeniz çevresinde yetişiyor. Zaten
bizlerde daha çok Akdeniz-Ege yöresine ait yemeklerden tanıyoruz enginarı değil mi?
Enginar genel olarak ülkemizde ve birçok ülkede vegetatif yolla üretilmekte. Fransa, İtalya ve
İspanya’da doğrudan tohumla üretilen çeşitler geliştirilmiş. Enginarda vegatatif yolla üretim dip
sürgünleri veya üzerinde gözlerin bulunduğu kök parçaları ile yapılabildiği gibi sadece gözlerin ana
gövdeden çıkarılıp değişik ortamlarda köklendirilerek de yapılabilir. En yaygın üretim şekli sürgünlerle
yapılan üretim.
Yeni kurulacak Enginar plantasyonlarında dikiminden önce toprak derin sürülmeli ve gübrelenmelidir.
Derin sürümden sonra diskaro ve tırmık çekilerek toprak dikime hazır duruma getirilmelidir. Dikim
genellikle Akdeniz ve Ege bölgesinde Ekim–Kasım aylarında, Marmara bölgesinde ise Mart–Nisan
aylarında yapılır. En uygun dikim masuralar üzerine sıra arası ve üzeri 1×1 m mesafe ile yapılır.
Özellikle Bursa Doğan Köy ve Keramet Köyü’nde meşhurdur.
Enginar gövdeleri dik, kuvvetli, sert ve boyuna olukludur. Yaprakları sapsız, büyük, uzun-oval ve
parçalıdır. Çiçek tablası etlidir. Hepsi tüp şeklinde olan çiçekleri ve bunların aralarında bulunan tüyleri
taşır.
Bu kadar bitki anatomisi ve sistematik bilgisi yeter. Bizim için daha önemlisi enginarın hangi etken
maddeleri taşıdığı, hangi organında taşıdığı ve bunun nelere etki ettiği.
Fitoterapide enginarın dış kabukları ve yabani enginarın tohumları kullanılır. Etken maddeleri; inülin,
cynarin, flavanol bileşikler, tanen, demir, kalsiyum, potasyum, fosfor, cynoropicrin, A ve C vitamini. En
Önemli etken maddesi ise cynarindir. Enginar en fazla karaciğerde oluşturduğu olumlu etkileşimlerle
bilinir.
Karaciğer vücudumuzun en önemli organlarından biridir. Aynı zamanda vücudumuzun en büyük
organı olma özelliğini taşır. İlginç özelliklerinden biri de kendini yenileyebilen tek organ olması.
Karaciğer yediğimiz besinlerin vücutta faydalı hale gelmesini sağlar. Vücutta filtre görevi görür. Kanı
depolar. Yağ şeker ve protein metabolizmasını düzenler, vücut ısısını ayarlar. Hormonların görevleri
üzerinde de olumlu etkileşimler yapar. Günde 4 su bardağı safra oluşturarak safra kesesine gönderir
ve bu şekliyle sindirim üzerinde de önemlidir. Karaciğerdeki bir rahatsızlık tüm vücudun dengesini
bozar. Özellikle çok fazla tükettiğimiz kimyasallar, kirli hava, kısacası toksik etki yapan her şey
karaciğeri önemli ölçüde zedeler. Ve günümüz şartlarına baktığımız zaman, özellikle büyükşehirlerde,
sanayi şehirlerinde yaşayanlar karaciğeri korumak zorundalar. Ayrıca stres de her şeyde olduğu
gibi karaciğere zarar veren etkenler arasında. Karaciğerde oluşan rahatsızlıklar büyük ölçüde cilde
vurur. Yaşlılık lekeleri dediğimiz el üzerinde çıkan lekelenmelerde karaciğerden kaynaklanabiliyor.
Yine gözaltında sarkmalar yapabiliyor. Ergenlikten kaynaklanmayan sivilcelerin de oluşmasında
karaciğerdeki rahatsızlıklar rol oynayabiliyor. Sedef- egzama gibi stresten kaynaklanan hastalıklarda
görülen cilt bozuklukları da stresin karaciğere vurmasıyla ortaya çıkıyor. Yani bununla ilgili çalışmalar
var. Kesin bir şey söyleyemiyoruz çünkü bu iki rahatsızlığın sebebi henüz tam olarak bilinmiyor. Ama
bunu enginar ve birkaç destekle beraber azaltan hatta atlatanlara şahit oldum.
Gelelim enginarın etken maddesi olan cynarinin karaciğer üzerindeki olumlu etkilerine.
Karaciğeri büyük ölçüde korur. Enzimlerin düzgün çalışmasına etki eder. Karaciğer ve safra kesesinde
biriken nikotin, alkol ve yağın vücuttan atılımında yardımcı olabilmektedir. Bunun dışında Hepatit B-
C, siroz gibi karaciğerden kaynaklı hastalıklarda da başarılı olan etken maddeyi içeriyor. İştah açıcı
özelliği de vardır. Safra kesesi problemlerinde kullanıldığında da olumlu ilerlemeler kaydedilmiştir.
Sindirim sisteminde de toksin atıcı etkileri vardır. Kullanımında kolestrol ve kalp-damar sağlığı
üzerinde başarılı sonuçlar gözlemlenmiştir.
“Enginarı Nasıl Tüketmeliyiz?” sorusunu gelince;
Kabuklarını gölgede kurutup infüzyon (demleme) yöntemiyle her gün 2-3 bardak içilebilir. Ancak tadı
çok acı, bilginiz olsun. Eksrakt olarak da kapsülleri var. Ve şunu söylemeliyim ki enginar kullanmak
için hasta olmayı asla beklemeyin. Önlemini almak en doğrusu. Çünkü biz farkında olmasak da
karaciğerimiz her gün yoruluyor…
SAĞLIK HEP BİZİMLE, BİZİM OLSUN!!!!
