ESSELÂMÜ ALEYKÜM
Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: “Evlenen, îmanın yarısını tamamlamış olur, kalan yarısı hakkında ise Allahtan korksun!” (Taberâni)
“Dünya bir metadır Onun en iyi metaı ise, saliha bir kadındır” (Müslim)
♥ ♥ ♥
Geçen hafta çok uzaklardan gelipte evimizi şereflendiren yeni nişanlı çiftimize, Cenâb-ı Hak’tan iki cihan saâdetini kazanmaya vesile olucak hayırlı, huzurlu bir yuva ve mutluluklar diliyorum. Onlar için hazırladığım süprizin bozulmaması için, mutfakta gizli saklı aceleyle hazırladığım pastanın pandispanyasını pişirirken, panikle defalarca fırının kapağını açtığımdan pandispanyam herzamanki süngerimsi hafif kıvamında olmasada davetlilerden tam not alması cesaretiyle paylaşıyorum 🙂 Tarif sevgili Emine Beder’in kitabından, fakat ben evdeki malzemelere göre ufak değişiklikler yaptım.
Dostlarım yeri gelmişken, kafama takılan bir konuyu sizlere danışmak istiyorum. Bu pastanın malzemelerinde olduğu gibi, buradaki çeşitli Türk markaların ürünlerinin üzerinde “Helal” damgası var. Acaba içerikleri Türkiyedekilerle aynı mı? aynıysa neden “helal” ibaresini sadece yurtsışındaki ürünlerinde uyguluyorlar? Türkiye’deki “Helal” sertifikası kullanmama prosedürü nedir? Ayrıca içerik aynıysa sizlerin TR’de, şüpheli olduğunu düşündüğünüz için kullanamadığınız ürünleri, biz burada “helal” sertifikasına güvenerek gönül rahatlığıyla kullanıyorsak sizlerde kullanabilmelisiniz, ama önce bu konuyu ciddi araştırmış bir arkadaş yada yetkilinin, tüm bu soru işaretlerini giderecek cevabını merak ediyorum.
MALZEMELER
Pandispanyası için:
- 22 cm.lik kelepçeli kalıp
- 5 yumurta
- 6 kahve fincanı un
- 3 kahve fincanı şeker
- 1 tatlı kaşığı kabartma tozu
- 1 çay bardağı limonlu su
Pandispanyayı ıslatmak için:
- 1,5 su bardağı portakal suyu, (cranberry veya nar suyuda olur)
Kreması için:
- 1 yumurta
- 3 su bardağı süt
- 1 su bardağı şeker
- 3 yemek kaşığı un
- 1 yemek kaşığı nişasta
- 80 gr. bitter çikolata veya 3 yemek kaşığı dolusu kakao
- 1 tatlı kaşığı vanilya
- 1 tatlı kaşığı tereyağ
Süslemek için:
- 2 Paket krem şanti
- Tercih ettiğiniz renklerde gıda boyası
- Dövülmüş ceviz
Hazırlanışı:
- Şeker ve yumurtayı elektrikli mikser ile köpükleşene kadar çırpın.
- Diğer pandispanya malzemelerinide ilave ederek düşük ayarda çırpın.
- Kalıbınız yağlayın, unu çay süzgeci ile serpin, hamuru kalıba koyun.
- 350F-175C de ısıtılmış fırında, altın rengini alana kadar pişirin. (yarım saat fırın kapağını açmayın).
- Pandispanya pişerken kremasını hazırlamk için, tencereye yumurtayı kırıp çırpın.
- Sütü ilave edip birkaç sn.çırptıktan sonra, vanilya ve çikolata hariç diğer mazlemeleri ilave edin (çikolata yerine kakao kullanıyorsanız onuda bu aşamada ilave edin.)
- Orta ısılı ocakta karıştırarak, göz göz olup koyu muhallebi kıvamına gelene kadar pişirin.
- Ocaktan aldığınız kremaya çikolatayı ve vanilyayı ilave ederek çikolata eriyinceye kadar karıştırın.
- Fırından çıkmış ve soğumuş pandispanyayı 3 eşit katlara kesin.
- Meyve suyundan kaşıkla alarak 1.katı ıslatın ve ılınmış kremanın yarısını sürün.
- 2. kat pandispanyayı kremanın üzerine kapatın ve meyve suyu ile ıslattıktan sonra, kalan kremayı sürün.
- 3. kat pandispanyayıda en üste kapatın.
- Krem şantiyi üzerinde yazdığı süt oranı ile hazırlayın yarım saat buzdolabında bekletin.(1/4 nü renkli süsleme için ayırın)
- Pastanızın yanlarından başlayarak bütün pastayı krem şanti ile sıvayın.
- Dövülmüş cevizi avucunuza alın, pastanın yanlarına hafifçe bastırarak yapıştırın.
- Güller için: Krema sıkma torbasının metal ucunun ince tarafına gelecek şekilde, torbanın içine uçtan yukarıya doğru (tek çizgi halinde) kırmızı gıda boyasını ince bir fırça yardımıyla sürün.
