Hergün çok değerli mailleriniz ulaşıyor bana. Dertlerinize çare bulamıyor, sorularınızın hepsine cevap vermeye muktedir olamıyorum malesef. Aciz olduğumu böylece daha çok anlıyorum.
Fakat bazen öyle mailler geliyor ki, beynimde düşünce depremlerine yol açıyor.Geçenlerde genç bir kız kardeşimizden aldığım mailde kısaca şunlar yazıyordu:
“Ben bugün bir süredir aklımda olan bir şeyi gerçekleştirip kapanmış bulunmaktayım. Amma velakin herkesin ilk sözü: ”Neden!”. Benim içim rahat, kendime net cümlelerle ifade edemesem de bu ”Neden?” sorusunun cevabını verebiliyorum. Sizden rica ettiğimse beni ve bu konuda merak içinde olan herkesi aydınlatmanız… “
Kendince tatmin edici cevaplar bulmuş, fakat yeterli gelmemişti… Benim için ufuk açıcı bir mail oldu bu…
****************************
NEDEN ?
Bir çoğunu entellektüel yapan ilimleri bilmem ben. Hatta islami entellektüelde değilim.Ağızları açıkta bırakacak ılımlı islam(!) projelerim yok, yıllarca tartışılacak teorilerim olmadı hiç, anlamak için beş dakika düşünmeniz gereken girift cümlelerimde yok benim…
Çok şey bilmiyorum ben.Oryantalizmden, modern islam denen şeyden anlamam…
Mirastan neden erkeğe 2, kadına 1 pay verilir,malın niye kırkda biri zekata ayrılmalıdır,kurbanda neden tavuk değilde koç veya inek kesilir,sırat köprüsü gerçekten var mıdır? Huriler şeffaf varlıklar mıdır? hiç merak etmedim, hiç sorgulama gereği duymadım.
Efendimiz (s.a.v) bir hadislerinde:
“Ben size bir şey demedikçe siz de beni bırakınız. Zira sizden öncekileri, suallerinin çokluğu ve peygamberleri karşısında ihtilafları helâk etmiştir. Öyle ise ben, sizi bir şeyden nehiy mi ettim (niçin ve neden diye sormaya kalkmadan) ondan kaçının. Bir şey emrettiğimde de onu elinizden geldiğince yapmaya çalışın”
Başka bir hadiste ise,
“”…Sizden önceki ümmetler, kesret-i sualle (gereksiz yere çok soru sormakla) helâk oldular.” buyurmuşlardır.
Dedim ya çok şey bilmiyorum ben. Bildiğim bir şey varsa eğer, o da: “Kul olduğumdur”
Tek bunu bilir ve bu kulluk halini geliştirmek isterim. “Neden örtünüyorsun, neden namaz kılıyorsun, neden erkeklerle tokalaşmıyorsun?” diye sorsalar, verecek tek cevabım var. “Kul olduğum için”. “Allah veya Rasulü öyle istediği için.” Yok ki daha ötesi…
Evet kulum ben,ne yeri delebilir, ne göğe erebilirim. Bana verilen rolün dışına çıkamam. Beni bir hiç iken, atılmış bir damla sudan inşa edip, ruhundan üfleyen bir Rab varken Allah’lık taslayamam ben. Haddimi bilirim, bilmemde lazım. Sahibime boyun eğerim, eğmem de lazım. Beni yaratan, benim her zerremi benden iyi bilip dururken, hayat programımı en uygun şekilde belirlemişken, başkaları necim olur?
Rabbime boyun eğişim, küçültmez beni. Hatta meleklerden bile üstün olurum.Yücelten yüceltmiş beni. Melekleri insana secde ettirmiş. Şeytan sormuş “NEDEN ?” diye.
Ben “Neden” diye soramam. Korkarım şeytanlaşmaktan. “İşittim itaat ettim” derim. “O’nun vardır bir bildiği” der, emre taât gösteririm. Aldığım her bir nefesi nimet bilir şükrederim. Başıma bir keder gelse, “imtihan” der sabrederim. Ama şeytan gibi sormam,üstelemem “Neden?” diye…
“Ey iman edenler! Netice itibarıyla açıklandığı takdirde hoşunuza gitmeyecek şeyleri sormayın!” (Mâide sûresi, 5/101)
Eğer Musa (a.s), “Rabbin bir inek kesmeni istiyor” diye sana deseydi, sen dermiydin “Neden? “diye. Rengini, yaşını, nasıllığını sorar mıydın? Yoksa hiç sualsiz emri yerine getirir miydin? Asasıyla denizi yarıp geç dediğinde, sorar mıydın “Neden?” diye. “Ya boğulursam, dalgalar alırsa ya beni” der miydin?
