Neden dışarda yediğimiz veya paketli olarak aldığımız yiyecekler bize daha lezzetli gelir? Evde ne kadar yapsak aynı tadı alamayız bir türlü. Arkadaşlar msg denen lezzet verici bir madde var. Önceki yıllarda sadece paketli gıdalarda kullanılırken şimdi döner, köfte gibi yiyeceklerde de kullanılıyor. Bu madde beyinde güzel tat almayı artırıyor ve içine katılan herşeyi yedikçe yiyesiniz geliyor.Hazır çorbalarda, konservelerde,etsuyu bulyonlarında, bisküvilerde ve daha bir çok gıdada yaygın olarak kullanılıyor. Yediğiniz kötü bir şey bile olsa beyin msg sayesinde o tadı güzel olarak algılıyor. İşte bu yüzden bir bisküvi veya krakerde kötü bir yağ ve adi bir malzemede kullanılsa sırf MSG yüzünden o kötü tadları algılayamıyoruz.
Jibek’ten öğrendiğim kadarıyla Amerika’da bazı gıdaların üzerinde NO MSG ADD yani MSG KATKISI YOKTUR yazısı varmış. Hamileler bu ürünleri tükettiği zaman bu madde direkt cenine gidiyormuş o yüzden sakat doğum veya düşükler çoğalmış. Ben Türkiye’de satılan ürünlerde hiç böyle bir uyarı görmedim yaz siz?
Bahar güneşi adlı bir blogcu arkadaşımız bu önemli yazıyı bana mail olarak göndermiş. Mutlaka okuyun. Bakın kendi ellerimizle sağlığımızı nasıl ziyan ediyoruz.
MSG ( ÇİN TUZU) DENEN ZEHİR
ÇOK Onemli:
Bu msg denen illeti piyasalarda, daha masum bir ifade tarzı olsun diye ÇIN
TUZU adıyla satıyorlar.
Piyasada bazı dönerciler de bunu kullanıyorlar.
O kadar lezzetli oluyor ki, bir döner yiyecegine 2-3 döner yiyesin geliyor.
Ayrıca ithal olarak gelen BUTUN GIDA MADDELERİNDE BU MSG VAR
(Peyniri,eti,konservesi vs vs.)
MSG NEDİR?
MSG adında bir yiyecek katkı maddesi var.
MONO SODYUM GLUTAMAT
Yiyeceklere katıldığında, o yiyeceğin tadının beyin tarafından güzel
Olarak algılanmasını sağlıyor. Tatlı, tuzlu, acı fark etmiyor.
Hangi yiyeceğe katılırsa lezzetliymiş gibi geliyor. O yüzden gıda
üreticilerinin bir çoğu MSG’yi karlı olduğu için kullanıyorlar.
MSG ZARARLI MI ?
Buna okuduktan sonra siz karar verin.
Bu madde Nörotoksin. Sinir hücrelerine zarar veriyor. Merkezi sinir sistemi tahribatı ve
buna bağlı olarak ALZHEİMER, PARKİNSON, HUNTİNGTON hastalıkları, SAR (Epilepsi)
Retinal dejenerasyon (Göz retina tabakası hasarı) Yağ birikimi, doyma mekanizmasında bozukluk, obezite.
Büyüme hormonu baskılanması.
Pankreas hasarı, insülinde artış, ve buna bağlı diyabet.
Böbrek ve karaciğerde ciddi hasarlar.
Bu madde hamilelerde plasenta
bariyerini geçebiliyor, anne karnındaki bebek de aynı tahribatlara maruz kalıyor.
Özellikle çocuklarımızın hatta büyüklerin de çok severek yediği CİPS’lerde çok kullanılmakta.
Hazır köfte harçları, Et suyu tabletleri, Hazır çorbalar, Dondurmalar, renkli yoğurtlar ve benzeri bir çok üründe var.
Şimdi diyeceksiniz ki, Madem bunca zararı var, neden kullanıyorlar?.
Küreselleşen dünyada, ticaret de küreselleşti. Küresel ticaret devleri insaf, merhamet
gibi duygularla asla çalışmaz. Onların amacı çok kar etmek, çok daha büyümektir.
Bu mamuller, albenisi olan renklerde ve janjanlı ambalajlarda sunulur.
Televizyon, gazete ve duvar reklamlarında onlara sıkça rastlarsınız.
Sadece maddesel tadıyla değil, görsel yollar ile de beyinlerimize kazınır adeta.
