Toplumca hiç olmadığımız kadar meşgulüz.Hatta aile boyu meşgulüz(!)
Bu meşguliyetlik boyumuzu aşan işlerden değil,edep sınırlarını zorlayan dizilerden dolayı.
Ailecek haya perdeleri yırtıldı.Zamane gençliğinin deyimiyle “free takılıyoruz(!)”
Yaprak dökümü’ydü,aşkı memnu’ydu derken bu dizi iğrençlikleri öyle bir hâl almış ki,”Fatmagülün suçu ne” adlı diziye gelip dayanmış.
Bizim evde bu tür diziler seyredilmediği için haberimizde olmaz çok şükür.Fakat bugün çocuklar arkadaşlarından kanal D nin sitesinin bu diziden dolayı hacklendiğini öğrendiklerini söyleyince,merak ettim ve biraz araştırdım.
Sadece fikir edinmek için kısa bir bölümünü seyrettiğim diziye,10 dakikadan fazla tahammül edemedim.Zaten belki 2 yıl boyunca sürecek bir dizinin gidişatını baştaki 10 dakikasından tahmin etmek hiçde zor olmadı.Diziyle ilgili yapılan yorumlar da aşağı yukarı herşeyi anlatıyordu.
Masum süsü verilmeye çalışılmış,alımlı ve cüretkâr(!) bir kız.Her ahlaksızlığı yapabildiği bir erkek arkadaş, bütün ahlaksızlıkları normal gören bir aile ve çevre.İnsanların duygularını sömüren, ve bu sömürüyle beraber sunulmuş,sınırsız bir ahlaksızlık.Dizinin devamı,sonra ne olduğu beni hiç ilgilendirmiyor.
Ben bu ahlaksızlığı bize dayatanlardan çok,bunları seyrederek,sorgulamadan tüm bu edepsiz hal ve tavırları hayatına adapte eden insanlarımıza takmış durumdayım.
Önceleri altı üstü senaryo diye baktığınız dizi ve filmler,bir de bakıyorsunuz ki sizde hayat bulmuş.Çoluk çocuk beraberce izlediğiniz,önemsemediğiniz,hatta “bak şu ahlaksızlığa” dediğiniz haller zamanla beyninizde normalleşiyor ve artık yadırgamaz oluyorsunuz.
Sonra toplumda bir dolu Fatmagül çıkıyor.Özgür(!) takılan,özgür(!) giyinen.Edepli olmayı,bir utanç sebebi sayan Fatmagüller.Geniş kıyafetlere “anne kıyafeti” ismini takan,her başı örtülüye teyze gözüyle bakan,sadece dar giyinmeyi,şuh görünmeyi kendine yakıştıran Fatmagül’ler.
Bunlar sanki hep “bir erkeği nasıl cezbedebilirim” diye düşünür,kalemle çizilmiş gibi bütün hatlarını ortaya çıkaran giysiler giyerler,kırıtarak yürüyüp kırıtarak konuşurlar,erkekler kendilerine laf attı mı acayip mutlu olur havaya girerler.
Aileleri “Benim kızım hayatını yaşıyor.Hangi çağda yaşıyoruz?Gençlik işte böyle bir şey(!)” gibi sözlerle kızlarını sonuna kadar desteklerler.
Fakat bu kızlar nasıl ki fiili tacize uğrar,işte o zaman adı “Fatmagül’ün suçu ne?” olur.
Elbetteki bu saydıklarımın tersini yapanlarda kötü bir muameleye maruz kalabilirler.Fakat bunların sayısı oldukça azdır.
Sokakta dikkat ettiyseniz,dekolteli,vücut hatları belli kadınlara iştahla bakan,bıyık buran erkekler,ciddi,edepli giyinen bir kadına daha saygılı davranırlar.Çünkü kendisini sergileyen kadın,her haliyle ucuz bir malzemedir ve maalesef saygı da görmez.
Hırsızın önüne mücevher koyup “çalma” demek ne kadar saçmaysa, şuh ve albenili giyim ve davranışlar karşısında “bakma” demekte o kadar saçmadır.
“Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için daha nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların yaptıklarından hakkıyla haberdardır.”(Nur suresi 30.Ayet)
Selam olsun tüm ahlaksızlıklara rağmen gözünü yere indirebilen,ırzlarını koruyan adam gibi adamlara…
Şunu da üzülerek belirtmek isterim ki her başını örten edepli olamıyor ve her başını açan da edepsiz olmuyor.Bunun bir çok örneğine toplumda şahit oluyoruz.
Olması gereken elbette Rabbimizin emrettiği gibi bir tarzı benimseyip öylece yaşayabilmek.
“Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. (Yüz ve el gibi) görünen kısımlar müstesna, zînet (yer)lerini göstermesinler. Başörtülerini ta yakalarının üzerine kadar salsınlar. Zinetlerini, kocalarından, yahut babalarından, yahut, kocalarının babalarından yahut oğullarından, yahut üvey oğullarından, yahut erkek kardeşlerinden, yahut erkek kardeşlerinin oğullarından, yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan, yahut sahip oldukları kölelerden, yahut erkekliği kalmamış hizmetçilerden, yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan başkalarına göstermesinler. Gizledikleri zinetler bilinsin diye ayaklarını yere vurmasınlar. Ey mü’minler, hep birlikte tövbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz!”(Nur suresi 31.ayet)
Selam olsun zor bir zamanda zoru başarıp,örtüsüne sımsıkı sarılan,gözlerini haramdan koruyan,her türlü sözlü tacize,alçakça ithamlara rağmen,”Allah bana yeter,O ne güzel vekildir” diyebilen,eli öpülesi kadınlara…
Cahide Sultan
Kısacık:Bu konuda söylenecek daha çok söz var.Sizde düşündüklerinizi paylaşırsanız sevirim…
“Diziler bize neyi dayatır” adlı yazım için buraya
Diğer yazılarım için buraya tıklayın..
Cahide ablacığım Nur süresinin mealini yazarken lütfen parantez içerisindeki açıklamayı yazmayın.parantez içindeki yazılar alimlerin görüşüdür.mealin tam karşılığı değildir.bir kısım alimler ise kadının tepeden tırnağa kapanması gerektiğini açıklar.Elmalılı tefsirine bakabilirsiniz.Arapça öyle bir dildir ki yüzlerce kelimenin tam karşılığını Türkçe’de bulamazsınız.bundan dolayı kendi anladığımız bize yetmez.Alimlerin icma ve tevatürüne göre yani görüş birliğine göre anlarız.Ayetlerdeki emirleri ise sünnet,tabiin,tebe-i tabiin,eimmei erbaaya göre anlarız ve inanırız.