Boynuna bıçak dayansa, “Allah için kurban ol!” dense,İsmail’ce “Rabbim istiyorsa peki” dermiydin? “Neden” diye sormadan bıçağın altına yatabilir miydin sen?
Efendimiz’e peygamberlik geldiği zaman da yaşasaydın.Müşrikler veya münafıkların dediği gibi “Neden fakir, yetim ve ümmi birine peygamberlik geldi, niye zengin birine değil?” diye münafıkça sorular sorar mıydın?Miraca çıktığını öğrenince Ebu Bekir gibi sorgulamadan “o demişse doğrudur” diyebilir miydin?
Bugün başörtüsü ayeti inseydi eğer ve sen başörtmek nedir hiç bilmeseydin. “Neden” der miydin yine, peşpeşe ama’ları sıralar mıydın? Yoksa Medineli kadınlar gibi bulduğun herhangi bir bez parçasını hemen başına örter miydin?
Boynuna bıçak dayanmadı hiç, “Kurban ol” denmedi sana. Ömrünce hiç görmediğin, duymadığın emirlere muhatap olmadın. Aklının alamayacağı olaylara ilk senin inanman istenmedi. Ataların, ninelerinde bilmez değildi bu dini. Senden önce niceleri kurban oldu, can verdi, hiç “Neden” diye sormadılar, “Ama” demediler, yoktu bahaneleri!
Sen gözünü açtın, secde edenleri gördün, hayasından ağzını bile açmaya utanan ninelerini gördün. Ömrü boyu eli yabancı eline değmeyen elleri, yaban gözlere bakmayan gözleri gördün. Ve sen hâlâ soruyorsun “Neden” diye.
Anla artık nedeni yok! Müslümansın Allah’tan kork!
İçini rahatlatacak fetvalar arama boşuna. Açık kapıları yoklayıp durma. Yaradanın emretmişse soramazsın “Neden” diye! Rasulün böyle buyurmuş, aması yok, nasılı yok… yok nedeni!
Emirlere itaatsiz oluşuna, ne çalışman, ne okuman, ne zorlanman ne de incitici sözlere ve bakışlara muhatap olman bir sebep olamaz. Ya müslümansın, ya değil, ya o taraftansın yada bu taraftan. Ortası yok!
Boşver nedenleri,niçinleri anlatan yığınla kitabı!
Şüphesi olmayana ispat gerekmez!
Seni yaratırken Rabbin, hayatı kullanma kılavuzunu vermiş eline.
Ya istifa edeceksin kulluktan, ya da sormayacaksın “NEDEN ?” diye…!
Cahide Sultan
Öncelikle kapanmak yerine örtünmek desek daha uygun olmaz mı?
İslam’ın gereklerini yeni yeni yerine getirmeye çalışan insanlar, birşeyleri sorgulayarak bu noktaya ulaşıyorlar, tabi önce Allah ın hidayet vermesiyle ulaşıyorlar ancak bu sorular da vesile oluyor.
Taklidi iman ve tahkiki iman konularını bir incelemek gerekir diye düşünüyorum.
Dinimizde elbette şüphesiz iman etmek şartı vardır.
Ancak tahkikin gerekli olduğu yerler de vardır..Bilmeyenleri doğru yönlendirebilmek,, bu konuda bize gelen sorulara sorualra doğru cevaplar verebilmek için bizim de tahkik etmemiz gerkmez mi??
Oruç neden tutulur ? Namaz neden kılınır ? vs vs vs …Elbette bunlara şüphesiz iman ederiz. Ancak bütün bunların nedenleri de vardır.Gerek Kuran-ı Kerim’de gerekse hadislerde bulabiliriz cevaplarını.
Araştırdıkça, sorularımıza cevaplar buldukça imanımız taklidi olmaktan çıkıp tahkiki iman derecesine ulaşır inşaAllah.Bu soruların aklımıza gelmesi, “sorgulamak ve şüpheyle yaklaşmak” anlamına gelmemeli.