Basit bir hesap yaparsak, ucuz zannedilen bu ürünleri çok pahalıya tükettiğimizi görürüz.
Mesela Cips. Semt pazarlarında 3 kg . patatesi 1 TL ye alabilirsiniz. Oysa ki 50 gram CİPS 1 liradır.
Yani 1 kg . Cipsi, 20 ytl.den tükettiğimizin farkında bile değiliz.
Olumsuz etkileri de cabası. bu mamulleri üretenler !….
Kendi ürettiklerini asla yemezler, içmezler. Onların gıdaları organik ve doğaldır.
Son zamanlarda organik tarım yapan çok güçlü özel şirketler türedi,
burada itina ile yetiştirilen ürünleri semt pazarlarında göreniniz var mı? Ben henüz rastlamadım.
Gelelim genel sağlık boyutuna;
Son 25 yıla dikkatle göz atacak olursak, çocuk yaşta diyaliz cihazına
bağlı yaşamaya mahkum edilenler, çok küçük yaşta şeker hastalığı ile tanışan çocuklar, obez çocuklar, asabi çocuklar, 9-10 yaşında buluğ çağına girenler, çeşitli nedenlerle engelli
doğanlar ve bu sayının ülke nüfusunun % 12’sine çıkması ve benzerleri. Ve sizlerinde aklınıza gelebilen yeni hastalıklar.
Hastalıkları üretenler, ilaçlarını da ihmal etmediler. Bu da madalyonun diğer karlı yüzüdür. Karbondioksitli meşrubatlardan, sakıncalı hazır gıdalara varana kadar bir çok yerde çeşitli uyarılar yazıldı, çizildi. Durumun ciddiyetini anlayabilenimiz var mı? Bu sorunun cevabı, tüketim miktarıdır.
Şimdiki eğitim sistemimiz endüstri, tarım, genel kültür alanında yetersiz kaldığından,
yeni nesiller tehlikenin farkında değildirler. Emperyalist devletler, egemen olmak istedikleri toplumun eğitimli olmasını istemezler. Onlar için önemli olan kendi halkları ve elde edeceği yeni sömürü kaynaklarıdır.
Her yıl eskiyen, yaşam kaynakları azalan, küresel ısınma ile kuraklık tehlikesi yaklaşan bir dünyada, Küresel güç olan emperyalist devletlerin acımasızlığının arttığı bir dünyada, Dengelerin ve haritaların değiştirilmek istendiği bir dünyada yaşadığımızı asla unutmamalıyız.
Dünyanın en güzel coğrafyasında yaşadığımızı da asla unutmamalıyız.
Gelin bu güzelim yurdumuza hep beraber sahip çıkalım.
YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN !…..
İngilizce bilenler buradaki adreste bulunan MSG hakkındaki yazıyı okuyabilirler.
Rabbim razı olsun Cahide ablacım çok faydalı bi yazı herkesin okuması lazım bu yazıyı biçok kişiye yolladım inş faydalı olacak
Hazır ürünlri alırken hiç bir zaman içinde bulunan maddeleri okumak aklımıza gelmiyor.Halbuki ne kadar çok katkı maddeli gıda maddesi var.Özellikle hazır çorbalarda çin tuzu bol miktarda var.Bence hazır çorba yerine çorbalarımızı kendimiz yapalım.Fazla da bir vaktiniz almaz.
Eğer bilir kişi değilseniz bunlar yazmayiniz. Saydiginiz hastalıklara sebeb olan bileşik nedir MSG de söyleyebilir misiniz?
Gerçekler soyledir.,
MSG, yani mono sodyum glutamat, bir glutamik asit türevidir ve asidite olarak bir tuz olarak geçer. Haberde iddia edilenin aksine, ABD’de ve Avrupa’da da “güvenli” kategorisindeki bir kimyasaldır. ABD’de Yemek ve İlaç Başkanlığı tarafından “genellikle güvenli kabul edilmektedir” sınıfında yer almaktadır. Yani günlük yaşantımızda kullandığımız birçok diğer kimyasaldan farksızdır.