- Ayırdığınız krem şantinin yarısını torbaya koyun, damla şeklindeki ucun dar kısmı yukarıya, geniş kısmı pastaya değecek şekilde çember şekli sıkarak gülün ortasını yapın.
- Elde ettiğiniz orta kısmın etrafına, uzunlu kısalı şeritler sıkarak istediğiniz büyüklükte güller yapın.
- Sıkma torbasına yaprak sıkma ucunu takın.
- Kalan beyaz krem şantiye, çay kaşığının ucuyla yeşil renk ilave ederek karıştırın krema torbasına doldurun ve yapraklarınızı sıkın.
***Envâi çeşit kremalı, karamelli, jöleli, havuçlu, ıspanaklı, krokanlı pasta ve süslemelerimiz için buraya bakabilirsiniz.
Jibek
BEN BU PASTA KREMASINI TEK GEÇİYORUM..ÖYLE GÜZEL Kİ TADI..MUHTEŞEMMM..ELLERINIZE SAĞLIK..
Bu arada yumurtalarım bayat değil tavukarımızın altından çıkardımda yaptım :d
İnşallah :)) bu arada resmini çekmeden fırına verdim içine un koydum katılaşsın diye belki yeni bi lezzet olur 🙂 gözden çıkardım bikere hadi hayırlısı
Ya hani yumurta beyazıyla şekeri veyahutta bir çimdik tuzu köpük köpük olana kadar çırpın mikserin ucundan düşmüyorsa işlem tamamdır bazıları ise kaseyi ters çevirin dökülmüyorsa da işlem tamamdır.Okadar çırpmama rağmen bu şekil almıyor :S tamam köpük oluyor ama kıvamı akışkan oluyor.Beze için yumurta akı şeker birkaç limon damlası bir çimdik tuzu ocağın üstünde dediğin gibi kısık ateşte çırptım sonra ocaktan aldım bi 30 dk daha çırptım olmuyor olmuyor:( tmm ben resmi PC ‘ye atayım sana yollarım ilgin için tekrar tekrar teşekkürler başını ağrıttım.Vallahi bugün eşimede söyledim bu işi bıraktım artık beceremiyorum diye:( halbuki bu işi öğrenmeyi çok da istiyorum neyse artık olmadı dediğin gibi kek için kullanırım onu teşekkür ederim…
Ooo Zeynep, 30 dakika çırpıyorsun ve hala olmuyorsa iki ihtimal var. Ya yumurtan bayat, ya da mikserinin motoru çok zayıf. Birde limon damlatmadan dene. ben limon kullanmamıştım.Bir gün olacağına ben inanıyorum 🙂
Cahide abla ;
Selamun Aleyküm…
Öncelikle tarifin muhteşem.Yalnız benim yardımına ihtiyacım var.Senden başka hiçbir blog arkadaşta senin gibi ilgilenip yorum bile yapmıyorlar.O yüzden vermiş olduğun alakadan dolayı teşekkür ederiz.Hani bu yumurtayı şekerle köpük haline gelene kadar karıştırın diyorsunuz ya.Ben bu işlemi kesinlikle beceremiyorum 🙁 Bi tekniğimi var acaba? Mixerle karıştırmaktan artık mixerin motoru patlayacak diye korkuyorum.Hatta bi mini robotta karıştırıyorum bi mixerde yinede sonuca ulaşamıyorum.Dün beze yapayım dedim yine yumurta ile şeker karşıma çıktı.Belki bu sefer tutar diye denedim yine hüsrana uğradım geceden buyana buzdolabında bekliyor öyle belki bi tekniğini öğrenirde yapabilirim diye.Yazık vallahi şekerlerime yazık atmaya kıyamıyorum:( Nedir bu işin sırrı gözünüzü seveyim yardımcı olun lütfen.
Aleykumselam Zeynepcim, Öncelikle söyliyeyim nişan pastası canım ortağı Jibekciğime ait. Sen köpük köpük olmaktan ne anlıyorsun onu merak ettim canım 🙂 bayat olmayan yumurta şekerle beraber aynı yöne doğru çırpıldığında 2-3 dakika sonra rengi açık sarıya döner, ve kabarır. Biz buna beyazlama ve köpük köpük olma diyoruz. Yoksa başka bir tekniği yok bunun. özellikle pandispanyada daha çok çırpılması gerekir. Beze daha özel bir tariftir. Ben ocak üzerinde, çok kısık ateşte, sadece yumurta akı ve şekeri çırparak pişiriyorum. O sadece yumurta akı olduğu için bembeyaz bir hal alır. Mümkünse senin olmuyor dediğin halin resmini çekip bana yolla bakalım, nasıl birşeymiş.Mail adresim: anneyim23@gmail.com
Hiç ümitsizliğe düşme canım. Bende zamanında çok şekerler, yumurtalar telef ettim ama almak için bazen epeyce vermek gerekiyor.