çok şükür bende sorgulamam çoğu zaman çünkü soru yeni bir soruyu getiriyor peşinden imanımızı tehlikeye sokabilir diye düşünüyorum ama çevrede bu tür sorular soran o kadar çoğaldı ki neymiş mantığına yatması lazımmış falan… Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi vessellemin hadisi ışık olur inşallah örnekler de çok güzel cahide ablacığım.. ellerinize sağlık…
merhaba cahide hanım.İçim sızlıyor,haykırmak istiyorum,nedeni katl edilen masum insanlar, işkence gören siviller.SİZLE konuşmak istedim,neden bir şey yapamıyoruz.Bu katliama neden seyirci kalıyoruz.
s.a cahide hanım yazınızı okudukça duygularım yüreğime sığmadı….yine muhteşem….çogaltıp arkadaşlara dağıtacağım inşaALLAH izninle…iyi ki sizi tanımışım….sevgiler
Allah razı olsun Nuran hanım…
allah razı olsun sizden.”neden”çok güzel olmuş.sitenizi takip etmeye çalışıyorum.benim 2 kız evladım var.biri neden demedi.diğeri 16 yaşında olan ise neden demiyor ama “şimdi hazır değilim “diyor.bu durumda ben sanırım cevapları veremez haline geldim.lütfen bana yardım edermisiniz.bir yerlerde hata yaptım ama nerde bilmiyorum.ama inanıyorumki,bu imtihan verilecek.sınav için bir yardım lütfen.selametle kalın.
Ferhan Bey belliki kızınız çalkantılı bir dönemden geçiyor. Ergenlik çağı çok zor bir dönem. Bu dönemde çocuğun üzerine fazla gitmeyin derim.Baskı ve ısrarcı tutumlar aksi tesir yapabilir. Bu yaşlarda çocuk arkadaşlarının, çevrenin etkisinde çok kalıyor ve anne babayı fazla önemsemiyor. Siz sevgi ve şefkati elden bırakmayın.Bu dönemler geçince eminim daha iyi olacaktır. Siz gereken eğitimi verdiğiniz, üzerinize düşeni yaptığınız halde evladınız asi davranıyorsa biliniz ki bu da bir imtihandır. Fakat evlatlarımız ölene kadar bize emanettir ve asla vazgeçmek, pes etmek yok.
Allah yar ve yardımcınız olsun…
Ama sorgulamak da güzle bir şey.
Rabbim her emre sorgusuz itaat eden meleklerden farklı olarak insanı yaratmıştır. İnsan hamuruna üflenen özellikler sayesinde emirlere “işittim, itaat ettim.” diye karşılık verdikten sonra “bu emirdeki hikmetler nelerdir?” diye sorgulamaya başlar. İnsanı meleklerden üstün kılan iki şeyden biri işte bu sorgulayıcı yanıdır. Soru yoksa tefekkür, tefekkür yoksa ilim olmaz. Allah katında mertebesi şehitlerden üstün olan alimler talebeliklerinde hocalarını sorularıyla neredeyse bunaltmışlardı. Lütfen nedenlerini ve hikmetlerini araştıran insanların önünü bu şekilde kesmeyin.
Sorgulamayan, her emre sorgusuz, tahkiksiz uyan müslümanlar bize değil ancak menfaat örgütlerine “canlı bomba – müslüman terörist” olarak işe yararlar.
«Şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, akl-ı selîm sâhipleri için (Allâh’ın birliğini gösteren) kesin deliller vardır.
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her an) Allâh’ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin tefekkür ederler ve:
Rabbimiz! Sen bunları boşuna yaratmadın. Sen’i tesbîh ederiz; bizi cehennem azâbından koru! (derler).» (Âl-i İmrân, 190-191)
Kevin@ Anlıyorum ki, yazının özünü kaçırmışsınız. Ben canlı bomba olmaktan değil, kul olmaktan bahsediyorum ki, kulluk sadece Allah’a yapılır. konuyu alakasız bir merciye taşımayın lütfen.Kaldı ki, ben bahsettiğiniz şeye katiyyen karşıyım.
Sorgulamak ve tefekkür etmek birbirlerinden farklı konulardır. Neden diye sormamamız gereken şeyler, Allah’ın kesin emrettiği şeylerdir.Bu meleksi yanımızdır.