Glutamat, dilimizde olduğu oldukça yeni tespit edilen yeni bir tat olan umami tat reseptörlerini aktive eden bir kimyasaldır. Umami, tıpkı ekşi, tatlı, acı, tuzlu gibi yeni tanımlanmış bir tattır. Balık, midye, terbiyeli etler, mantar, domates, Çin lahanası, ıspanak, yeşil çay, vb. yiyecekleri tükettiğinizde umami tadını alırsınız (bazı diğer tatlarla birlikte). Tanımlaması biraz zor olduğu için burada girmeyeceğiz; ancak glutamatların bu tat ile doğrudan alakası olduğunu söyleyebiliriz.
MSG, esasında yeni bir katkı maddesi değildir ve sofralarda 100 yılı aşkın bir süredir bulunmaktadır. Bu süre zarfında, MSG’nin zararları, faydaları, etkileri, vs. üzerine sayısız araştırma yürütülmüştür. Bu noktada, son derece rahatlıkla söyleyebiliriz ki, MSG yukarıdaki kaynakların iddia ettiği hiçbir hastalık ile doğrudan ilişkili değildir!
allahım neler oluyoda bizim haberimiz yook
peki bu kadar ciddi bir konu olan çin tuzu hakkında sağlık bakanlığı, denetçiler neden birşey yapmıyorlar, içerisinde çin tuzu bulunan ürünlerin üretiminin durdurulması, üretilmiş olanların toplanması konusunda ayrıca basın yolu ile vatandaşın bilinçlendirilmesi için neden kamu spotu adı altında yayınlar yayınlamıyorlar, sizler olmasanız veya tesadüfen bulmasak bazı konuları nasıl haberdar olacağız, herkes bizimle aynı imkanlara sahip değil güzel ülkemde maalesef…
selamün aleyküm evet cahide kardesim ne diyecegimi bilmiyorum eskiden aldiklarimin arkasini okumazdim nede olsa türk müslüman mali diye ama sonradan okuyunca sok oldum her sey de var ben almanlarin marketinden bisküvi v .s ordan aliyorum et mamulleri haric ama cocuklar oakadar cok istiyor sosis salam .elimden kadarayli almiyorum hic almiyorum anne ne olur diyorlar hicmi helal yok birde arkalarina yazmislar helal diye nesi helal kendi cocuklarini veriyorlarmi kazanclari bogazlarindan nasil geciyor ALLAH:im onlari islah etsin elbette katkisiz var ama buralarda almanyada bulmak zor ne yapacagimi bilmiyorum birde evde nasil sosis oluyor bilsem yapacam .da ne hale geldik bir kuru ekmek su yesek icsek daha saglikli olur insan. bunlari görünce, ne bicim dünya ALLAH;im her seyin ucuzuna gidip kar ediyorlar ama insan sagliyiyla oynuyorlar .zaten böyle insanlarda kalp vicdan iman yok: olsa yapmazlar ALLAH korkusu olsa yapmazlar .birde müslümanim diye hey ALLAH,im ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN INSALLAH
http://www.gidaraporu.com/katki-maddesi-tehlike-saciyor_g.htm
Gerçekten sağlığımızla oynuyorlar,hele çocuklarımız vay halimize…
HER ŞEYTAN İNSANA MELEK GİBİ GÖRÜNÜR! ALLAH DİN KİTAP YOLUNDA SANDIĞINIZ LİDERLERİN YAPTIKLARINI YAPMAYA ŞEYTAN BİLE CESARET EDEMEZ! ÇÜNKÜ ŞEYTANDA ALLAH KORKUSU VARDIR BU KORKU SADECE İNSANLAR İÇİN ÖNEMSİZ OLABİLİR BAZI ZAMANLAR VEYA HERZAMAN! ALLAH SİZE AKIL VE FİKİR VERMİŞTİR Kİ DÜŞÜNESİNİZ DİYE! EN BÜYÜK KLAVUZ KURANDIR ŞAŞMAZ! AMA İNSAN ŞAŞAR! GÜNÜMÜZDE BAKIN DA GÖRÜN İNSANLARA OLAN İNANÇ ÖYLE BÜYÜKTÜR Kİ ESAS OLAN ALLAH İNANCI BİLE UNUTULUR! SAĞ DUYULU OLUN İLERİYİ GÖRÜN! BU VATAN TEHLİKEDE! KAFANIZI KALDIRIN BAKIN VE GÖRÜN HARAM YİYENLERİ VATAN SATANLARI SAF TEMİZ VE GARİBAN İNANAN İNSANLARI NASIL KULLANDIKLARINI GÖRÜN!