SAĞLIK, ESENLİK, DUA… SİZLERLE OLSUN….
Bir İzmir’li olarak enginarı bol bol tüketirim, hem de seve seve. Yapraklarından hiç çay yapmadım ama yapraklı dolması benim için en leziz yemek. Yapraklarını sıyırmak ise ayrı bir zevk. Bu yazınınla enginarı sevmeyenlerin en azından faydalarını bilerek tüketmeye çabalamalarını diliyorum.
İlknur Hanım merhaba;
Cevabını dün yazdım. Kansızlığın altına yazmışsınız ama aynısı buraya da yazıyorum:
Açıkçası bu çok farklı bir durum kesinlikle doktorların müdahalesini gerektiriyor. Yani hem çok küçük hem de ciddi bir rahatsızlık söz konusu .Herhangi bir şey tavsiye etmem kesinlikle doğru olmaz.
selamunaleykum. senem hanım. sizin bir konu hakkında daha bilginize baş vuracaktım..kayınımın 11 aylık bir bebeği var doğduğundan beri karaciger problemi var. safrası yokmuş, karaciğer görevini yapmıyor.düzelmesi ancak nakille olurmuş. çocuğun vücüdu sarı. yediğini hemen cırt çıkarıyor.hiç kilo alamıyor.en kötüsüde sürekli kaşınıyor.vücudunun her yerini kanatıyor.ona bakınca insan dayanamıyor.benim sizden ricam bu çocuğun kaşıntısını azaltacak bir öneriniz var mı? bu ürünün çocuklar için uygunu varmı ?
Allah razı olsun.
Esselamun aleykum .ablacığım kusura bakma ben kara ciğer ile ilgili problemi yanlış yere yazmışım..bu yazıyıda bugün akuyunca bir daha yazmak istedim çünkü, eltime söylemiştim .o benden cevap bekliyor.. senem hanım görmemiş sanırım.inş bu sefer okurda bir cevap verir.
Canım diğer yazıda İlknur hanım cevap vermiş.
Cahidecim merhaba. Uzun zamandır sizi takip ediyor ve çok beğeniyorum. Yazmak bugüne nasipmiş. Bende bir Egeli olarak ENGİNAR’ı hararetle tavsiye edenlerdenim. İzmir-Karaburunda yetiştirilen büyükbaş enginarlar tohura verilip İstanbullu tüketiciye ulaşırlar. Fakat o canım enginarlar pazarcılar tarafından sadece çanak kalıncaya kadar tavuk gibi yolunup koca bidonların içinde ne olduğu belli olmayan sularda yüzüstü kalakalırlar. Bundan son derece rahatsızım. İstanbul dışından gelip ateş pahasına aldığımız enginarlardan gerçekten faydalanmak istiyorsanız lütfen bütün & ayıklanmamış enginar alalım. Onun atılacak hiçbir yeri yok artı herşeyi ilaç niteliğinde. Ayıklamasını bilmeyen arkadaşlarımız çoğunlukta olabilir bu çok doğal ama çocuklarımız, eşimiz ve kendimiz için bunu istersek öğrenebiliriz. Pirinçli zeytinyağlı yemeği, etli yemeği, baklalı karışık yemeği, etli dolması ve sıkı durun kabuklarıyla yapılan midye dolması (İstediğiniz dolma içini bol dereotlu hazırlayıp iki yaprağın arasına koyup kapatarak tıpkı midye gibi tencereye güzelce yerleştirip pişirin) parmaklarınızı yedirtecek niteliktedir. Sizlerle paylaşmak istedim. Gününüz aydın ve bereketli olsun. Sevgi ve selamlarımla,
S.A. Ablacım ben enginarı hiç yemedim açıkçası kokusu tadı neye benziyor bilmiyorum ve bu kadar faydalı bir şey oldugunuda bilmiyordum.En kısa zamanda denicem.
Merhabalar;
Şunu söylemeliyim ki isterseniz enginarı hergün tüketelim.Sıfır fayda diyemem, muhakkak faydası olacaktır. Ama asla gerekli faydayı göremeyiz. Önemli olan etken maddenin olduğu, yoğun olduğu kısımdır. Yani asıl önemli olan drogdur. Enginar kabuğu bunun için önemli. Kabuğunu yemiyoruz, yiyemiyoruz. Çayını içmeliyiz ama dediğim gibi tadı çok acı. “Her türlü içerim” diyorsanız oh ne ala 🙂
enginarıda keravizide çok fazla seviyoum.keriviz bulunuyorda enginar çok fazla gelmiyor muşa gelsede çok pahallı oluyor .bu enginar tabletleride sağlık için önemli ama ben şöyle bir tabak enginarı karşıma alıp yemeyi tercih ederim:)
selamün aleyküm ablacım keşke bu yazıyı dün okusaydım çünkiii enginarın yapraklarını attım bilseydim atmazdım ..ama bu tavsiyenizi mutlaka uygulamam lazım.bende karaciğerimde sorun olduğunu düşünüyorum.yazdığınız sağlık sorunlarından bazıları bendede var Allah razı olsun.
Değerli kardeşlerim, bu haftanın hediye kazananı Yasemin Aydoğan. Hediyesi Mavi anemon yağlı, doğal lifli sabun. Hediyeni güle güle kullan kardeşim…