Tefekkür ise, meleklerde olmayan,insana has kılınan bir özelliktir ki, onunla yaratılış gayemizi, ölümü, nerden gelip nereye gittiğimizi düşünür, kulluk vazifemizi yaparız.
Tefekkür, kendi yokluğunu ve her yerde ilâhi saltanatı görerek o azametin sonsuzluğunu ve hikmetini düşünmektir.
Kulların koyduğu kurallar, emirler elbette sorgulanır,tartışılır. Fakat ilahi emirler sorgulanamaz.
Yaratılmış şeyler üzerinde tefekkür etmek, (Ayın, yıldızların hareketleri,mevsimlerin dönüşü gibi) hikmet arayışlarında bulunmak zaten mümin olanların özellik ve mes’uliyetlerindendir…
Ruh güzelliği ancak bu kadar güzel yansıtılır. her yazında olduğu gibi birçok kişinin hemfikir olupta, doğru cümleleri doğru yerlere koymayı beceremediğimiz ama yüreklerimizdekileri seslendirdiğin yazının her harfine Rabbim ecrini bol versin inşaAllah.
8 yaşındaki yeğenimin NEDEN? sorusuna verdiği cevap beni çok etkilemişti.
Komşumuzun “bu yaştaki yavrucaka başörtü takılırmı hem ona farz değil ki, neden takıyor? siz mi zorluyorsunuz?” sorusuna, çekingen yeğenimin kendi verdiği cevap bizi çok şaşırtmış ve düşündürmüştü.
Yeğenim: Sen büyüksün sana farz, sen neden takmıyorsun? deyince komşumuzda söyleyende değil söyletena bak demişti.
Kızlarına namaz kıl diyen ama başlarını örtmelerine (kariyer evililk gibi konularda engel olacağı korkusuyla) asla müsade etmeyen aileler ne yazık ki azınlıkta değiller. Rabbim hepimizi, hakkıyla kulluk talepkârları eylesin.amin.
🙂 Sevgili Cahide kardeşim.. Allah üzerindeki rahmetini ve bereketini arttırsın..ne denebilir ki yazıyla ilgili..kelimelere “anlam”ları yükleyen Allaha hamdolsun.. 🙂
seni Allah için seviyorum inşallah..:)
not: blogspot.un kumanda paneline ulaşamıyorum kaç saattir.ayarları değiştirdim ama ,ayar mayar dayanmıyor,bir garip oldu..,yorum ve tavsiyelerin için buradan olsun teşekkür ederim:)
offf ya Allah razı olsun.
çoookk beğendim
Şöyle bir durdum, 5 dk kendime gelemedim, tekrar okudum ve tekrar okudum.. Yok yok bu aralar sen beni epey saalıyorsun cahide ablacığım. Keşke senden dah fazla şeyler istifade edebilsem.. Allah senden razı olsun.Çok güzel anlatmışsın. Kalp ile gönül le bağlanınca neden sormak bile gelmezki insanın aklına. Rabbim gönülden bağlananlara bir çok cevabı kalp gözüyle veriyor zaten.. Tercümanımız var, lügatımız var elhamdülillah. Başka neye gerek var..
SA Cahide Abla’cim, gecen hafta hem Badem hem de ben cok hastaydik, yine uzak kaldim sitenden.
Yazin, belli bir iman seviyesine ulasmis kimseler icin boyle bir sarsma niteliginde cok sahane olmus. kalpleri gozlerine inen kimseler icin guzele vesile olur ins.
Ote yandan, gunumuzde imansizlik fitnesi ateslenmis durumda ve bir cok kisinin aklina bu sorular dusuruluyor, bazilari imanlariyla bu sorularin ustesinden gelebilse de kafasi karisan azimsanmayacak bir topluluk da olusuyor. iste bu kafasi karisan kisileri tatmin edip seytanla olan savaslarinda yardimci olmak icin alimlerin yazdigi kitaplarin okunmasini siddetle tavsiye ediyorum. Sonucta dinimiz salt akla yonelik olmasa da (her sey akilla aciklanamaz), tabi ki yaptiklarimizi “isittik iman ettik” diye yapsak da (ki kendimi bu kategoriye koyamiyorum) akla da yatkin bir din. ortaokul yillarinda baslayan “neden” sorularima cevap bulamamis olsaydim seytanla daha yakin iliskiler icinde olabilirdim simdi.. bocalayan kisilere elimizden geldigince yardimci olmak taraftariyim.
bir de sanirim zaten bu tur sorularin ahirzamanda coklasacagini Peygamber Efendimiz soyluyor (Hadisi ararsam ve ulursam yazarim ins)
gecen hafta hiiic calisamadim, ders arasi sitene girmistim, doneyim:((( AEO
Sevgili BTS, öncelikle çok geçmiş olsun. Rabbimiz tezden eşinede sanada şifalar versin dilerim.