MSG HAKKINDAKİ YASAL VE GERÇEK OLAN ARAŞTIRMALARI YAZIMDA BELİRTTİM TÜM DETAYLARINA KADAR
KİŞİSEL TAVSİYEM BAŞTA TÜRK MALI OLMAYAN SONRASINDA HAZIR YİYECEKLERDEN UCUZ VE MENŞESİ BELİRSİZ OLAN ÜRÜNLERDEN ASLA EVİNİZE SOKMAYIN VEDE ÜŞENMEYİN ÇALIŞIN HAZIRA TENEZZÜL ETMEYİN..
Nedir Bu Çin Tuzu (MSG) Dedikleri?
Kültürlerarası diyaloglar arttıkça, farklı ülkelerin yemek alışkanlıklarına da daha çok tanıdık olmaya başlıyoruz. İtalyan, Meksikan, Hint yemekleri derken şimdi de uzak doğunun sağlıklı beslenme profiliyle çin yemekleri moda. Çin usulü hazırlanan yemeklerde, tarzının en belirgin özelliğini öne çıkaran çin tuzu (MSG) son yılların sıcak bir tartışma konusu. Sağlığa zararlı olduğu iddia edilen ‘çin tuzu’ dedikleri ve birçok hazır gıda ürünlerinde de kullanılan mono sodyum glutamatın amino asit formu (glutamat); aslında anne sütü, inek sütü, et ve mantar gibi gıdalarda doğal olarak bulunuyor…
Çin tuzu (Mono Sodyum Glutamat)
Geleneksel Asya ve Çin yemeklerinin neredeyse temel bileşeni olan ‘çin tuzu’, bilimsel adıyla mono sodyum glutamat (MSG), dünyada en çok bilinen ve kullanılan bir lezzet artırıcıdır. Glutamik asitin sodyum tuzu olan ve sodyum glutamat olarak da bilinen MSG, birçok gıdada ve insan vücudunda proteinlerin yapı taşı; aminoasit formunda bulunur. Saf haldeyken beyaz kristal toz yapıdadır. Glutamat, anne sütü, inek sütü, peynir ve et gibi proteince zengin gıdalarla mantar ve domates gibi sebzelerde doğal olarak bulunur.
Ticari boyutu
Eskiden deniz yosunundan izole edilerek kullanılan MSG, bugün ticari olarak; nişasta, şeker kamışı, şeker pekmezi ve şeker pancarının fermentasyonundan elde ediliyor. Rakamlar, 2001 yılında MSG’nin 1,5 milyon ton satıldığını gösteriyor. Gıda sektöründe çok geniş bir kullanım alanı olan
MSG en çok;
Konserve ve hazır çorbalarda,
Et ve tavuk suyu tabletlerinde (bulyon),
Donmuş hazır gıdalarda,
Aromalı patates cipslerinde,
Soslarda,
İşlenmiş et ürünlerinde
kullanılıyor.
Olağanüstü bir lezzet gelişimi
Gıda ürünlerine lezzet artırıcı olarak ilave edilen MSG, çok tatlı olmayan bir çeşni ile et suyu gibi bir tat kazandırıyor kullanıldığı ürüne. Kullanıldığı gıdayı lezzet açısından büyük ölçüde zenginleştiren MSG’nin kötü yemek yapanlar için bulunmaz bir nimet olduğu espirisi bile yapılır. MSG’nin en önemli fonksiyonu, tükürük salgısını arttırarak lezzet profilindeki özellikleri ortaya çıkarmasıdır. Özellikle Asya ülkelerinde marketlerde satılan MSG’yi bizim ülkemizde kolayca temin etmek mümkün değil. MSG ancak endüstriyel ölçekte gıda üreten işletmelerin ya da çin lokantalarının temin ettiği bir katkı maddesi çünkü.
Çin tuzunda ne kadar sofra tuzu var?
Bu soru en çok da yüksek tansiyon şikayeti olanları ilgilendiriyor. Çin tuzu MSG, bildiğimiz sofra tuzunun üçte biri oranında sodyum tuzu içeriyor. Yani, aynı miktarda çin tuzu; sofra tuzuna oranla üçte bir oranında daha az tuz etkisi gösterir. Aşırı tuz tüketiminden kaçınanlar için MSG iyi bir alternatif oluyor yemeklerde. Normal tuz yerine çin tuzu kullanarak ideal lezzetin yaratılabileceği ve sodyum tuzu alımının da % 20’den % 40’lara dek azaltılabileceği bildiriliyor.