O olmadı dediğin şeker ve yumurtaylada bir kek yapabilirsin mesela. Kolay gelsin kardeşim…
merhabalar,
TR’de artik helal sertifaki verilmeye basladi. bir cok firma sertifakasini aldi bile. gimdes’in sayfasina girerek bu firmalari gorebilirsiniz. ayrica pasta yaparken kullanilan kram santi, damla cikolata vs. gibi seyleri http://www.afiagida.com/ adresinden temin edebilirsiniz.
sayfadaki neden afia bolumunu ziyaret ederseniz, neden bu urunu tercih ettigimi goreceksiniz.
herkese hayirli gunlar
Derya kardesim bilgilendirmelerin icin Allah razi olsun. Afia gidayi yakinen taniyoruz:) sevgiler.
harikaaa tabi maharetli ellerindn cikan gul ve yaprak seklini biz yapabilirmiyiz bilemem:p
Aytushcum Allah razi olsun canim, Nisa ve Musab’i isin icine katmassan gulleri yapacagindan suphem yok pisik molkum 😛
sa.helal konusundaki hassasiyetinizi bizimle paylaştığınız için öncelikle teşekkür etmek istiyorum.istanbuldan yazıyorum.2 sene önce hüseyin büyüközer beyin konferansında,kremşantinin kullanılmasının sakıncalı olduğunu dinlemiştin.çünkü içinde jelatin var ve türkiyede jelatin fabrikası yok.yurt dışından temin ediliyor.hangi ülkelerden olduğu da açıkça belirtilmiyor.ben bunu dinledikten sonra bir daha kremşanti kullanmadım.2 hafta kadar önce gimdese mesaj yolladım.bu konuda helal sertefika alan marka varmı diye.maalesef kremşanti vb. gıdalarla ilgili,helal sertefika verdikleri bir firma olmadığını söylediler.2 senedir krem şanti kullanmıyorum.pastalarımı sadece evde yapımı krema ve meyveyle süslüyorum.tabiki süslemeler kısıtlı oluyor.eğer bu konuda bir bilginiz varsa lütfen paylaşın.helal olduğuna kesin güvendiğiniz bir krem şanti markası varsa lütfen söyleyin.
biz Türkiyede helal- haram konusunda daha çok zorluk çekiyoruz.dışardan hazır yiyecekler yemiyoruz.herşeyi evde hazırlamaya çalışıyorum.ibadetlerimizin ve dualarımızın kabulü,boğazımızdan geçecek olan helal lokmaya bağlı.ALLAH(cc) cümlemizin yardımcısı olsun.amiin.selam ve dua ile……..
ve aleykum selam Mihrimah kardesim,bilgilendirmeleriniz icin tesekkur ederim.
Ben krem santi konusundaki supheleri yillar onceden duydugum icin hayatimda kullanmamistim ve arkadaslarimin krem santi ile yaptigi dondurma, pasta vs.leride geri cevirdigim icin cok kirilmislardi. Simdi burada yani Amerika’da Turk markasi Basak’in helal damgali krem santisini gorunce ilk kez krem santi kullanmis oldum.
Basak’in Tr’deki krem santisiyle Avrupa ve Amerika’daki helal damgali krem santinin icerikleri birebir ayni ise (ki bundan emin olmak icin, firmayi arayarak veya email atarak ogrenebilirsiniz) Tr’de helal damgasi olmaksizin yiyebilirsiniz diye bir tahmin yurutuyorum (fetva anlaminda demiyorum tabi, en dogrusunu Allah bilir).
Huseyin Buyukozer beyefendiyi ve gidaraporu.com sitesini begeni ve guvenle takip ediyorum, Allah onlardan razi olsun.
Keske mumkun olsaydida size ve herkese disaridan almayi gerektirmiyecek bir kremsanti tarifi verebilseydim:( Rabbim her yedigimizi helalinden nasip etsin, her yedigimizide ibadete kuvvet niyeti versin.
Rahman’a emanet olun.
Jibek hanımcım,
Ellerinize sağlık,ne ince düşünmüşsünüz,pastanız çok leziz görünüyor ayrıca:)
Haram işleme korkusu olan her müslüman gibi bizler de şüpheli olan şeylerden kaçınmaya çalışıyoruz sizin gibi,inşallah bu gayretlerimizde ölçüyü kaçırıp,vesveseye de düşmemeye çalışıyoruz.Malumunuz,bizde bilgisi olsun olmasın herkesin hakkında en kolay ahkam keseceği şey islami konular oluyor ve cehlimizden de her duyduğumuza inanıyoruz.İslami fıkıh kaynaklarını incelediğimde kısaca şu bilgilere rastladım:
Hadis-i şerifte (Yiyip içtikleriniz helal, temiz olsun! Çocuklarınız, bunlardan hasıl olur) buyuruldu.
Necis olduğu kesin bilinmeden sakınmak, vesvese, kuruntu ve zararlı olur. (K. Saadet)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
Kâfirlerin yiyecek ve içeceklerinden sakınmak, ihtiyat değildir; bu halden kurtulmak ihtiyattır. (3/22)
Peygamber efendimizin de kafirlerin ikram ettiği pek çok şeyi araştırmadan yiyip içtiğini okuyoruz.