Canım benim, bilakis iman-ı kâmil olan insanlar için şu yazının zerresine gerek yok. Onlar zaten nedensiz tam bir teslimiyetle iman etmişlerdir. Böyle bir yazı ancak imanı bazı noktalarda sorgulayan insanlar içindir. Zaman zaman acziyetimizden dolayı ortaya çıkan “neden”ler bizim hâlâ iman konusunda kat etmemiz gereken mesafeler oduğunu gösterir.
Zor zamandayız evet. Desteklenmeye çok ihtiyacımız var. Rabbim cümlemizin yardımcısı olsun, “neden”leri olmayan bir iman nasip etsin.
yazılarınızı çok beğenerek okuyorum fakat bu yazınızda kafama takılan şeyler oldu. müsadenizle paylaşmak isterim.
soru sorup cevabını vermek insan beyninin en tabi fonksiyonudur. iman kalpte başlayıp kalpte biten bir şeyse de, aradaki süreçte akla(ki Rabbimizin yalnızca insana ihsan buyurduğu sorgulama yeteneğinin menşeidir) da uğrar ve ister istemez bu sorular gelişir: neden, nasıl vs.. hz ibrahim de imanı tam olduğu halde yeniden dirilişle ilgili sorular sormamış mıydı? Rabbimiz onu kınamamış ve cevaplarını alenen göstererek onun “mutmain olma” arzusunu mazur görmüştü.. soru soran aklın bu derece kınanmasını anlayamadım nacizane..örneğin bu tesettüre girme örneği üzerinden konuşacak olursak; sadece nenesinin tesettürünü görüp nedenini sorgulamadan kapanan kişidense, kapandıktan sonra bir de üstüne sorgulayıp üzerinde tefekkür edip mutmain olan kişi daha muttaki olmaz mı?
ayrıca, sorgulamayan bir beyin pek de kullanışlı olmayacaktır. çünkü sadece doğruları değil, yanlışı da sorgulayamaz. o zaman hiç kınamayalım yanlışların ortasında doğup büyüyüp sorgulamadan o yaşantıyı devam ettirenleri… örneğin şeyhinin eteğine tutunup cennete uçacağı fehmiyle rabıtasını ibadet edinmiş birini düşünelim. muhtemelen dedesini de bu hal üzre gördü, sorgulamayan “kamil iman üzre”… bu kişinin hakikatı anlaması için perdeleri kaldırabilecek tek kuvveti sorgulama yeteneği değil midir?
Allah razı olsun cahide hanım,üzerine kelime, cümle söylemeye gerek yok.Anlamak isteyen için gayet yeterli.İzninizle face de de paylaşacağım.
NEDEN? diye sorduğumuzda aldığımız sıcacık ve samimi bir cevap vardır aslında taa yüreğimizden,ruhumuzdan ve yaradılışımızdan gelen.”Çünkü müslümansın”.Aslında ne kadar büyük bir nimet müslüman olarak doğup inancınla yaşayabilmek.Çok şükür Rabbimize.selamünaleyküm deyince aleykümselam diye karşılığını alabildiğimiz bir ülkede dünyaya geldiğimiz ve inancımızı sürdürebildiğimiz için çok şükür.Bence biz NEDEN diye soranlara sormalıyız.NEDEN hala namaza başlamadın? Neden bu kadar az şükür ediyorsun? NEDEN seni yaradanı gücendirecek düzende yaşamaya devam ediyorsun ve NEDEN sorguluyorsun herşeyi? İçine dön v
e dinle cevapların en güzeli sana yüreğinden gelecek.””çünkü sen Müslümasın…””
sitenizle 3 gün önce tanıştım.rabbaim yolunuzu açık etsin.bugünkü yazınızı çok beğendim
Bir öğretmenim “Eski insanlar emirlere SORGUSUZ itaat ettikleri için bizden üstünlerdi. Biz şimdi her şeye neden-niçin-hikmeti ne ki diye sorup durduğumuzdan, onların yüksek mertebelerine eremiyoruz” demişti. Haklıydı kadıncağız.