MSG hakkındaki iddialar
Dönem dönem bazı gıdaların sağlığa zararlı olduğu iddialarıyla sansasyon yaratılması alıştığımız haberler arasına girdi neredeyse. Çin tuzu MSG de sağlığa zararlı olduğu iddiasına maruz bırakılan gıdalardan biri oldu. Birçok hazır gıda maddesine lezzet artırıcı olarak kullanılan MSG; göz retinasına, böbrek ve karaciğere zarar verdiği, diyabet ve obeziteye neden olduğu gibi asılsız iddialara konu olmuştu bir süre önce.
MSG çocuklar için güvenli mi?
Evet. Çocukların da glutamatı büyükler gibi metabolize edebileceğini vurgulayan uzmanlar, anne sütünün inek sütüne oranla 10 kat daha fazla glutamat içerdiğinin de altını çiziyorlar.
Yasal düzenlemeler
Dünya Gıda Kodeks Komisyonu (CAC); lezzet artırıcı MSG’nin, uygun teknolojinin gerektirdiği miktarda kullanılmasına izin vermiştir. Yani kullanım miktarında sınırlama yoktur. Avrupa Birliği’nde de MSG’nin E 621 kodu ile gıdalarda kullanımına izin veriliyor. Türkiye ve ülkemizde üretilen gıdalarda MSG kullanımına, yine miktar sınırlaması olmaksızın yasayla izin verilmiştir.
Üzerinde en çok çalışılan katkı
Bazı kişilerin MSG-çin tuzuna karşı alerjik reaksiyon gösterdiği rapor edilse de, bilimsel araştırmalar; bu ürünün sağlığa zararlı etkileri olduğu bulgusuna henüz rastlamadı. Uzmanlar, çin tuzuna karşı alerjiniz olup olmadığınızı ise doktorunuza ya da diyetisyeninize başvurarak öğrenmenizi öneriyor. MSG, bugüne dek üzerinde en çok çalışılan gıda katkı maddesi. Yapılan yüzlerce bilimsel çalışmanın vardığı ortak sonuç, çin tuzu olarak da bilinen MSG’nin güvenli ve kullanışlı bir lezzet geliştirici olduğudur.
subhanallah…napıcaz biz şimdi…
Selamünaleyküm!Yaa inanamıyorum,hele ki ben bir bisküvi hastası olarak.. 🙁
Şimdi koşup gittim mutfağa tavuk harcının arkasına baktım E621 yazıyor,üzüldüm..
Demek ondan dışarıda yediğimiz gibi olmuyor evdekiler..Bunlar; teşbihte hata olmaz “yecüc ve mecüc!!”..çil yavrusu gibi dağılıp,her türlü rezilliği yayıyorlar..Alah hepimize yardım etsin..
bu bilgi ve uyarı için teşekkür ederim
yediğimiz kuru yemişlerde de rahatlıkla kullanılıyor arkadaşlar, örn. ayçekirdeği…. kullanılmayan pek bişi yok gibi neredeyse…
önemlisi 3 yaşından küçük çocuklarda fazla kullanıldığında beyin hücrelerine zarar veriyor…
dikkatli olmalıyız..
ufff yazi hayatimi kaydirdi resmen:(( bir iki ay once burdaki bir gida muhendisi bana Mono Sodyum Glutamat’in cok zararli oldugunu soylemisti, ben de “amaaan S.A. her sey zararli, helal mi degil mi sen onu soyle” demistim, ve dikkat etmemeye devam etmistim! fetva makami degilim ama “bu derece” zararliysa, dikkat etmek gerek tabi..
uffff, disarda yemeyi ve dahi abur cuburu hele ki cipsi cooooooook seven biri olarak yikim oldu bu yazi benim icin!!! linkte diger isimleri de yazilmis zaten, heeer seyde var bunlar.
LAMA canim da “icindekiler kisminda yazilanlar 5 adetten fazlaysa o ‘yiyecek’ degildir demisti”.
yakin yetisen sebezelerde (patates, cilek) bilmem ne ilaci oluyormus, organik almak gerekiyormus. tavuklara bilmem ne yediriyorlarmis o yuzden organik (ya da vejeteryan beslendi damgali) yumurta almak gerekiyormus. E organik gidalar cok pahali, napicaz simdi:((( moralim bozuldu valla!