Sonuç olarak,içeriğinde dinimizce haram sayılan maddeler(alkol,domuz-yan ürünleri..vs.)gibi bir katkı maddesi yoksa,helal olduğuna itimat etmeli.Çünkü temel fıkıh kuralı,(Bir şeyin helal olması için delil aranmaz, haram olması için delil aranır) der. Necis olan bir şeye dair bir delil bulunmazsa, temiz kabul edilir.
Margarinler,asitli içecekler,koruyucu-katkı maddeleri ihtiva eden ürünleri sağlığımız açısından tercih etmemekle birlikte,helale haram demenin de imanı tehlikeye düşürdüğü aşikardır.
Margarinler,”E”listesi,ve Helal ürün sertifikası hakkında özetle aşağıdaki bilgilere rastladım:(Kaynak:http://www.dinimizislam.com/detay.asp?id=18)
Margarinlerde domuzdan üretilen katkı maddeleri kullanıldığına dair çıkarılmaya çalışılan asılsız söylentiler ve “E listesi” ile ilgili iddialar üzücü bir haksızlıktır. Gıda katkı maddelerinin belirtilmesinde Sağlık Bakanlığı’nca hazırlanan Gıda Katkı Maddeleri Yönetmeliği, Avrupa Topluluğu kodunu benimsemiş ve kanunen ambalajlara yazılma zorunluluğu getirmiştir. Bu sistem çerçevesinde “E” ve ilgili gıda katkı maddesinin kod numarasının ambalaj üzerine konması zaruridir. Türkiye’de domuz kaynaklı katkı maddeleri ile domuz yağı içeren mamul gıdalara üretim izni verilmemiş olup, bahsi geçen E listeli katkı maddelerinin domuz kökenli olması kanunî açıdan da kesinlikle mümkün değildir. Margarinlerde domuz yağı veya domuzdan elde edilmiş herhangi bir katkı maddesi yoktur, hiçbir zaman da olmamıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı da konuyu inceleyerek, bu tür dedikoduları yaymaktan sakınmak gerektiğini ve bu yağları yemenin dinen bir mahzuru olmadığını açıklamıştır.
Gimdes, dünya helal konseyinin (WHC) üyesidir. Konsey, temsil ettikleri ülke ve toplulukların ihtiyaçlarını, onların tercih ve isteklerine göre karşılıyor. Dünyada Müslümanlar genelde bu dört mezhebe mensuptur. Gıda cinsine göre standartları, dört mezhebe göre tespit edip, denetlemeleri buna göre yaparak, uygulama ve üretimde de standart tesis ediyorlar.Gimdes helal damgalı gıdalar, dünyada helal gıda marketlerinde güvenle tercih ediliyor.
Sağlığımız ve inancımız açısından, fiyatları biraz pahalı olsa bile, helal olduğu konusunda, dünya çapında akreditesi olan sivil toplum kuruluşlarının denetimine açık ürünleri tercih etmek evla olandır.
Allahü teala,hepimizi haram lokmadan muhafaza eylesin efendim,sevgiler:)
jibekciğim harikasın… ellerine sağlık. bak bak bak nasıl da güzel güller yaparmış arkadaşım… maşaallah maşaallah… yeme şansına erenlere de afiyet bal şeker olsun… Allah tamamına erdirsin inşaallah… öpüyorum seni güzel yanaklarından… Rahman’a emanet ol…
ayrıca ben de sorunun cevabını merakla takip edenlerden olacağım 🙂 baki muhabbetle..
pastalarınız çok hüzel hepsine bayılıyorum ama bende eşimin dogum günü için ypmak istirum ama yapamıyorum daha önce yatıgım pstalarda başarılı olamadım çünkü yine öyle olur diye yapmak istemiyorum 2 hafta kldı dogum gününe ama hiç yapcagmı zannetmiyorum:
çk üzgünüm
görünüşü yeter zaten tadını anlatmaya harika görünüyor eline sağlık.
pasta harika gorunuyor canim ellerine saglik.hangi ulkdesin bilmiyorum ama helal damgali urunler neler oldugunu bizlerle paylasirsan bizlerde nfikir sahibi olmus oluruz .selamlar.
Tesekkur ederim Karamelmutfak kardes 🙂
Ben Amerika’da yasiyorum, burada bircok musluman ve ozellikle Arap bulundugu icin Helal urun yelpazesi cok genis Turk markalarindan Ulker ve Basak ilk aklima gelenler, Malezya ve diger ulkelerin markalarindan da birkacini misal vermem gerekirse; hazir baklava yufkasi, jelatinli urunler, marshmallow sekerleme, cikolata, krem santi, unlu mamuller, konserve ve dondurulmus gidalar, kozmetik urunleri vs. bu helal gida konusunda TR’ye gore daha cok avantaja sahibiz elhamdulillah, darisi TR’nin basina insaAllah.