çok güzel yazmışsın cahide kardeşim gönlüne sağlık.neden yaratıldığımızı ne için yaşadığımızı tam kavrayabilsek zaten neden sorusu aklımıza bile gelmez…ben hep diyorum ki bana neden diyenlere ”Allahı seviyorum gazabından ve onu üzmekten korkuyorum ona ve bana verdiği sayısız ve sonsuz nimetlere layık olmaya çalışıyorum.peki ben size soruyorum şimdi:-siz Allahın huzuruna vardığınızda size NEDEN ?diye sorulduğunda ne cevap vermeyi düşünüyorsunuz cevabınız hazır mı? sanırım şimdiden hazırlamışsınızdır cevabınızı …(tık yok….)
bu yüzden hiiiççç kimseyi ilgilendirmez eninde sonunda ölüm herkese hak olacak kurtuluş yok…buradaki oyun bitecek … herkes kendi çukurunu doldurup kendi defteri ile huzura varacak.milletin ne diyeceğini düşüneceğimize önce egoist olup kendimizi düşünmeliyiz…kendimizi çoluğumuzu çocuğumuzu….öte tarafta millet birbirini zaten kıyasıya suçluyacak saptıran şeytan siz zaten dünden hazırdınız ben mi yapın dedim diyecek… sonra hepsi tepetaklak doğru gayya kuyusuna…(kuranı kerimde açıkça anlatılıyor)Rabbime sonsuz hamdü senalar olsun yarattığı kainatın her zerresi kadar elimizden geldiğince çabalıyoruz kul olmaya gerisi sonsuz rahmetine fazl-ü keremine kalmış…
Selamlar ablacım ağzına sağlık,bende bu günlerde oğlumla bu tür sorunları yaşıyorum bir çok şeyi sorguluyor bende diyorumki bu kadar nedenlere takılma senin mesuliyetin neyse onunla meşgul ol sen namazını kıl cuma namazına git emirleri sorgulama bize düşen emre itaat etmek.
İnşaAllah Rabbim kalbimize vesvese gelmeden emirlere itaat etmeyi bize nasip etsin Amin
Selamunaleyküm.Allah razı olsun.Yazınız çok değerli düşünceler barındırıyor.Bu kadar güzel anlatılır kul olmak.Neden sorusunu soranlara da kul olduğunu hatırlatır inşallah…Sorular bulacağız diye sarfettiğimiz zamanımızı,enerjimizi vs.,kulluk ödevlerimize çalışmalıyız.Selamünaleykum.
Bismillah
Noktasından, virgülüne katıldığım bir yazı olmuş. Rabbim ecrini kat kat versin. Emeklerini zayi etmesin İnşaAllah.Amin. Aslında NEDENİ, irdelemeye HAYA bir yana, zamanımız bile yok. Öyle ya çevremizden genç genç, dünyadan ayrılanlar, bizim yerimize gitmedi. Daha evvel akşam Ülkemizde EKOLOJİK yaşamda öncülük eden, Beyefendi kardeşimizin (40 yaşında) vefat haberini duyunca (ALLAH rahmet eylesin.) NEEE diye bağrışımdan yanımdakiler korktu. Mallesef dünya böyle bir yer, kendini seven sonsuza yatırım yapmalı, başka söze gerek yooook. Rabbim bize HAMİLİK VELİLİK ET.
Bir sözle , bir gereksiz halle , bizleri kaybedenlerden eyleme. Amin.
cahide ablacım bu güzel yazınla bana aydınlık oldun
çok teşekkür ederim .
Rabbim izin verirse inş. bende haziranda işten çıkacağım ve bende kapanacağım .
Bende ilk korkum etrafımdakilerin neden sorusu idi .
Yazın için teşekkür ederim şuan bu korkum az da olsa gitti.
Rabbim izin verirse inş. bende kapanacağım ve bunu sadece kul olduğum için yapacağım ..
Allaha emanet olasın sevgiyle kal
birdemliksohbet.com sevil