Dışardan mümkün olduğu kadar az şey alıp yiyeceğiz. mümkün olduğu kadar gıdaları evimizde hazırlayacağız. Cahide ve jibek’in tariflerini takip edip uygulayacağız 🙂
Evet benim gibi:))
canım cok guzel bır yaraya parmak basmıssın.bu maddeler hatta ve hattaaaa bagımlılık yapıyor:(
cocujklar ve buyukler bır yedımı doymuyor sankı bagımlısı oluyor:(
emegıne saglık canım..
Bismillah
Aman YARABBİ aman YARABBİ
Rabbim, kendini imtiyaz sahibi, kainatın efendisi gibi görüp, maddi manevi hanemize zarar veren insan musveddelerini her konuda kahrı perişan eyle. Onlar ki, her şeyin en iyisine kendileri LAYIKMIŞ gibi sülalece hayat sürüp, yetmezmiş gibi hümanist geçinirler. Ah ah zamane gencine, kızım bunlar zararlımış çocuklara yedirme desen oooo ? Külli şeye KADİRİ Zülcelal yine sana sığındık bizlere yardım edip, akibetimizi hayreyle. Amin.
Amiiin ablacım amin…
Bismillah
Sevgili Kardeşim, tebbesümüne vesile olduysa sevinirim.
Bazen ismimi, yazmayı unuttuğumu tuşa bastıktan sonra görüyorum. Tabi ki yazı gitmiş oluyor, yoksa bu aciz, sinsiligi hiiiç sevmez. Dobra bir ayalımdır, bak yoruma gülme resmi koymayıda ögrenmiştim unutmuşum. Olsun ALLAHIM güldürsün hepimizi inşaAllah. Amin.
Sen yazmasanda ben seni yorumundan tanıyorum ablacım. Sinsilik ne demek estağfirullah. Senin yerine ben gülücük atayım bari 🙂
Çok faydalı bir paylaşım olmuş,bu gıdaları tüketenler adına üzüldüm,elhamdulillah biz bu ürünleri neredeyse hiç tüketmiyoruz,
bu halkın sağlığına ne zaman önem verilecek,bunlara etkili yasaklar ve denetim ne zaman gelecek?
insan hayatının çok ucuz olduğu bir ülkede yaşıyoruz ne yazık ki 🙁
Rabbim encamımızı hayreylesin(amin).
Canım Cahidem çorbaya bir tutamda tuz ben atayım istedim ama benimkisi sağlıklı tuz 🙂
En güvenilir zannettiğimiz markaların bile, özellikle hazır çorbalarının, etsuyu tavuksuyu bulyonlarının içindekiler kısmında MSG yazısını mutlaka görüceksiniz.
Eğer incelediğiniz ambalajlarda MSG-Çin Tuzu gibi ibareler yok ise, aynı anlama gelen, Vetsin veya E621 ibaresine dikkat edin.
Beyni etkileyen, alerji ve astımı tetikleyen bu aroma arttırıcı katkı maddesinin kullanıldığı cips ve aburcuburları çocuklardan uzak tutmak gerekir.
Yemeklerin lezzetini arttırdığı için, sadece çin restoranlarında değil, diğer RESTORANLARIN da MSG kullandığını vurgulamak gerekir ki, zaten MSG semptomlarının ismi de “çin restoranı sendromu”dur.
Özellikle yurt dışında yaşayanlar, ürün ambalajının ön yüzüne dikkat çekecek biçimde NO ADDED MSG veya NO MSG ibaresinin belirtildiğini görüceklerdir. İnşaAllah Türkiyede de en kısa zamanda bu uygulama geçerli olur.
Bence ülkemizde,Ev yapımı sağlıklı gıdalara teşvik ve kolaylık sağlanmalı.Tüm marketlerde Ekolojik ve ev ürünleri reyonları olmalı halkın alabileceği makul fiyatlarla satılmalı.
Hayırlı bereketli keyifli hafta sonları tüm dostlara.
S.A muhteşem bir konuya değinmişsiniz.Bende hamile arkadaşlarıma dışarda yemek yememelerini şiddetle tavsiye ediyorum. Çok rahat yemek bulabileceği halde beslenme kültürünü okul yıllarında bırakmadım, hala evden yemek taşıyorum.Dışarda hem zehirlenmek hem de zarara uğramak istemiyorum. Emin olduğum yerler dışında yemek yemek huyumu tamamen kaldırdım. Özellikle fast foodun hiç birine güvenmiyorum. Yazı için tekrar teşekkürler.