Muhabbetle Allah’a emanet olun.
Cahide Hanım, tarif için size teşekkür ederim. Sizden Safer Ayı ile ilgili kısa bir bilgi yazısı geçmenizi rica ederim. İyi günler dilerim
Sağolun Zerrin hanım.yalnız bu nefis pastayı canım ortağım Jibek yaptı.
Ayrıca safer ayıyla ilgili bilgileri şurada paylaşmıştık.
http://cahidejibek.wordpress.com/2011/01/09/safer-ayi-dert-ayi-mi/
http://cahidejibek.wordpress.com/2010/02/09/safer-ayiyla-ilgili-dogru-bilinen-yanlislarmehmet-talu/
Muhabbetle kalın…
Bismillah
AHH, sevgili Jibek, bu pasta beni hem duygulandırdı, hem istemeyerekte olsa hüzünlendirdi, vakti zamanında, yazılarından etkilendigim ( MEHMED ŞEVKET EYGİ )beyden esinlenerek , büyük oğlumu evlendirirken, kütahya çinileri gibi , nostanjik ne gördümse yani ( kız evinin alması gereken ) herbirşeyi
ben almıştımki, degerli yazarın dedigi gibi olsun. Bu güne dek. Yaşadıklarım hüznü degil nakletmek, aklımdan geçtigi zaman, bitap düşüyorum. Rabbim evlerimize, gözümün aydınlığı, gönlümüzün sevinci olacak, ferdler nasip etsinde. Kız pastayıda helal yoldan ben yapacam desen, emin olun karşı tarafın en akıllısına bile ne anlatabilirsin, ne yarana bilirsin. Önce ahlak ve Maneviyat olsunda , bundan böyle sevinelim İNŞAALLAH.
Ellerin dert görmesin, seninde emegin Zalim, ahmak, cimri, yaramaz, fasık, elinde heder olmasın. Amin.
Hür Sanayici ve İşadamları Derneği (HÜRSİAD) ve Afyonkarahisar Ticaret Borsası (ATB) tarafından ortaklaşa düzenlenen “Dünya’da ve Türkiye’de Helal Gıda ve Sertifikalanma” konulu toplantı Afyonkarahisar Ticaret Borsası Toplantı Salonu’nda yapıldı
Toplantıya Tarım İl Müdürü Zekeriyya Erdurmuş, Afyonkarahisar Ticaret Borsası, Gıda ve İhtiyaç Maddeleri ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Başkanı Dr. Mühendis Hüseyin Kâmi Büyüköz, Hür Sanayici ve İşadamları Dernek Başkanı Ramazan Özçelik ve çok sayıda gıda üretim sektöründen iş adamları katıldı. Toplantıda ilk konuşmayı HÜRSİAD Başkanı Ramazan Özçelik yaptı.
“Denetim yapılmıyor”
Tüketime sunulan gıdaların inançlara uygun olup olmadığını devlet tarafından denetiminin yapılmadığını kaydeden Özçelik, “Bakın biz müslüman bir ülkeyiz bu güne kadar yediğimiz gıdalarla ilgili inançlarımıza uygun mu değilmi diye böyle bir denetleme kurulu devlet bünyesinde yapılmamış. Bence bu çok büyük bir ayıp. Çünkü yahidi toplumu ben kendimi bildim bileli Kosher gıdalı ürünler tüketiyor. Dünyanın neresine giderseniz gidin, bir yahudi alışveriş yapacağı zaman Kosher damgasını arıyor. Bizim böyle bir imkanımız olmamış kendi ülkemiz adına. GİMDES’e böyle bir boşluğu doldurları için kendilerine çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
İnsanın bir takım ihtiyaçlarının bulunduğunu belirten Özçelik, manevi ihtiyaçlarına dikkat çekti.
Özçelik; “Malum insan et ve kemikten yapılmış bir varlık değil. İnsanın birde ruhi yönü var. İnsanın birde manevi ihtiyaç var. Yediğimiz gıdaların acaba rabbimizin çizdiği çerçevede mi üretiliyor ve tüketiliyor. Bunu da sağlama ve bunuda bilmek bir ihtiyaç. Bugüne kadar bu giderilmemiş. Bunu kendi imkanlarımızla yapmaya çalışmışız. Hatta enterasan, birazda tırejikomik biz yurt dışına gittiğimiz zaman Kosher damgası arıyoruz. Çünkü bizim de helal damgamız yok. Yahudilerin ürettiği ürünler bizim de inancımıza uygun geldiği için Kosher damgası arayoruz. Böyle bir boşluk doldurulmuş. İnşallah bu yaygınlaşır, bizde içimize sine sine bu gıda maddesini tüketebiliriz” diye konuştu.
“Helal gıda tüm müslümanları kapsıyor”
Sinevizyon gösterisinin ardından konuşan GİMDES Başkanı Dr. Mühendis Hüseyin Kâmi Büyüköz helal yaşam sistemi, helal lokma, modernite helal gıda, dünyada helal gıda arayışları, Türkiye’de helal gıda arayışları, helal sertifikalı ürünlerin ekonomik potansiyeli, Türkiye’de helal sertifika ve helal sertifikalanmanın önündeki çakıl taşları hakkında kısa bilgiler verdi. Büyüköz; “Konumuz olan helal gıda şüphesiz 2 konu halinde düşünülür. Bir kere müslüman toplumun inançlarını ilgilendirdiği için dini bir mesele olarak karşımıza çıkıyor. 2 okenomik potansiyali önümüze çıkıyor” dedi. Büyüköz, konuşmasının devamında helal gıdanın tüm müslümanları kapsadığını belirtti. Büyüköz şöyle devam etti: “Dünya’da iki milyar nüfusunu oluşturan bir kitleyi tabiri caizse üçte birini ilgilendiren bir konuyu gündeme getirmiş oluyoruz. Peki bu toplum inançlarına uygun işini halledememiş mi ki biz bu konuyu dile getiriyoruz. 100 yıl öncesine baktığımız zaman böyle bir problemimiz yoktu. İslam ümmeti olarak. Ama bu son yüz yıl olarak önemli olaylar yaşadık. Helal yaşam esasında sadece müslümanların yaşantısı değil. Tüm insanlığın konusu, neden dünya ya insanı imtihan için gönderen Allah, bu dünya hayatı içinde model olarak helal yaşam modelini ortaya koymuştur” dedi.
“Avrupa da yoğurt yoktu”
Büyüköz, yoğurtu örnek göstererek helal olan ve olmayan arasında küçük farklılıkları aktardı. Büyüköz; “Bundan ortalama 30-40 yıl kadar önce gelişmiş ülkeler yoğurt bilmezlerdi. Ben 62’lerde gittiğimde Avrupa da yoğurt yoktu. Daha sonra müslümanlar çalışmaya gittiklerinde yoğur gündeme geldi ve Avrupa’lılar yoğurtu o şekilde keşfettiler. Keşfettilerde ne oldu, onu aldılar bu sefer kendilerine benzettiler. Sanayi evrimi içersine soktular ve malesef bu yoğurt bir takım maddeler karıştırarak, bir takım teknolojiler ekleyerek mundar hale getirdiler. Bu durumda farlı bir sistem önümüze geldi. Jelatin denen bir madde konulmaya başlandı. Yoğurdun bu maddeye ihtiyacı yoktu. Ama ekonomi ve para hırsı aynı yoğurttan daha çok nasıl para kazanırım hırsı onlara bu jelatini yaptırdı. Peki bu jeletin nedir, hayvan kökenli bir madde. Bunu zaten biz evlerimizde et, tavuk gibi gıdaları haşlarken bu jelatini zaten biz elde ediyoruz. Helal yolla olduğu için bunula bir sıkıntımız yok. Ama düşünün şimdi mezbaahanelerden domuz, sığır keçi, koyun gibi kesilen hayvanların kemik, deri ve diğer artıklarını toplayan bir sistem olarak düşünün. Toplanan bu maddeler jelatin fabrikasına getiriliyor ve aynen bizim evlerimizde yaptığımız gibi haşlama ve sıcaklık sistemi ile bir kaç hafta bekleterek protein maddesi suya intikal ettiriliyor. Suda biriken bu proteinler bir takım işlemlerden geçerek toz olarak elde ediliyor. Yoğur firması bunu alıyor ve jelatin kullanıyor. Neden kullanıyor, jelatin ve yoğurt birleştiği zaman bir ton sütü yoğurt yaptığınızı düşünün 600 kilogram katı madde elde ediliyor. 400 kilogramı su, bu suyu gıda ile satışa sunmak için problemlerin ortadan kalkması gerekiyor. 1 ton sütten 600 kilogram yoğurt kar marjını düşürecek acaba ben bu suyu yoğurtun içinde tutabilir miyim mantığı aranır. Batılı bu şeytanlığı yapmış eğer bu jelatini koyarsam bu suyu kamufile eder ve içerisinde kalır. Böylece ben bu suyu yoğurt fiyatına satmış olurum. Bu jelatin yılda 4 bin ton ülkemize dışardan geliyor” diye konuştu. (Kocatepe)
Helal logolu bir ürünü Türkiye’de üretip,Türkiyemarketlerinde satışını yapmanın cezası olduğunu ileri süren GİMDES Başkanı Büyüközer, bu yöndeki değişikliğin haksız rekabete yol açağı yönündeki eleştirilere katılmıyor. Helal sertifikasını verecek kurumlar olarak adı geçenDiyanetve Türk Standartları Enstitüsü’nün kamu niteliği dolayısıyla bu işe girmelerinin de doğru olmayacağını öne sürüyor
selamun aleykum ablacım yazını okuduktan sonra bı araştırma yaptım pek ıstedıgım şeyler bulamadım ama turkıye dekıler sızler gıbı şanslı degıl galıba çunku helal yazısı yok tavuklar bır ayda şışırılıp buyutulup satışa sunululuyor kı bazı ılerde domuz uretım fabrıkaları ve bu fabrıkalardakı etlerden kıyma sucuk yapımı ve bızlere sunumu BI KAÇ YAZI BULDUM SORUNUN CEVABI OLAYABILIR AMA BILMEYENLKER OKUSUNLAR
Ülkemizde de Helâl Sertifikalanmış Ürünlere İhtiyacımız Yok mu?
Gerçekten mükemmel bir soru. Her ülke insanı, tükettiği ihtiyaç maddelerinin muhtevalarını bilmesi bir tüketici olarak en tabii hakkıdır.
Gerek Sağlık Bakanlığı, gerek Tarım Bakanlığı ve gerekse Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tüketicileri koruma babaında birçok mevzuatlar getirmişlerdir. Ancak bu mevzuatların içerisinde müslüman tüketiciyi koruyacak bir düzenleme mevcut değildir. Bugün, Amerika, Kanada, İngiltere, Malezya, Endonezya gibi pekçok ülkede müslümanlar için sertifikalanarak güvenli hale getirilmiş ürünler marketlerde satılmaktadır. Tıpkı, çok önceden bir avuç Yahudi toplumu için “Kosher” damga ile sertifikalanmış ürünler gibi.
Bugün kesinlikle haykırıyoruz ve iddia ediyoruz ki ülkemizde gıda, ilaç ve kozmetik sektörü tam bir kaos içindedir. Muhtevaları itibari ile hem sağlığa, hem de müslümanların dini emirlerine ters tatbikatlar sürdürülmektedir.Para hırsı, bilgisizlik, dini inanç kaygısızlığı ve kontrolsüzlük bu acı tabloyu ortaya koymaktadır. Devlet düzeni laik tamam anladık. Bugün Yahudi cemaati hahamlarının kontrolünde kesilen etleri ve onlardan yapılmış gıda ürünlerini yiyebiliyor. Müslümanların hiçbir kontrol mekanizmaları yok. Diyanet İşleri Başkanlığına böyle bir yetki alanı, görev verilmemiş. Kala kala muteber bir Sivil Toplum kuruluşu bu görevi yüklenmelidir. Böyle bir sivil toplum kuruluşu ortaya çıkarsa bizler desteklemeye hazırız. Çıkmıyorsa, biz seve seve talibiz. Müslümanın kursağına helâl lokma girmelidir. İthal belgelerini bir inceleyiniz. Çok önemli katkı maddelerinin, mezbahanelerinde domuzdan başka köpekleri, kedilerin kesildiğ Çinden, ineğe tapan Hindistandan, Brezilyadan ve daha ne garip ülkelerden katkı maddeleri ithal edilmekte. Dahası ülkemizde 100’e yakın domuz çiftliklerinden yılda 1 milyon başa yakın mezbahanelerde domuzun kesilip, imalathanelere, hastahanelere, ilaç fabrikalarına dağıtılmaktadır.
Bu acı gerçeğin önlenmesi için bir kişinin, iki kişinin haykırması yetmiyor. Toplum olarak uyanmamız, bilgilenmemiz ve hakkımızı arama medeni cesaretine ulaşmamız gerekiyor. Aksi halde bu zilleti yaşamaya devam etmek zorunda kalacağız.
En iyisini Allah (c.c.) bilir.
Peynir altı suyu Helâl midir?
Bazı ürünlerin etiketlerinde “Peynir altı suyu” katkı maddesi olarak belirtiliyor. Bu katkı maddesi helâl midir? Diye soran kardeşlerimiz.
Peynir altı suyu, sütün kesilmesi yada peynirleşmesi sonunda arta kalan sulu kısmıdır. Sütün peynir haline gelmesi için kesilmesinde enzim ve maya kullanılmaktadır. Bu enzim ve mayalar, yenmesi haram kılınmış hayvanlardan elde edilmiş ise bu yolla elde edilmiş peynirlerin yenmesi haram olduğu gibi, artık olarak elde edilen “Peynir altı suyu” da tabii olarak haram olacaktır. Etiketlerinde bir açıklama olmayan gıda maddeleri de maalesef en azından şüpheli olmak durumundan kurtulamıyacaktır.
En iyisini Allah (c.c.) bilir
Renklendirilmiş kiraz ve vişneler Helâl mi?
Pastacılıkta kullanılan konserve kiraz ve vişneler yapay olarak boyanır ve boyama katkı maddesi de E120 Karmin (carmine) dir. Karmin bitlerden elde edilir ki Haramdır. Bu maksatla kullanılan bir başka renklendiricide ise çözücü olarak domuz yağından yapılmış gliserin de kullanılabilmektedir. Bu rizikolar karışısında helâl diyemeyiz.
Pasta ve bazı tatlılarda kullanılan jel nedir ve helâl midir?
Jel şeker, jelatin (gelatin) ve sitrik asit gibi bazı asitlerin karışımından oluşur. Dünya jelatin üretimini elinde tutan firmaların verdiği bilgiye göre %70 domuz deri ve kemiklerden, %30 luk kısmı da sığır vs. gibi hayvanların deri ve kemiklerinden oluşan bu madde, herhali ile haram olduğuna göre jel için de aynı hüküm geçerlidir. Son zamanlarda gençlerimize ve hanımlarımıza musallat olan saçlara sürülen jel de aynı durumdadır. Böyle bir başla ne abdestli olunabilir ne de namaz kılınabilir.
Bizler Amerikada yasayan Turkler olarak bir çelişkideyiz. Nasil mi? Biz buradaki deniz hayvanlarından hangilerinin helal olup olmadığını bilmiyoruz.Bir kactane Arap arkadaşa bu konuyu danıştık ve bir sonuç alamadık, çünkü Araplar karides,istakoz ve midye yiyorlar,bu hayvanlar dinimizce helal yada haram olduğunu bize hadisi şeriflerle bildirebilirmisiniz? Eğer soruma cevap verirseniz çok sevinirim.Allah’ın selamı üzerinizden eksik olmasın.
“Kur’ân-ı Kerîm’de: “Deniz avı yapmak ve onu yemek, kendinize de müsâfire de fâideli olmak üzere, sizin için helâl kılındı. İhramda bulunduğunuz müddetçe ise, kara avı haram edildi. Huzuruna varıp toplanacağınız Allah’dan korkunuz”(5/96) hükmü beyan buyurulmuştur. İmam-ı Malik (rha) ve ilim ehlinden bir cemaat; denizde yaşayan hayvanların hepsinin mutlak olarak yenilmesinin helâl olduğu kanaatindedirler. Bazıları ise; su domuzu ve su köpeğini istisna ederek, diğerlerinin helâl olduğunu zikretmişlerdir. İmam-ı Şafii (rha): “Deniz avının tamamı mutlak olarak helâldir. Yeme ve satma hususunda tahsis sözkonusu değildir. Çünkü Allahû Teâla (cc): “Sizin için denizin avı helâl kılındı” buyurmuştur. Herhangi birisini ayırmamıştır. Ayrıca Resûl-i Ekrem (sav)’in denizle ilgili olarak: “Onun suyu temizleyicidir ve ölü hayvanı da helâldir” buyurmuştur. Esasen deniz hayvanlarında kan mevcut değildir. Haram kılınmış olan ise ancak kandır. Dolayısıyla hepsi tıpkı balık gibidir” hükmünü zikreder. Sonuç olarak Amelde Şafii mezhebini taklid eden mü’minler için; denizde yaşayan hayvanların tamamı helâldir. Hanefi fûkahası: Kur’ân-ı Kerîm’deki; “Allah kendilerine iyiliği emrediyor, onları kötülükten nehyediyor, onlara temiz şeyleri helâl, murdar (pis) şeyleri de haram kılıyor” Âyet-i Kerîme’sini esas alarak; balık dışındaki deniz hayvanlarının yenilemeyeceğini beyan etmiştir. Ayrıca Resûlullah (sav) kurbağadan yapılan bir ilâcın kullanılmasını yasaklamıştır. Yengeç’in satılmasına da müsaade etmediği bilinmektedir. Denizle ilgili olarak: “Onun suyu temizleyicidir ve ölü hayvanı da helâldir” hadisindeki ölü hayvandan kasıd, balıktır. Nitekim Resûl-i Ekrem (sav)’in: “Size iki ölü ve iki kan helâl kılındı. İki ölü; balık ve çekirge ölüsüdür. İki kana gelince: Bunlar ciğer ve dalaktır” buyurduğu bilinmektedir. Ölü hayvandan istisna edilen; sâdece bu ikisidir. O halde denizden çıkarılan diğer ölü hayvanların yenmesi câiz olmaz. Esasen balığın su üzerinde ölü olarak bulunanları da yenilemez. Çünkü Hz. Cabir (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav): “Denizin dışarı attığı veya çekilip karada bıraktığı balığı yeyiniz. Ancak suyun içinde ölüp, üzerine çıkanı yemeyiniz” buyurmuştur. “Denizin ölü hayvanının helâl olmasıyla” ilgili haber de; denizin dışarı attığı veya suyunu çekerek karada bıraktığı balıktır. Suyun içinde ölüp, su yüzüne çıkan balık; hastalık veya bir âfet sonucu ölmüştür. Bu sebeble Hz. Cabir (ra)’in rivayet ettiği haberle bu tahsis olunur.” Sonuç olarak; balık dışındaki deniz hayvanlarının helâl olmadığını esas almıştır. Deniz avından maksad; sâdece balığın her çeşididir.”
En doğrusunu Allah (c.c.) bilir.
Arzu kardesim ilgin ve emegin icin tesekkur ederim, zannedersem bilgiler, gidaraporu.com’daki duyarli kardeslerimiz abilerimizin sundugu bilgiler degil mi? Bilgi edinmek isteyenlerin bu adrese basvurabilmeleri icin soruyorum. sevgiler.